Print Friendly and PDF

Bir zaman Ermeniler Şimdi Kürtler ve Aziz Türk Milleti

 





çağırıyor sen büyüyünce ne olacaksın 
diyor Kumandan olacağım diyor Karabekir 
Kumandan olup ne yapacaksın dediği zaman 
Yurduma göz dikeninin gözünü oyacağım 
diyor o kış 
kurtlar insan etine doymuşlardı 
Allah benim gözümün gördüklerini Dünyada 
hiçbir göze göstermesin bu insanlar 
gülmüyorlardı her biri canlı canlı 
Ermeniler tarafından birer kazığa 
oturtulmuştu bir yemin ediyor içinden 
diyor ki tek Dağ Başı mezar olsa ben 
çarpışacağım hakikaten sinirlenerek 
yerinden oynuyor aradan bunca sene 
geçmesine rağmen Mustafa Kemal bir 
ansarardı her şey buraya kadarmış Milli 
Mücadele başlamadan bitecek Ölüler 
adeta mezarlarından dışarı fırlamışlardı 
tarihini bilmeyenin coğrafyasını 
başkaları çizer o Gencecik kızlar 
kendilerine atıp intihar etmişlerdir 
Yılmaz Yani bizim 
utanacak hiçbir şeyimiz yok Türk 
olduğumuz için her zaman şerefle başımız 
dik olacak gerçekten hani Napolyon'un 
daha sonra Hitlerin Enver Paşa yaşadığı 
Rusların başarısı değil General kışın 
başarısıdır sabah TV'den herkese 
Merhaba bugün paşamızın Kurtuluş 
mücadelesindeki Milli Mücadele'deki 
rolünü nasıl bir karakteristik özelliğe 
sahip olduğunu ve nasıl bir baba 
olduğunu yine diğer cephelerdeki 
Başarılarını ve müzemizdeki hatıralarını 
konuşacağız Nasılsınız Teşekkür ediyorum 
Hoş geldiniz hoş bulduk bizi 
ağırladığınız için öncelikle Çok 
teşekkür ederim ve 
babanızdan başlayalım nasıl bir babaydı 
nasıl bir eşti nasıl özelliklere sahipti 
Bize biraz anlatır mısınız 
şöyle teşekkür ediyorum Dede Evine hoş 
geldiniz yani Burası bütün evlatların 
dedelerinin evi çünkü o insanlar bize 
gerçekten 
bir mucize olarak İstiklal savaşımızın 
neticesinde Türkiye Cumhuriyeti'ne 
hediye etmişler o ilahi kadro diyorum 
ben onlara başla Atatürk Kazım Karabekir 
ve diğer tek tek isimlerini 
söyleyemeyeceğim zaman beni affetsinler 
ama yani onlar ilahi bir kadroydu 
şimdi Kazım Karabekir dediğimiz zaman 
Karamanlı bir aileye mensup 
karabekiroğulları diye biliniyorlar ve 
ne zaman gerek duyulsa padişah 
yalnızlığı olarak savaşlara katılıyorlar 
Kazım Karabekir'in 
karabekiroğullarına 
tınar olarak Toprak veriliyor Onlar da 
orada asker yetiştireceklerdir babası 
Mehmet Emin 15 yaşındayken Kırım Savaşı 
patlak veriyor ve Kırım Savaşı'na asker 
toplamak için geldikleri zaman çok İnsan 
evladını savaşa göndermek istemiyor 
bunun üzerine babası Ahmet Bey eğer biz 
evlatlarımızı askere göndermezsek Bu 
vatanın Şerefli kim kurtaracak yazın 
diyor ilk gönüllü Mehmet eminimdir yani 
Karabekir'in babası Mehmet Emin Paşa 15 
yaşındayken Kırım Savaşı'na gönüllü 
olarak Katılıyor ve döndüğü zaman 
yurduna Hani bitti askerliğim Artık 
babamın yani topraklarında çalışacağım 
demiyor alaylı olarak Ordu'da kalıyor ve 
buna ben Allah'ın bir lütfu demişimdir 
ki Mehmet Emin Paşa'nın alaylı olarak 
orduda Jandarma generalliğine kadar 
yükselmesi hepimiz için gerçekten çok 
önemli Kazım Karabekir'in çocukluğu daha 
sonra kurtaracağı doğu illerimizde 
geçiyor Hani Van Harput Erzincan Erzurum 
yani o yörede çocukluğu geçiyor ve hem 
Ermenileri tanıyor O tarihte Ermenilerle 
sorunumuz yok esasında fakat bir şey 
üzerine padişah Mehmet Emin Paşa'yı 
oraya asayişe temin etsin diye 
gönderiyor Rusya'dan bir haber geliyor 
ki buradaki Ermeniler araya nifak sokmak 
üzere Türkiye'ye gelmek üzere Yani 
bildiğiniz gibi Çoğu da böyle nifaklar 
sonunda o 
ızdıraplarda yaşanmıştır ve bu nedenle 
Mehmet Emin Paşa asayiş koruması için 
Ermenilerle arkadaşlıkları var 
dostlukları var Hiçbir sorun 
yaşamıyorlar fakat orada yaşadığı bir 
olayı da anlatmak istiyorum bir Rus 
general 
küçücük 
Annesi ona bir Kumandan elbisesi dikmiş 
diyelim ki 5 yaşında küçük bir Kumandan 
babasının peşinde Nereye gitse babasıyla 
çağırıyor Sen bir önce ne olacaksın 
diyor Kumandan olacağım diyor Karabekir 
Kumandan olup ne yapacaksın dediği zaman 
Yurduma göz dikeninin gözünü oyacağım 
diyor çok etkilendim evladınızdan 
kendisine bir hediye gönderebilir miyim 
diye Rus general ve eve akşamüstü bir 
ufak paket geliyor ufak paket dolu bir 
tabanca 
yani 5 yaşındaki bir çocuğa hediye 
olarak gönderilen dolu bir tabanca ve 
buna kendisinden hemen alıyorlar 
ellerinden Hatta Dedem asker olduğu için 
şöyle bir kurcalarken gerçek bir mermi 
babaannemin gözünün yanından geçiyor hep 
buna şaşardı Yani bizim ailemizden bu 
kişi ne istedi Niçin böyle bir suikast 
tarzı bir şey yaratmış 
dışında Yani öyle bir sorun yaşamıyorlar 
arkadaşlıkları güzel Van'ı ne kadar 
güzel anlatıyor şiiri bile vardır van'la 
ilgili ama yıllar sonra Van'a gittiği 
zaman çok hüsrana uğrayacaktır Çünkü o 
Bağlar Bahçeler perişan olmuş ve oralar 
tamamiyle Türkiye mezar olmuş 
Van'dan daha sonra gene padişah emriyle 
Mehmet Emin Paşa'yı Mekke vali muavini 
olarak gönderiyorlar hayatım kitabında 
bunları çok güzel anlatır Kabe'nin içine 
nasıl giriyorlar nasıl tavaf ediyorlar 
ve Mekke'de Babam bir okula devam ediyor 
Yani herhalde Mahalle Okulu gibi bir 
okuldur ve bir ana dili kalitesinde 
Arapça öğreniyor yani Arapçası yani çok 
mükemmelmiş daha sonra ne kadar acıdır 
ki kendisi 11 yaşındayken Mekke'de 
Kolera salgınında babasını kaybetiyor ve 
Baba vefat ettikten sonra aile zor 
güçlüklerle İstanbul'a Hani esas 
yuvalarına dönüyorlar İşte Kazım 
Karabekir'in 5 erkek kardeşinin en 
küçüğü ve İstanbul doğumlu O tarihte 
soyadı kanunu olmadığı için okula Kazım 
Zeyrek diye kaydoluyor Zeyrek esasında 
anlam olarak da hani akıllı zeki çocuk 
anlamını zannediyorum geliyor yani ona 
da uyanan bir soyadı bu ve okulda kazıma 
Erek diye tanıyor Hatta okulun kayıt 
olma süresini kaçırmış mı Ne olmuşsa 
özel olarak gidiyor müdürle konuşuyor 
işte 11 yaşında bir çocuk kendisine ve 
bir büyük Kardeşini okula kabul 
ettiriyor Fatih askeriye Rüştiyesi Fatih 
askeri rüştiyesini bitirdikten sonra 
Karabekir kuleli'de görüyoruz ve 
kuleleri de çok başarılı bir öğrenci 
fakat şunu da mutlak söylemek istiyorum 
Kuleli de çok özel hocalarla Bunlar 
çalışıyorlar Yani çoğu Alman olan ve çok 
yani hoca demiyor ki ben şu sınıftan bir 
Kumandan bir lider yetiştireceğim bu 
Sınıfın hepsi Lider olacak öyle yetişmiş 
o insanlar ve hepsi de eğer tek tek 
işlerseniz Hani Ali Fuat paşası Mustafa 
Kemal Paşa 
Yani onların tek tek isimlerini 
saydığınız zaman hepsi yani o liderliği 
başarabilecek kalitede evlatlar 
çok da anlatmak istediğim ve gençlere 
özel olarak yani Sizler de bunu böyle 
yapın dediğim Kazım Karabekir lise 2 
sınıfında 40 yıl Rus rulmanda olan 
Kars'ı Kurtarmak Benim idealim kafaya 
koyuyor ki ben Kars'ı kurtaracağım daha 
lise 2 çocuğu ve Allah ona iki kere 
karşı kurtarmayı nasip ediyor ama işte 
onu kafaya koymak lazım Allah korusun 
Bugün bizim gençlerimiz çocuklarımız 
öyle bir sıkıntı asla yaşamayacaklar ama 
kafaya Bendeki Cevher Bu Vatana şöyle 
faydalı olur diye cevherini tanıyacak 
kendini ortaya koyacak Ondan sonra harp 
akademileri çok önemli 
zannediyorum işte İsmet Paşa Mustafa 
Kemal paşamızda orada daha 
yakınlaşıyorlar Çünkü onların daha 
farklı okullarda okuduğunu biliyoruz Ali 
Fuat Paşa ile akrabalığı da var 
yani kendisini anne tarafından bir 
akrabalığı da var ve onlar bir yaş 
aralıklı Mustafa Kemal paşamızda Ali 
Fuat Paşa aynı Karabekir 1 yaş küçük 
1882 İstanbul doğumlu 
çocuklar birincilikle hepsi çok iyi 
yetişmiş evlatlar okullarını 
bitirdikleri zaman yani Bizim bugün 
evlatlarımıza yaptığımız gibi Aman o 
konuda iyi bitirdin güzel karne getirdin 
al hediye Behiye Yok öyle şey dilsiz 
Bence savaştasın işte Karabekir'de 
evvela o Balkan Savaşları tamamıyla 
Osmanlı'nın en acı dönemleridir en ağır 
dönemleridir bu evlatların mezun olduğu 
dönemler ve Kazım karabekir'e 
bakanlar da görüyoruz 
bulgarlık reçeteleri ile arnavut 
çeteleriyle savaş halinde ve daha sonra 
da çok acı bir şekilde Edirne savunması 
Kazım Karabekir'in hayatındaki yegane 
yenilge Edirne'de şükrüpaşa'nın kurmayı 
olduğu zaman Bulgarlar ne zamanki 
edirne'yi ele geçiriyorlar ve onları 
esir olarak alıyorlar Bulgaristan'a 
bulgarcayı da orada öğreniyor Bulgarca 
orada öğreniyor ve çok acı işte burada 
yazılı olan hürröy esir yaşama yani öl 
daha iyidir esir yaşamaktan orada 
söylediği bir vecizesidir kendisinin 
daha sonra Allah'a şükür ki yurtta 
döndükleri zaman bu sefer Mustafa Kemal 
Paşa Çanakkale'de Kazım Karabekir'de 
Çanakkale'de çok insan fazla bilmiyor 
ama Kazım Karabekir'de İkisi de daha çok 
şey seviyedeler Yarbay olarak yani daha 
albaylık paşalık falan uzak onlara fakat 
Mustafa Kemal paşamız o Emir beni 
hakikaten böyle yüreğimi Ben size 
savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum 
dediği zaman ama bizim 
vatanımızda O an için düşünün ağır bir 
Sarıkamış olayı yaşamışız Sarıkamış Kim 
Ne Derse Desin gerçekten hani 
Napolyon'un daha sonra Hitlerin Enver 
Paşa'nın yaşadığı Rusların başarısı 
değil General kışın başarısıdır Hele 
bizim askerlerimiz yazlık kıyafetlerle 
yiyecek yok yiyecek yok onlara gelmesi 
düşünülen motorları da takviye olarak 
gelecek motorları da batırıyoruzlar 
bildiğiniz gibi ve dolayısıyla Biz 
Sarıkamış'ta Sarıkamış için bir program 
yaparsanız Bingöl Sönmez hocam alın Ama 
yanınıza da bir koca sert bakalım 
yani ağlamadan dinlemeniz mümkün değil 
Çünkü diyordu O kış 
kurtlar insan etine doymuşlardı 
ormanın derinliklerinden 
çıldırmış insanların Sesleri geliyordu 
ve bunların nasıl narger adalarına o 
yılanlı adaya hiç susuz adaya esir 
olarak gönderin o ayrı bir facia ama 
gerek Mustafa Kemal paşamız gerek Kazım 
Karabekir O an için Sarıkamış'ta 
değiller Sarıkamış'ı daha sonra 
kurtaracaktır o sıralarda Çanakkale'de 
savaşmaktadırlar İşte Kazım Karabekir 
Çanakkale kerevizlere mevkiinde 
fransızlarla savaşırken kullanılması 
yasak olan şu şarapnel parçası çok 
önemlidir 
ve çadırına düşen şu bomba parçası Kara 
Kedi denilen ve çok tehlikeli bir bomba 
parçası çadırına düşüyor Ve Karabekir 
bunu gençler bilsin tarihlerini canlı 
olarak görsünler diye 
müzesine koymak üzere 
Şimdi burada sizlere gösterdiğimiz gibi 
Müzesinde sergilenmekte Çanakkale'de 
savaşırken 
fransızlarla savaşıyor ve Yarbay 
mevkiinde fakat orada albaylık rütbesine 
çıkıyor rütbesi kut'ül Amare alma olarak 
giriyor Irak cephesi ve kut'ül amare'de 
İngilizlerle savaşırken çok başarılılar 
o kadar çok İngilizce esir alıyorlar ki 
yani ne yapacaklarını bile şaşırıyorlar 
fakat esas Kazım Karabekir'in Yetimler 
babası şart Fatih ünvanını haklı olarak 
aldığı yurdumuzun doğusudur yani 
yurdumuzun doğusu çok daha önceki 
detaylara fazla girmek istemiyorum ama 
yurdumuzun doğusunda o anda biz 
Ruslardan Kurtarmak üzere Kazım 
Karabekir'in o 
büyük darbe olmuş onlarda da ve Brest 
litovski Anlaşması ile Ruslar 
memleketlerine geri gidiyorlar Hani 
oradan mal falan filan alacaklar 
askerler bizim vatanımızı terk ediyorlar 
fakat Ruslar geri giderken bütün 
ellerindeki toptu tüfekti tankı 
bu şeyleri Savaş araçlarını gereçlerini 
Ermenilere bırakıyorlar ve Ermeniler 
Rusların kırk yılda yapmadığı kadar 
zulmü kardeş bildikleri Türklere 
yapıyorlar 
ki hakikaten yani kardeş olarak 
yetişmişler aynı yörede birbirleriyle 
çok alışverişler olmuş ama nasıl ki 
Araya bir nifak Sokak olmuş ve 
Toprak almak üzere Yani Kazım 
Karabekir'in anılarında Beni en çok 
etkileyen diyor ki bu Doğu Savaşı için 
Allah benim gözümün gördüklerini Dünyada 
hiçbir göze göstermesin o kadar büyük 
acılara şahit oluyor ki mesela 
Erzincan'ı kurtarmış Erzurum'a giden 
Kazım Karabekir İstanbul kapıdan girdiği 
anda bir sürü insan onu gülerek 
karşılıyor dişlerini görecek 
yakınlıktayım diyor anılarında 
yaklaştığım zaman ortada bir gayret 
haberi hissettim bu insanlar 
gülmüyorlardı her biri canlı canlı 
Ermeniler tarafından birer kazığa 
oturtulmuştu 
ızdıraptan kasılmıştı çehreler ve öyle 
Can vermişlerdi işte Allah benim gözümün 
gördüklerine Dünya üzerinde hiçbir göze 
göstermesin ama Kazım Karabekir 
Erzurum'u kurtarıyor 
Sarıkamış'ı kurtarıyor O binle binlerce 
evlada da Sarıkamış'ta buraya bir çocuk 
Kasabası haline getirdim diyor hayatta 
çok başarılarım oldu ama beni en mutlu 
eden başarırım Sarıkamış'ı kurtarmaktı o 
binlerce evladı Bir Çocuk Kasabası 
olarak Sarıkamış'ta yetiştirdim Hatta 
bir göl yapıyor yapay bir gölde çocuklar 
kürek çekmeyi yüzmeyi öğreniyorlar 
ve Sarıkamış Vatanına kavuşuyor ama 
bugün dahi Allahu ekber dağlarına 
gittiğiniz zaman inanın oradaki 
şehitlerimizin ruhaniyeti yani 
yüreğinizde hissediyorsunuz hissetmemek 
mümkün değil Kars'ı kurtardığı zaman 
padişah kendisini generalliğe 
yükseltiyor ama Karabekir için Kars'ı 
Kurtarmak Hani bitti her şey demek değil 
daha ötesi var daha ötesi Nahçıvan 
nahçıvan'daki Türk evlatları Türk 
canları da ermenilerden çok ızdırap 
çekiyorlar Kazım Karabekir nahçıvan'a 
geçiyor 
orduyu teşkilatlandırıyor Hüseyin Cavit 
Bey diye bir büyük Türk şairi 
Nahçıvan'ın başında olan ondan çok iyi 
dostu oluyor okullar açıyorlar maaşları 
öğretiyor oradaki evlatlara da kendi 
bestesi maaşlarını oradan Kazım 
karabekir'i İran tebrizde görüyoruz 
amacı İran tebrizden bakıyor geçmek ama 
o sırada bir geri dön emri alıyor 
Mondros Ateşkes imzalandı geri döndü 
orada çok üzülüyor Yani bütün 
komutanların İstanbul'da toplanması çok 
tehlikeli Yani bütün komutanları aynı 
yerde hani bir suikaste olabilir Bir 
sıkıntı olabilir Dolayısıyla Ama Emir 
emirdir 
bakıya gidemeden Kazım Karabekir 
Batum'dan gemiye binerken Burada da çok 
önemli bir cümle söyleyeceğim buralarda 
bulduğum hafif Japon toplarını geminin 
şaftı da yükledim Trabzon'a bıraktım Çok 
önemli bir cümle Çünkü bir 
mücadele fikri var yani silahlanmak 
gerekiyor Mustafa Kemal'e ilk 
hediyelerimdir der o Japon topları için 
sonra Deniz karayolu olmadığı için deniz 
yoluyla Kazım Karabekir Batum'dan 
İstanbul 
İstanbulda girdiği zaman 
boğazlara Maalesef o yabancı zırhlıları 
görüyor hatta hatta Tarabya önlerinde 
acı bir hatırası var diyor ki; Tarabya 
önlerinde geminin 
şeyindeyim 
güvertesindeyim bir İngiliz subay Türk 
subayını Türk gemisinde şey yapıyor 
hakaret ederek indir Türk'ün bayrağına 
İngiliz bayrağı çekeceksin Hayatımda bu 
kadar acı çekmemiştim diyor ve o anda o 
gördüğüm yabancı zırhlılara bir yemin 
ediyor içinden diyor ki tek Dağ Başı 
mezar olsa ben çarpışacağım bugün bizim 
İstiklal Marşımız da aynen söylediğimiz 
söz tüten en son ocak Yani senin Hoca 
tutsun benim hocam tutsun bu vatan için 
tek bile kalsa 
çarpışacağız ve bu Emine ettikten sonra 
analarında diyor ki bu yemini ettikten 
sonra artık hepsi gözümde bostan 
korkuluğu niteliğindeydi hiç değeri 
kalmamıştı o İstanbul'da yani Gönül 
isyan ediyor Çünkü biz Ateşkes dendiği 
zaman bugün çocuklarımıza da iki devlet 
arasında Savaşı Durdur diyoruz hayır 
Osmanlı'ya yapılan gel vatanımız zaptet 
ingilizi Fransa italyanı Bey olacak 
caddelerinde silahlı geziyorlar bir 
Fransız General Fatih Sultan Mehmet'i 
taklit ediyor bindiği atıyla İstanbul'u 
fethetmiş gibi Sanki Bey olacak 
caddelerinde yani İstiklal caddesi 
İstiklal sözünü boşuna almadı ve bütün 
Türk paşaları olsun Padişah dahil olsa 
yani 
şerefimiz bayrağımız yerlerde 
sürükleniyor işte padişahın da biz 
göreceksiniz Biraz sonra onu da mutlaka 
göstereceğim 
yani Türkün 
esamesi geçmiyor yani 
İngilizce Fransa italyanı bize şey 
yapıyor idare ediyorlar işte Kazım 
Karabekir'in İlk şehiti o kadar güncel 
ki mutlak bunu da yani yazmanızı 
istiyorum İlk ziyaretim İstanbul'a gelir 
gelmez diyor Harbiye Nazır Abdullah 
Paşa'ya Hatta o iki tane kendi bastırdı 
risaliyede vardır 
ve diyor ki Paşam ben size Ermenilerin 
doğuda yaptığı mezalimi 
gönderdim niçin bastırmadınız Hatta 
Fransızcada basılıp da ecnebiler de 
bilsin neler yaşadığımızı Çünkü ileride 
Ermeniler bunun tersiyle Türklere 
suçlayacaklardır bugün 
ve padişah diyor ki Abdullah Paşa hiç 
bunlardan haberim yok Kazım kendi 
imkanlarıyla bir Risale olarak Osmanlıca 
bastırıyor ve Fransızcaya çevirip Çünkü 
Fransız sırada Onlar bilmiyorlar bizim 
neler yaşadığımızı ve ermenilerde 
hakikaten bugün Karabekir'in dediği gibi 
bize yaptıklarını kendilerine yapılmış 
gibi anlatıyorlar o diaspora Gerçekten 
bu laflarla ayakta Ermeni 
netice olaraktan kendisi bastırıyor 
ikinci ziyareti tabi çok önemli bir 
ziyaret Mustafa Kemal paşamıza 
Mustafa Kemal Şişli'deki konağında Kula 
ameliyatı olmuş hasta yatıyor Karabekir 
bütün komutanlar kendisine Tabii ki 
gidiyorlar İsmet Paşa zaten İstanbul'da 
Ali Fuat paşamız hepsi gidiyorlar ve 
Karabekir diyor ki paşam İstanbul'da 
kalmakla hiçbir şey elde edemeyiz 
kurtuluşun anahtarı doğudadır doğuya gel 
ben 15 Kolordu'nun başına Erzurum'a 
gidiyorum Sizi bütün kolordumla 
destekleyeceğim Mustafa Kemal paşamız 
iyi olur olmaz size mülakati olacağım 
Kazım diyor yani iyi olayım kendi 
sözleri iyi olayım size kavuşacağım ve 
Kazım Karabekir Ondan vedalaştıktan 
sonra gül Cemal vapuruyla gene 
karayolumuz olmadığı için Trabzon'a 
gidecektir ve Trabzon'dan Erzurum'a 
geçecek Trabzon sonunda çıktı anda 
rıhtıma dudaklarından şu sözler 
dökülüyor Şu anda itibaren olay 
Mehmetçiğin namlusunun ucundadır Ben de 
oldum millete 
ölümümüz pahasına millete vermeye geldik 
yani bu kararlılıkla Anadolu'ya 
çıkılıyor ve burada Mustafa Kemal 
paşamız o da gidiş için bir takım şeyler 
arıyor Nasıl gidecek ne yapacak padişah 
çok fazla kendisinde tanımıyor ve 
o kadar acı bir belge ki bütün 
evlatların bilmesi gereken bir belge 
size yolunu gönderecek özellikle Şurada 
da asılıdır Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919 
günü 
İstanbul'dan ayrılırken İngiliz'in 
verdiği pasaportla çıkar ne kadar büyük 
bir zül kendi vatanında İngiliz sana 
izin verirse Samsun'a gidebileceği yani 
Osmanlı'yı şu yıktı bıyıklı lafları 
aranmasın Osmanlı kendi kendine maalesef 
pes etti baştaki padişah paşam git 
vatanını kurtar diyemiyor Çünkü padişaha 
diyorlar ki eğer Anadolu'da en ufak bir 
Türk ayaklanması olursa Orayı da sapt 
ederiz Padişah da oranın zapt edilmesini 
önlemek için Mustafa Kemal'e şu emri 
veriyor git paşam 
Türklerin ayaklanmasını bastır 
silahlarını topla Yani bu adam bu emri 
verirken yani mutlaka içi kan ağlıyordur 
kolay bir şey değil kendi vatanı için 
ama o kadar zayıf O kadar İngilizlerin 
karşısında yok olmuşuz yani Osmanlı 
maalesef sert haritasını bizim gözümüze 
göstermeleri için kapıları açmış 
ve dolayısıyla Mustafa Kemal Tabii ki 
Emir üzerine ki bu kız kulesi 
açıklarında bir motorda Generale ne 
yüzbaşı ben etmenin orada imzasını 
göreceksiniz o adamın emriyle geçebilir 
şeyi verilmiş izni verilmiş 
hakikaten sinirleri yerinden oynuyor 
aradan bunca sene geçmesine rağmen ve 
Mustafa Kemal Paşa'da Samsun'a çıktığı 
zaman 
etrafını Tabii ortada İngilizler var 
esasında Fakat bu hiç bu emirlere riayet 
etmeyecektir fakat Amasya'da Amasya 
müftüsü 
anda adı Rahman Kamil Efendi Mustafa 
Kemal Paşa'ya orada Beklerken hutbede 
diyor ki şu anda itibaren adı Padişah 
olsun ne olursa olsun emrinin hiçbir 
hükmü kalmamıştır yani vatanı kurtaracak 
olan bu insanlardır diye bu Mustafa 
Kemal Paşa'yı destekliyor Çünkü görüyor 
ki esir konumunda olan bir padişah ne 
Emir verebilir ve dolayısıyla Mustafa 
Kemal paşamızı Amasya genelgesinde Vatan 
bütündür bölünemez millet bütündür 
bölünemez olarak görüyoruz Anadolu'ya 
ilk çıkan Beşler halife ve soy 20 
Kolordu Kazım Karabekir 15 Kolordu 
Mustafa Kemal Atatürk Rauf Orbay Refet 
Bele beşi bir yerde altınlar derdi 
Allah rahmet eylesin Yani Anadolu'ya ilk 
çıkan Beşler bunlardır ve dolayısıyla 
hepimizin bildiği gibi Amasya Genelgesi 
fakat Amasya Genelgesi İstanbul'da da 
okunacak İslam'da İngilizler bunu 
okudukları zaman son derece rahatsız 
oluyorlar son derece Çünkü biz onu Hani 
türkü bastırsın diye izin verdik 
gönderdik O türkü yüreklendiriyor derhal 
aciz olan padişaha Emir vererek 
İngilizler 
Mustafa Kemal Paşa'nın tutuklanmasını 
Hatta idam edilmesini isterler ve 
Mustafa Kemal Paşa Erzurum'a gelmiştir 3 
Temmuz 1919 Erzurum'a geldiği zaman 
Kazım Karabekir kendisine Erzurum'da 
Ilıç Ilıç ya da Ilıca mevkiin Kılıç var 
Kılıç mevkiinde askerlik törenine 
karşılar Bugün orada iki komutanında 
heykeli vardır fakat Mustafa Kemal 
tedirgindir Mustafa Kemal Kazım 
Karabekir'in askeri törenle 
karşılaşmasında bile karşı tedirgindir 
çünkü padişahın verdiği emri bilmektedir 
fakat zannediyorum bilmediği şu an 
Kazım Karabekir bugün arşivinde vardır 
bu sözler padişaha Red cevabı yazıyor 
Hayır diyor Ben Mustafa Kemal'i 
tutuklamam o vatan için çalışmakta 
Mustafa Kemal son derece tedirgin ve 
hepimizin bildiği gibi o 8 Temmuz günü 
telgrafın başında askerlikten istifa 
ettiğini saraya bildiriyor işte 9 Temmuz 
günü Erzurum'da bir konaktayız bugün 
Atatürk evi olan bir konakta Mustafa 
Kemal paşamız bir masa başında sivil 
Rauf Orbay yanında ve 
Kazım Dirik 
kendisine biat etmiş Kendisine söz 
vermiş olan geliyor diyor ki paşam 
istifa edin kimden emir alacağım Mustafa 
Kemal Paşa artık Hani sen yoksun 
diyorlar O sırada yağ ve recepada bas 
koşarak içeriye geliyor paşam diyor 
Kazım Karabekir bir 
asker grubuyla Süvari grubuyla gelmekte 
orada Rauf orbay'ın bir 
hatırasında şöyle bir yazı vardır 
Mustafa Kemal bir an sarardı her şey 
buraya kadarmış Rauf Milli Mücadele 
başlamadan bitecek Kazım Karabekir 
gelecek aldığı Emre'ye göre Mustafa 
Kemal'e tutuklayacak Her şey bitti Kazım 
Karabekir içeriye geliyor sivil olan 
Mustafa Kemal Paşa'nın karısı sert bir 
asker selamı çakıyor ve paşam diyor Dün 
olduğu gibi Bugün de bütün kolordumla 
evleneceğim sizi koruması için bir böyle 
lüksü getirdim İşte o an iki dava 
arkadaşı birbirlerine göz yaşıyla 
sarılıyorlar İşte o gün o an o konakta 
güzel abimiz başlamış kazanılmıştır O 
gün o konakta Türkiye Cumhuriyeti'nin 
temeli atılmıştır O gün o konakta 
Mustafa Kemal Atatürk olmuştur oy Yüce 
insanı destekleyen bir 15 Kolordu var 15 
Kolordu çok önemli Osmanlı'nın bütün 
orduları dağıtılmış bütün asker terhis 
edilmiş yegâne gücümüz askerini terhis 
etmemiş silahları toplatmamış Kazım 
Karabekir 15 kolordusu burada Erzurum 
Kongresi 
hazırlanıyor Karabekir kongrenin 
altyapısını hazırlıyor fakat kongrede 
onu hiçbir şekilde Göremezsin Çünkü 
sivil bir kongre Karabekir asker Yani 
bir asker şeyi olmadan sivil bir kongre 
Mustafa Kemal paşamızda o tarihte 
Erzurum'da çok tanımıyor Dolayısıyla 
onun başkanı olmasında sağlıyor ve 
Allah'a şükür ki Erzurum Kongresi bunu 
Sivas Kongresi takip edecektir Sivas 
kongresinden sonra bunu da mutlaka 
mutlaka söylemek isterim ve bütün 
vesikalarda Yani bir şekilde sizde olsun 
bastırın ama bastırmayın o şeyde 
Sivas kongresinden sonra bir Amerikalı 
General General Harbor Erzurum'a geliyor 
ve Erzurum'da iki konuda Amerika'ya 
rapor gönderecek Erzurum bir Türk 
yurdudur Ermeni Yurdu budur burada 
Erzurum Vali vekili belediye başkanı 
Kazım Karabekir gelen komutanı Paşa'yı 
alıyorlar Generali 
Erzurum'daki kaleye çıkarıyorlar ve 
diyorlar ki Sayın General ölülerimiz 
söylesin demek o tarihte oralar 
şehitlikte burada yaşamış burada ölmüş 
müslüman halkın mezarları bu işten şu 
uca kadar Şurada da bir ufak Ermeni 
mezarlığı var Dolayısıyla 
Erzurum bir Türk yurdudur diye 
ölülerimizi raporu yazdırmıştık ikinci 
raporda hem güncel hem yani çok büyük 
sözlere şey verecek ne derler cevap 
verecek nitelikte ve ikinci rapor 
Türkler Ermenilere nasıl davranmıştır o 
sırada işte çat pat İngilizce bilen 
falan bir takım Ermeniler adamın 
etrafını alıyorlar bir şeyler anlatmaya 
çalışıyorlar kendilerine fakat Karabekir 
kendisine bir Alaca raporunu veriyor 
Alaca raporu yani O okuduğun zaman 
yürekleri acıtacak bir rapor ve diyor ki 
Alaca köyünde Ölüler 
adeta mezarlarından dışarı fırlamışlardı 
insanın aklını başından alacak 
durumdaydı bütün gençler baltalarla 
parçalanmıştı Memedeki çocuklar dahil 
süngülenmişti yaşlılar fırınlara 
ahırlara konup yakılmıştı Yani bu acıklı 
durumu görünce Hatta duvarlarda ciğerler 
kalpler asılmış görünüyordu bu acıklı 
durumu görünce bir an önce Erzurum'a 
gidip oradaki canları kurtarmaya kendimi 
mahkum hissettim diyor Karabekir General 
Harbor Onun bütün kitabını göreceksiniz 
diyor ki adamın gözleri yerinden oynuyor 
bu Alaca raporunu görünce nasıl olur 
diyor Allah'a iman eden Hani Hazreti 
İsa'nın evladı olan bu insanlar nasıl 
canavarlaşabilir ve aynen şöyle diyor 
Erzurum'a gittim olayı yerinde inceledim 
esas yok edilmeye çalışılmış olanlar Öz 
yurtlarında öztürkler'de Türkler 
Ermenileri kötü davranmamıştır ve bunu 
24 Nisan Amerikan senatosu da sunduğum 
rapordur diye de imzalamış adam işte 
Amerikan 
başkanı yani Nasıl oluyor da arşivlere 
bir göz atmadan Başka ne olabiliyor Bu 
da hakikaten enteresan bir konu Yani 
Neticede biz kendi hakkımızı kendimiz 
savunmazsak onların bütün acılarını Biz 
yapmış olarak dünyanın gözü önüne 
alınıyoruz İşte bu savaşlar sonucunda 
Türkiye Büyük Millet Meclisi daha 
savaşlar sonucu değil yani daha Kars 
bile tekrar Ermeniler tarafından zapt 
edilmiş kurtarılmış olan Kars tekrar 
zaptedilmiş Kazım Karabekir Mustafa 
Kemal paşa'mız İşte o sıralarda Türkiye 
Büyük Millet Meclisi'nin açılışı oluyor 
ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin en 
önemli ya aldığı kararda Kars'ın 
kurtarılması için Kazım Karabekir'in 
ordusuna 
müsaade veriliyor Meclis kararıyla ve 
Kazım Karabekir ikinci defa karşı 
düşmandan kurtarıyor düşmandan 
kurtarmanın ötesinde yeni açılmış olan 
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin en 
önemli politik anlaşmalarını imzalıyor 
Gümrü Moskova ve Kars antlaşmalarını 
imzalayan Hatta Şurada da o kalemleri 
resmini Pencerenin önünde göreceksiniz 
anılarında diyor ki kalemlerin resmini 
çektim kendi yazımdan neyin ne olduğunu 
anlattım kalemleri de inkılap müzesine 
hediye ettim diyor inkılap Müzesi dil 
tarih Üniversitesi'nde yani üniversitede 
bir odada yani kilitli durumda hala 
duruyor kalemleri ziyaret ettik Çünkü 
Bir de burada şeyi de ufak bir sormak 
isterim Kazım Karabekir için Ermenilerin 
soykırım iddiası üzerinden konuştuk şunu 
da hatırlatmak istiyorum Trabzon'da 
Ermeniler yetim babası diyorlar Kazım 
büyükkarabekir için burayı biraz anlat 
Tabii burayı açmam için tam oraya 
gelmiştim Ben de yani savaşlardan 
hepimizin bildiği gibi esas ızdırabı 
çocuklar kadınlar çekiyorlar ama bizim 
İstiklal savaşımızda kadınlar çok mağdur 
olmalarına rağmen kadın olduğunu 
bildirmeden erkek formasıyla Şehit 
verdiğimiz çok kadın vardır yani biz 
hani birkaç tanesini Şerife bacılar 
falan Onları biliyoruz ama bilmediğimiz 
şehitlerimiz de var Çünkü bu millet 
kadınıyla erkeğiyle çoluğuyla çocuğuyla 
İstiklal savaşımızı kazanmıştır Şimdi 
burada bu ızdırabı çeken Çocuklardan bir 
çoğu 
daha Ermeniler şeye karşı 
şey altına almışlar yani Kars'a tekrar 
girmişler ve bu arada Türklere 
yapabildikleri her türlü zulmü 
yapıyorlar çocuklar perişan durumda ya 
grubun içinde Hepsini öldürmüşler bir 
tane çocuk canlı kalmışsa düşman 
gittikten sonra o ortaya çıkıyor Ve 
Karabekir 
Gümüşhane'den itibaren çocukları 
toplamayı kendine görev biliyor Hani 
onları topluluğu olarak getiriyor evvela 
Erzurum'a getiriyor Bunlar aşağı yukarı 
4000 erkek 3 bin kız evladı Türk olarak 
3 bine yakında Ermeni çocuk var Hiçbir 
zaman demiyor ki ben bu Ermenilerle 
savaştım yani onlara bir soykırım yapmak 
gerekirse çocuktan başlayacaksın Hayır 
çocuk kutsaldır diyor karabedir o 
çocuklara sahip çıkıyor onları da 
Evladım Diyor ve işte insanca bir 
boyutta düşündüğü için bu çocuk Ermeni 
ise dilini dilini bilerek yetişsin diye 
Trabzon'da Amerikalıların açtığı bir 
Ermeni niyeti manası var o çocukları 
oraya veriyor kendisi onlara babalık 
ediyor Hatta İçeride göreceğiniz o resim 
Karabekir'in karakalem yapılmış bir 
resmidir çok da güzel bir resimdir 
altında eski yazı Yetimler babası Kazım 
Karabekir Paşa hazretleri Kahraman asker 
imza Trabzon Ermeni yetimleri tarafından 
Yani bu millete bir soykırım yapacak 
yetim kızaracak ortaya ve de o çocuk sen 
benim 
Yetimler babamsın diyecek bu milletin 
bir paşasına Dolayısıyla Kars tekrar 
Türk'ün yani ve canlı bayrağımız Dünya 
Durdukça Kars kalesinde dalgalanacaktır 
daha sonra hepimizin bildiği gibi 
İstiklal savaşımız İstiklal savaşımızda 
hakikaten Allah'ın Yani büyük bir 
yardımı büyük bir mucizesidir ki yani 
Mantık olarak düşünsen 7 düveyle karşı 
savaşıyorsun yani İngilizce Fransız 
İtalya'nın ve Ermenilerle savaşırken 
Ermenilerin arkasında da 
bu şey devletler var Emperyalist 
devletler var Her biri vaatlerde 
bulunuyor Yani İstanbul'u İngiliz'e 
Fransa italyanı sapt etmiş bütün güneyi 
gene Fransızlar İtalyanlar ve Ermeniler 
zapt ediyorlar ve bütün Emperyalist 
devletler doğuyor Ermenilere vermek 
üzere birleşmişler yani Bize sadece 
Ankara ve etrafı Size yeter diyor koca 
Osmanlı topraklarından şu kadar Ankara 
ve etrafına kalmışız ve Allah'a şükür ki 
sert haritasını 
gördüğümüz zaman ya neler yaşandığını ve 
şükür olsun ki İstiklal savaşımızla 
vatanımızı yani yok olan 
kül olan Osmanlı'dan 
kor olan Türkiye Cumhuriyeti çıkmıştır 
şükür olsun ki öyle 
şimdi bahsettik paşamızın 
kahramanlıklarla dolu hikayesi yine 
bahsettiğiniz gibi birçok o dönem denk 
gelen çok başarılı çok zeki subayların 
sayesinde kurtulan ve Türkiye 
Cumhuriyeti Devleti olarak yeniden 
dirilen bir devletten bahsettik 
paşamızın mesela keman çaldığını çok iyi 
derecede çaldığını ve bu 
askerlerde genelde şeyi biliriz Yani 
biraz daha 
disiplinli daha sert mizaçlı Evet Hani 
Despot kelimesi kullanmıyorum Ama bu 
biraz da tabii Ordu disiplinden kaynaklı 
paşamız keman çalıyor besteler yapıyor 
yine çok naif bir yaklaşıma sahip 
olduğuna dair anekdotlar var siz nasıl 
anlatırsınız babanızı şimdi bakın en 
basit olarak şöyle anlatayım onun 
şefkati onun sevgisi Biz üç kız kardeşle 
sınırlı değildi bizlerden önce 
11'e yakın evlada gerçek bir baba 
olmuştu o babanın 
haberi var babamız ve mektupları var 
birçoklarının sünnetini 
Erzurum'da yaptırıyor ve her birine 
hediyeler veriyor yani hatta sonraki 
senelerde görüştüğümüz o Çocuklardan bir 
tanesi Kazım Karabekir'in yaptığı ödevi 
getirmiş bize Renkli kağıtlarla eski 
yazı Yaşasın Cumhuriyet yazılıyor 1919 
yılında çocuklara Yaşasın Cumhuriyet 
diye ödev veriyor Şefik tutkavul bey 
diye bir doktor beyefendi Albay o zaman 
4 sınıftaydım sarıkamış'daydım diye onu 
gösterdi bize yani Kazım Karabekir 
Allah'ın 
yarattığı evlatların insanları nasıl 
olmasını tam manası bir örnektir yani 
hak yemeyen hakkını da yedirmeyen 
ihtiyacı olana daima ne şartta olursa 
olsun bu bir aile geleneğidir bir evlat 
özellikle öğrenci ya da kız evlatlar 
ihtiyacı oldukları zaman mutlaka onlara 
yardım edilir 
hatırada hatıraya da geçiyorum şu 
masanın başında yemek yiyoruz Ben aşağı 
yukarı 6 yaşındayım 7 yaşındayken babam 
öldü 
Kapıya bir Bey geldi 
o gün de bayram mı Bilemeyeceğim bir 
sabah kahvaltısı Babam kendisine çok 
yakışan Gözleri de yeşilde yeşil bir 
kazak giymiş 
o Bey geldi babamı çağırdı konuşacak 
Belki de kapıyı babam açtı 
sonra geldiği zaman ne diyordu ne 
istemişti diye sordu Annem 
babamın o yeşil kazağı Yok onu vermiş 
ona çünkü adam demiş ki Açım çıplağım 
paşam 
Yani tabii ki ona onun yanı sıra nasıl 
bir yardımda bulundu ben onu bilemiyorum 
ama yani gözümün önünde gördüğüm yaşadım 
En basiti bu 
yani mutlak yardım etmek Bizim ailemizin 
boynunu borcudur bu ondan da sınırlanmış 
değil şükür olsun bu müzeyi açtık vakfık 
Vakıf kurduk Kazım Karabekir Vakfı'nı O 
tarihte hayatta olan Hayat Kara Bekir 
ablam ben vefat etmiş olan Emel özendin 
ablamın kızı Gülden Gazioğlu ile 3 kişi 
olarak bu Vakfı çok şükür kurduk şimdi 
babamın rakamlarına yetişemedik Ama 
bizim de yüz çocuğumuz aşağı yukarı her 
ay 
burs verdiğimiz evlatlarımız var yani o 
evlatlar sıkıntıya düştü Yani şunu da 
ödeyemedik diyebilecekleri de bir 
adresleri var yani Sırf onlara 
verdiğimiz şeyle kalmıyoruz ama inşallah 
ki Allah bizim de imtihanımızı kalsın 
Biz de öyle 10 bin Çıkalım bu arada da 
mutlaka söylemek istediğim bir borcum 
olarak bunu söylüyorum benim vakıfta 
olmadığım bir gün bir beyefendi geliyor 
yaşlı bir beyefendi ve vakfımıza o günün 
parasıyla çok büyük bir para yatırıyor 
yani 5000 Yani büyük bir para yatırıyor 
5000 demeyeceğim belki milyona yani 
üstünde bir para bir teşekkür etmem 
gerekiyor tabii 
kalkıyoruz Ziyaretine gidiyoruz kim 
olduğunu bilmiyorum beyefen Mehmet 
şairoğlu diye bir beyin 
konuşurken diyor ki Paşa'nın okulunda 
okudum 
Sarıkamış'ta okul açtığını duyunca Annem 
beni Tren yolunda yürüye yürüye yürüye 
Kars'tan sarıkamış'a götürdü Ama gecenin 
bir saati Anam yüreğime ateş gibi vurdu 
ben anama özledim geri döndüm yürüyerek 
gene Anam beni içeri almadı 
lastiklerin içine Biraz ot koydu yine O 
yoldan geri götürdü Ben orada okudum 
Şimdi o gün merheme ihtiyacı olan bir 
evlat bugün kaç tane evlada merhem olmuş 
durumda İşte bu tür Tabii davranışlar 
bizim yani yüreğimizi Farklı şekilde 
çarptırıyorlar Dolayısıyla yani güzel 
şeylerde yaşıyoruz onlardan çoğu ile 
tanıştım Sabri Koçak Paşa ile Sivas'ta 
yedek subayı öğretmenlik yaptığımız 
dönemde Yani ben de hafiften askerlik 
yapmışımdır o dönemde Çünkü öğretmen 
olarak gidiliyordu ben de orada 
öğretmenlik yaptım 
Sabri Koçak komutanımız Tugay Komutanı 
Albay Sabri Koçak e dediler ki sizi 
çağırıyor Şimdi biz Türkyılmaz diye 
babamı marşlarıyla büyüdük içmişler 
korkmuyoruz yılmıyoruz ya biraz dizleri 
titredi Türkleri koca şeyin Togay 
komutanının yanına çıkacağız Çıktığım 
zaman elini şöyle omzuma koydu kardeşim 
dedi Senin baban Senden önce benim 
babamdı ben onun evlatlarındanım Nur 
içinde yatsın Sabri Koçak paşamız çoğu 
ile Here doğuya gittiğimiz zaman 
çoğuyla karşılaştım şimdi Hepsi hemen 
hemen nur içinde yatsınlar vefat ettiler 
Cemal Tural Eski Genelkurmay 
başkanlarımızdan cemal turhanımız o 
çocuklardandır 
Zeki İlter paşamız Yani daha 
epeyce epeyce ve onlarla ilgili de 
Konya'da 
Şimdi bende isimler için Aklıma gelince 
söylerim onlarla ilgili çok güzel kitap 
yazan hocamız Hatta şeylerini veriyor 
çocukların nüfus kayıtlarını Yani babam 
Türk evlatlarının İleride böyle Çünkü 
maalesef gazetecilerimizden bile Kazım 
Karabekir'in gürbüzler ordusundaki 
Ermeniler de yazanlar oldu maalesef işte 
cahillik çok kötü bir şey yani 
bilmediğin şeyi yazmayacaksın kul 
hakkına girer En azından ondan korkarak 
Kazım Karabekir'in gürbüzler ordusunda 
Ermeni çocuk yok ya Bu vatanın evlatları 
var hatta o Kürt evlatlardan bir tanesi 
Paşa ne derdi Kürt askerine Evlatlarım 
derdi hiçbir şekilde hani sen şusun sen 
busun denmedi ki onlar bu vatanı 
kurtaran evlatlardı Dolayısıyla yani 
yanlışları bilmeyenler lütfen 
öğrensinler diyorum 
işte Daha sonra Kars'ın kurtuluşundan 
sonra bütün 
düşmandan alın ganimetler 
tüfekler 
tanklar Mustafa Kemal paşamıza 
Anadolu'ya gönderildi Hatta o şiir var 
ya 
26 Ağustos Gece sabaha karşı topların 
Çelik ağzı çaldı bir ölüm marşı İşte o 
 Kazım Karabekir'in 
gönderdiği toplardır bir İstiklal 
harbimize de çok Ondan sonra tabii 
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki 
görevleri var 
demokrasinin icabı olan ikinci bir 
partiyi kuruşu var yazık ki o birazcık 
hüsranla sonuçlanıyor ama o tarihte 
Ondan sonraki yapılan 
kurulan partide aynı akıbete uğruyor 
Çünkü o gün için sadece Halk Fırkası var 
yani ikinci bir parti çok kolay kabul 
etmediler 
yani Dolayısıyla Yani babam 
Ben 5 yaşındayken bu evde bahçede 
kimselere Anaokulu açıyorum diye bana 
araçlar gereçlerle bir adeta okul açtı 
ama yegane öğretmenin babamdı benim 
şöyle diyeceğim ki hani Anaokulundan 
ziyade Baba okuluymuş o 
yani düzgün yetişmesi gereken bir çocuk 
piyano çalmalı piyano dersleri aldım çok 
başarılı olamadım onda Çünkü İdil 
Biret'in hocası bana geliyormuş Daha 
İdil Biret'in Harika Çocuk olacağı 
bilinmediği zamanlarda o yaptı Sen 
yapamadın diye 
anılarımız oldu dolayısıyla Yani babam 
Türk'e 
tamamıyla Türkçe güvenen Türkiye ve Türk 
çocuğunun hatta bak Onu da söylemek 
istiyorum Albayrak'ın son diye bir adam 
var o tarihlerde babamın yani Erzurum'da 
Albay olmasına rağmen babam General 
olmasına rağmen babama Emir verebilecek 
durumda İngiliz olduğu için ve Albay 
ravel'in son diyor ki; Kazım karabekir'i 
yetiştirdiği gürbüzler ordusunu gördüm 
Eğer Türk evlatları bu şekilde yetişirse 
Türk'ün sırtını hiç kimse yere vuramaz 
Hakikaten o çocuklardan da çok değerli 
insanlar çıktı 
işte anılar anılar anılar böyle ama 
babam gerçekten 
şefkatte yani anneme sorarlarmış yani 
paşam nasıl bir insandı Annem dermiş ki 
hani son peygamberin Peygamber Efendimiz 
olduğunu bilmesem paşam peygamberlerdim 
öyle bir yani peygamber ahlakıyla 
yaşayan ve her insanı belli bir şekilde 
kucak açan bir insandı Nur içinde yatsın 
hepsinin nur içinde yatsınlar bize bu 
vatanı Armağan ettiler Bir de şeyi de 
sormak isterim Burası sanırım 1930 
yılında Paşa tarafından alınıyor Kazım 
Karabekir Paşa tarafından daha sonra 
burası sizin eviniz bizim evimiz benim 
Çocukluğum buralarda 
Şimdi burası 
Osmanlı'nın Maarif nazırı münif Paşa'nın 
yaptırdığı Köşk fakat münif Paşa nereye 
Ev yaptırsa çok enteresan bir şeyler 
katarmış bu evinde demiryoluyla ev 
arasında Demir yoluna daha yakın Bir 
zürafa heykeli var 
zürafa heykeli neredeyse ikinci kata 
kadar yükselen Bir heykel ve babam 
burasını satın aldığı zaman münif Paşa 
Buraya yıkıcı'ya vermiş 
Burası yıkılacak yıkıcıya satmış ya da 
vermiş babam onu alacağı zaman hani 
birazcık da cüzdanındaki paraya daha bir 
ucuz bir yer herhalde yıkıcıdan alacağı 
buraya alacağız zaman Aman demişler 
etraftakiler paşam burayı alma Burası 
Perili Köşk işte Nasıl periymiş işte sen 
geçiyorsun mesela 
cüzdanı çarpıyorlar yani İki ayakla Bir 
takım insanlar buraya bir harabe 
yerindeler kiminin cüzdanı kiminin saati 
giderken köşkün adı periliye çıkmış o 
şey de şu tarafta zürafa heykeli Demir 
yoluna doğru O da böyle rüzgarda çok 
acayip ses çıkarırmış ve sallanan bir 
şey Ablalarım da küçük ikizler 3 
yaşlarındalar eğer o yıkılsa belki 
çocuklara da tehlike olacak babam demiş 
ki ben çok soruşturdum Periler zürafanın 
kafası da yuva yapmışlar indirirsek bir 
şey kalmayacak Hani her olayda bir şey 
kafasına patlar Burada da zürafanın 
kafasına patlamış Allah'a şükür ben bu 
evde Çocukluğum geçti tek başına 
kaldığım oldu Hiç Periler 
gelmediler 
Çünkü 
biri Son olarak size şeyi de sormak 
isterim malum artık Türkiye Cumhuriyeti 
100 yaşına girdi 
100 yılda bir takım Artık yeni hedeflere 
de ilerleyecek ülkemiz 
100 yıl için gençlere özellikle Z 
kuşağına diyelim bir mesajınız var mı en 
büyük mesajın bu tarihini bilmeyenin 
coğrafyasını başkaları çizer özellikle 
gençlere ve maalesef Tarihini bilmeyen 
yaşlılara da söylüyorum maalesef onları 
da şu yaşımda gördüm tarihini bilmezsen 
coğrafyanın başkalarının çizer 
dolayısıyla çok iyi tarihimizi bileceğiz 
çok iyi haklarımızı bileceğiz Bir insan 
bir soru sorduğu zaman 
cevaplayabileceğiz inanın 
cevaplayamıyoruz o kadar mesela Ermeni 
konusunda insanların üçüncü şekilde 
konuşacak lafı yok ve Osmanlı'nın 
arşivini açmamışsın yani Tehcir olayında 
Osmanlı'nın bütün Ermenilere başlarına 
doktor versin hamile kadınlara süt 
versin emniyetleri yerine getirilip öyle 
bir yerden bir yere O da bir yerde değil 
de gene kendi sınırlarını içinde bir 
yere Yani bizim 
sorununu göç dediğimiz asla asla 
soykırım değildir daha sonra vatanımızı 
kurtarmak için yaptığımız olayların 
hepsi İşte Kazım Karabekir'in yetim olan 
Ermenileri olan davranışını göz önüne 
alırsan çok az bir zaman önce senin 
evlatlarının ciğerlerini duvara asan 
insanların çocuklarını Evlatlarım diye 
bağ basıyorsun Yani biz Türk milleti 
olarak hiçbir şeyden utanmaya yok yani 
utanacak hiçbir şeyimiz yok tarihin 
derinliklerinden bugüne kadar hiçbir 
şekilde Türk 
bu işleri yapmamıştır 
savaştıysa erkekler şeyde savaşmıştır 
Kadınlara hiçbir zaman şey 
yapmamışlardır taciz yapmamışlardı ama 
bugün bir vam dediğin zaman 
utanarak söylüyorum ve Akdamar Adası 
esasında tecavüz adasıdır oradaki 
Gencecik kızlarımız gelinlerimiz Kimisi 
intihar etmiştir Kimisi yani o 
ızdırapları yaşamıştır zeyve Van'da İşte 
babamın daha sonradan gidip de yerime 
bulamadım Bağlık bahçelik dediğin o 
zeybede o Gencecik kızlar kendilerine 
atıp intihar etmişlerdir Yani bizim 
utanacak hiçbir şeyimiz yok Türk 
olduğumuz için her zaman şerefle başımız 
dik olacak o evlatlara da diyorum ki 
bütün evlatlara diyorum Çünkü çoğunun da 
anası olacak ya 82 yaşındayım bugün 
bütün evladım olacak benden büyüklere de 
dahil ediyorum ki 
Beşikten Mezara Kadar her Türk evladının 
görevi Türkiye Cumhuriyeti Cumhuriyet ne 
hizmet etmelidir bu Hem bizim 
görevimizdir hem borcumuzdur hem de 
ibadetimizdir 
bu vatan varsa biz varız Allah korusun 
bak şuna 
hür öl esir yaşama yani şimdi 
partilerimizde değişik olsa şu da olsa 
bu da ne olursa olsun biz kenetlenmiş 
Türk olarak herkese karşı tek bilek Tek 
Yürek olacağız 
Başka çaremiz yok ben de o zaman 
paşamızın dediği gibi diyeyim Cihan 
Türkyılmaz 
öyle diyerek bizi ağırladığınız için 
size teşekkür ederim bu bilgileri 
aktardınız bizleri bilgilendirdiniz 
izleyecek birçok genci birçok gerekirse 
dediğiniz gibi yaşlı bilgilendirdiniz 
her şey için teşekkür ederiz Şimdi benim 
sizlere anlatmaya çalıştım Hani 82 
yaşında bir babaannenin 
masalları değil her birinin bir belgesi 
var yani bu vatan çok zor şartlarda 
kurtuldu Bu vatanı yüceltmek 
gençlerimizin borcu ne demiş Atatürk de 
Karabekir'de yani bugünün evlatlarını 
yani yarının gençlerine emanet ediyoruz 
lafı da böyle tekrar tekrar teşekkür 
ederim Sabah TV'de bir sonraki programda 
görüşmek üzere 
 



Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar