Print Friendly and PDF

ZEUS BRONTON "Gürleyen Zeus"




Ey şimşekler çaktıran, gökleri gümbürdeten, yıldırımlar fırlatan, toprağı yeşerten Zeus!
(Orphei Hymni, 15,9)
***
Tanrılar tanrısı ve Olympos tanrıların en güçlüsüdür. Gökyüzü tanrısı olan Zeus'ta, gökle ilgili doğal güçlerin hepsi kişileşir. Işık, aydınlık, bulut, gök gürlemesi, şimşek, yıldırım Zeus'un emri altındadır. Gökteki nesnelerin uyumu, yeryüzündeki düzen, bilgelik Zeus'a bağlıdır. Ölümlüler ve ölümsüzler onun buyruğu altındadır.
Zeus Bronton öncelikle bir hava ve gök gürültüsü tanrısıdır. Tanrının, tapınım gördüğü bölge­lerin tarım ülkesi, kendisinin de yağmur ve fırtına tanrısı olmasından dolayı doğal olarak aynı zamanda bir bereket tanrısı olup özellikle kırsal kesiminde çiftçiler tarafından tapınım gör­müştür.
Zeus'un adına her zaman Kronosoğlu ve Olymposlu sıfatları eklenmiştir. Olympos'ta taht kuran tanrılar tanrısı Zeus, demirci tanrı Hephaistos'un yaptığı krallık asasını taşır.
Tasvirlerinde orta yaşlı, güçlü, uzun ve gür saç ve sakalı olan bir görünümdedir. Elinde Kykloplar'dan aldığı yıldırım demetini tutar. Yanında kutsal kuşu olan kartal vardır. Krallık gücünü simgeleyen asasını kime verirse o kral olur. Bütün krallar Zeus'tan doğma ve onun yetiştirmesi olarak kabul edilirler. Bu nedenle güç ve yetkilerini iyi kullanmazlarsa Zeus onları cezalandırır. En sevgili oğlu, geleceği bildiren tanrı Apollon, en sevdiği kızı ise akıl ve savaş tanrıçası Athena'dır.
Zeus iyiliksever ve konukseverdir, zorda kalanlara, gariplere sevgi ve saygı gösterilmesini ister. Bu nedenle adalete dayanan insanca bir düzenin kurucusu ve koruyucusudur. Ulusların bağımsızlığının koruyucusudur.
Antik Dönem'de, kuraklık zamanında, yörenin yüksek bir tepesine çıkılarak dinsel törenler düzenlenip dualar edildiği bilinmektedir. Bunun sebebi, yağmur getiren Zeus'un orada oturduğuna inanılmasıdır. Bu çok eski çiftçi inancı bugün Anadolu'nun birçok bölgesinde hâlâ yaşamaktadır. Bu bağlamda, bugün Anadolu çiftçisinin yağmuru "rahmet" olarak adlandırması ve yağmadığı zaman yörenin yüksek bir yerinde "yağmur duasına" çıkması oldukça ilginçtir ve yüzlerce yıllık bir gelenektir. Örneğin, Hititler ‘de yağmur kültünün varlığı bilinmektedir. Hava tanrılarına yağmur için dualar edilmekte ve dualar yerine gelip de yağmur yağınca, hava tanrısına yiyecek sunuları yapılmaktaydı. Aşağıdaki Hitit yağmur duası buna güzel bir örnektir:
"Hava Tanrısı, Efendim,
Bol yağmur gönder ve dindir
Şu kara toprağın susuzluğunu.
Dindir ki yetişsin ekmek,
Hava Tanrısı'na sunmak için! [1]
Tahıl tarımı ve bağcılığın yoğun yapıldığı Phrygia ve Bithynia'da tanrıya tarım ürün­lerinin esenliği için adaklar sunulmuştur. Bolluk ve bereket amacıyla sunulmuş adaklara da rastlanmaktadır. Çiftçiler için vazgeçilmez olan hayvanlarının, özellikle de çifte koştuğu öküzlerinin sağlık ve esenliği oldukça önemlidir ve yazıtlarda öküzleri için ifadelerine sık rastlanmaktadır. Adakların sıklıkla, bizzat çiftçilerin kendilerinin ve ailelerinin sağlık ve esenliği için sunulduğu da görülmektedir. Yazıtlarda bu istekleri dile getiren kendisi için, kendileri ve tüm aile üyeleri için, bütün aileri üyeleri için, kendileri ve bütün aileri üyelerinin esenliği için gibi pek çok ifadeye rastlanmaktadır. Çiftçiler köylerinin sağlık ve esenliği için de adaklar sunmuşlardır. Yazıtlarda aileleri ve köylerinin esenliği için veya bütün aile üyelerinin esenliği ve köyün [esenliği] için) gibi ifadelere sık rastlanmaktadır.
Kaynak:
Nalan Eda AKYÜREK ŞAHİN, Phrygıa'da Çiftçi Tanrısı: "Dıı Brontontı Eukhen" Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü -Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü- Doktora Tezi-122565- Antalya, 2002


[1] Günümüz yağmur duasına ise Nevşehir'den bir örnek verilebilir:
"Yağmur yağmur yağ ister
Koç koyun kurban ister
Teknede hamur
Kuyuda çamur
Ver Allah’ım ver bir sulu yağmur!
 Öksüzler ekmek ister
Çiftçiler yağmur ister
 Teknede hamur
Kuyuda çamur
Ver Allahım ver bir sulu yağmur!"

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar