Bir Devlet Ne Kadar Güçlüdür? Neden geriler ve yıkılır?
Merhaba arkadaşlar
Öncelikle Hepinize iyi akşamlar
diliyorum
Evet bugün Aslında bence çok ilginç
bulacağınız bir konuda konuşacağım
Osmanlı tarihini genel anlamıyla ele
alacağım yani sadece bir konuyu değil
sadece kanun döneminde değil Osmanlı
Devleti nasıl bir devletti bunu ele
alacağım ve tarihi bir takım
arkadaşlarım bakış açılarını
değerlendireceğim
sözgelimi Tabi bir takım Osmanlı
Devleti'nin yaptığı kötü işlemlerle
ilgili veya hatalı durumu veya yıkılma
dönemi ile ilgili birtakım konular
anlattığımız zaman
birincisi Osmanlı'da Düşmanlar olarak
nitelendiren arkadaşlar var İkinci
olarak
Kimisi Türk'ten bahsettiğimiz zaman
faşist diyorlar bazıları kabataşçı
diyorlar işte aşiretlerle uğraşıyoruz
şunlar şudur Bunlar budur dediğimiz
zaman hemen işte Abdülhamit Vahdettin
hakkında yaptığımız konuşmalardan dolayı
hemen Siz Osmanlı düşmansınız siz nasıl
bir adamsınız gibi laflar söz konusu
ediliyor Dolayısıyla buna benzer birçok
konuda
gündemdeki bizimle de ilgili veya
toplumun nasıl bir tarihe bakış açısı
olduğunu anlamak açısından son derece
önemli bu konular üzerinde duracağım
Evet bu arada haiz
Ferhat Soysal Hüsnü Yavuz Mehmet Demirel
klip ve
araç Volkan Perwer Atilla Öztürk
Hollanda'dan Beytullah Şentürk Mergen
ona Alparslan Demir Çubuk Sedat Melike
Emin Karakuş Evet Benden de hepinize
Uğur bir dal Murat Tarhan Benden de
hepinize iyi akşamlar Hepinize sevgiler
Enes Faruk Gencer dahil olmak üzere bir
de deprem makine diye birisi çıktı Hilal
Kurşunoğlu
Atilla
hepsini yazmaya söylemeye kalkışırsam
zamanı böyle dolduracağım Evet
şimdi İbni Haldun diyor ki
devletler de insanlar gibidir doğar
büyür gelişir ve ölür
şöyle tarihe bir bakış açısı ile
değerlendirdiğimiz de bakış atarsak
birçok devletin kurulduğu bir çok
coğrafyada ve onların zaman içerisinde
hepsinin tek tek yıkıldıklarını
görüyoruz Tabii devletlerle birlikte
birtakım medeniyetler de kuruluyor bu
medeniyetler de ortadan kalkıyor işte
Anadolu Medeniyetler müzesine giderseniz
Ankara'da bunların her birinin bir
örneğini orada rahatlıkla görebilirsiniz
hangi devletler kuruldu ne kadar
yaşadılar yıkıldılar ortaya koydukları
eserler nelerdir bütün bunları görmek
mümkün yani her devlet Elinde sonunda
yıkılmaya mahkumdur ama hangi şartlarda
yıkılmayan mahkumdur Eğer kuruluşta
gelişmedeki dönemlerini Eğer devam
ettirmiyorsa yıkılmaya mahkumdur yani
devletlere
ilelebet yaşayacaktır Demek ki devletler
yaşamaz işte Osmanlı devletinde devlet
ebed müddet deniyordu Ne oldu devlet
ebedi müddet olmuyor Türkiye Cumhuriyeti
için de söyleniyor işte sonsuza kadar
yaşayacak sonsuza kadar yaşatmak için
öncelikle o ülkede yaşayan insanların
Kendilerine çeki düzen vermesi ve o
ülkeyi yaşatacak
bir iradeye sahip olması gerekir
işte devletlerin kuruluşunda Aslında
özellikle ilk kurucu hükümdarlar zaten
teşkilatçı olduklarından devlet
kuruyorlar Devletleri kurarlar bunu
geliştirirler ondan sonra gelenler ondan
aldığı örneklerle daha iyiye götürmeye
çalışır Ve sonunda gerçekten güçlü bir
devlet ortaya çıkar ve bu devlet belli
ilkelere sahiptir yasalara sahiptir
Bundan asla taviz vermezler bilime önem
vermişlerdir bilgiye önem vermişlerdir
riyakata önem vermişlerdir ve büyük
devlet kurmuşlardır devlet olmuşlardır
Şimdi biz Tabii bütün hepsini ele alacak
değiliz bütün Devletleri mesela Roma
İmparatorluğu dünyadaki en büyük
imparatorluklardan biridir ikincisi
Osmanlı imparatorluğudur şimdi bunları
göz önüne alalım ama bu arada şunları
söylemek istiyorum bir takım
arkadaşlarımız ben işte böyle bir
konuşma yapacağımı bildirince
kapitülasyonlarda anlatır mısınız Bir
gün onları Evet bir gün kapitülasyonları
da anlatırım ama zaten bugün biraz da
onlara da değineceğim zaten düğün umumi
ve kapitülasyonlara değineceğim şimdi
değerli arkadaşlar Osmanlı Devleti'nin
kuruluşu Tabii ki içinde bulunduğu
coğrafyanın
olağan şartları Dolayısıyla rahatlıkla
bir devlet haline gelmiştir yani Bizans
gibi artık çekmiş olan bir imparatorluk
şehir Devleti haline gelmiş adeta bir
devletten bahsediyoruz Ondan sonra yine
diğer Anadolu'daki Selçuklu Devleti'nin
yıkılması ile birlikte işte çeşitli
beylikler kurulmuş her bir Beylik
kendine hakim bir vaziyette işte
bulundukları yerlerde hüküm sürüyorlar
bir yerde keyiflerine bakıyorlar
diyebiliriz şundan dolayı şimdi Hepsi
Türk olduğunu söyleyen beylikler hepsi
birbirinden farklı hepsi birbiriyle
tartışan birbiriyle savaşan birbirine
rakip olan bir konumdalar şimdi işte
bunların içerisinde Osmanlı Devleti
bulunduğu konum Dolayısıyla yani
bizansla sınırdaş olması dolayısıyla
gelişme imkanı bulmuştur şimdi
Karamanoğulları da çok büyük bir
beyliktir hatta Osmanlı'dan daha büyük
bir beyliktir Karamanoğulları fakat
Karamanoğulları çevresinde yine diğer
Türk Beylikleri olduğu için gelişme
imkanının olduğu gibi bulamamıştır ve
Osmanlı avantajı Bizans sınırlarında
kıyısında bulunmasıdır ve toplumumu
ilahi kelimetullah anlayışıyla Yani
Allah'ın birliğinin bütün her tarafa
yaygınlaştırılacağı anlayışıyla geliş
imkanı bulmuştur ve destek görmüştür
değişik alanlarda Dolayısıyla bunlara
bakarak değerlendirme yaptığımızda
Osmanlı Devleti diğer Türk beyliklerine
göre çok daha
kendisini küçücük bir devlet olmasını
arayıp Beylik olmasına rağmen
geliştirmiş sonunda da büyük bir devlet
haline gelmiştir şimdi dikkat ederseniz
Osmanlı tarihi ile ilgili söylenen bir
takım hususlar vardır ki bunların
birçoğu değil mesela Süleyman Şah'ın
Osman Ertuğrul Gazi'nin veyahut
Osmanlıların atası olduğu şeklinde
Halbuki yapılan son araştırmalarda Ve
nitekim Bey pazarına bağlı bir köyde
bulunmaktadır gündüz akvardır yani
Ertuğrul Gazi'nin babası gündüze attır
Gündüz Alp sonra Ertuğrul'un sonra
ertuğrul'dan sonra Osman sonra Orhan
şimdi dikkat ederseniz Osman da atma
şeklinde nitelen geliyor birçok şeyde
mamafi sonraki
şeylerde tarih kroniklerde Osman
şeklinde yazıyor Bakın size birkaç tane
örnek de göstereyim aslında şu
gördüğünüz kitap şöyle göstereyim size
bu Lütfi tarihi
Osmaniye olarak Lütfi tarihi bu bu kanun
döneminde yazılmış bir Osmanlı kroniği
Tarihi ondan sonra başka bir tane daha
göstereyim
bakın Mesela bu da Osmanlı döneminin ki
baskısı da o döneme ait
Osmanlı döneminde bir tacetti
anlamında Yine yakın dönemde 19 yüzyılda
tarihi Cevdet Ahmet Cevdet Paşa'nın O da
o tarihlerde basılmış bir kitap Osmanlı
döneminde basılmış bir kitap yine mesela
Raşit tarihi
O da yine Osmanlı döneminde basılmış bir
tarih kitabı
bunlara bakın onu da göstermiş oluyor
Bir de hepinizi çok yakından belki
bildiği tarihin Daima bu da Osmanlı
döneminde basılmış bir tarih kitabıdır
şimdi bütün bunları ne için gösteriyorum
bakın Osmanlı Devleti kendi tarihiyle
ilgili birçok şekilde
kitaplar yazdırmıştır bu onun özellikle
17 yüzyılda itibaren
bakanistlikinin her olayını yazan
görevliler vardır ve onlar tarafından
yazılmıştır Onun dışında
bir takım kendi imkanları ile
kendiliğinden yazan tarih yazanlar
vardır bakan mesela Lütfi tarihi
onlardandır bakanlıysa olmadığı halde
Lütfi Paşa aynı zamanda ve
tarih yazmıştır şimdi
bir takım İsimsiz yazılan tarihler
vardır Bunlar da anonim olarak
nitelendirilir yani yazarın belli
olmayan
Süleymaniye kütüphanesini de bunlardan
yüzlerce var bu türden anonim olarak
yazılmışlar var bunların asıl insanları
var Yazılı Yazma Eserler var Bunların
hepsi aşağı yukarı kütüphanelerimizde
mevcut Şimdi burada tabii ben bunları
gösterirken şunun için gösteriyorum yani
Osmanlı Tarihi Dediğiniz zaman devasa
bir arşiv ve bu yazılı gördüğünüz bu
kitapların
içerisinde saklı Osmanlı tarihleri bu
başkası bakacak herhangi bir yeriniz yok
bir mimari yapılara bakarsanız mimari
yapılardaki üsluba bakarsanız oradaki
kitabelere bakarsanız Ayrıca devlet
adamlarının yani mevki makam mevki
sahibi devlet adamlarının mezar
taşlarına bakarsınız Çünkü Her
gördüğünüz mezar taşında şey yazmaz yazı
yazmaz hani babam Mezar taşını okumak
istiyorum diyenler var biliyorsunuz
babasının mezar taşında zaten yazı
yoktur çoğunlukta bunların varsa bile
Hüvel Baki Hüseyin bin Ahmet Ruhuna El
Fatiha yazar Tarih Yazar bu kadardır
fazla bir şey yazmaz ama
görevde bulunan devlet adamlarının Mezar
taşları çok dikkat eder hem de adeta
sanat eseri gibi yazılan yazılarla
yazılır bunlarda birtakım bilgiler elde
edebilirsiniz Osmanlılar şimdi devasa
bir arşivi Osmanlı Devleti gerçekten
dünyanın en iyi
arşiv tutmuş devletlerinden bir
tanesidir Öyle ki Osmanlılar şimdi Hani
birileri Efendim Bunlar satılmışlar
atılmıştır yakılmıştır Yok öyle bir şey
yapamazsınız Osmanlılar şimdilerinde de
üç buçuk sene görev yaptı biliyorsunuz
Bir de bunun şeyi de var avantajı da var
benim üzerimde iyi bilen bugünkü Osman
Analitik sistemini bilgisayara
giriyorsunuz şifre alıyorsunuz Osmanlı
arşivine girebiliyorsunuz o radar
sorguladığınızda karşınıza çıkıyor
diyelim ki Ankara dediniz Ankara ile
ilgili hangi taksitle ne kadar belge
varsa liste halinde gözünüzün önüne
geliyor tıkladığınızda belgeye
ulaşabiliyorsunuz İşte o sistemde
tasnifi de bu fakir Kurdu Bu Ben yaptım
yani onu da
arşivde Osmanlı arşiv daire başkanı ve
yardım genel müdür yardımcısıken
yapmıştım Şimdi Dolayısıyla Orayı da
biliyorum
milyonlarca belge var yani sadece
Osmanlı arşivinde akıl almaz belge
yoğunluğu vardır yani 100 milyondan
fazla belge var bu 150 milyona kadar da
çıkaranlar var ama bunu Eğer mühimme
defterleri gibi mesela ahkam defterleri
gibi defterlerde veya şikayet defterleri
gibi defterdeki her bir sayfadaki ayrı
ayrı hüküm Aslında onlar bir ayrı
belgedir her biri bunları çıkartacak
olursanız 150 milyon demek mümkündür
Osmanlı arşivdeki belgelere Öyle ki
yemek
menülerinden tutun tiyatro bilet
koçanlarına kadar arşivde bulabilirsiniz
bu kadar geniş teferruatlı bir arşivdir
Hatta şunu bile söyleyebilirim Eğer
Osmanlı arşivlerini tarihten çıkarın
Avrupa tarihini yazamazsınız bu kadar
ciddi şey konuşuyorum
iddialı konuşuyorum
Dolayısıyla Bulgaristan'a Selam satılan
bir ara
birtakım arşiv belgeleri
kağıt hurda kağıt olarak
Bulgaristan'a Satılmış 10 kuruştan
kilosu daha Hatta birkaç vagon gitmiş
sonradan farkına varıldığı için bazı
vagonlar durdurulmuş Dolayısıyla
Bulgaristan'a ki ben onlarla bir anlaşma
yapmıştım Yani karşılıklı bir işbirliği
Anlaşması yaptık bu anlaşmayı
çerçevesinde oraya satılan belgelerin
kimliğini niteliğini ve sayısını ortaya
koymuştuk 1 milyon civarında belge
Satılmış oraya genelde Bulgaristan'ın
Cizye defterleriydi Bunlar onlarla
ilgili arşiv belgelerdir ama karşılıklı
yaptığımız protokol Anlaşması gereğince
onlardan onların kopyasını Bizden de
onlara o kadar kopya vermek suretiyle
bizim arşivimize koleksiyonunu tamamlama
imkanı bulduk
dolayısıyla daha sonra ben gittim Tabi o
arşive de gittim Bulgaristan'daki aşire
dediğim gibi zaten protokolde
imzalamıştık sadece onlarla değil bütün
Balkan ülkeleriyle o Protokolü imzaladık
Çünkü Benim hedefim orada Osmanlı
arşivindeyken ben Osman ve devletler
topluluğunun arşiv
merkezini oluşturmak istiyordum böyle
bir çaba içerisindeydim Nitekim bir
kısmıyla yaptık güzel de bir şey oldu
şimdi Dolayısıyla bu kadar büyük geniş
bir belge topluluğu söz konusu Bu
belgeleri dünyanın hiçbir yerinde
tasnife tabi tutarken sıkıntı
çekmemezlik yapamazsınız Bunun için ben
Mesela şöyle bir usul ortaya koymuştum
Analitik dedim Çünkü Osmanlı ile
arşivinin ki şunu da söyleyeyim Bu anti
parantez O tarihte bana dediler ki
İtalya Fransa Almanya ve İngiltere'ye
git oradaki arşivleri gör ona göre
buradaki tasnif sistemi olmuştur kabul
etmedim dedim ki onlar Osmanlı arşivine
sonra devlet sistemini bilmezler Ben
biliyorum çünkü kitabında yazdım zaten
Dolayısıyla dedim ben Oraya gitmeden
kendim yapacağım dedim ya git dediler
Başını belaya sokarsın dediler Hatta
yapamazsan dediler dedim ki yani azz
edileceksem edileyim dedim ama ben
yapacağım sadece sizden bir programcı
istiyorum bilgisayar programcısı
istiyorum dedim Nitekim yaptık başarıya
da ulaştık Allah'a şükür yani güzel bir
veri tabanı oluştu o veri tabanıyla
zaten ulaşabiliyorsunuz Yani otomobil
lastiğinde sorsanız bulabilirsiniz orada
varsa o kadar iddialı söylüyorum Nitekim
gelip sorgularsanız çıkabilir Neyse
mesele şu; Osmanlı'da devletini
anlayabilmek için devletin resmi
belgeleri Bunlar bunların her birine
muhakkak görmek zorundasınız Eğer bir
konuyu çözeceksiniz söz gelimi bir yere
bir yazı yazılmışsa o yazı Muhakkak bir
oraya gitmiştir bir de onun sureti
deftere kaydedilmiştir diyelim ki
mühimme defterleri ki
özelliği şudur büyüme defterleri divan-ı
hümayunda alınan kararları ihtiva eder
Yani onlar bir yerde Ferman halinde de
yazılmıştır Yani bugünkü anlamda
düşünürseniz padişahın Fermanı halinde
yazıldığı için Tuğra size çekilerek
resmi gazetede yayınlanmış anlamına
gelir yani Divanda çıkan kanunlar
padişah tarafından onardıktan sonra
başına Ferman geçilir fermanla birlikte
yayınlanır şimdi dolayısıyla böyle bir
yapısı vardır bunun şimdi bu belgelerden
faydalanmadan Siz Osmanlı tarihini
yazamazsınız
ömürlerini belki karşıma hiç
girmemişlerdir belki hiç arşiv belgesi
asla okumamışlardır zaten okuyamazlar
çoğunlukla Nitekim
okuyamadıkları halde Osmanlı Devleti'nin
bu arşiv sistemi ile ilgili Veya bizim
gösterdiğimiz bir takım arşivleri arşiv
belgelerini
eleştirebiliyorlar Efendim bunun anketi
Yok efendim bunun mührü Yok efendim
bunun imzası Yok ya hangi belgede imza
olduğunu görüyorsunuz ki şimdi zaten
terhis dersek bakın terhis Onlar her
birinin bir anlamı vardır terhis
sadrazamın padişaha sunduğu gelen bir
vilayetten arzın padişaha takdim
edilmesidir bu telislerde her şeyi
anlatılır her şeyi görebilirsiniz üçüncü
Mehmet dönemine ait çok önemli bir
Ateistler diye bir de kitap var onu da
söyleyeyim Benim rahmetli Hocam ben
asistan olarak alan Profesör Doktor
Cengiz Orhanlı Burada da rahmetli onu
onun Mesela terhisler bir diye bir
kitabı vardır orada padişahla sadrazam
arasında geçen yazışmaları
okuyabilirsiniz Yani bir devletin içinde
padişahla sadrazam arasındaki
ilişkilerin nasıl bir şey olduğunu
anlamak için onları görmek zorundasınız
veya şehir İslam'ın pençe olarak
adlandırılır onun mührü imzası Tuğra
yerine pençe denirdi ama Şeyhülislam
mesela hiçbir zaman din adamı değildir
Bunu herkesin bilmesi lazım kadıdır yani
hakimdir hukukçudur Rumeli
kazaskerliğinden Şeyhülislam olunabilir
Başka türlü olmaz yani başka bir usulü
yoktur Dolayısıyla bunların mesela
fetvalar nereden geliyor diyeceksiniz
fetvalar iftara dairesinden meşihat
makamına o şey islamlık makamına düşünün
ki Şeyhülislam veziri azamdan sonra
gelen İkinci büyük devlet adamıdır ve
divanın üyesi değildir divana girmez
Yani neden girmez biliyor musunuz
Divanda Veziriazam bulunur vezirler
bulunur Defterdarlığı
bulunur bunların aldığı kararlar
padişaha sunulur padişah bunu alır Eğer
uygun görüyorsa Nişancı gelir Tuğra
çeker ve
Ferman haline getirilir ama şüpheye
düşüyorsa şeyhülislam'a sorar padişah
yani cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesi
başkanına başvurduğu gibi başvurur onun
tarafından onaylandıktan çünkü
hukukçudur adam onun hukuk uygun olup
olmadığını orada görebilirsiniz
dolayısıyla böyle bir sistem içerisinde
bir devlet yapısı düşünün ve hakikaten
Osmanlı Devleti dönemin en güçlü devleti
teşkilatçı ile en teşkilatçı Devleti
Osmanlı Devleti bu kuruluş dönemlerinde
hele hele 1 Murat Aslında Osmanlı
devletinin ana teşkilat şemasını Kuran
insandır
padişahtır çok iyi eğitim görmüştür ve
çok teşkilatçı bir insandır o Teşkilatı
kurmuştur bu Devşirme sistemi dahil
hepsi Birinci Murat döneminin
sonuçlarınıdır daha sonra ikinci Murat
da çok büyük Mesela bir padişahtır
Yıldırım bayisi İşte hepinizin bildiği
gibi
timurla olan mücadele sebebiyle tahtan
inmek durumunda kalmıştır Daha doğrusu
esir düşmüştür işte çocukları Mehmet
Çelebi Ondan sonra Çelebi Mehmet Bey
halkta Süleyman Çelebi Musa Çelebi hepsi
birbirine düşmüştür onlarda devlet
parçalarına raddesine geldiği için zaten
Fatih Sultan Mehmet işte kardeş katli
meselesini ortaya atmıştır
nizam-ı
alem için yani devletin birlik ve
bütününün sağlanması için yoksa başka
bir insanı Alem değil yani dünyanın
nizamını vermek anlamında değil insan
alem için kardeşlerini katletmek
caizdir diyor ekser ulema dahi tecvit
etmiştir Cevaz vermiştir ona vermiştir
diyor Bütün ulema vermiyor Yani belli
bir kesim ulemanın verdiği kayıtlarla
şimdi Dolayısıyla sistem öylesine
kurulmuştur ki hiç kimse bir göreve
gelirken rastgele gelmemiştir Bakın bu
son derece önemli hiç kimse bir göreve
gelirken rastgele gelmemiştir liyakatsiz
hiç kimse göreve getirmemiştir hep belli
bir silsine sonrasında tecrübeler
sonrasında makam değişikliklerine
gelmişler Nitekim bakın Fatih dönemi ile
ilgili çok ciddi bir şey kaynakta
söyleyeceğim size şimdi Sinanpaşa ama
matematikçidir aslında vezirazamlık da
yapmıştır Sinanpaşa fakat Fatih ile ters
düşmüştür Fatih Sinan paşayı bir şekilde
işte öldürmek istemiştir fakat bunu
bilim adamları Fatih döneminin alimler
haber alınca
sakin huzuruna gelmişler demişler ki
hünkarım duyduk ki Sinanpaşa Kolunuzu
Siz öldürmek istiyorsunuz eğer onun
kılına zarar gelirse herhangi bir
şekilde böyle bir durumla karşı karşıya
gelirsek Biz hepimiz kitaplarımızı
yakarız demişler
bunun üzerine Fatih Sinan Paşa'yı
Bursa'ya Sürgün etmiş bir sene sonra
Trabzon'a Sürgün etmiş Sürgün sırasında
öldürtmeyi düşündüğü belirtiliyor buna
karşılık yine bilim adamları gelmişler
Fatih'e demişler ki; Sinanpaşa kurunuza
Herhangi bir şey olursa hünkarım bu defa
Ülkeyi terk ederiz demişler bunun
üzerine Sinanpaşa öldürülmemiş Şimdi
şöyle söyleyeyim bir yerde alimlere olan
saygı var hükümdarlarda Bilim adamlarına
saygının ötesinde bilim adamlarının da
kendi bir ciddiyetleri var yani o kendi
ağırlıklarını ortaya koyuyorlar yani her
şey Güzelli gidiyor ne zamana kadar
gidiyor bu aslında ikinci Bayezid
dönemine kadar ikinci Bayezid Döneminden
itibaren Osmanlı medreselerinde
bozulmalar başlamış işte bebek uleması
dediğimiz kişiler ortaya çıkmaya
başlamış hak etmeyen kişiler işte bir
takım zengin insanların veya makam mevki
sahibi insanların çocukları daha
Bebekken beşikte iken ulema ilan
edilmişler belli bir ücret para alsınlar
diye işte Bununla birlikte ilmiye
Teşkilatı maalesef bozulmuş İşte o
tarihten başlıyor Nitekim
Yavuz'un kısa dönem Hükümdarlığı ki
Birçok arkadaş Yavuz'u anlatsanız ya
diyorlar Yavuz'un nesini anlatayım
arkadaşlar Yavuz işte Hem İsmail ile
savaşmış hemen Memlük Devleti ile
savaşmışlar İkisi de Türk devleti yani
Türk devletleri birbiriyle savaşmış
bundan Zafer kazanmışlar veya gurur
duyacağımız herhangi bir şey yok Bunu
talihsiz olarak görmek mecburiyetindeyiz
Biz bugün Türkler olarak çünkü Eğer
safeviler ki yani Şah İsmail'in de suçu
var tabii bunda Yavuz'un da suçu var Bu
ikisi birbiriyle savaşmak yerine Güç
Birliği yapsalardı ki asla yapmıyorlar
zaten hep ters düşmüşler birbirlerine
zaten çay İsmail'den sonra şahtahmaz
sonra Nadir Şah gelmiş
devletini kurmuş memlüklerde keza aynı
şekilde görüyorsunuz onlar da Türk
devleti fakat hem de Ayyıldız bayrakları
Tao tarihlerde ilk dönemlerden beri
şimdi onlarla savaşmış ve o devletler
yıkılmış ha bunu yapınca şunu söyleyeyim
burada da şöyle bir avantaj elde etmiş
Osmanlı Devleti Fatih Döneminden
itibaren bütün Ticaret Yollarına Doğu
Batı Ticaret Yollarına hakim olmaya
çalışmış Osmanlı Devleti yani böyle bir
strateji izlemiş yani Fatih İstanbul'u
aldıktan sonra Karadeniz'in kuzeyini ve
Karadeniz'in güneyini Yani bizim Anadolu
sahillerinindeki cenevizlere ait ve
pontusculara ait devletler yıkmış
Osmanlı toprakları içerisinde kalkmış
Böylece Karadeniz üzerinden giden
Ticaret yoluna da hakim olmuş memlükler
malum edildikten sonra İpek Yolu dışında
Anadolu'dan geçiyor baharat yollarda
Osmanlı'nın eline geçmiş ve batıyı
ekonomik olarak kıskaca almaya
çalışmışlar fakat
memlükler içinde çerkezler de var ama
Kıpçak genelde çoğunlukla şimdi
dolayısıyla böyle bir yapılar var
bunu İşte bu Ticaret Yollarına hakim
olma batıyı yeni yollar aramaya sevk
etmiş işte Coğrafi keşiflerin ortaya
çıkış sebebi de bu yoksa yüksek
güverteli gemiler pusulanın icadı falan
değil bunların hepsi daha zaten önceden
vardı Dolayısıyla
bu Ticaret Yeni ticaret Yollarına
aramaları sonucunda başka dedikomak
biliyorsunuz Ümit burnuna geçmiş
christof Kolomb macellanda Amerika
kıtası keşfedilmiş Şimdi orası
keşfedildiği zaman keşfedilmiş derken
batılılar tarafından keşfedilmiş Yoksa
daha önceden Bering boğazı'ndan geçen
Asyalı insanlar var Kızılderililerin Bir
çoğunun Türk olduğu şeklinde bir iddiası
söz konusu biliyorsunuz
şimdi
Amerika'nın keşfiyle birlikte
Avrupa'da asla üretilemeyen birçok zirai
hammadde Avrupa piyasasına girmiş Ayrıca
çok yine
büyük miktarda kıymetli maden Avrupa
tarafına aktarılmış mesela 1550'de
sadece İspanya'ya giren altın ve gümüş
miktarı 228 ton şimdi Dolayısıyla bu
para oraya girince ki Osmanlı Devleti
piyasasında da geçerli Avrupa paraları
kıymetli maden olduğu için Osmanlı
Devletinde ekonomik sıkıntılar başlamış
üretim aynı kalmış fakat
bol para girmiş O sebep nedir ki mesela
kanun döneminde ilk devalüasyonu
görüyoruz Nitekim
kanunun iş başına geçtiği
tarihlerde 100 liram gümüşten 300 akçe
kesilirken
1550'lerden sonra 1500 Ellerden sonra
100 liram gümüşten 450 akçe kesilmeye
başlıyor her ne kadar Süleymaniye
döneminde mimari yönünde çok büyük
gelişmeler olduysa da Osmanlı Devletinde
ve 13 büyük savaşa katıldıysa Kanuni
Hatta işte Viyana
dayanıp Osmanlı orduları fethediliyor
oraya dayanıyor ve işte
sadrazam
şeye Alman Kralına yazıyor şeye yazmıyor
padişahı yazmıyor onlar işte eğer
görünmüyor Çünkü
inancınız olsun ki diyor sadrazam inancı
Sokullu inancınız olsun ki sizin
beldenizi Almaya gelmedik size bir ders
vermeye geldik diyor Bu şekilde bir
ifade var ki şeyin
Kanuni'nin hedefi Avrupa'da Avrupa'da
Birliği bozmak yani protestanları
destekliyor Katolik kilisesine karşı
Çünkü o tarihlerde biliyorsunuz
Avrupa'da din harfleri var Çatışmalar
var işte Luther kalben Fransa'da Ondan
sonra annelik annenizin İngiltere'de
gelişiyor Dolayısıyla
reform hareketleri patlak vermiş
Katolik kilisesine karşı çıkıyor halk
Çünkü zaten köle statüsünde bulunuyor
Burcu bakıyorlar köylü Dolayısıyla
bundan kurtulmaya çalışıyor çünkü
Latince bilmeyen papazlar İncili zaten
okuyamıyorlar buna rağmen embrid asla
cennetten yer satmakla günahlar
bağışlamakla ve en önemlisi de Aforoz
yetkisiyle halkı sindirebiliyorlar
Böylece zengin insanların elinden bir
takım toprakları almak suretiyle de
kilise zenginleşiyor Nitekim
Protestanlığın çıktığı dönemlerde
Almanya'nın üçte biri kiliseye ait O
kadar geniş bir arazi sahibi oluyorlar
şimdi Dolayısıyla Osmanlı tarafına
baktığınız zaman o tarihlerde Osmanlı
Devleti
görünüşte en şaşaalı dönemini yaşıyor
yani düşünün ki
artık devlet bütçesinde Herhangi bir
sıkıntı duyulmadığı gibi 13 sefere
çıkabiliyor padişaha yani düşünün bir
sene diyelim ki Viyana tarafından sefere
gidiyor ertesi sene İran tarafına sefere
gidiyor Şimdi bunun masrafını kaldırmak
her devletin harcı değil kaldı ki benim
mesela Osmanlılarda Menzil teşkilatı ve
yol sistemin üzerindeydi
ona menzillerin askeri Gaye ile
kullanılması meselesine baktığınızda
şöyle düşünün 200 bin kişilik orduyla
gidiyor Kanuni 200 bin kişiyle gidiyor
bunun 130 bine atlı asker yani 200.000
kişiye 130.000'de at ekleniyor karnını
doyuracaksınız Tabii bir de geri
hizmette erbabı var onlarla birlikte
düşündüğünüzde
22230.000 kişi var peki nerede odun
bulacaksınız nereden saman bulacaksınız
nerede su bulacaksınız bir Dereiçi
130.000 at kurutur yani böyle düşünün
Köprüler yapılıyor geçiş Yollarında
hepsini Osmanlı Devleti başarabiliyor O
tarihte düşünün çok müthiş bir teşkilat
yine düşünün ki üç kıtaya gelmiş bir
imparatorluk haberleşme İstanbul'a bağlı
yönetim ve İstanbul'dan yönetiliyor ve
oradan haberler eyaletlere giderken bu
atlarla yapıyor telgraf yok uçak yok
Telefon yok yani düşünün ki İstanbul'dan
binen bir atlı olarak
hurma 3 günde varıyor arkadaşlar
düşünebiliyor musunuz böyle bir sistem
kurmuş ve bütçenin Beşte biri buraya
harcanıyor böyle bir yapı yani Osmanlı
Devleti gerçekten son derece büyük bir
devlet ve mimari yapılara bakın Mimar
Sinan ile birlikte ama Mimar Sinan'ın
ötesinde başka mimarlarda var ama Mimar
Sinan Tabii ki ön plana çıkıyor Çünkü o
sonra kim geçiyor ikinci setlim ikinci
Selim bütün o zamana kadar hükümdarlar
seferde vefat etmişken hayatını
kaybetmişken II Selim maalesef hamamda
hayatını kaybediyor hiçbir sefere
çıkmıyor ve Sokullu Mehmet Paşa
sebebiyle devlet o İkinci Selim
zamanında da kendisini gösteriyor ama
artık içten içe çöküş başlıyor bakın
devletin böylesine gelişmesinin sırrını
açıklayan kişi bir
Osmanlı'dan birisi değil bir Türk değil
bir Avusturyalı Açıklıyor Rus ve
Açıklıyor diyor ki burada Liyakat
olmadan Ehil olmadan hiç kimse bir
göreve getirilmez
padişahın karşısında el pençe divan
Duran o devlet erkanı diyor bir devlet
meselesi çıktı her bir aslan kesiliyor
diyor şimdi bu son derece önemli ve
sonuçta şunu söylüyor imparatoruna
Türklerin diyor büyük devlet
kurmalarının ve devletlerinin
sınırlarını genişletmesinin Sırrı budur
diyor yani liyakattir diyor laik
insanların getirilmesidir diyor şimdi
bunları
değerlendiriyoruz
Alperen Hayır
Selçuklular öncesinin konuşmuyoruz Hayır
Osmanlı dedik tekrar sen bir bak
Dolayısıyla öyle bir şey yok
Osmanlı'nın gelişim sürecini
anlatmıyorum osmanlıca'nın gelişim
süreci başka ayrı bir şey mesela ayrı
bir konu olabilir o ben Osman devlet bir
devlet tarihine nasıl değerlendirmemiz
gerektiğini anlatmaya çalışıyorum şimdi
burada Devleti hep şaşaalı dönemi ile
anmanın bir faydası yok şimdi
öveceğimiz yerde överiz ama geleceğimiz
yerde yermek mecburiyetindeyiz bizim
Devletimiz olsa bile yanlışlar ortaya
koymadığınız takdirde gelecekte de aynı
yanlışları içine yanlışlar içerisinde
düşebilirsiniz Dolayısıyla burada
tarihin fonksiyonu
her hakikati zamanında doğru olarak
söyleyebilmektir ortaya koyabilmektir
Eğer siz yanlışsa bile hakikati yanlış
olarak ortaya koymazsanız Size hiçbir
faydası olmayacaktır Övünç olarak ortaya
koysanız bile o yanlışı ne elde
edeceksiniz
Sonuçta o sizin karşınıza çıkacak bir
şekilde dolayısıyla böyle bir şey söz
konusu değil Dolayısıyla bu meseleye
farklı şekilde bakmak lazım işte Osmanlı
devletinin ekonomide bakın ekonomide
batının gelişmesine paralel olarak
Osmanlı Devletinde çöküş başlamıştır
Aslında bu çünkü Bakın tekrar ediyorum
Çok dikkatli Dinleyin bu çöküş Osmanlı
devletinin geriye doğru gidişi değil
aslında Osmanlı diyelim ki bir adım
gidiyorsa Batı 10 adım gidiyor orada
gittiği için Osmanlı Devleti geriye geri
kalıyor
Nitekim Savaş sahasında Osmanlı Devleti
işte ikinci bir ana kuşatması 1600 1683
biliyorsunuz ikinci Viyana
1683'ten sonra ilk defa Osmanlı Devleti
Toprak kaybediyor neden teknolojiye
ulaşamıyor Batın teknoloji
burada deniyor ki işte şeyin Kırım
Han'ın suçu yok mu hakkının annesi de
var ama Kırım hanına ihtiyaç kalmadan
sizi zaten orada Sizin eksiğiniz var
sonra
işte ahlaksızlık başlıyor o yeniçeriler
arasında meydana gelen bir takım başka
uygunsuz ahlaksız hareketler var Bunlar
bir ana kuşatmasını kaybedildiğini
ortaya koyuyor şimdi birileri diyor ki
bir ananın Efendim yağmalanmasının önüne
geçtikleri için yok öyle bir şey Onlar
ötekini söylememek için yapıyorlar Yani
ahlaksızlıkları gündeme getirmemek için
bu şekilde söyleniyor Bu talebelere
gençlere anlatılmaz diye söylenmiyor
Halbuki Okuduğunuz zaman kitaplarda
olancılık almış başını gitmiş Yani
açıkçası ben açık açık söyleyeyim
dolayısıyla böyle başlıyor ondan sonra
bir düşünün 1699 Karlofça çok büyük
Toprak kaybediyor Osmanlı Devleti veya
moral bozukluğudur Bu vatanın da tam
tersine morarar kazanmasıdır Osmanlı
Devleti'nin yenilebileceği artık
Avrupalıların kafasına yerleşmiştir
Nitekim bizim toplarımızla Avrupalıların
toplarının menzili çok farklıdır
Bizimkiler çok kısa kalıyor tarihlerde
Dolayısıyla Osmanlı Devleti yavaş yavaş
o önde çöküyor ikincisi üretim az neden
işte Karlofça ile birlikte yani Viyana
Kuşatması ile birlikte Savcı Sekman ve
Levent adı altında toplanan
başı bozuk askerler
parası birileri tarafından içe ediliyor
dolayısıyla böyle bir durum da söz
konusu haliyle Hem üretim düşüyor hem
asayişsizlik hem gelir yok ve devlet
iflas ediyor Nitekim sadece 4 Murat
döneminde Tarımcı hani şey denir ya
bütçesi'nde Osmanlı Devleti'nin geliri 3
milyon
yük gideri Dokuz milyon yük
Anlatabildim mi bir yük yüz bin Atça
anlamında şimdi dolayısıyla böyle bir
yapı ve Tarhuncu geliyor fakat yeni
içeri sayısı tabi mehmetten sonra
birinci mehmetten sonra şey pardon
üçüncü Mehmet'ten sonra Pardon birinci
Ahmet'ten sonra tamamen
yer içerir teşkilatta bozuluyor yani
göstericiler yeni içeri kaydediyor
Halbuki değiştirme sistemi ile gelen
yeniçerilerle herkesin yeni içerik
kaydedilmesi çok farklı bir şey Nitekim
sadece tarhun zamanında Yeniçeri sayısı
60-7 bin 67 bin yani bütçeden 67 bin
kişinin ulufe çıkıyor
dolayısıyla böyle bir yapı var Halbuki
en mesela sistemli zamanda kanun
döneminde bile 12.000 yıl içerisinde
12.000 asıl orduyu Sipahiler yani Türk
askerleri Türk asıllılar oluşturuyor
Bir de Akıncılar var tabii 30.000
civarında şimdi dolayısıyla böyle bir
yapı
haliyle
Osmanlı Devleti ekonomik olarak da
siyasal olarak da ondan sonra
Liyakat olarak da çözülme başlıyor işte
devletin temellerini sağlam olması
sebebiyle Aslında bu gerileme dönemi
Osmanlı Devleti'nde herkesin bunu iyi
bilmesi lazım 250 sene sürüyor
250 sene sürüyor gerileme dönemi yıkılma
dönemine daha girmiyor bile yani düşünün
temeli çok sağlam olduğu için şimdi
dolayısıyla bunları
bilmek zorundasınız ama ondan sonra
çöküş iyice başlıyor yani Özellikle
İkinci Mahmut toparlamaya çalışıyorsun
Selim var tabii o nizam-ı cedid'i
kuruyor işte yeniçerilerden kurtulmaya
çalışıyor kurtulamıyor ondan sonra
Alemdar Mustafa Paşa meselesi Ondan
sonra patrona isyanı 19
1711'de dolayısıyla böyle bir isyanlar
içerisinde bir devlet Ondan sonra
Ayhanlar türüyor yani bölgesel
işte yönetim şekilleri ortaya çıkmaya
başlıyor işte tirsenikli deniyor işte
çapanoğulları deniyor Ali bekiroğulları
deniyor kozanoğulları deniyor vesaire
Bunlar sadece kendi ve hüküm süren
insanlar devletle bağlantılarını adeta
koparmış pozisyondalar Ali ile bu da
olunca devletin birlik ve beraberliğinde
büyük sıkıntı meydana geliyor şimdi
böyle bir yapı tabi bu arada
sanayileşmeye başlıyor
yani Batı
ekonomik olarak ilerliyor askeri olarak
ilerliyor bizim yelkenli gemilere
karşılık adamlar buharlı gemileri
yapıyorlar sonunda ne oluyor sonunda
denizlerdeki hakimiyeti kaybediyorsunuz
denizlerdeki hakimiyeti kaybedince
Toprak kayıplarınız başlıyor işte 15
1831'de Mora bölgesinde Yunanistan
kuruluyor
artık devletler kopmaya başlıyor Osmanlı
Devleti'nin daha da küçük küçültüyor
fakat en büyük sıkıntı bu küçülme değil
Sadece moral bozukluğu devlet kendisini
toparlayamıyor Çünkü toparlaması için
yenilik gerekiyor batılılaşma işlerine
giriyor söz gerilimi İkinci Mahmut işte
Tamamen batılılaşma istiyor şey
işte ondan sonra
İkinci Mahmut döneminde mesela
İşte buna Tanzimat erkanı diyoruz biz
Reşitpaşa var Alim paşabahar Fuat Paşa
var Mustafa Nedim Paşa var fakat
Enteresan değil mi o tarihte Reşitpaşa
İngiliz yanlısı Ali ve Fuat Paşa Döner
fransızca'nın ise Mustafa Nedim Paşa
Rusya
devlet sadrazam mı bunlar yani düşünün
ki şöyle diyor mesela Reşit Paşa bir
şeyler yapmaya çalışıyor Mesela tercüme
odası var Osmanlı Devleti'nin en gizli
odası Yani bütün gelen yabancı
dildeki yazıların tercüme edildiği ve
Deşifre edilerek padişah sorulduğu yer o
da burada Kimler var Fener Rum beyleri
vermenler var
rumları bunlardan kurtarayım diye
Reşitpaşa Türk mü tercüme yetiştiriyor
Reşitpaşa ama Ali Paşa gelince
Ermenilerle dolduruyor burayı şimdi
düşünün Hep bu şekilde bir takım
yanlışlar bu yanlışlar Osmanlı
Devleti'nin Gittikçe daha çökertmeye
başlıyor
zamanında donanma yeniden güçlendirmek
için büyük bir mücadele veriliyor müthiş
bir de donanma kuruluyor Aslında Fakat
bu defa Abdülhamit döneminde O da
maalesef halisdece
Dolayısıyla Ege Denizi'ne çıkacak
donanmanız yok ve Ege adalarını
kaybediyorsunuz daha sonra şimdi yani
hatalar üstüne hatalar işte ilk borç
alınıyor 50.000 altın alınıyor
ingilizlerden nereye harcanıyor
diyeceksiniz devletin ekonomik
kalkınmasına mı hayır Dolmabahçe
Sarayı'nın yapılmasına
orası yapılıyor 50 bin altın borca
giriyor ilk defa Osman Devleti
1850'lerde şimdi düşünün bu şekilde
gelişen olaylar sırasında Hatta
Abdülaziz döneminde kadınlar Sare
kadınları sarraflar aracılığıyla büyük
alışverişe giriyorlar sarraflardan
mesela 150 bin altın alıyorlar
sarraflardan bunu 100.000 ile işte
alışveriş yapıyor eli bir altın
kendilerine kalıyor fakat kaç çek
veriyorlar biliyor musunuz
teki veriyorlar
Dolayısıyla
devlet büyük bir sıkıntıya düşüyor
müzaka deniyor Osmanlı Devleti'nde buna
Ahmet cevdetme çok güzel anlatmış
raporlarında bunları yapılıyor
ondan sonra
saraydaki kap kacaklar altın işte para
haline getiriliyor para basılıyor işte
damatlar Kimisi Kaptan eder ya Kimisi
Bilmem sadrazam maliye bakanı ve bunları
görevden alıyor padişah Abdülaziz ama ne
oluyor sonuçta
anne Valide Sultan veya eşleri kızları
yalvararak yeniden getirtiyorlar sonra
devlet kalkınamaz ki ayağa kalkamıyor
Şimdi siz bunları anlattık ki Osman'ın
düşmanım olacağız ama gerçek bu siz ne
derseniz deyin
Benim ondan değildir herhalde biraz
uzaktayım Evdeki interneti ondan
oluyordur Veysel muhtemelen
dolayısıyla böyle bir yapı var Nitekim
düşünün 1845'ten itibaren batılılar
Osmanlı topraklarına giriyorlar
misyonerlerine gönderiyorlar
okul kuruyorlar bir sürerleri
vasıtasıyla Ortodoks kilisesine mensup
Hristiyanlar önce Hristiyanlar üzerine
çalışıyor Bunlar ve onları Katolik ve
protestanlığa geçiriyorlar
ortodoksluktan bunun üzerine
çalışıyorlar okullar açıyorlar ve
düşünebiliyor musunuz
1914'te Osmanlı topraklarında İngiltere
Fransa Almanya ve Amerika Birleşik
Devletleri'nin açtığı okul sayısı bakın
iyi dinleyin
1244 okula açıyor Bunlar Osmanlı
devletinin kendi açtığı idari sayısı
bunların içerisinde ki onlar Koleji
olarak açıyor onların sayısı
685
685
okuyan öğrenci sayısı Osmanlı açtığı
Osmanlı açtığı okullarda 35 bin
ecnebilerin açtıkları Okul komisyoner
okullarındaki öğrenci sayısı 85
.000 tamam mı arkadaşlar
devlet niye çıkıyor biliyor musunuz
işte bunlardan çıkıyor her tarafta O
tarihte bakın birçok yerlerde Rum
kiliseler işte kiliseler bilmem ne
açılıyor hepsi 19 yüzyılın sonra bu
misyonerlerin geldikleri tarihten sonra
mesela Harput'ta Ben Elazığ'da bir sene
çalıştım rotasyonla gittiğimde Amerikan
okulunun Kolejinin
kitapları Hala elazığ'dadır Halk
kütüphanesinin bodrum katında gittim
gördüm onlarda üstünde Amerika Birleşik
Devletleri malıdır diye yazıyor Üstelik
o kitapların üzerinde hala Şimdi onları
gördük her yerde var Bunlar ne zamana
kadar tevhidi Tedrisat Kanunu'na kadar
tesisat Kanunu'na Bunların çoğu
kapatılmış Geriye kalanlar da Milli
Eğitim Bakanlığına bağlanmış ve şeyleri
geçmişte
ders kitapları
Tedbiri sattları kendi imkanları ile
yapılırken kendi misyoner kafasıyla
yapılırken tevhid-i
böyle bir yapı içerisinde yani hepinizi
çok yakından bildiği Robert Kolej Robert
Kolej 1863'te kurulmuş
1868'de ilk mezunlarını vermiş ve bu
verdiği mezunlardan dördü
bulgaristanlara
Dolayısıyla enteresan bir şey değil mi
bu
o ücret meseleleri enteresan mesela
Eee
bunu telin yazmışsın ama o ayrı bir
mesele biliyor musunuz onu anlatmaya
kalksak mesela cinci hoca var İşte
hepinizin bildiği Sultan İbrahim Deli
İbrahim dinlen Sultan İbrahim döneminde
cinci hoca var bütün makamları parayla
satıyor adam diyelim ki Kastamonu'ya
Vali gönderiyor Valide akasya'ya
varmadan yeni bir vali daha yiyebiliyor
ama rüşvet alıyor satıyor Yani bunun
üzerine Meral Hüseyin Paşa sadrazam
oluyor getiriliyor nerelisin
O biraz daha iyi bir şey yapmaya
çalışıyor ama düşünebiliyor musunuz hep
böyle
1878'den sonra bu misyoner okullarına
Türkler Müslümanlar da alınmaya
başlanıyor Arap ülkelerinde kurulmuş bir
sürü misyoner Okulu Arap milliyetçiliği
hortlamış
Yani bu şekilde arkadaşlar yani Osmanlı
Tarihi Dediğiniz zaman ucu bucağı
olmayan ve neredeyse günlerce haftalarca
aylarca anlatsak sonunu
bitiremeyeceğimiz bir tarihi her şeyiyle
Ben genel anlamda bir bakış sergiledim
dolayısıyla böyle bir yapıya sahip
Osmanlı Tarihi Efendim Abdülhamit içiyor
mu içmiyor mu değil Mesela ben onu
yazarken şunu için yazdım işte bir
Şehzade olduğunu söyleyen kişi çıktı
Abdülhamit sanki ayağa abdestsiz yere
basmayan kişi gibi gösterildi
adam batıcıya
Batı ya müzik Batı müziğini seviyor
piyano çalıyor adam Hanım marangozluğun
ötesinde Aa Abdülhamit ne yapıyor şimdi
için diyorsanız Siyonizme karşı mücadele
etti diyorsanız aslında şu an hislerin
Elbette toprakları ele alamıyor ki geri
sadece şunu yapıyor bak onu da
söyleyeyim Ermenilerin Adana
bölgesindeki Gavur dağları dediğimiz
Avanos dağlarına kadar olan aldıkları
650.000 dönüm toprağa devletleştiriyor
orada çok güzel bir iş yapıyor ve
devletleştiriyor o aralar falan öyle
kuruluyor şimdi
bu böyle miymiş kimseye kötülüğümüz yok
kimseye düşmanlarımız da yok ama yanlış
yapmışsa yanlıştır donanmayı yükseltmesi
yanlıştır
hükümdarlık yapıp 33 sene hükümdarlık ya
adam Yani sadrazam yapacak adam
yetiştirmemesi hatadır
onun döneminde açılan okul sayısı
misyoner okul sayısı Kilis'in sayısına
baktığınızda şaşırırsınız
ama güzel şeyler de yapıldı yapılmadı
değil ki ama onu yapacağı da bir şey
yoktu onu da söyleyeyim Devlet zaten
çökmüştü
işte kapitülasyonlar Fatih Döneminden
başlıyor Aslında kanun döneminde tekrar
Fransa ile bu gelişiyor Halbuki
başlangıçta şöyle düşünüyor
dediğimiz Fransızlara ticari imtiyaz
veriyor ama aynısından Osmanlı'da
faydalanır diyor isterlerse diyor diğer
Avrupa devletleri de bunu yapabilir yani
Avrupa Birliği'nin bugünkü şeklini o
zaman Fatih yerine getirmeye çalışıyor
öyle düşünün Bir taraftan da Kanuni
geldiği için devlet
mecburen kendi toplayacağı vergileri
yabancı devletlere geç geçmek zorunda
kalıyor
Böyle olunca da devlet ekonomik olarak
bir yere bağlıysa siyaseten de bağlıdır
demektir
başka çareniz yoktur Dolayısıyla bunlara
böyle bakmak zorundasınız vardır kaç
karısı olup olmadığını da söylemiyorum
arkadaşlar önemli değil Öyle yazmışsın
Metin Kurt ama ya bırak Biz onlarla
uğraşmıyoruz yanlış Onlar ayrı bir
yanlış bunları ayrı bir yanlış Ha şu
kadar çocuğu bebekleri bile ya
annesinden süt emen ben bile öldürülmesi
Hani burnunun anasından emdiği süt
burnundan geldi gelmesinin sebebi de
bebek boğduruluyor ondan dolayı geliyor
bu tabirde oradan geliyor şimdi
dolayısıyla böyle bir şey var Yapı var
şimdi
işte kozanoğulları ayrı bir yani şeyler
bahsedilirken konuşulabilir onlar böyle
olmaz
almıyor mu arkadaşlar ses anlaşılmıyor
mu
Oktay ben mi Saray tarihçisiyim
öyle mi oldu anlamadım ben Teşekkürler
yazmışsınız da
Saray tarihçisi herhalde bana demiyordur
başka bir şey diyordur herhalde
Neyse öyle diyorsa da öyle olsun canın
sağ olsun Şimdi Dolayısıyla meseleye o
açıdan bakacaksınız Ha şunu söyleyeyim
burada Türk Osmanlı Devleti bir Türk
devleti mi Değil mi bu mesela hep
konuşuluyor işte Osmanlı Devleti hep
değiştirmelerden sadrazam yapmış falan
yok öyle bir şey arkadaşlar Bundan
dolayı Türk devleti değil diyemezsiniz
isterseniz bir saat oldu konuşmamız Onu
başka bir şeyde Türk devleti miydi değil
miydi Ona da bakalım iddia terakki'ye de
başka bir zaman yine ona da değinelim
ondan sonra dediğiniz gibi
Madem turgutoğulları diyorsunuz
çapanoğulları diyorsunuz bu
türden kozanoğulları gibi Derebeyi
türünden kişileri de ayrıca ele alırız o
da olur
çok geç kaldığınız bu mecrada diyorsunuz
gereken
küregen ne demek sen küre gel ne demek
biliyor musun
küregen ne demek biliyor musun küre gel
bana geç kaldınız diyorsunuz da ne demek
Köye gel anlamını biliyor musun Ben sana
söyleyeceğim yaz oraya biliyorum
bilmiyorum yaz görmek istiyorum
küreyken ne demek
bakmak yok Biliyor musun bilmiyor musun
onu söyle
Timur'un lakabı değil hayır şuraya gel
buraya gel ne demek biliyor musun Ona
Türkmenler köle Gencer
Ondan sonra şeyler
damat demektir kozanın arka tarafında
kozanın arka tarafında gereken dağları
var
ya isminde öyle geliyor şeyle falan şeyi
değil
damat olarak anılıyorsa bilmiyorum ama
lakapın anlamı o lakabın anlamı damat
anlamında onu da belirteyim
Evet şimdi değerli arkadaşlar
konuyu ve bu şekilde toparlanmış olduğu
Demek ki tarihe nasıl bakacağız
başlangıçtaki tarihle sondaki tarihi
Aynı tutmayacağız her dönemin kendine
has bir özelliği vardır hali
değerlendirirken zamanına ve şartlarına
göre değerlendireceğiz Onun için efendim
birilerine kötü dediniz ya onun düşmanı
olmazsınız yanlış yapmışsa yanlışdır
bugün Türkiye Cumhuriyeti'ni
yönetenlerin içerisinde yanlış yapmış
olanlar varsa yanlış yapmış doğru yapmış
olanlar varsa doğru yapmış olanlar var
deriz Allah razı olsun deriz bizler için
de öyle doğru söylemiş olanlar için
Allah razı olsun denir yalan yanlış
söyleyenlere de Ya Allah kahretsin bizi
yanılttı derler ama artık yanılmayalım
bir insan bir insan
sürekli olarak
bukalemun gibi renk değiştiriyorsa
sözünün Eridi ise sözünde durmuyorsa
bir söylediğini daha sonra farklı
şekilde tam tersini yaparak söylüyorsa o
insana güven olmaz Onu da böyle
bilesiniz hepinize Saygılar sevgiler
sunuyorum
Enver Paşa'ya anlatmadım anlatırız bir
gün Dolayısıyla İyi akşamlar diliyorum
hoşça kalın Allah'a emanet olun
- Generated with https://kome.ai
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar