Print Friendly and PDF

Muaviye, Sahabi mi?




Muaviye’nin yaptıklarını görünce sahabi olduğunu savunmak mümkün mü?

Hz. Ali’nin ordusu savaşı kazanmak üzere iken, Şam ordusu, Amr b. el-Âs’ın tavsiyesi üzerine mızrakların ucuna Kur’an sahifelerini takarak, karşı tarafı Kur’an’ın hakemliğine davet etti. Hz. Ali kerremallâhü aleyhi vecheh bunun hile olduğunu derhal sezdi, ordusuna buna aldanmamalarını söyledi. Bu hileyi hazırlayanları çok iyi tanıdığını belirterek onları şöyle değerlendirdi:
“… Muâviye, Amr, İbn Ebi Muayt ve İbn Ebi Serh din ve Kur’an ehli değillerdir. Ben onları sizden iyi tanırım. Onların çocukluklarını bilirim; yetişkin iken onlarla beraberdim. Onlar küçükken çocukların şerlisi, büyüklüklerinde de yetişkinlerin en kötüsü idiler. Mushafların kaldırılması tuzak ve hiledir…”
[Taberî, Târîh, V, 49; İbn A’sem, el-Fütûh, II, 187; Mes’ûdî, Mürcûcü’z-Zeheb, II, 401; İbrahim Sarıçam,  Emevî-Hâşimî İlişkileri, s. 273. ]
**
Hz. Hasan hilafeti Muaviye’ye teslim etmeden kısa bir süre önce ordusuna yapmış olduğu aşağıdaki konuşma da bunu ortaya koymaktadır: “Ey Iraklılar! Sizden gördüğüm üç şey beni yaralamıştır. Babamı öldürmeniz, beni yaralamanız ve malımı zorla gasp etmeniz.”
[ Miskeveyh, Tecâribu’l-Ümem, I, 388.]
**
Kays b. Sa’d, Hz. Peygamber’in şöyle dediğini rivayet etti: “Hile ve hilekarcı cehennemliktir.” Daha sonra Kays’ın, “Bu ümmetin hile yapacak olan kişilerinin ilkiyim.[ Mizzi, Tehzîbü’l-Kemâl, XXIV,44;  Zehebi, Siyeru A’lami’n-Nübela, III, 107-108;  Zehebi, Tarihu’l-İslam, I, 290; İbn Asâkir, Tarihu Dımaşk, XLIX, 423;  İbn Hacer, İsâbe, III, 239.]
Eğer İslam hileyi yasaklamamış olsaydı, Arapların tahammül edemeyeceği hileler yapardım.” dediği rivayet edilir.
[İbn Abdilberr, İstî’âb, III, 290;  Zehebi, Siyeru A’lami’n-Nübela, III, 108;  Safedî, Vefeyât, XXIV, 284.]
 Muaviye’nin çabaları sonucu Kays b. Sa’d, Hz Ali tarafından Mısır valiliğinden uzaklaştırıldığında, Kays’ın, “İslam, şayet hileyi yasaklamasaydı, Şam halkı ile onların efendileri arasında görüş ayrılığı yaratmak için hileye ilk ben başvururdum” dediği bildirilir.
[İbn Asâkir, Tarihu Dımaşk, XLIX, 424. 37 İbn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 16.]
**
Kays b. Sa’d, Sıffin gününde Muaviye’yi şu şiirle çok sert bir şekilde eleştirmişti:
Sen bize düşman olduğunu söylediğinde,  bizler Rabbimizin ne kadar güzel bir vekil olduğunu hesaba kattık,
Zafere, düne ve uzun konuşmalara da hükmeden Rabbimizi hesaba kattık.
O’na şükür, o’nu hesaba katmaktır. Bu da ona olan az (küçük) bir şükürdür.
Ali bizim önderimizdir ve Kur’an’da onun hakkında inen ayetler de o (Hz. Ali) ona (Muaviye) denk değildir. 
Hz. Peygamber, ‘kim benim dostumsa Hz. Ali de onun dostudur.’ demesi buna bir delildir.
Ne olursa olsun Hz. Peygamberin sözü ümmetini bağlamaktadır. 
Ey Hind’in oğlu! Ölümden nereye kaçacaksın, dağların arasında da yolun sonunda da ölüm vardır.  
Bu, Cebraîl’in bize yardım ederken Hz. Peygamberle birlikte etrafını çevirdiğimiz sancaktır. 
Hazreç’in ataları düğüne gider gibi ona (sancağa) havada süzülerek uçtu. 
Onun (Hz.Ali) halifeliği hakkındaki görüş açıktır, orada bundan başka bir yol yoktur.
[İbn A’sem, el-Fütûh, II, 38.]
**
Kays b. Sa’d’ın belagatta maharetini gösteren metinlerden biri, Hz. Hasan, Muaviye ile sulh yaptığı zaman, Kays ona bey’at etmeyi reddedince Muaviye kendisine şu mektubu yazdı. 
“Sen Yahudi babanın Yahudi oğlusun! Şayet senin istemediğin taraf zaferi elde ederse, seni cezalandırıp öldürecektir. Senin baban yayına kiriş takmış ve onu amacının dışında atmıştı. Aynı zamanda zamanın çoğunda da ayrıntıda hata yaptığı için kavmi o gün onu terk ederek halifelikten azletti. Daha sonra senin baban kovulmuş bir şekilde Havran’da öldü.”[ Müberred, el-Kâmil, II, 117; Mes’udi, Mürûzü’z Zeheb, III, 25; İbn Abdirrabbih, Ikdü’l-Ferid, V, 81.]
Kays b. Sa’d’ın Muaviyye ‘ye cevabı: 
“ Ey puta tapan adamın putperest oğlu! İslam’a gönülsüz bir şekilde girdin ve ayrılık yaratarak itaatten çıktın. Senin Müslümanlığın kuvvetli olmayıp, ikiyüzlülüğünü ortaya çıkartarak, Allah seni İslam dininde nasipli kılmadı. Hala Allah ve Resul’u ile savaş halindesin. Sen müşrik grupların başındasın ve aynı zamanda sen Allah’ın, Hz. Peygamber’in ve Müslümanların düşmanısın. Babam hakkında zikrettiklerine gelince, hayatımın üzerine yemin ederim ki babam ve biz, din düşmanlarından yüz çeviren ve İslam dininin yanında yer alan Ensar’ız.”
[Müberred, el-Kâmil,  II, 117;  Mes’udi, Mürûcü’z Zeheb, III, 26; İbn Abdirrabbih, Ikdü’l-Ferid, V, 81.]
**
Kays b. Sa’d, Hz Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellemin şöyle dediğini rivayet etti: “Günahı kim güç olarak kullanırsa, Allah kıyamet gününde onun hilesini zayıf düşürecektir”
[Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 6; İbn Kesîr, Câmi’, X, 433.]
**
 Bize Hasan b. Musa, o İbn Lehya’dan o da İbn Hubeyre’den merkebe binmiş yaşlı birinden ona da Ebu Temim el-Ceyşâni’nin Mısır’da Kays b. Sa’d’ın şöyle dediğini haber verdi. Kays, Hz Peygamber’in şöyle dediğini işittim: “Kim ki bir yalanı bilerek bana isnad ederse cehennemdeki döşeğini ya da evini hazırlamış olur.”
[Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 422;  İbn Kesîr, Câmi’, X, 433; Bu yaşlı zat, Abdullah b. Amr’ın da Kays’tan rivayet edilen hadisin aynısını duyduğunu söylemiştir. İbn Abdilhakem, Fütûhu Mısır, s. 303; Ahmed b. Hanbel, Müned, III, 422; İbn Kesîr, Câmi’, X, 433.]
Kays b. Sa’d, Hazrec’in efendilerinden olan Sa’d b. Ubâde’nin oğludur. Hz. Peygamber Medine’ye hicret ettiğinde Hazrec’den Sa’d b. Ubâde, Evs’ten Sa’d b. Muaz kabilelerinin önde gelen kişileri olmaları hasebiyle Ensâr’ın siyasi kararlarını belirlemede etkin rol almışlardır. 
Kays b. Sa’d, Hz. Peygamber Medine’ye geldiğinde genç bir delikanlı olmasına rağmen, Ensâr’dan yirmi arkadaşıyla birlikte, Hz. Peygamber’in korumalığını üstlenmişti. Bu görevin tehlikeli olmasından, babası Hz. Peygamber’e rica edip oğlunun bu görevden uzaklaştırılmasını istediğinde, Hz. Peygamber Kays’ı bu mevkiinden alarak, onu sadaka toplama işinde görevlendirmişti. Kays b. Sa’d, Hz. Peygamber’in yer aldığı bütün savaşlara katılıp, Mekke’nin fethinde Ensâr’ın sancağını taşıma şerefine nâil olmuştur. Ayrıca Hz. Peygamber’in Yemen’de bulunan Sudalılar üzerine gönderdiği seriyyenin komutanlığını da üstenmişti. Habat seriyyesinde mücahitler açlıkla baş başa kaldıklarında, Kays b. Sa’d mücahitlere sirayet eden bu açlığı gidermek için kesimlik deve aramaya başladı, satın aldığı develeri mücahitler için kestirerek onların açlığını gidermeye çalışmıştır. Ordu Medine’ye döndüğünde, Hz. Peygamber seriyyede Kays’ın yapmış olduğu cömertliği duyduğunda, onun bu güzel hasletini övmüştü.  Hz. Peygamber vefat ettiğinde Ensar, Sa’d, b. Ubâde’yi halife seçtirmek için Benû Saide örtmeliğinde toplandığında, Kays, babası hasta olduğundan onun konuşmalarını yüksek sesle halka duyuruyordu. Ensâr’ın babasının arkasında sağlam bir şekilde durmadığını görünce, o toplantıda halife seçilen Hz. Ebu Bekir’e biat etmiştir. Kays b. Sa’d, Mısır fethinde bulunan önde gelen sahâbilerdendi. Amr b. El Âs’ın Mukavkıs’a gönderdiği elçiler arasında yer almıştı. Mukavkıs’ın İslâm hakkında sorduğu sorulara cevap vererek, onun İslâm hakkındaki düşüncesinin müspet yönde gelişimine etkin rol oynamıştır.  Arap dâhilerinden kabul edilen Kays b. Sa’d, Hz. Ali döneminde siyasi rolüyle İslâm Tarihi’ne damgasını vurmuştur. Mısır’a vali olarak gittiğinde, halkın ikiye bölündüğünü gördü. Kays, Mısır’da sükûneti sağlayabilmek için Hz. Osman’ın şehadetini kalkan yapan Hıribta bölgesini, devlete karşı gelmemek şartıyla, Hz. Ali’ye biat konusunda zorlamamıştır. Muaviye, Mısır’ın Hz. Ali’nin kontrolünde olması ve buranın Kays b. Sa’d gibi komutanlık ve idarecilik sahasında çok kabiliyetli biri tarafından yönetilmesini geleceği açısından tehlikeli görüyordu. Bunun için Muaviye Mısır valisi Kays b. Sa’d’ı siyasi tavizlerle kendi yanına çekebilmeyi, bu olmazsa en azından onu Mısır valiliğinden azlettirip yerine daha güçsüz birinin geçmesini hedefledi. Bu yüzden Muaviye öncelikle Kays’ı kendi tarafına alabilmek için ona Irakeyn (Kûfe-Basra) valiliğini teklif etti. Kays b. Sa’d, Muaviye’nin bu siyasi hilesine mağlup olmayınca, Muaviye, daha sonra güya bizzat Kays’tan gelmiş gibi bir mektup uydurdu ve onun Hz. Osman’ın kanını talep ederek kendisiyle aynı görüşte olduğunu ve kendisiyle birlikte hareket ettiğini söyleyerek bu haberin Şam’da yayılmasına gayret etti. Bu haberler Hz. Ali’nin kulağına gittiğinde Hz. Ali, Kays b. Sa’d’ı Mısır valiliğinden azlederek yerine Muhammed b. Ebi Bekir’i vali olarak atadı. Kays b. Sa’d’ın Mısır’dan azledilmesiyle, Muaviye’nin Hz. Ali tarafının bütünlüğünün bozulması, en azından zayıflatılmasına yönelik ilk teşebbüsleri olumlu netice vermiş oldu. Kays’ın Mısır’dan azledilmesi, Şam tarafının Hz. Ali karşısında elde ettiği önemli bir siyasi başarıdır. Hz. Ali Kays b. Sa’d’ın üzerine vali olarak atadığı Muhammed b. Ebi Bekir’in öldürüldüğünü öğrendiği zaman, Kays’ın ne kadar ihtiyatlı ve akıllı biri olduğunu anlayarak, onu Mısır’dan azlettiğine pişman olmuştu.
 Sıffin savaşında Hz. Ali’nin komutanlarından olan Kays b. Sa’d, Hz. Ali’ye sadâkatını açıkça göstermiş oldu. Sıffin’de Kays b. Sa’d, Muaviye’yi eleştiren şiirler söyleyerek psikolojik yönden Muaviye’yi rahatsız ederek onu yıpratmayı başarmıştı. Aynı zamanda tahkime en fazla karşı çıkanlardan biri olmuştur. Fakat Hz. Ali ordusundaki bölünmüşlük yüzünden tahkimi kabul etmek zorunda kalmıştır.  Hz. Ali’yi Sıffin savaşında yarı yolda bırakan, tahkime zorlayan, daha sonra tahkimi kabul ettiği için dinden çıkmakla suçlayan Hâriciler, hakemler Erzuh’a gittiklerinde Kûfe’den çıkıp Nehrevan’a yerleştiler. Hz. Ali, Hâricilerin yeryüzünde fesat işlere giriştiklerini, kanlar akıttıklarını, yollar kestiklerini, haramları hiçe saydıklarını öğrendiğinde, onların üzerine sefer yapmaya karar verdiğinde, Nehrevan’da Hz. Ali’nin komutanlarından biri yine Kays b. Sa’d idi. Hz. Ali, savaştan önce Kays b. Sa’d’ı Hâricilere göndermişti. Kays; Hâricilere, Müslümanları öldüren kişileri kendilerine teslim ederek, ayrılmış oldukları cemaate tekrar geri dönmeleri konusunda telkinde bulundu.  Kays b. Sa’d, Hz. Ali’nin şehit edilmesiyle oğlu Hz. Hasan’a biat edip, onun en büyük destekçisi olmuştu. Hz. Hasan’ın öncü komutanı Ubeydullah b. Abbas, gizlice Muaviye ile anlaşıp onun tarafına geçtiğinde, onun yerine komutanlığa Kays b. Sa’d geçerek, Şam ordusuna en büyük darbeyi vurmuştur. Hz. Hasan, ordusundaki disiplinsizliği gördüğünde, hilafeti Muaviye’ye devretti. Kays b. Sa’d da Hz. Ali taraftarlarının canlarını ve mallarını güvence altına alarak Muaviye’ye biat etti.  Hz. Peygamber’in sahâbilerinden olan Kays b. Sa’d, Hz. Peygamber’den yirmiye yakın hadis rivâyet etmiştir. Hz. Peygamber’e on yıl hizmet eden Kays b. Sa’d, kişiliğinin gelişiminde Hz. Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellemi kendine rehber edinmiştir.




Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar