İHLÂS SURESİ- TEVİLAT-I KAŞANİYYE
Trc: ALİ RIZA
DOKSANYEDİ (Eskişehir Merkez Vaizi)
Te’vil ve yorum
Ayet: 1. De ki: "O, Allah'tır; Ahad'dır, tektir.
Habib'im sen de ki, "Hu", Hu' dan karşılık Allah,
"Ehad"dir, yani birdir. "Kul" (de) emri cem
ayniliğinden farklılık mazharı üzere meydana gelmiş olan bir emirdir. "Hu",
yine Hu' dan başkasının bilemediği katkısız olan bir (ehad) ile ilgili
hakikatten başka bir şey olmayan ki sıfat değerlendirmesi olmadan zat olmak
özelliğiyle zat demektir. Allah, tüm sıfatlar ile beraber olan zatın ismidir.
Hu' dan karşılık kılınmıştır. Allah isminin "Hu" isminden
karşılık kılınması, İlâh ile ilgili sıfatın zatın üzerine artış olmayarak belki
zatın aynı olduğuna, zat ile sıfatın arasında ancak akıl değeri ile fark
bulunduğuna işarettir. İşte bu sebepten buna ihlâs suresi denilmiştir. Çünkü
ihlâs, ehad (bir) ile ilgili hakikati, kesret kusurundan kurtulan yapmak
demektir. Nitekim müminlerin amiri olan Hz. Ali aleyhisselâm: "Hakk'a ihlâs olan kemal
(olgunluk), ondan sıfatı sürmüş (uzaklaştırmış) olmaktır" buyurmuştur. Çünkü her sıfat sıfatlananın dışındadır,
her mevsufun sıfatın dışında olduğuna şahitlik eder. "Allah'ın sıfatı zatın
kendisi değildir, dışında da değildir" sözünü söyleyenler ifade edilen manâyı anlatmak
istemişlerdir. Ki, akıl değeriyle ayni (kendi) değildir, hakikat değeriyle
gayrı (başka) değildir. "Ehad" (bir) aslında yok iken yeni
çıkmış olan şeyin haberidir. "Ehad" (bir) "Vahid"
(tek) arasındaki fark şudur ki, ehad, kendisinde kesret (çokluk)
değerlendirmesi olmayan yalnız zattır. Yani ayni kâfur ile ilgili olanın
kaynağı ve belki benliği (Nefsi) olan mazhar hakikatidir ki o da zahir olma,
görünmek, bildirmeler ve zahir olmama, görünmeme, bildirilmemek şartı, genel ve
özel kaydı olmayarak vücud olmak şerefinden, değerinden vücuttur. "Vahid"
sıfat kesreti değeriyle beraber zattır ki, o da isimler ile ilgili
huzurdur. Çünkü isim, sıfat ile beraber zat demektir. Bundan dolayı ayette değerlendirilmiş
olan kesretin hakikatte bir şeyi olmayıp. Ehadiyetini iptal, tekliğinde tesir
etmediğine, belki meselâ: Denizde damlaların kuruntu olması gibi. Vahidiyet
huzuru hakikat değeriyle aynıyla ehadiyet huzuru olduğuna kılavuzluk etmek için
ancak kendisine bilinmiş olan katıksız hakikatinden. "Hu" ile
tarif etme ve sıfatın hakikatte zatın vahdeti kendi olduğuna kılavuzluk etmek
üzere tüm sıfat ile sıfatlanmış olan zata kılavuzluk eden "Allah" sözünü
o katkısız hakikatini karşılık yaparak o hakikatten birlik ile haber
vermiştir...
Allah "Samed"dir. Yani zat, birlik
huzurunda isimleri değerlendirme nedeniyle bütün eşyaya mutlak dayanaktır. Çünkü
her olabilir olan zata muhtaç ve onunla var olan olduğundan Muhammed suresinde,
47/38. Allah Ganî'dir; yoksul olan sizlersiniz. Buyurduğu yönüyle
Allah'ın zatı, her şeyin kendisine muhtaç bulunduğu mutlak zengindir.
İmdi: Bir şeyin aslına lâzım olan imkân (olabilirlik), vücudu gerektirmiş
olmadığından Allah'ın dışında görünenlerin tamamı benliğinde bir şey olmayıp
Hakk'ın vücuduyla var olan ve vücutta hiçbir şey Hakk'a benzeyen ve ayni
cinsten olamayınca sonraki ayette, 112/3. Ne doğurmuştur O, ne doğurulmuştur.
Buyrulmuştur. Çünkü O'ndan çıkan vücutta ona ortak değildir, belki O'nun
vücuduyla var olan ve benliğinde bir şey değildir. O, birinin doğurduğu
değildir. Mutlak "Samed" (kimseye ihtiyacı olmayıp her şeyin
ihtiyacını gören) olması dolayısıyla vücutta bir şeye muhtaç olmamıştır.
Ehadiyet hakikati dahi kesret ve kısımlara ayrılması olabilir değildir. Mutlak
vücudun dışında görülenler için katıksız yokluktan başka bir şey olmadığından
zat ile ilgili birliğin dışında olanla bitişik olması mümkün olmadığından bir
sonraki ayette, 112/4. Hiç kimse onun dengi ve benzeri olmamıştır, olamaz. Buyrulmuştur.
Çünkü sadece yokluk olan şey, ortağı, katkısı olmayan vücutla beraber olamaz.
Bu sureye bu sebepten Esas (asıl) suresi de denilmiştir. Çünkü dinin ve belki vücudun
esası, tevhid üzeredir. Enes bin Malik (radiyallâhü anh) Hz. Peygamber
(sallallâhü aleyhi ve sellem) efendimizin: "Yedi kat gökler, yedi kat
yerler "Kul hüvellahü ehad" üzerine kurulmuştur" sözünü buyurduklarını rivayet ediyor ki, yerlerin ve
göklerin esası ve temeli "Kul hüvellahü had"dir demektir ve
işte "Samed" özelliğinin manâsıdır...
"İhlâs" suresi hakkında yapılan teviI ve yorum tamamlanmıştır. Her şeyin en
doğrusunu bilen yüce Allah'tır.
Kaynak: KEMALEDDİN ABDÜRREZZAK
KAŞANİYYÜS Semerkandi TEVİLAT-I KAŞANİYYE “Kur’an-ı Kerim’in ÖZ tefsiri”,
Tercüme ANKARALI ARABACI İSMAİL Efendinin Manevi Evladı ALİ RIZA DOKSANYEDİ
(Eskişehir Merkez Vaizi) Eski Türkçeden çeviren Arabacı İsmail Efendinin Oğlu
Muhammed Vehbi Güloğlu Emekli Öğretmen. Yük. Müh. Sadeleştirme amacı ile
yeniden yazan HÜSEYİN İŞBİLİR
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar