YÜCELERDEN KAFİLE M. S. Ö.[Milattan sonra – önce] Collection
Hzl: Mim - Ya -
Sin
12’den
Kinaye,
Yücelerden
Kafile,
Bil
nereden kafiye,
Allah
için secdeye.
Rasulullah diye diye,
Yola çıktık biz niye,
Kaf dağı neresidir,
Ehl-i Beyt size bize.
Dedi
ki ben beşerim,
Dedim
ben siz değilim,
İkimiz
aynı beşer,
Bu
beyan kime düşer.
Ferezdek helal olsun,
Gönül şiir doğursun,
Gelene sena için,
Sözlerimiz Hak olsun.
Zümrüdü
Anka gördüm,
Hem
gökte hem yerdedir,
Hazreti
Ekber’dedir,
O
şimdi gönüldedir.
(*) 20 harf, 20 mısra.
Rivayetlere
göre (Hadis kaynaklı olarak) 124.000 peygamber gelmiştir. Bakara Suresi 124.
ayette “ Ben seni insanlara önder(İmam) yapacağım” demişti."Soyumdan
da” dedi...1 İmam’a, 2 Vezir’e, 4 evtad’lara işaret, yine ilk iki rakam 3’ler,
hepsi 7lere işaret etmesi açısından da hoş zevk verir, bu rakam. Şüphesiz
doğrusunu Allah ve Resûlullâh bilir. Bu tür klasifikasyon için hangi kaynaklar
okunabilir malum. Kur’an-ı Kerim’de 25 tanesinin ismi geçmektedir;
Hz. Adem,
Hz. İdris,
Hz. Nuh,
Hz. Hud,
Hz. Salih,
Hz. İbrahim,
Hz. Lut,
Hz. İsmail,
Hz. Ishak,
Hz. Yakup,
Hz. Yusuf,
Hz. Şuayb,
Hz. Musa,
Hz. Harun,
Hz. Davud,
Hz. Süleyman,
Hz. Eyyub,
Hz. Zülkifl,
Hz. Yunus,
Hz. İlyas,
Hz. Elyasa,
Hz. Zekeriya,
Hz. Yahya,
Hz. Isa,
[aleyhimüsselâm]
Hz. Muhammed
sallallâhü aleyhi ve sellem
Kur’an’da
isimleri geçmeyen tüm Peygamber hazeratı, Hamele-i Arş Melekleri, Hz. İsrafil,
Hz. Cebrail, Hz. Mikail, Hz. Azrail ve tüm melekler, Hz. Hızır, Hz. Zülkarneyn,
Habib-i Neccar Hz.leri, Hz. Asaf, Ashab-ı Kehf Hz.leri, Bedir, Uhud, Hendek,
Kerbela şehit ve gazileri, Sahabe-i Kiram Hazeratı, Şam-ı Gariban, Ehl-i Beyt
Hazeratı, Talut’un ordusundaki erler, Havariyun Hazeratı, Cümle Gavs'lar,
Kutup’lar, Evtad, Nükeba, Nüceba, Abdallar, Ümena, Melamiler, Rical-ul Gayb ve
Ferdan Hazeratı, ancak Allah’ın bildiği bütün hizmetkârları, Büyüklerin değerli
hoca ve öğrencileri hürmetine anmış olalım...
Bu
peygamberlerden bahsedilirken de, bazı ayetlerde “Kitapta …. peygamberi de an” emri geçmektedir;
‘Kitapta İsmail’i de an.
Çünkü
O vaadinde sadıktı, bir resuldü, bir peygamberdi’.. Tabii ki Kitap Kur’an’dır
burada... Ayrıca herkesin içinde okunması gereken kendi varlık kitabı olduğu
gibi bir de yazılan kitaplar vardır. Evreni okumak, kendini okumak, Kitabı
okumak ve okumak.
Kitap,
Kamil’den Kamil’e Hitap buyuruldu. Kemâlat maalesef yok, ama söz harika...
Anmaktan
maksat beraber olmaktır. ‘Kişi sevdiğiyle beraberdir’. Hiç değilse örnek alma
gayreti içerisinde bulunmaktır. Sevilenler içerisinde Peygamberimizin ailesine
mensup olan büyüklerle birlikte, bir çok alim ve evliya zatlar, ‘Ümmetimin
uleması (Beni İsrail) peygamberler (i) gibidir’...kategorisindedirler. İsrail,
Yâkub Peygamberin bir diğer ismidir.12 oğlu vardır...’Ben (rüyamda) 11 yıldızla, güneş ve ayı gördüm’. Yusuf
12/4...(12 ve 4 yan yana …… 124) Beni
İsrail aynı aileden gelen manasına vurgu yapmakla birlikte tüm Peygamberler
Beni İsrail değildi. Bu bakımdan alim zatların bir kısmı diğer peygamberlere
benzese de burada asıl kastolunanın genetik bağa da vurgu olduğunu düşündüren
işaret midir diye düşünmeden edemiyoruz. Size iki emanet bırakıyorum
vasiyetindeki durum gibi.
12 kardeş
ve anne baba... 14’dür. Hurufu mukatta sayısına eş. Yaradılış
hikayemiz de ise aile düzeneğine geçmeden ve geçerken şunları
hatırlayabiliriz...
Zaman (vahdet Yaygısı)
İnsanın
üzerinden, henüz anılan bir şey olmadığı bir süre geçmedi mi zamandan...İnsan
(veya Dehr yani Zaman Suresi) 76/1
İlk
ve tek insan (fakat tek kalamaz) ‘Allah Adem’i topraktan yarattı....’
Tek
olandan bir çok’a gidiş (Vahdetten Kesrete)
‘Sizi bir tek nefisten yaratan,
onunla sükunet bulsun diye eşini ondan yaratan Allah’tır’. Araf
7/189
3.’Ey
insanlar, sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratan ve ikisinden bir
çok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının’ Nisa 4/1
Çiftler
(ve çift sayılar) Bahsi
‘Bütün
çiftleri yaratan Allah..'Yasin 36/36 (Çift 36)
‘Sizi
çiftler olarak yarattık’ Nebe 78/8
Şimdi
ise bir tek insanın şeceresinden yola çıkalım, sayıları yan yana yazalım;
1
(kişi)... 2(Anne Baba)... 4 (Onların anne babaları) 124 Ayrıca;
Kişinin
gece ve gündüzü, evveli ve ahiri, zahiri ve batını vardır, zıtları kendisinde
topladığı zaman.. Kendi küllüne, zaman içerisinde, ulaşmak için. (Isra 29,
Hadid 18, Ra’d 10, Lokman 29, Al-i İmran 145, ve benzeri ayetler)..O zaman (her
konuda ki zıtlıklarla) 12+12 = 24 dür. Gün 24 saattir. 12 açık 12 gizli gibi.
Yaradılış hakikatine ulaşmak isteyenler için “çekil aradan kalsın Yaradan” sözü söylenmiştir. Tanrı alenen zahir hale gelince evren
yok olur, ve tersi olunca perdelenmiş gibi de görünür...(zuhurunun şiddetinden
gaibdir).. La İlahe İllallah 12 harftir arapçada, Muhammedun Resullullah da
12 harf. İkisi 24. Tevhid tüm hayatı kapsar, o kısaca, 24 saatin kapsadığı zamanlardır...
Bu dünya hayatı ise 1 Gün (24 saat
gibidir)
Bir
olan ile 24 saatlik gün (ve onun 24 harfli manası) ... 124 (bu sayı 1, 2 ve 4’e
bölünebilir)
Müminun
113; Derler, ‘bir gün veya daha az, sayanlara sor’
Kehf
19; Ne kadar durdunuz? dediler:’Bir
gün veya günün parçası kadar'
İşte
bu gün kavramı...'Malik-i Yevmid Din'... Din Gününün Sahibi (Fatiha)
esaslarından birisi... Gece gündüz, iyi kötü... Günüm karardı gibi... O gün
için hep kıyamet günü dense de burada kıyam eden için bugün o gündür. Onun için
iyi ve salih kullarla birlikte olmak buradadır... Nitekim görmek de buradadır
denilmiştir... ‘Burada kör olan orada da kördür'... Ayeti.
Mü'min
40/16 ‘.... Kimindir Bugün mülk? Peki o gün ya da bu gün. Günü mana ve önemi
nedir. Kitapta geçtiği halde o günkü soru; O Vahid ve Kahhar olan Allah'ın!’...Gerçi
aslında bugün de her gün de öyledir. O gün Kelime-i Şehadetin manası en yüce
hakikattir. 24 Harf....Tecellilerin en Yücesi olan Efendimiz 12, Allah
12....harf ile anlatıldı...Biz seni Azim bir yaradılışta yarattık ayeti....Azim
tecelligah.. Ve inneke le alâ hulukın azîm(azîmin). Ve gerçekten sen, çok büyük
bir yaradılış üzerindesin. 68/4
Peki
12:
“Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre, Allah
katında ayların sayısı 12" dir.
Tevbe 9/36
‘Yemin olsun ki Allah İsrailogullarından misakını
almıştı da içlerinden 12 temsilci/başkan göndermiştik...’ M aide 5/12 ayet..
‘Taştan hemen 12 pınar fışkırmış idi’ Bakara 2/60 ayet
Ayrıca
biraz daha hakikat veçheleri için Tasavvuf Sözlüğü Seyyid Mustafa Rasim
Efendinin yaklaşık 1300 sayfalık muazzam eserinin 898.ci sayfasındaki Kutup 12
dir bahsine bakabilirsiniz ya da aslı itibariyle Muhiddin-i Arâbinin Tefsir-i
Kur’an-ı Mübinine veya Hazret referans gösterilerek çeşitli kitaplardaki
açıklamalara. Şöyle denilmekte..’oniki burç ve oniki aya zahiren onların
tasarruflarının nümu-darı ola’..Ancak bu piyasa astrolojisi değildir ve
bizim de haddimiz olan bir konu değildir. Ayrıca yine denilmiştir ki taifeyi
nükeba dahi 12 dir..aynı eser 899 sayfa...
İnsanın
zaman içerisindeki durumu ise AN anlayışı ile açıklanmıştır. Evvel AN Ahir
Zaman
içerisinde yaradılışların anıldığı anlar hürmetine genelde iki Ata hepimizin
kromozomlarında vardır....Adem ve Nuh.... İşte bu:
A( Adem) N (uh)... .AN...
Anların
toplamıdır gün. Bu bakımdan ayet ne kadar anlamlıdır "O her an bir
ş'endedir” (yaratış fiil iş)
Harf
ve sayılara, her şeye olduğu gibi anlam vermek güzel olsa da takıntı yapmamak,
obsesif olmamak lazım şüphesiz...
Mesele
ilim ve hikmete ulaşmak. "Ya Rabbi ilmimi arttır de" emirdir,
tercih gibi tecelli etse de. Hızır olduğu düşünülen kişi için; 'kendisine
katımızdan ilim verilen kulumuz' denildiği gibi, Asaf bin Berhiya olduğu
söylenen kişi için de ..'kendisine kitaptan ilim verilen kulumuz’
buyurulmuştur... Katımızdan ilim, kitapta ilim ve nice ilim kategorileri.
1000
rakamı genelde çokluk (kesrettten) dan kinayedir denilir tüm dillerde...124.000
Peygamberden kinaye... Bu kitapta Güzeller ve Yücelerden 124 kişiyi esas almak
kalbime geldi... Hem peygamberlere anma ve saygı, hem de alim ve evliya zatlara
peygamberlere benzemiş olma keyfiyeti ne güzel övgü diye düşündüğüm için...
Tabii bu 124 büyük ilk önce ya kitaplarını okuyup veya hayat hikayelerini
istifade ettiğim büyüklerle başlayarak devam etsin istedim ama sayı çok artma
eğilimi göstermek niyetinde. Sona ulaşamadık istifade ettiğimiz büyüklerin
katarında... Tabii ki sadece birini bile anlamaya yetebilecek birikim ve görgüm
maalesef tam değil..
Son
olarak da Meşhur esma hadisleri ile ilgili olarak M. İslamoğlu’nun Esma
kitabının 1. cildinde tahkik ettiği ve değindiği konuyu eklemek lazım... Her
peygamber ve veli-alim zat, Allah’ın isim-sıfatlarından bir veya birkaç
tanesinin genelde, an itibari ile de (fiil) bir çoğunun tecellisidir. Yapılan
incelemede Tirmizi ve İbni Mâce listelerinde yer alan isimler tek liste halinde
toplanırsa, Allah ismi hariç 124 isim vardır... Bu da hadisin sıhhati konusu
(Alimlerin sahasıdır) hariç rakama zaten bir sempati doğuruyor. 124 + 1 = 125
Yani... Allah Zat ismi ve devrin Abdullah olarak adlandıralan büyük kişisi
içindir denilmiştir evliya tezkirelerinde. Üstelik Efendimiz de Abduhû (ve
Resuluhû) dur. Yani Abdullah önce... O yüzden Peygamberlerin velilik ve
Abdullah olma özellikleri öncedir... Diğeri üstünlük ve görevdir ve sadece
seçimle olunur denilmiştir... Hoş evliyalık için de olunmaz doğulur denir ya...
işaretleri çok... Zaten Efendimiz’in babalarının mübarek ismi de Abdullah'tır.
Atasözü vardır... Oğul babanın (ve dahi isminin) sırrıdır, diye.
Feridüddin Attar’ın Tezkiretül Evliyasının önsözünün son sözleri
ne güzeldir; Naklederler ki Cemal Mevsili
Peygamberler Efendisinin Ravzasının civarıyla aynı hizada olan bir yerde bir
mezarlık yer bulabilmek için canını dişine takıp kendisini mahvedercesine
çabalarmış. Bu uğurda malını ve itibarını feda etmeye hazır olduğu bilinirmiş.
Bulduktan sonra mezar taşma şu ibarenin yazılmasını vasiyet etmiş; ‘Köpekleri,
ön ayaklarını toprak üzerinde yaymış bir haldedir!’ Kehf 18/18...
İş hayatında benim için dönemeç olan bir zamanda şahsıma
yapılan bir iş teklifi için Amman’a gitmiştim. Büyüklerin kitaplarından
öğrendiğim üzere şehirde ziyaret edilecek Peygamber veya evliya makamı olup
olmadığını sordum ve Ashabı Kehf mağarası olduğu söylenen bir ziyaretgâha
gittik... Bana da sanki orası gibi bir his geldi... Sarı Saltuk, Yunus Emre Ashabı Kehf gibi büyüklerin
malum genelde bir kabri fakat birçok makamı olabilmekte. İnanmak zorunluluk
değil elbette ve zevke dair bir konu. İçimden şöyle geçti... Uykuları bizler
için uyanıklık örneği olan bu büyüklere selam söylemek isterim Ya Rabb...
Arabaya döndük rehber Ömer (genç bir delikanlı idi ve ne iyiydi) Radyo Kur'an
dedi Arapça ben de İngilizce Yes dedim. Açtı ve haykırdı Sure Kehf diye... Ben
bile anladım... Kelp diyordu...18/18. Sonraları ismimdeki harflerin toplamının
18 olduğunu fark edince benim için de güzel bir anı olmuş oldu.
***
Mayıs
2014’de bir telefon aldım kızımdan... Hazırlanacak Yunus Emre programının
jeneriği için aradı ve Yunus Emre için yazılmış şiir biliyor musun dedi...
Arama motorlarına bak benim ezberim ve bilgim yetersiz dedim... O da baktığını
ve iki tane bulduğunu ama daha çok lazım olduğunu söylemişti. Şair değilim. Ama
hemen yardımcı olmak için yazmayı deneyip gönderdim... Gabriel Garcia Marquez’in okumakta olduğum Yazmak için Yaşamak kitabının
üslubundan etkilenerek amatörce yazma arzum tetiklendi... Kitap okuduğum
cafe/kitapevinde...Kalemim yok... Bir kalem almak istedim... Kurşun kalem,
bulduğumda 6-7 lira zannederken beğendiğim kalemin 111 lira olduğunu
söylediler... Ama dediler bir de kutusu var...Kutu üzerinde Kaweco yazıyor..
Japon gibi isimli Alman kalemi... Ama K harfi şöyle:
Hani Nun vel Kalem (Mümkünat mürekkebi
Hokkası ve Kalem) dercesine bir fikir zihnimden geçti....Üzerinde de İngilizce
olarak License to Write yazıyor (yazma Lisansı...Yazmaya Ehil...der gibi... Her
rakamı 1 olan kalemi almak şart oldu.
Bir
kez daha şiir denemesi yapmış ve aşk yolu hakkında bir şeyler soran Japon
sanatçı arkadaşıma okumuştum, o da onu 22. müzik albümünde Aşk Dediğin Odur ki... adıyla parçalardan birisi olarak bestelemiş hatta
posta yoluyla telif ücreti gönderip beni şaşırtmış idi.... Efendimiz için tek
bir şiir yazdım onu da bestelediler...Ne diyeyim bilmiyorum... Bir iyiliğe
niyet edip cennete girmek gibi bir şey.
Güneş doğar batmaz, hayat yaşanır,
Sabahtan akşama rüya yaşanır,
İnsanca yaşanmaz, nasıl yaşanır,
Yarışta, Yener, aşklar kazanır.
Çokluk yok olduğu zaman,
Sözlerim manasın anlarsa zaman,
Güzeller güzeli salındığı an,
Aman Yener, aman da aman.
Sonsuzluk kapısı dost yoludur,
Gitmek denen şey kalbe doğrudur,
Cümle canlar aziz, sözüm onurdur,
Vazgeçme Yener gönlün doğrudur.
Bu
kitabın konusu olan tüm şiirler bilemediğim bir hızda 12 gün içinde yazıldı...
Fakat tam bittiği sabah Kendisine Aşık olduğum Ata Babamı yitirdim (Haziran 2014’ün ikisi ile 25’i arasında
Sevgili Ata Babam, Babam ve Kayınpederim, bir önceki ay da Sevgili Sertus
sonsuz hayata geçtiler, Ruhları şad olsun)
Haşa;
bu kitap açısından benzetmek olmaz ama Hızır’la Kırk Saat (Sezai Karakoç)
kitabındaki 25.saat şiirinde,
Şam çarşılarında Şems alındı Mevlana’dan
Kendisine Mesnevi verildi
Kendisine Mesnevi verildi
gibi;
verildi sözü Molla Cami’nin Peygamber değil ama kendisine başkalarına
verilmeyen pür vehbi ilham ile kitap bahşedildi demesine atfen ve çok güzel..
Ben tabii ki sadece şiir kabiliyeti olmayan birisine yazma imkânı
bahşedilmesini kastediyorum... Ne bu satırlar
Mesneviye
öykünebilir, ne de biz Mevlana’nın ayak bastığı toprak olmayı hak edebiliriz...
Şiirin
devamı ne güzeldir;
Gökten Bir KARTAL geçse
Ve yere düşse gölgesi
Acaba bu Şems’in mi gölgesi
Evet
Peygamberimizin ve Evlatlarının bayrağının ismi Ukab’dır ve Kartal demektir
bildiğiniz gibi...
Nedense,
annemin ailesinin memleketi olan Sivrihisar’a Manevi alemin en yüce bir Pirini
çağırıp iknasıyla da anılan Nasreddin Hoca 124.isim-şiir olarak yine bir sürpriz
ile hakkında şiir tasarruf etti... Herhalde...
İşte halimi sizlere arz ettim... Benim durumuma gelince..
Yarim benim ‘göz önünde’, Onu bana sormayın
Hakikatler aşk dilinden, sakın yanlış anlamayın
Bu devir nasıl gider, siz olun aldanmayın
Saadetlim ismiyle, gafil olup uyumayım...
Yarim benim ‘göz önünde’, Onu bana sormayın
Hakikatler aşk dilinden, sakın yanlış anlamayın
Bu devir nasıl gider, siz olun aldanmayın
Saadetlim ismiyle, gafil olup uyumayım...
Hâkim olsan, Yenerim, cürmün ile tartarlar
Tatar baban, manav annen, sana hepten ağlarlar
Efendisi olmayan, ciğer yürek dağlarlar
Gitti Saadetli Yar, ağyar bize ne yapar
Tatar baban, manav annen, sana hepten ağlarlar
Efendisi olmayan, ciğer yürek dağlarlar
Gitti Saadetli Yar, ağyar bize ne yapar
Arslan Sertus elinden, öpesi olduk geçen
Telef olup gitmiştik dünya denen dinimden
Yar bize nazar kıldı, Muhtar olan kalbinden
Kaç Yenerim uçarak, emmârenin elinden
Telef olup gitmiştik dünya denen dinimden
Yar bize nazar kıldı, Muhtar olan kalbinden
Kaç Yenerim uçarak, emmârenin elinden
Sh: 7-16
SEYYİD
SÂDULLAH-I EKBER Kaddesellâhü sırrahu’l âlî
Kalbindeki
Âlâya bak,
87
kolay Alak, 97 kalacak,
Elif,
Lam, Mim ile Sad,
Nuh
gemisi konacak..
İnsan-u kalp kitabı,
Kimse bilmez fermanı,
Ne var ne yok bilin diye,
Öğüt verdi makamı.
Ehl-i
Beyt’tir hakikati,
Kur’an’dandır
alameti,
Saklı
zahir hâzinesi,
Gözbebeği
Sevgilisi..
***
NASREDDİN HOCA Rahmetullâhi Aleyh
Göle
maya çalandan akıllısı var mıdır,
Bir
tutam maya için büyük sular dar mıdır,
Kemalât
dem iledir, vaktiniz varlık mıdır,
Nasreddin’e
ağlarım, insafınız var mıdır?
Hikayeler Kur’an’dan gönlünüz tanır mıdır,
Eve giden baklava benim sanan aldanır,
Size dualar ettim, duyanlar şaka sanır,
Çoğu gerçekler vardır, tersinden anlatılır.
Hakikatin
mayasıyla günlerimiz denizdir,
Denizi
görmemişe göl söylesen yetmişdir,
Su
sunula süt seçe, gönül hayret etmiştir,
Maya
sanki ruh mudur, vücuda tam gelmiştir.
Kaynak: : M. Yener Sonuşen,
Yücelerden Kafile, Sahibi: Berna Olgaç
Çelikbaş, İstanbul, Ekim 2014
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar