Print Friendly and PDF

Sokrates Son Anları


Ekhekrates, Platon’dan o son günü yani Sokrates’in ölümünü anlatmasını ister. Platon duygusal bir tavırla olayı anlatmaya başlar. Sokrates en solda oturmaktadır.
Kriton yanında oturmakta Platon ve Apollodoros da ayakta beklemektedir. Sokrates ölümü umursamazcasına ve tüm kötü yanlarını reddedercesine onlarla konuşmaktadır. Son gününü yaşadığının bilincinde olduğundan gidip yıkanmak ister. Bunun üzerine Kriton üzgün ve çaresiz bir şekilde onu nasıl gömmelerini istediğini sorar. Ancak bu Sokrates’in hiç de umurunda değildir.
Öldükten sonra kendisini artık tutamayacaklarını ve ellerinden uçup gitmiş olacağını söylüyordur. Sokrates yıkanmak için oradan ayrılmadan önce Platon ve Apollodoros’a dönüp Kriton’u bu sona bir türlü inandıramadığını söyler.
Bu diyaloğun sonunu yaşlı Platon Ekhekrates’e anlatarak getirir. Sokrat son kez banyosunu yaparken onu bekleyen Kriton, Platon ve Apollodoros telaşlı ifadelerle onsuz ne yapacaklarını konuşuyor ve bir baba kaybettiklerini düşünüyorlardı.
Yaşlı Platon duygu dolu ifadelerle olayları anlatmaya devam ediyordu. Gözlerinde hüzün vardı, keder vardı. Bu yaşlı adam son kez yıkanmıştı. Sol yanında Kriton sağında ve arkasında kadınlar ve çocuklar vardı. Onlarla beraber kendisinin yüksekte kaldığı bir yere gittiler ve orada onlara son kez öğütler vermek istemişti.
Sokrates o gün kadınlara ve çocuklara bu andan sonra ne yapmalarını ve hayata nasıl bakmaları gerektiğini söylüyordu. Platon pencerenin önüne oturmuş batmakta olan güneşe bakıyordu. Tam karşında olan Apollodoros’a bakarak “Güneş batmak üzere” dedi. Apollodoros’da başını sallayarak onu onayladı. Ardından da karşısında Platon’un sağında duran Onbirlerin adamına baktı. Onbirlerin adamı da üzgündü başını önüne eğdi. Koridorun sonundan iki adamın ayakları göründü. Gelenler Sokrates ve Kriton’du.
Platon yerinden kalkıp onları karşılamak için yanlarına gitti. Platon’un arkasından da Apollodoros ve Onbirlerin adamı. Tekrar yerine oturdu Sokrates. Kriton da sağ yanına Platon en sağda ayakta, Onbirlerin adamı Sokrates’in solunda ayakta duruyordu.
Apollodoros’da Onbirlerin adamının yanında duruyordu. Orada mutlu olan hiç kimse yoktu. Onbirlerin adamı üzgün bir şekilde konuşarak bu görevi yerine getirmesi gerektiğini söylüyordu. Elinde olsaydı bunu yapmazdı ama mecbur bırakılmıştı. Sokrates’e onun ne kadar iyi bir insan olduğunu ve ölümüne kimlerin sebep olduğunu bildiğini söylüyordu. Sokrates, bunları dinlerken bile yüzünde mutsuzluğa dair hiçbir iz yoktu. Olayların böyle olmasını istemezdi tabii ama görüşü gereği kanunlara ne olursa olsun uyması gerektiğine inanıyordu.
Onbirlerin adamı yanlarından ayrılırken yanındaki Kriton’a dönerek onun ne kadar iyi bir adam olduğundan bahsediyordu. Sokrates her şeyin bir an önce yaşanıp bitmesini istiyordu. Zehrin hazırlanmasını istedi. Kriton daha zamanlarının olduğunu söylese de Sokrates ikna olmuyordu.
Cellat siyahlar içinde elinde baldıran zehri dolu bir kaseyle göründü. Sokrates hariç herkes o adama kin dolu gözlerle bakıyordu. Sokrates “Gel bakalım ahbap” diyerek onu yanına çağırdı. Bu işleri en iyi bilen kişi oydu sonuçta. Cellat zehri içtikten sonra yapması gerekenleri anlattıktan sonra Sokrates tası aldı.
Bundan biraz dökebileceğini sorduktan sonra Cellat zehri tam yeteceği kadar ezdiğini söyledi. Bunun üzerine Sokrates, su içer gibi bir yudumda tüm zehri içti.
Yaşlı Platon uzaklara dalarak anlatıyordu bu anları. Ağlamak istiyor ancak kendisine söz vermişçesine ağlamıyordu. Tutuyordu kendini.
Platon, Kriton ve Apollodoros önce Sokrates’e yaşlı gözlerle ardından da kin dolu gözlerle o siyahlar giymiş adama bakıyorlardı. Kriton gözyaşlarını tutamamış ağlayarak oradan uzaklaşmıştı. Platon ve Apollodoros’da ağlamaktan başka bir şey yapamıyordu.
Sokrates bu duruma daha fazla dayanamamış Platon ve Apollodoros’a dönüp böyle yapmamalarını toparlanmaları gerektiğini söyledi. Sokrates ayakta yürüyordu. Platon, Kriton ve Apollodoros ise onu üzgün bir şekilde izliyordu. Celladın da söylediği gibi yürümüş ve şimdi de bacaklarının ağrıdığını söyleyerek uzandı. Cellat yanına gelip Sokrates’in bacaklarına bastırıp acı duyup duymadığını sordu.
Sokrates “Hayır” cevabını verdikten sonra cellat soğumanın yüreğine yaklaştığında Sokrates’in öleceğini söyledi. Sokrates son anlarını yaşıyordu. Son sözleri yanına gelen Kriton’a söylediği. “Asklepios’a bir horoz borcumuz var. Dostlar ödemeyi unutmasın sakın” oldu. Birden bire kasıldı Sokrates ve son nefesini verdi. Kriton ağzını ve gözlerini kapattı. Yaşlı Platon üzgün bir şekilde olayı Ekhekrates’e anlatmıştı. Ekhekrates duydukları karşısında gözyaşlarını tutamamıştı. Platon “İşte Ekhekrates, dostumuzun, zamanımızda tanıdığımız insanların en iyisi, en bilgesi ve en doğrusunun ölümü böyle oldu.” dedi. Aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen o anları tekrar yaşar gibi anlatmıştı. Yerlerinden kalkıp gözden kaybolana kadar yine yürümeye başladılar.
Sokrates’in yargılanmasının ardından idam kararı verilmişti. Son gününü yaşayan bu yaşlı adam, akşam vaktinde cellat tarafından verilecek olan baldıran zehrini içerek yaşamına son verecekti. Yanında kadim dostları ve öğrencileri bulunuyordu. Sokrates; onların mutsuz ve yaslı hallerine hiç aldırmıyor sakin görünüp onlarla telkin edici konuşmalar yaparak adeta son öğütlerini veriyordu.
İdam vakti yaklaştıkça çevresindeki insanların telaşının giderek artmasına ve ağlamamak için kendilerini zor tutmamalarına rağmen Sokrates gayet sakin ve güler yüzlü tavrını koruyabiliyordu. Filmde bu anlara dair bütün ayrıntıları, dostlarının ve öğrencilerinin yanı başında ölüşünü, belki de onun idamına karar veren insanlar onu anlayabilseydi Dünya nasıl bir yer olurdu diyerek izleyeceğiz.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar