Print Friendly and PDF

Biz Kimlere Hain Diyoruz...Tarihi İdeolojiye Kurban Edemeyiz






Merhaba arkadaşlar 
Bugün sizlerle 
Sultan Vahdettin hakkında ve onunla 
ilgili bugüne kadar söylenenler hakkında 
konuşmak istiyorum 
öncelikle 
bu yayın kesinlikle siyasi münazaralarla 
veya duygusal bir bakış açısıyla 
yapılmamaktadır bunu da Özellikle 
belirtmek istiyorum 
Evet Sultan Vahdettin hain mi 
bu konuda Geçen gün 
Habertürk'te Sayın İlber Ortaylı Sayın 
Murat 
Bey ve 
Fatih Altaylı tarafından bir program 
yapıldı Murat Bardakçı ve Fatih Altay 
tarafından bir program yapıldı orada 
Fatih Bey şöyle bir soru sordu İlber 
hocaya 
vaat ettin hain mi diye sordu İlber Hoca 
tabi değişik şeylere girdi bir türlü 
vahdetine gelemedi vahdetini kim 
olduğunu bir türlü gündeme getirmedi en 
sonunda Murat bardakçıda İlber hocanın 
cevaplamadığı o soruya ben cevap vereyim 
hain değildir diye bitirdi 
Tabii ki bir kişiye hain demek o kadar 
kolay bir iş değil kimlere hain denir 
kimlere hain denmez bunları hepimiz 
aşağı yukarı biliyoruz şayet ülkesine 
vatanını savunmak savunmayan ülkesinden 
kaçan insanlar varsa muhakkak ki Bu iyi 
bir gözle gözükmez görünmez bu tür 
vatanını kurtarmaya çalışmayanlara veya 
Hatta bir yabancı milletle ülkeyle 
işbirliği içinde bulunanlara herhalde 
hain deriz 
yine 
diyelim ki 
devleti yöneten insanlar içerisinde 
şayet 
baskı altında da olsa 
o ülkeyi kurtarmak için mücadele eden 
insanlara karşı bir Eğer güç 
oluşturuyorsak veya onlara engel olmaya 
çalışıyorsak herhalde onun adına da hain 
deriz 
veya kendi ülkesinin 
düşmanlarla mücadelesinde 
düşman olarak görülen yani mücadele 
ettiği devletin yanında yer alan onlara 
bilgi veren onlarla birlikte kendi 
ülkesindeki 
insanlara karşı savaşanlara da hain 
deriz 
bütün bunları hepiniz biliyorsunuz kim 
haindir kim değildir Bunlar belli bir 
şey 
şimdi bu çerçeve içerisinde Ben konuşma 
yapacağım objektif olarak sizlerle neler 
oldu tarihlerde bunları paylaşacağım 
şimdi bu paylaşım sonrasında Aslında 
kararı siz vereceksiniz ben değil benim 
vermeme de gerek kalmayacak diye 
düşünüyorum siz karar vereceksiniz 
bakalım bu şartlar altında nedir şimdi 
değerli arkadaşlar aslında 
şurada bir şey vardı sizlerle paylaşayım 
istedim orada da nedense 
Fatih Altay'ın programında Bu kişi bu 
konu hakkında Duran olmadı Bakın bu 
meclis tutanaklarından 24 Nisan 
1920 
yılında 
yani 
24-4.336 o tarihe itibariyle şöyle 
görürseniz yani 24 Nisan 1920'de Türkiye 
Büyük Millet Meclisi'nde açılışından bir 
gün sonra Atatürk'ün mecliste yapmış 
olduğu konuşmadan bir alıntıyla alıntıyı 
sizinle paylaşacağım 
Atatürk diyor ki 
Bu esnada zaten Hai Boğaziçi'nde bulunan 
İngiliz zırhlarının saraya mütevecci 
olan yönelik olan toplarını göstererek 
görüyorsun dedi ben artık memleket ve 
milleti nasıl Kurtarmak lazım geleceğine 
tasavvurda düşünmekte ve bunu 
planlamakta tereddüte Durağı oluyorum 
tereddüte düşüyorum ve ellerini 
kaldırarak İnşallah millet buraya çok 
dikkat edin bütün bu vaziyeti elinden bu 
kötüdür 
kendisini tahliseler kurtarır 
buyurmuşlardı 
Şimdi arkadaşlar burada 
Önemli olan bu cümleyi Atatürk'ün 
kullanması padişahla görüşüyor öyle 
gidiyor Tabii ki Samsun'a giderken 
vahdetinin onayı dışında 
genelkurmay'ın onayı ile Damat Ferit 
Atatürk'ü pek tanımıyor kendisine de 
götürüyorlar Atatürk Mustafa Kemal 
Paşa'yı tanıştırıyorlar ve ondan sonra 
Samsun'a işte bildiğimiz gibi Bandırma 
vapur ile giriyor ve İngilizlerin elinde 
onayıyla 
fevkalade müfettiş olarak o bölgedeki 
özellikle Topal Osman tarafından Rum 
çetelerine karşı sürdürülen mücadelede 
Türklerin elinde bulunan Çünkü Ordu 
dağıtılmış silahlarla el konulmuş Fakat 
burada çete şeklinde 
Topal Osman oradaki Rum çeteleriyle 
mücadele ediyor Hatta zenginlerden 
alıyor fakir halka da veriyor Bu arada 
bunların önlenmesi ve silahlarının 
Müslümanlar ellerinde bulunan silahların 
toplanması için fevkalade yetkilerle 
müfettiş olarak gönderiliyor 
biliyorsunuz onun belgesini sizinle 
paylaşmıştım 
Fakat tabii burada mesele Şu hani 
vahdetlerin İşte sünnet parasından para 
verdiklerini Atatürk'e falan gibi laflar 
var Hayır öyle bir şey söz konusu değil 
herhangi bir para vermişliği yok zaten 
para olsa ülkenin kendi 
memurlarına verecek parası bile yok 
bırakın onu Yani diyelim ki saraydaki 
bir altın Şamdan verebilir miydi 
verebilirdi vermiyor onu da vermiyor 
Atatürk Samsun'a normal yolluk yevmiye 
şeklinde maaşıyla gidiyor 
ertesi gün 
daha henüz ertesi gün 
hazırladığı raporu da 
padişaha gönderiyor yani orada durumun 
nasıl vahim bir durumda olduğunu Kötü 
bir durumda olduğunu bildiren bir rapor 
gönderiyor bu raporlar nerede onu da 
söyleyeyim arkadaşlar Eğer bu konularda 
çalışmak arzusunda bulunanlar varsa 
Osmanlı arşivinde Bunlar 
zamanında bir kitap haline de getirilmiş 
Atatürk dönemine ait arşiv vesikaları 
adı altında bütün Atatürk tarafından 
yazılan Mustafa Kemal Paşa olarak 
yazılan veyahut da İstanbul hükümeti 
tarafından Atatürk tarafından gönderilen 
bütün belgeler Osmanlı arşivinde 
dolayısıyla bunları 
Oradan araştırabilirsiniz tek tek yani 
her türlü telgrafından Tutun da bu 
rahatlamak istenmesi Atatürk'ün askerlik 
görevinden istifa etmesi ve 
sonuna kadar hatta Atatürk'ün Ankara'ya 
gidişi 27 Aralık 1919'da oraya gidişi 
dahil olmak üzere ondan sonraki süreç 
bütün hepsini Atatürk hakkında 24 
Mayıs'ta padişahın bizzat imzaladığı 
idam Fermanı dair Hepsini orada 
görebilirsiniz Yani bu konuda araştırmak 
istiyorsanız Osmanlı arşivinde 
İstanbul'da bulunanlar 
faydalanabilir Oradan da görebilirsiniz 
değerli arkadaşlar burada dediğim gibi 
Hani atatürk'te diyor ya Biz her zaman 
hakikati arayan onu buldukça ve 
bulduğumuza Kani oldukça ifade eden 
insanlar olmalıyız diyor Eğer bir 
tarihçi 
ya geleceğinden korkuyorsa birtakım 
makam ve mevki arzusunda ise veyahut da 
çekiniyorsa Efendim Bana hala hazırda ki 
yönetim tavır takılmasın diye gerçekleri 
gizliyorsa söylemiyorsa Bence onun artık 
bilim adamlarından şüphe etmek gerekir 
bilim adamı çekinmeden her şeyi 
söyleyebilen insan vardır 
Şimdi benim sizinle paylaşacağım konular 
şu şekilde şimdi Atatürk Evet gitti 
İstanbul hükümeti tarafından gönderildi 
Türkiye'nin Mustafa Kemal Paşa'nın 
İstanbul'a geri konusunda 
hükümete baskı yapmaya başladılar 
ve bu baskılar o kadar öyle bir hale 
geldi ki ve Mustafa Kemal Paşa'da bu 
baskılara rağmen buradan ayrılmak 
arzusunda bulunmadığı için sürekli 
olarak Hatta bildiriler yayınladı 
Mustafa Kemal Paşa için Efendim valiler 
işte dinlemesinler onu diye yayınlandı 
ve bu çerçeve içerisinde 
Mustafa Kemal Paşa resmi yazılı bir 
belge olmadığı için bu ifadeleri ciddiye 
almadığını belirterek mücadelesine devam 
etti ne zamana kadar 8 Temmuz 1919'a 
kadar 8 Temmuz 1919'da Vahdettin 
imzasıyla Mustafa Kemal Paşa 
derhal İstanbul'a dönmek üzere davet 
edildi ağır bir baskı altında 
olduklarını belirtti ve 
artık hiçbir şey istemeden bahane 
istemeden İstanbul'a 
ardından başka bir yerde göreve 
gönderileceği bildirilen bir 
yazı geldi 
Mustafa Kemal Paşa'da bu telgraf üzerine 
artık 
oyalanmasının mümkün olmadığını 
düşünerek saat 23.45'te bakın saatini de 
veriyorum telgrafın başında bizzat 
kendisi şöyle bir tekrar çektirdi Evet 
sizin baskı altında olduğunuzu çok iyi 
biliyorum Aziz milletimizle çok iyi 
bilmektedir Fakat benim buradan 
ayrılmamın doğuracağı sonuçları da çok 
iyi biliyorsunuz Çünkü kendisine gelen 
telgrafta 
şununla ilgili yapmış olduğunuz 
çalışmalar İngilizlerin hoşuna gitmiyor 
şeklinde bir ifade de var orada Mustafa 
Kemal Paşa'da benim buradan ayrılmamın 
doğuracağı sonuçları çok iyi 
biliyorsunuz diyor ve dolayısıyla diyor 
size baskı altından kurtarmak için 
şerefle bulunduğum askerlik görevinden 
istifa ediyorum ancak Bundan böyle de 
gerek Saltanat makamının yarısı Hilafet 
makamının bir bendesi olarak hizmette 
devam edeceğim diyor 
kulları Mustafa Kemal şeklinde de imza 
atıyor altına açık açık söylüyorum bakın 
kulları Mustafa Kemal diye de açık açık 
imza atıyor işte bundan sonra ipler 
kopuyor mu diyeceksiniz Evet kopuyor 
Damat Ferit hükümeti 
iş başında ve Mustafa Kemal Paşa'nın bu 
defa bütün nişan ve madalyalarına da el 
konuyor Bu da ortada yani nişan ve 
madalyaları da alınıyor 
daha sonra 
meclis-i sırasında Vahdettin hastalığına 
bahanelere gitmiyor biliyorsunuz 
toplantısına bu defa Mustafa Kemal Paşa 
tarafından yaver-i şehri geçmiştir 
biliyorsunuz vahdetlerin yaraları 
şeklinde görüyor Mustafa Kemal Paşa ve 
diyor ki 
hastalığınızdan dolayı çok büyük üzüntü 
duyduk diye Kuvayi Milliye adına bir 
telgraf çekiyor 
[Müzik] 
üzerine Vahdettin akaşaya Siz 
Hayatımda bu kadar yakından 
ilgilendiğiniz için size teşekkür 
ediyorum şeklinde bir telgrafta cevabi 
telgrafta geliyor Evet arkadaşlar buraya 
kadar devam böyle gittik Peki sonra 
Atatürk 
hepinizin bildiği gibi Ankara'ya dönüyor 
Geliyor geliyor Aralık sonunda 27 
Aralık'ta 
ve nasıl karşılandığına dair işte 
binlerce kişinin karşılandığı Zeybek 
oyunları ile karşılandığı Ondan sonra 
doğrudan Hacı Bayram ve Veli 
Hazretlerinin türbesine gidildiği orada 
dualar edildiği kurbanlar kesildi 
ardından Türkiye Büyük Millet Meclisinde 
eski Türkiye Büyük Millet Meclisi 
bölgesine gelindiği topluma burada 
Atatürk yeni hitap ettiği 
Bu bir rapor halinde İstanbul hükümetine 
İstanbul hükümeti adına orada gözlemci 
olan birileri tarafından gönderiliyor 
Evet 
Bu da Tamam 
Pekala devamında ne oluyor Rıza Ali Rıza 
hükümeti geçiyor Ali Rıza Paşa hükümeti 
geçiyor ocak ayından itibaren 
Yanılmıyorsam ya 28 Ocak ya 30 Ocak 
olması lazım 
Vahdettin imzalı bir beyanname 
yayınlanıyor Ferman yayınlanıyor şöyle 
diyor 
Mustafa Kemal Paşa hazretleri 
hiçbir sık yönetim Mahkemesi ince 
görevden alınmadığından askerlik 
görevinden kendiliğinden istifa 
ettiğinden tüm nişan ve madalyaları 
Kendisine iade edilmiştir şeklinde bir 
yazı çıkıyor 
Burası da iyi 1920 yıl 1920 Ocak 
Burada da bir problem yok 
fakat Ondan sonra Kuvayi Milliye ile 
ilgili 
bu tarihten itibaren sıkıntılar başlıyor 
Nitekim Atatürk'ün mecliste Meclisi 
oluşturması 23 Nisan'da Meclisi 
oluşturması 
yüzünden Atatürk ve arkadaşları ile 
ilgili idam 
gündeme getiriliyor 
mahkemelerden idam kararı çıkıyor 24 
Mayıs 
1920'de de Vahdettin'in imzasıyla idam 
Fermanı yayınlanıyor 
işte Kara vasıftan tuttu afiyetle 
hepsinin idamı söz konusu ediliyor şimdi 
ben burada tabii şöyle bir şey 
düşünüyordum Bu fermanın en son cümlesi 
şu şekilde bitiyordu 
yakalandıklarında tekrar mahkeme edilmek 
üzere cümlesi vardı burada acaba vaat 
ettim falan bunu gösteriş olarak mı 
yazdılar diye düşünmedim değil açık 
söylüyorum fakat sonrasında baktığım 
zaman bunun 
hukuki bir tabir olduğunu veyahutta 
alınan bu tür kararların 
bu şekilde olması gerektiğini öğrendim 
sonradan Çünkü o fikrim şuydu acaba 
İngilizlere gösteri olarak idam Fermanı 
çıkmış falan fakat ardından bir 
bakıyorsunuz işte 
anza vur tarafından 
Kuvayi adı altında bir askeri birini 
konuşturuyor ve doğrudan vahdettiren 
ordusu diye nitelendiriliyor ve iki 
çarpışma var biliyorsunuz İzmit Bursa 
taraflarında ve burada Kuvayi Milliye 
karşı yok etme kararı var Ve nitekim o 
tarihlerde Mustafa Kemal Paşa için 
resmen hain olarak nitelendirilen bir de 
şeyler var bildiriler var 
Nitekim 
bu mücadelede şöyle düşünün 
vahdetinin hatırlayın Atatürk'ün sözü 
meclisteki sözünü Vahdettin ile 
görüştüğünde düşman gemilerinin saraya 
yönelik toplarını göstererek beni ve 
kendisini Aziz milletimiz halas 
olan bir padişahın Normalde Kuvayi 
milliye'yi kurtarıcı olarak görmesi 
gerekir diye düşünmüştüm ve bundan 
dolayı da böyle Bir maddeyi en son 
cümleyi böyle koymalarında bir 
İngilizlere karşı taktik olarak diye 
nitelendirmiştim Ama öyle olmadığını 
daha sonra gördüm Zira anzavurun veriyor 
Arda 
fakat 
başaramıyorlar bildiğiniz gibi fakat 
İşin garip tarafı bir Eylül'de de bir 
Eylülde de teali İslam Cemiyeti adına 
bir bildiri yayınlanıyor bildirinin 
altında da imzalar var kimlerin yer 
aldığına dair Onun altında imzası olan 
kimlerdir bunların imzası var ve burada 
Enteresan olan şey şu; size bundan bir 
parçayı bir bölümü okumak istiyorum 
şimdi benim o düşüncem ortadan kaldıran 
konu bu 
şöyle diyor dindaşlarımız ve asker 
arkadaşlarımız 
Şimdi Asker arkadaşlarımız dediği Kuvayi 
milliye'deki askerlerden söz ediliyor Ey 
Muhammed Ümmeti artık uyanınız 
ellerinizi ve ayaklarınızı sıkan 
demirleri kırıp hürriyetinize Malik 
olunuz bu hainleri sözlerin aldanmayınız 
Bunlar sizi kendilerine bir tesir 
etmeden evinizden valideniz'den ve 
familyanızın yani ailenizin avuçundan 
elinden kucağından uzak yerlere sevk 
etmektedirler halifenin emriyle affına 
olarak sizi kurban gibi selhane suyu 
yani kurbanhanesi sürüklemektedirler 
bunların fikirleri hilafetle saltanatın 
aleyhine ihtilaller çıkar kendisini 
Sultan ve halife addetmekten ibarettir 
bir düşünebiliyor musunuz Yani Mustafa 
Kemal ve arkadaşlar kendilerini Sultan 
ilan edecekler diyor Bunlar sizin 
kanınızı feda ve cahil-i soymakla 
memleketi harap ederek bir taraftan 
diğer taraflara Firar etmektedirler biz 
bu hainlerin işkencesinden ve zulmünden 
Firar ederek Yunanlılara Teslim Olduk 
Bizi kendi işlerimizle meşgul olmak için 
serbest bırakmışlardır Yunanlılar ne 
Türklerin ne de padişahın padişahımızın 
düşmanı değildirler bunların fikirleri 
yalnız Anadolu'yu kanlarla boyayan 
Mustafa Kemal ve mahiyetindekileri 
tecziye etmekten ibarettir 
cezalandırmaktan ibarettir ey dindar 
başımızda bulunan Selanik hainlerini def 
ediniz çünkü bunlar İslamiyet'e büyük 
bir darbe indirmeye ve tekrar bütün 
dünyayı kan ile boyatmaya 
çalışmaktadırlar dikkat ediyor Bunlar ne 
diyor Selami kahinlerin defediniz 
birilerde Selanik hainleri diyordu Hani 
püsküllü falan gibi kişiler 
şimdiye kadar feda ettiğiniz kanlar 
kifayet eder vatanımız yetim ve dul 
validelerle doludur bunların yüzünden 
harap ve ihrac olan köylerin harap 
Yanmış olan köylerin ve şehirlerin haddi 
hesabı yoktur artık söylediklerimiz 
sözlerle Emin olunuz ve bunlara Hizmet 
etmekten vazgeçilir sizin vatana karşı 
olan vazifeniz yalnız Yunanlıların ileri 
karakollarına teslim olup oradan 
köylerinize veyahut başka münasip 
gördüğünüz yerlere gidip kendi 
işlerinize meşgul olmaktan ibarettir 
ekseriniz Bizim yaptığımız yapma 
istediğiniz halde bunların size 
Yunanlıların aleyhine söylemiş oldukları 
yalanlardan korktuğunuz malumunuzdur 
fakat vallahi size Yeminle Temin ederiz 
ki Yunanlılar kendi hudutlarından dışarı 
olan köylülere bile bu hainlerin kökü 
matrah oluncaya kadar iş bulmak için 
bütün tavsiyeler tesiratı 
göstereceklerdir yardıma Ey vatandaşlar 
Yalnız bu surette hürriyetinizi 
rahatınızı ve adaletinizi temin etmiş 
olursunuz Evet böyle bir beyanneme 
yayınlanıyor niçin kime karşı 
düşmana karşı mücadele eden insanlara 
karşı 
bunlara hain diye ve baltalamaya 
çalışıyor vatanın kurtulmasına bu tür 
insanlara ne deneceğini Artık siz 
kendinizle kararlaştıracak durumdasınız 
dolayısıyla böyle bir durum söz konusu 
şimdi 
 
Milli Mücadele dediğimiz şey 
Aslında çok çetrefilli bir konu hani 
sadece birileri diyor ki Yunanlılar 
Hatta gelmemiştir bile diyor 
edenler var biliyorsunuz veya işte 
vahdetinin 
yanlış yapmıştır hain değildir ama 
hataları vardır gibi yumuşatmaya 
çalışanlar vardır 
veyahut da işte Efendim 
Mustafa Kemal ve Arkadaşları Aslında bu 
milli mücadeleyi 
çok öyle birçok düşmana karşı 
vermemiştir gibi bir takım ifadeler de 
söz konusudur biliyorsunuz ama Enteresan 
olan şey onların söyledikleri gibi değil 
bir de sanki onu sonra ele alayım Ama 
şurada bir şey olacaktı yanımda ona bir 
bakayım şurada zannediyorum Tamam önümde 
duruyor şimdi orijinali şu arkadaşlar 
orijinal belgesi bu 
ve burada 
kime yazılıyor Bu Selahattin beyefendi 
diye yazıyor Selahattin beyefendi kim 
onu da belirteyim yani sadece 
Yunanlılara karşı bu mücadele verilmiyor 
bakın Selahattin beyefendiye Üçüncü 
Kolordu Komutanı Selahattin beyefendi 
yazılıyor diyor ki Kilis ve ayntep
cihetlerinden alınan son malumatana 
zarar veren Fransızların bir taraftan 
aynı kitaptaki Antep yani kuvvetlerini 
takviye eyledikleri ve diğer taraftan 
Antep teali İslam cemiyetinin Fransız 
amaline emellerine 
açtıkları evdeki bazı Müfit Arapların 
fesat çıkaran Arapların İslahiye ve 
Cebeli Bereket yani Payas bugünkü 
İslahiye ve Payas bölgesi havalesinde 
amâil milliye'ye muhalif bilgiye 
yemelilere karşı programda yaptıkları 
anlaşılmıştır 
önce alayın kamilen istiamını müracid 
görmeye toplanmasını 
nasip görmekteyiz zaten alilerince de 
iktizasının gereğinin Emir ve ifasıyla 
neticesinde malumatita malumat verilmesi 
rica ederiz 
heyeti temsiliye namına Mustafa Kemal 
değerli arkadaşlar Burada gördüğünüz 
gibi Aslında teali işlem Cemiyeti 
masumdur vesaire gibi laflar ediliyor 
Bir de iskiliplinin tabii burada bu 
Yunan tayyareleri atılan beyannamelerle 
ilgili daha önce iskiliple ilgili 
konuşmalar yapmıştım biliyorsunuz ve 
Tabii 
iskilipli'nin enteresandır bu 
beyannameden bir ay sonra vakit 
gazetesinde tekzip çıkartamıyor Burada 
şunu ifade etmek istiyorum 
deniyor ki yani işi yumuşatma tarafına 
giden insanlar var o zaman 
mücadeleyi işgal bölgesinden ayırırsınız 
gidersiniz hani orada biz nasıl Mustafa 
Kemal veya biliyorsunuz İstanbul'dan bir 
takım heyet önce 
Kartal 
Kartallı Kazım sonra 
Yahya Kaptan ile Anadolu'ya geçiliyor 
insanlar ve burada şunu da söyleyeyim 
Gerek Fenerbahçe futbol takımı gerekse 
Beşiktaş takımları son derece bu konuda 
hassasiyet gösteriyorlar ve bu 
geçirilmede de müthiş bir rol oynuyorlar 
onu da belirteyim Bu arada ve Anadolu'ya 
geçiyor birçok insan şimdi eğer 
Vahdettin işgal altında olan İstanbul'da 
İngilizlerin baskısı altındaysa 
ki Fevzi Çakmak Paşa 
27 Nisan'da Türkiye Büyük Millet 
Meclisi'nde yani mecliste bir konuşma 
yapıyor bu konuşmasında padişahın Cuma 
selamlığına bile gidemediğini Ancak 
ingilizlerden hem de ana komutadan değil 
bir kendilerine bakan Bölük komutanından 
ancak izin alarak Cuma namazına 
gidebildiğinin selamlığına gidebildiğini 
belirtiyor kendisinin de Genel Kurmay 
Başkanı biliyorsunuz Fevzi çakmakbaşı O 
tarihte nasıl işgal altına girdiklerini 
kapısında İngiliz askerleri sebebiyle 
beyanından veya beyanname 
veremediklerini kendi 
beyanlarını sunamadıklarını İngilizlerin 
dikkat ettikleri beyanları 
sorabildiklerini belirtiyor yani işgal 
altında baskı altında bir hükümet 
padişah ve Maalesef başka altında bir 
halife şimdi 
padişah baskı altındaysa halife baskı 
altındaysa ve esir ise ki bu takdirde 
esir hüveti taşıyor esir ise 
o zaman her ikisinin de fetvası 
geçersiniz 
Tıpkı Şeyhülislam olduğu gibi işte 
Onların fetvalarda geçersiz o zaman yeni 
bir sultan yeni bir halife tayin 
edilmesi gerekirdi Mademki öyle Ama 
şunu da yapabilirlerdi bir şekilde 
İstanbul'dan ayrılmayı düşünüp padişah 
gidip hareketin başına da geçebilirdi 
eğer Kurtarmak istiyorsa neden Said 
Molla gibi bir takım adamların şeyine 
girdiler kontrolüne girdiler niye Damat 
Ferit gibi birilerinin kontrolüne 
girdiler İngiliz muhipleri Cemiyeti 
üyeleri arasında biliyorsunuz Said Molla 
da dahil olmak üzere Adam resmen beyanat 
veriyor şurada onun belgesi de olacaktı 
açıkçası 
Evet 
Said Molla  açıkça beyanat veriyor İngiliz 
taraftarıyım diyor şurada İngiliz 
taraftarıyım diyor yani şimdi adamlar bu 
böyle yazıyorlar keza aynı şeyi aynı 
vakit gazetesinde dediğim gibi bu da 
iskilipliğinin tekzip yazısı bir ay 
sonraki Tekstil yazısı ne zaman 12 sefer 
1339 şeyde de 
Rumi tarihte de 25 teşhirine evvel 1930 
Pardon 1920 
1920 
1336 yapıyor O da 1336 şimdi bütün 
bunları göz önüne aldığınız zaman 
milli mücadelede 
bu ülkeyi düşmandan temizlemeye çalışan 
insanlar önünü işte Sakarya Meydan 
muharebesi'ni biliyorsunuz Bu Meydan 
Muharebesi'nin baltalanması için ne 
kadar çok destek verdiklerini söyleyeyim 
Bu arada şunu söyleyeyim 
Yunanlılarla savaşılmadı Sadece bende 
resimler vardı ama onları sizlerle 
paylaşamıyorum şu an çıktısını almam 
lazımdı Amerikan bayrakları var İzmir'e 
çıkarken Yunanlılar Amerikan bayraklar 
var İngiliz bayraklar var yani o kadar 
basit bir şey değil bu İngilizler 
Amerikalılar Yunanlıları kullanıyorlar 
Nitekim Amerika 
ile Birinci Dünya Savaşı'nda savaşmadı 
Osmanlı Devleti savaşmadı fakat 
Osmanlı Devleti'nin 
Ermenilere 
katliam yaptığı sürekli olarak ifade 
edildi Amerika 
Büyükelçisi morgentav tarafından Halbuki 
konsoloslar tam tersine Anadolu'da 
bulunan konsoloslar bunları söylemiyordu 
fakat Morgen tabi özellikle 

yine 
Aslında 
Morgan tavadan aldıkları bilgilerle O 
kitaplar yazmışlardır şimdi yani burada 
topyekün Osmanlı Devletine karşı 
Türklere karşı bir şey vardır mücadele 
vardır Siz ülke işgal edilmiş Yani 
zannetmeyin ki Sadece İstanbul işgal 
edildi İngilizler Samsun'da da vardı 
Karadeniz'de de vardı başka yerlerde de 
vardı zannetmeyin ki sadece oradaydılar 
tam tersine 
gözlemci olarak ve asa için temini için 
İngilizler her yerde Fransa her yerde 
asker bulundurdular 
1916'da imzalanan syis bir 
kotonlaşmasıyla da zaten Fransızlar 
Güney bölgelerine İngilizler Musul 
kerkük bölgesini keza İstanbul'u yine 
müttefik Kuvvetleri tarafından 
İngilizler tarafından Fransızlar 
tarafından işgaline keza 
italyanların Antalya bölgesine işgal 
ettiklerini yine keza İzmir Bölgesi'nin 
Yunanlılar tarafından işgal edildiğini 
göz önüne alacak olursanız Aslında dört 
bir taraftan ülke işgal edilmiş ancak 
merkezde mücadele edebilecek bir gücün 
oluşması tabidir ama siz buna karşılıkta 
kolay inzibatiyeyi çıkarıyorsanız engel 
olmaya çalışan onlarca bildiri dağıtıp 
halkı haindir Bunlar diyerek ortaya 
atıyorsanız Bunun adına siz karar verin 
daha sonra hepinizin bildiği gibi yine 
mesela 
işte Savaş kazanılıyor Sakarya Meydan 
Muharebesi kazanılıyor Büyük Taarruz 
kazanılıyor 
padişah tarafından bir kere olsun ya 
başarıya Ulaştığınız için sizi tebrik 
ediyorum diye bir yazı da gelmiyor 
herhangi bir beyanname yok bir açıklama 
yok Hani her tarafa beyanname 
gönderilebilirken bu konuda En azından 
gizli bir telgraf çekilebilirdi 
ama çekilmiyor 
şimdi bazıları da diyor ki efendim diyor 
hani Yunanlılar yakıp yıkmadılar diyor 
ya şimdi kendiler beyannamelerinde de 
yazmışlar hem harap ettikten hem de 
yaktıklarını belirtiyorlar zaten ama 
bütün belgelerde var zaten o yapmayı 
Yunanların kendileri de belirtiyor 
onların arşivleri de belirtiyor fakat 
şurasını söyleyeyim biriler diyor ki 
efendim Dokuz Eylül'de İzmir'den düşman 
denize döküldü Ondan sonra Çeşmeye 
kadardır üstüne 12'sinde işte 
Urla sonra 
çeşmeden de Yanılmıyorsam 16'sında falan 
da tamamen ayrıldılar şimdi peki diyor 
ondan sonra niye bir tek kurşun atmadan 
İstanbul'u terk etti adamlar diyor Bir 
sene 1 sene geçiyor arada ve işte 
görüşmeler yapılıyor işte Lozan 
Anlaşması görüşmeleri yapılıyor ve Lozan 
Anlaşması çerçevesinde İstanbul Terk 
ediliyor yani bir sene sonra terk 
ediliyor yoksa getirip temin size verdim 
demiyor Diğer taraftan Tabii demiyorlar 
ki işte Atatürk İngiliz açacağınıdır Ne 
gariptir ki İngiliz ajanı olduğunu 
söylenen kişi 
İngilizlerin hint asıllı Bir müslüman 
Mustafa ise altındaki bir Müslüman'ı 
Ankara'ya gönderip Atatürk'ü 
ki Mehmet Akif tarafından ki yakın 
görüşüyor bu Mehmet takip O kişiyle de 
ama hailliğine değil tam tersine İşte bu 
dost gibi getiriliyor Atatürk'le de 
görüştürülüyor sonra pazarında bir ev 
kiralıyor Mehmet Akif'in evi de oraya 
yakın olduğu için geliyorlar gidiyorlar 
ve mektuplarını kendi evine değil ne 
olur ne olmaz diye Mehmet Akif'in evine 
veriyor adresi oraya mektuplar geliyor 
yine gelen bir mektup sonrasında zarf 
açık ve içerisinde bir kağıt var Mehmet 
Akif var o sırada Mustafa sağir geliyor 
sonra zarfa açıyor bakıyor içinde kağıt 
var üzerinde hiçbir yazı yok alıyorum 
bunu yetkililere götürüyor 
ve ateşe tuttukları zaman 
yazı ortaya çıkıyor mumlu bir yazıyla 
yazılmış bir 
yazı ortaya çıkabilir 
Diğer taraftan nasıl bir İngiliz ajanı 
ki Mustafa Kemal Paşa ki bazıları da 
işte 
bazı İngiliz generallerle bir araya 
geldiğini falan belirtiyor İngilizlerin 
reddettiği General ile bir araya geliyor 
O hayatını kurtaran bir kişi olarak 
Atatürk'le görüşüyor Evet şimdi ismini 
hatırlayamıyorum birden de Fakat tabii 
hepsini bir ara bırakıyorum 
şu şu yazıyı yazdıktan sonra zaten 
padişahın padişahım 
şu yazıyı yazdıktan sonra zaten 
padişahın padişahlığı da tamamen ortadan 
kalkmış oluyor nedir bu bu yazı 
şimdi şuradan bakalım 
mabeyn-i Hümayun 
ifadenin bir tane diye şurada yazıyor 
Ondan sonra 
Şeref natık dairesi Ondan sonra yani baş 
hitabet Burası 
padişahın dairesi Şurada da diyor ki; 
Dersaadet işgal 
orduları baş kumandanı 
diye yazmış yani işgal Kuvvetleri 
komutanına yazıyor İstanbul'da 
Hayati tehlikede 
İstanbul'da hayatımı tehlikede 
gördüğümden 
İngiltere Devleti Fehime 
iltica irade 
iltica ve bir an evvel İstanbul'da 
İstanbul'dan 
Mahalle ahara naklimi talep ederim 
efendim 16 
teşrin-i 
1922 
Kasım ayıdır teşrin-i halife-i Müslimin 
Mehmet 
vahdetti şimdi bu 
telgraf bu yazıyı yazmak aslında 
vahdetlerinin bütün 
Geçmişte bir takım hatalarını belki 
ortadan kaldıracakken Bu tamamen 
kendisine karşı duyguları 
farklı bir hale şimdi bir ülkenin 
hükümdarı padişahı diyelim ki diyelim ki 
öyle bir şey de yok kaldı ki Çünkü Rıza 
Paşa'ya 
Atatürk'e gönderiliyor Bunlar dediğim 
Osmanlı arşivlerinde zaten var 
Rıza Paşa Vahdettin ile ilgili 
gönderiliyor diyor ki 
bizim hakkımızda ne düşünülüyor diye 
soruyor O da şunu söylüyor 

kendisi hakkında Kötü bir niyetimiz 
bulunmamaktadır diyor Nitekim bunun şeyi 
göstergesi 
saltanatın 3 Mart 19 
20 
24'te ilgâsıyla birlikte 
halifelik hala yerli yerinde duruyor 
zaten 
sesin kesildiğini arkadaşlarımızla 
söylediler Ama ben konuşmama devam 
ettiriyorum isteyen daha sonra buradan o 
kısımlarını tekrar izleyebiliriz zaten 
sonra geliyorum dolayısıyla böyle bir 
durum söz konusu yani 
Vahdettin idam edilseydi resmi olarak 
başka ülkeye Sürgün edildiğine dair 
karar alınarak gönderilseydi buna 
karşılık En azından bir maaş bağlanarak 
gönderilirdi Eğer Sürgün edilmiş olsaydı 
böyle bir şeyde söz konusu değil 
Dolayısıyla Burada tabii ki 
Abdülhamid'in çok büyük bir şeyi var 
vatanında kalıp kalmama kararı meselesi 
var Ben bu son yazdığı şu sığınma veya 
başka ülkeye gitme İstanbul 
Buradan artık vatanı kurtaranların 
yüzüne bakamayacak bir pozisyona 
girdiğini düşünüyorum ve bundan dolayı 
da 
kendisi 
bununla büyük bir Vebal altına girmiştir 
Eğer tam tersi ne yapmış olsaydı belki 
kahraman olarak tarihe geçecek diye 
düşünüyorum Evet sizler ne düşünürsünüz 
ne düşünmesini bütün Bunlara karşılık 
ama benim fikrim benim tarihçi olarak 
fikrim bu kadar milli mücadeleyi 
sürdüren vatanı kurtarmak uğruna can 
veren bu kadar mücadele eden yokluklar 
içerisinde mücadele eden insanlara karşı 
tavır almışsanız o zaman Onlara karşı 
çıkmışsanız 
onun adına yani denir 

Bunu ben olsaydım onları yerinde kellemi 
keseler bu ülkeden ayrılmazdım mesela 
bundan itibaren 
Evet arkadaşlar 
tekrar ediyorum işte bir takım kişilerin 
Efendim şöyleydi böyleydi diye aklamaya 
çalışmaları bakın bazıları da bana diyor 
ki niye bunları söylüyorsunuz Siz 
Osmanlı düşman mısınız falan diyor Ben 
Osmanlı düşmanı falan değilim Osmanlı 
tarihçisiyim bir sürü kitabım var ya ben 
karşı bu mücadeleyi vermişim kimi 
savundum orada Osmanlı Devleti'nin 
savundum değil mi Aslında Türkleri 
savundum burada devlet Başkadır Devleti 
yönetenler Başkadır ikisini birbirinden 
ayırt etmemiz lazım 
toplumun değerlerini 
devletin içinde bulunduğu durumları ve o 
duruma düşürenleri ortaya koymak 
zorundayız Eğer gerçekler ortaya 
koymazsak geleceğe nasıl sağlam ve güzel 
bir bakış açısı ortaya koyabiliriz Ben 
onun için tarih gelecektir diye bir 
kitap yazmıştım Evet tarih gelecektir 
diyorum Zira hayatımız boyunca 
dediğimiz tecrübeler bizim şahıs olarak 
da geleceğimize yön veren ve ona göre 
planlamalar yaptığımız önemli bilgi 
kaynaklarımızdır bir devlet içinde 
aynıdır o Devletin bütün geçmişine bize 
de sağlam şekliyle bakamayız 
Evet yani ikide bir 
internetin şöyle söyleyeyim 
internetin kaynağında odada bulunmama 
rağmen böyle Ara ara kesiliyor maalesef 
Arkadaşlar 
bunu 
şimdi Armağan Kardeşim bak Vahdettin dil 
bilmezdi diyor 
bilip bilmemek önemli değil ki 
Yani diyelim ki İkinci Murat değil 
biliyor muydu veya şu dil biliyor dille 
alakalı değil bu his bu his duymak 
hissetmektir 
yani Vatansever insanın dil bilmesine 
gerek yok vatanı sevmek için Başka Dilde 
düşünmeyeceksin zaten kendi dilinde 
düşüneceksin vatanı sevmek için ben 
şimdi İngiliz diye veya Fransız dilinde 
vatanı sevmeyi mi düşüneceğim kendi 
dilimde düşüneceğim 
vatan sevgisi böyle bir şeydir 
yani size sürekli söyledim 
Ben dedim Savcılığı gayret ediyorum 
solculuğu da reddediyorum merkezciliği 
de reddediyorum niye söylüyorum bunları 
batonun pozettiği bu tür fikirler 
toplumumuzda maalesef bölünmeye sebep 
oluyor vatanseverlik temel üzerinde 
oturtulması gerekir diyorum böyle bütün 
vatandaşları kucaklayacak Vatansever 
bütün vatandaşları Teröre girmiş bir 
takım insanlara bir şey diyemem Ha şunu 
söyleyeyim Bir de şimdi Fethullah Gülen 
diyoruz terörist diyoruz değil mi 
neredeydi bana söyler misiniz Türkiye'de 
bu hadiseler olmadan önce Hani hasret 
bitsin gel Dön dendiği zaman bile 
Amerika'da olan bu adamın Siz Vatansever 
olduğuna İnanır mısınız 
ve hala orada yaşıyorsa 
açmamıştır herhangi bir yaptırım söz 
konusu olmuş mudur görevden almış mıdır 
Hayır görevden de almamıştır o zaman 
yani bundan bilgisi yoktu diyebilir 
misiniz 
Dolayısıyla bu gibi konularda lütfen 
illaki hiç kimse kutsal değildir insanın 
hepimiz hepimizin hatası vardır ama bu 
hata ötesine geçerse İşte o zaman 
gafletin de önüne geçiyor 
dalaletinin önüne geçiyor yani noktasına 
varıyor haliyle bu konuları böyle 
değerlendiriyorum Evet hepinize teşekkür 
ediyorum 
ve 
Geçen hafta konuşacaktım maalesef yolda 
olduğum için konuşamadım 
dişimle ilgili bir İki problemim vardı 
onları hallettim bu hafta da dün de 
konuşmamı yapamadım pazar günü yaptım 
pazar günleri sanırım çok daha uygun 
olacaktır Bundan böyle pazar Akşamları 
bu programı yapmayı düşünüyorum 15 güne 
bir yalnız yapacağım hepinize sevgiler 
saygılar sunuyorum İyi akşamlar hoşça 
kalın Allah'a emanet olun 
 



Merhaba arkadaşlar 
bugün sizlere daha önceki yaptığım 
konuşmalar 
çerçevesinde bir takım tenkitler de tabi 
karşılaştım Tabii bir şeydir tenkit 
edilmek herhangi bir şekilde Bundan 
dolayı 
bir serzenişte 
zaten şimdi bu konuşmamda Sultan 
Vahdettin 
hangi neden ve nasıl Ülkeyi terk 
etmiştir Bunun üzerinde konuşma 
yapacağım Ancak ondan önce sizlerle 
şöyle bir 
değerlendirme yapmak istiyorum 
bir takım tarihçi olduğunu söyleyen 
kişiler benim vahdettiğim hain olduğunu 
söylememiden çok rahatsız olmuşlar ki 
işte çok iyi bir tarihçidir Ama bunlar 
nasıl düşünemez nasıl bir tarihçidir 
diye de işte eleştiride bulunuyorlar 
bunu 
normal karşılıyorum Çünkü bunu söyleyen 
kişilerin gerçekten bir tarih 
formasyonuna sahip olduklarını söylemem 
de hayli zor her ne kadar ders de 
verseler tarihçi olarak derse verseler 
üniversitelerde tarih ilmi o kadar basit 
bir ilim değil yani gördüğünüz gibi 
belgeyi alıp değerlendirirsiniz biter 
bunu zannediyorlar öyle değil birçok 
belgeyi o konuda birçok konuyu ele 
alacaksınız ki o çerçeve içerisinde Onun 
bir sentezine gideceksiniz Yani tek bir 
belge ile birini suçlamanız mümkün değil 
Şimdi işte Sultan vahdetinin demiştik ki 
Ülkeyi terk etti demiştik işte bazıları 
demişlerdi ki efendim Tabii ki Sürgün 
edildiler Ankara hükümetinin baskısıyla 
ne yapacaktı başka gitmek Gümüş varsa 
onları da götürdü Yıldız sarayındaydı 
yani 
İstanbul'da çok büyük bir tepkiyle 
karşılaştı Sultan Vahdettin Bu arada da 
evet katılan arkadaşların .....arkadaşlar saymayı artık 
zamanım yetmez hepinizi saymam lazım 
Atilla hepinize Ben de teşekkür ediyorum 
Sağ olasınız İyi bir yayın olacak diye 
düşünüyorum yani ilginç şeyler 
konuşacağız tabii biz 
Yurdtan kaçtı iltica Etti derken yani 
bakın belge şu gördüğünüz belge 
Vahdettin imzası burada şurada da 
halifeyi Müslim yazıyor yani 
biliyorsunuz bir Martta 
Pardon 1 Kasım'da Saltanat 
kaldırıldıktan sonra halifelik hala 
Vahdettin üzerindeyiz yani halife 
olarak hala devam ediyordu ve onu daha 
önceki yayınlarda da söylemiştim dedim 
ki; İstanbul da Ankara hükümetinin 
hakimiyetinde değil hala İngilizler var 
çünkü İngilizlerle yapılan biliyorsunuz 
Lozan Antlaşması İngilizler ve diğer 
ülkelerle Lozan anlaşmasını geçen 
programımızda ele almıştık bu anlaşma 
çerçevesinde Bir sene sonra terk ettiler 
İstanbul'u yani Kurşun atmadan nasıl 
giderler Bunlar vesair gibi laflar 
ediyorlar Evet Kurşun atmadan gittiler 
ama uzun müzakereler sonrasında terk 
ettiler işte Sultan vahdetlerini de 
burada şöyle göstereyim 
şimdi 
arkadaşlar burada elimde 
Vahdettin ile haritanın 
haritanın kendisinin anlatımı var 
Vahdettin ile ilgili nasıl yurt dışına 
çıkardıklarına dair harington'un kendi 
ifadeleri var burada şöyle diyor 
Sultan Vahdettin yurt dışına çıkışını 
hicretini şöyle anlatıyor kimse Saray 
yaklaşamadığı için kaçma işi müşkülür 
şimdi bakın kaçmadan bahsediyor Yani kim 
ariton işte orduları komutanı 
İstanbul'daki İngiliz komutan 
Tuğgeneral Jülyen Style ve muhafız 
kumbaracılar kumandanı Albay Watson ile 
birlikte birlikte son sultanı sağ olarak 
buradan çıkarmak üzere bir plan 
hazırlamaya oturduk şimdi sağ olarak 
buradan çıkarmak ne demek Demek ki 
Sultan vahdettiğine karşı bir tepki var 
bir şey var sağ olarak çıkarmak yani 
Ankara hükümetinin gönderdiği insanlar 
vasıtasıyla vasıtasıyla mı İşte 
öldürülecek korkusu var yoksa başka bir 
şey mi var başka olan ne biliyor musunuz 
Geçen enteresan ve 
işte Son olarak şu belgeleri Murat 
Bardakçı yayınladı işte Cumhurbaşkanlığı 
arşivinden sonra 100 yıllık gizli kalmış 
bir belgeyi koyuyorum diye şu ön üst 
tarafta gördüğünüz kısmı 
fotokopi bu kısmı Fevzi Paşa yazmış 
erkân-ı Harbiye reisi müşir Fevzi Paşa 
imzasında atmış buraya Ne diyor burada 
işte şey için söylüyor bunu 
vahdetinin 
vahdettiğinin memalike-nevi yabancı 
memleketlere yani 
son zamanlarda tam okuyayım Buradan daha 
iyi son zamanlarda İstanbul'dan 
aldığımız raporlara 
vahdettiğin demiş Vahdettin'in memaliki 
ecnebiyeye firarından 
bahs olunuyor yani Metin'den okuyorum 
olduğu gibi bir yerden okumuyorum varsa 
oynuyor ezcümle Saray tamam mı 
mahafili ile 
güvenilir insan anlamında Bir de 
temasta bulunan bir 
mutluluklarında 
bulunduğu ihti ihbar edilmekle Arzı 
keyfiyet olunur erkânı Harbiye reisi 
müşir 
Fevzipaşa şimdi bakın Burada ne diyor 
Böyle bir şey var diyor haber alınıyor 
Yani bunun bakın dikkat edin 
sonradan kendisi düzeltmenlerde yapıyor 
çiziyor Mustafa Kemal tarafından Çünkü 
altında şöyle yazıyor Türkiye Büyük 
Millet Meclisi reisi başkumandan ve 
imzası var burada da burada da diyor ki; 
İstanbul'da Yani şöyle yazmış 
İstanbul'da 
sarayda memalike'ye yani yabancı 
ülkelere 
Firar için 
hazırlıklarda bulunduğu istihbar 
edilmiştir Tamam mı edilmiştir 
yani azıkta bulunulduğu istiğfar 
edilmiştir 
tahakkuku halinde 
ahali vasıtasıyla Bakın şimdi ahali 
vasıtasıyla 
fethedilmesi karşı çıkılması muhalefet 
edilmesi 
muhabbet muhalefet edilmesi 
edilmesi 
mecburiyet görüldüğü takdirde mecburiyet 
mecburiyet görüldüğü takdirde 
aynı vasıta ile 
linç tatbiki 
mültezemdir iltizam ediyor gerekiyor 
ondan sonra 
ilk yazılan kendisinin yazmadığı 
Atatürk'ün yazmadığı metinde Bunlar 
yazıyor iltizamdır 
bu suretle diyor 
hiçbir 
şekilde yurt dışına çıkarılması Meydan 
verilmemesi gerektiriyor Atatürk de 
bunun üzerine notlar düşüyor şu şekilde 
bir ifade kullanıyor o notlara göre şeye 
kadar aynı yazıyor İstanbul'da sarayda 
ve Memaliki ecnebi Firar için 
hazırlıklarda bulundu istihbar 
edilmiştir yani 
tahakkuk halinde hali vasıtasıyla 
muhalefet edilmesi mecburiyet görüldüğü 
takdirde aynı vasıta ile linç tatbiki 
daha şerit şiddetli icraatta bulunması 
bu surette firara hiçbir vesile Meydan 
verilmemesi lazımdır yani yurt dışına 
padişahın gitmesinin doğru olması onu 
belirtiyor Hatta linç edilmesi kelimesi 
kullanılmış Aslında ne oluyor biliyor 
musunuz bunun yazılan tarih 4 Kasım 4 
Kasım 1922 
fevzipaşa'nın yazdığı yazı 
2 Kasım 1922 atatürk'te 4 Kasım'da cevap 
vermiş şimdi bu ikisini de iki Kasım'da 
önce ne olmuştu 
Vahdet Saltanat kaldırılmıştı ama 
Hilafet duruyordu yani Vahdettin 
üzerinde hilafettiriyordu tekim yazdı 
şeyde Bu mektupta Sultan yazmıyor 
halife-i 
ve 
burada tekrar 
şeye dönelim Harigtona dönelim 
Bu arada şunu söyleyeyim 
Ariston Biraz sonra okuyacağım şeylerde 
neler yazıyor 
diyor ki 
sağ olarak buradan çıkarmak üzere bir 
plan hazırlamaya oturduk diyor 
hazırladığımız planda Sultan ile oğlu ve 
kendisine sadık kalan bir iki adamı Cuma 
sabahı zannedersem saat 6'da gezmeye 
çıkacaklardı Tam o sırada muhafız 
kumbaracılar sarayın arka bahçesinde 
talim yapıyor gibi görüneceklerdi fakat 
öyle kötü talim yapacaklardı ki iki 
ambulans kapının dışına sıkıştırılacak 
ve belirli bir dakika da saray kapısı 
zorlanarak sultanla oğlu birinci 
ambulans yaverin ve kumbaracılardan 
diğer bir subay dolu tabancalarla 
ambulanslı olacaktı 
o perşembe günü bir şey duyulmaması için 
fevkala dikkatli etmemiz gerekiyordu Ve 
bunu yalnız hareketi Subaylar biliyordu 
şimdi 
böyle söylüyor ama dikkat ederseniz bunu 
yazdığı tarih 15 Kasım 
Fevzi Paşa tarafından 
konuğu istihbarata istihbarat 
çerçevesinde Ankara'ya bildiriliyor 
Ankara'ya bildiriliyor ve 
Tabii bu arada da şöyle bir Hadise de 
geçiyor bu olaylar sırasında halkın 
sarayın çevresini kuşattığı ve Kahrolsun 
Vahdettin diye sloganlar attı hümayiş 
yaptı tramvayların üzerine Tramvay ve 
arabalara Kahrolsun Vahdettin ibareleri 
yazılarak öyle dolaşıyor arabalar Bir 
taraftan da yani İstanbul'da çok büyük 
bir tepki var padişaha karşı Zira 30 
ağustos'taki Zafer bayramını kutlamamış 
yani Kuvayi Milliye'nin veya milli 
mücadeleyi yerine getirenleri kutlamamış 
öyle bir pozisyonda halk tarafından da 
bir tepkiyle karşılaşıyor Tabii ondan 
önce sürekli olarak bakın 
şöyle söyleyeyim özellikle işte beni 
tenkit edenlerden bir tanesi isim 
vermiyorum yani 
şey diyor Damat Ferit hükümetini 
damaterin sadrazamlığından bahsediyor 
diyor ki işte Yusuf hoca bunu nasıl bir 
mez diyor 
Sait Paşa'ya Rıza Paşa'ya hepsine teklif 
ettiği halde diyor işte Vahdettin 
sadrazamla onlar kabul etmediği için 
mecburen damat Feride verdi Yok öyle bir 
şey söz konusu bile değil 
1919 
önceden sadrazamlıgi 
diye şey olarak görüyor yani 
toplumda şöyle tanıtıyor diyor ki 
Osmanlı bolşevikleri diye onları 
tanıtıyor aynı 1917'de bolşevik İhtilali 
oldu ya Rusya'da onlar öyle tanıtıyor ve 
çok büyük baskı ve tutuklama safhası 
gerçekleşiyor iddia terakkiciler işte 
Talatpaşa falan da yurt dışından kaçıyor 
Bu sebeple fakat en önemli yaptığı 
işlerden bir tanesi hepiniz Bileceksiniz 
bu Ermeni konusunu araştırırken elde 
etmiştik o bilgilere ulaşmıştık şöyle 
diyordu şimdi biliyorsunuz Boğazlıyan 
Kaymakamı Kemal Bey'in işte mahkeme 
hakim getirdi Kimdi bu hakim Nemrut 
Mustafa ismindeki kişi Nemrut Mustafa 
getirildi ve sorgusuz sonra sizi adeta 
Kemal Bey idam edildi Hazin bir hikayesi 
de var daha önce konuşmuştuk 
biliyorsunuz 
ve idam edildi idam edildikten sonra bu 
adam Aslında arkası da var bunun yani 
Nemrut Mustafa dediğimiz adam yine Damat 
Ferit tarafından Kuvayi milliye'ye karşı 
kurulan Kuvayi edebiyatı 
Komutanlığına getirilmiş kişidir Yani bu 
yapılan hareket öylesine farklı ki yani 
Siz bununla böyle görmezden gelip işte 
Yusuf hoca nasıl Bunları söyler şöyle 
böyle diyorlar Bakın bu arada size 
meclisten bir şey okuyacağım size 
Hani Damat Ferit hükümeti işte 
İngilizler Artık damat Feridi Bir 
Sebeple 
sürekli getirtmelerine rağmen 
daha sonra Damat Ferit'in Fransızlara 
yanaşıyor olması sebebiyle İngilizler 
Çünkü Paris konferansına gidiyor 
Fransızlara bir taraftan Mavi Boncuk 
dağıtıyor bir taraftan İngilizlere diyor 
ki Asıl sizin işte 
himayeniz altında Osmanlı Devleti ayakta 
kalacaktır diyor İngilizlere söylüyor 
Fransızlara söylüyor Aslında Paris 
konferansına davet edilmemekle beraber 
Fransızlara yaklaşmak suretiyle bir 
Fransız gemisi ile Paris'e gidiyor işte 
Paris'te 
Fransızlara yanaşınca bu defa İngilizler 
karşı çıkıyorlar damat ferinin görevden 
alınması sağlanıyor Ali Rıza hükümeti 
falan geçiyor Şimdi Bakın bu da 
24.920'deki Türkiye Büyük Millet 
Meclisi'nde 
Mustafa Kemal Paşa'nın yaptığı 
konuşmalardan bir parçası şöylesini 
diyor bakın nasılmış bakayım Damat Ferit 
mi onlar istemiyor muymuş yoksa başka 
İngilizlerin baskısıyla mı ayrılmışlar 
hangi sebeple ayrılmışlar 
şayanı yalnız şayanı dikkatle tesirdir 
ki bu nezihan'a dolu halkı bugünkü 
hassas devirde 
bile İstanbul'da 
cari tahallüf Halef geçerli olan karşı 
ve münafereti nefreti efkardan 
nefret fikrinden ve ihtirasatı fitne 
kârî'den fitne çıkaran ihtiraslı 
kişilerden pek mülteciyi mülteciyi 
bulunuyorlar etkisinde bulunuyorlar 
filan 
müsait ahlakı İstanbul Muhittin'in 
tefessüs ne demek çökme anlamına geliyor 
tefessüse 
müsait ahlakı ve bundan istifade edilen 
ecnebiler devlet ve milletin imhası ve 
devlet ve millete ve padişahına 
sadakatle fedakarlığı ile bir hizmet 
kabilinde kabiliyeti kabiliyetinde 
olanların ortadan kaldırılması için pek 
İleri gitmek suretini gösteriyorlar yani 
milletini ve devletini seven insanları 
Bunlar aracılığıyla halkın bu işte pek 
hassasiyet göstermediği bir çerçeve 
içerisinde Diğerlerine karşı büyük bir 
karşı çıkış gösterirler onlar imha etmek 
istiyorlar yani hani hatırlıyor musunuz 
Balyoz Ergenekon davaları olmuştu 
tarafından 
yönlendirilmişti ne kadar Amerikan 
karşıtı milli askerler varsa hepsi 
mahkum edeyim ya kalkışılmıştı yani 
düşünün 
PKK'ya karşı mücadeleden işte başta 
Genelkurmay Başkanı İlker başbuğ olmak 
üzere Engin Alan Paşalar falan hepsi 
oralarda ne yaptı veya istihbaratçı 
birçok insan hayatında kaybetti oralarda 
onun gibi bir şey bu da 
diyor ki 
Şevket mihabım padişaha sesleniyor 
hatırın nişanı miktarı olacaktır ki 
vezaif-i mevduatımın benim 
bulunduğum vazifenin ifası sırasında 
yerine ne getirmesi sırasında 
ecnebilerin ve bazı erbabı nefseddin 
fesat gruplarının bazı kişilerinin 
mutlaka tezgahat mutlaka ve tezgahat 
olayları gerçek olmayan bir biçimde 
ve yine 
ihtimalini daha ders saatte onun 
çarpıtma Durumunu daha İstanbulda iken 
diyor 
size maruzatın meyanında size bu konuyu 
arz ettiğim çerçeve içerisinde 
bazı ricali mühimmeyi devlete Pek pek 
açık olarak teşri ve böyle Vaziyetler 
karşısında çok açık ve net bir biçimde 
böyle Vaziyetler karşısında da Ali İhsan 
ve Yakup Şevki paşalarına akıbetine 
giremeyeceğini ilave eylemiştim Yani 
onların durumu asla düşmeyeceğimi 
belirtiyorum diyor 
Şimdi burada 
şu Bir taraftan bunu söylüyor Bir 
taraftan da diyor ki bakın yine aynı 
konuşma metninde yani tutanaklardan 
aldığım şey bu meclisteki tutanaklardan 
devlete iyi olsun Fakat aynı talepte ne 
yapıyor cümlemizin malumudur ki 
İngilizlerin bu iki zaten şuradan alayım 
Arkadaşlar daha net anlaşılacaktır 
Muhterem arkadaşlarımız İngilizlerin 
mevcudiyetimizi ima etmek için tatbikine 
tevessül ettikleri gizli ve kirli 
namütenahi tedavidir yani İngilizlerin 
varlığımızı yok etmek için tatbik etmeye 
girdikleri 
gizli ve çok kötü kirli 
akıl almaz derecedeki 
uygulamaları tedbirleri cümleleriniz 
bilirsiniz İşte bu cümleden olmak üzere 
İngilizler İstanbul'da eğitim teşimize 
taarruz hazırlığı olmak üzere Yani şu an 
nasıl söyleyeyim teşri kelimesini 
kelime olarak tam seçemedim onu 
yasal diyelim buna 
taarruz etmeyi teslim et Tasvip 
etmişlerdi 
bunu 
ön plana çıkarmışlardı bu taarruzun en 
bariz şekli Harbiye Nazır olan Cemal 
Paşa ile Erkan harbiye-i 
cümlemize onlara karşı takındıkta 
tavırdı cümlenin cemalimdir ki 
İngilizlerin bu iki zaten 
menafiyeti 
hareketleri bu iki kişinin 
hareketleri ve harekâtını hareketlerini 
kendi menfaatlerine muzur olduğunu 
gördüklerinden Aykır olduğunu 
gördüklerinden bir defa bunları ispat 
etmek istediler bunları Kendi 
kontrollerini almak istediler Fakat aynı 
talepte devlet-i osmaniyeyi kuvve-i 
darbe vurmak istediler 
yapılan işte 
işte 
Anadolu'ya götürme gönderme ile ilgili 
konularda buna engel olmak istediler bir 
darbe vurmak istediler ve Ali Rıza Paşa 
kabinesine bu teklifi yaptılar bunu 
yaparsanız devam etmenizi isteriz 
dediler Ali Rıza Paşa kabinesi bu teklif 
karşısında birçok seyrettikten sonra 
nihayet İngilizlerin talebini 
AFA tema üretti Binti diye Cemal Paşa 
cevap Paşa mevkilerini terk etti o 
zamanlar vadede hatırlardır ki Ali Rıza 
Paşa hazretleri hukuku bulan bu tecavüze 
karşı heyetumu ye ile Belki bir kabine 
meselesi bir tecavüz bir taarruz 
meselesi yapardı fakat ekseriye olduğu 
gibi kabinelerimiz bazı böyle gidiyor ve 
o da ayrılıyor istifa ediyor Yani Demek 
ki neymiş kabul etmemek gibi bir şey 
yokmuş kabul etmişler ve İngilizlerin 
Arzularını yerine getirmedikleri içinde 
görevlerini terk etmek zorunda kalmışlar 
Şimdi efendim neymiş damat Feride 
mecburen vermişmiş kabul etmedikleri 
için bunlar kabul etmişler ama Damat 
Ferit İngilizlerin her istediğini yerine 
getirdiği için tekrar 
sadrazamlığa getirildi mesela bundan 
ibaretti Demek ki neymiş öyle rastgele 
tarih Dediğiniz zaman birçok konuyu ele 
almanız gerekiyormuş değil mi Böyle 
rastgele tarihçi olunmaz işte yok 
Efendim vahdettim bilmem neydi Al sana 
vaat ettiğini neden gittiği işte ondan 
sonra şöyle bir şey geçiyor hareket 
geçiyor bakın Refet Paşalar Refet Paşa 
bele daha sonraki soyadı biliyorsunuz 
büyük Zafer kazandıktan sonra Trakya 
bölgesine gönderiliyor o bölgelerin 
kontrolü almasını istiyorlar o bölgeye 
gidiyor ve İstanbul'a geliyor Refet Paşa 
aynı zamanda artık Savaş kazanılmış 
İngilizlerin bir herhangi bir şekilde 
bir Ankara hükümetinin temsilcisi olarak 
kabul ettikleri için İstanbul'da 
bulunuyor Refet Paşa ve bu arada da 
diyor ki 
şöyle söyleyeyim Ankara hükümetine tayin 
edilen Pardon padişah yaverlerinden genç 
bir Bahriyeli diyor ki Refet Paşa'ya 
padişahı İngilizler Yarın sabah 
kaçırıyorlar diye ağlamaklı bir sesle 
haber verdiğinde Refet Paşa Aynen şu 
cümleyi kullanıyor bakın bundan 
enteresan bir şey Bu arkadaşlar 
bunu Bunu herkesin iyi bilmesi gerekiyor 
artık bir sürü laf edilmesine de gerek 
yok yavere Budala ne üzülüyorsun ne 
ağlıyorsun padişahı İngilizler kaçırırsa 
Türk milleti Hiçbir gün Vahdettin'in bu 
hareketini affetmeyecektir 
şimdi peki bu bu ifade yer aldığına göre 
ve benim haberim var bundan diyor çünkü 
ne yapıyor Mustafa Kemal Paşa'ya 
gönderiyor 4 kasımdaki yazıyı On 
altısında 
Vahdettin halife olarak malaya zırhı 
Malta adasına İngilizlerle gidince 
17'sinde Abdülmecid Efendi ne yapıyor 
halife ilan ediliyor Demek ki orada 
kalsa Vahdettin 
halife yani İngilizler koruyor zaten 
orada 
İngiliz Kuvvetleri var sarayda 
Dolayısıyla koruyorlar halkın 
yapabileceği bir halk da yok orada ama 
ne yapıyor hayatı Bak tekrar ediyorum ne 
diyor hayatımı tehlikede gördüğümden 
İngiliz Devleti fehimesine iltica ve bir 
an evvel İstanbul'dan Mahalle ahara 
naklimi talep ederim diyor Yani aslında 
hep söyledikleri bir olayın ne kadar 
yanlış olduğunu uydurulma olduğunu 
ortaya koyar yani ne diyor Ankara 
hükümetinin baskısıyla gittik kelimesi 
cümlesi yanlış bir İkincisi Ankara 
hükümetinin sürgün etmeye meselesi 
yanlış bu iki üçüncüsü de 
gereği yokken Ankara hiçbir İngilizlere 
baskı yapmadan tutup İngilizlere 
hayatımı tehlikede gördüğüm en 
İstanbul'dan oradaki nümayişlere bakarak 
gitmesini nasıl izah edeceksiniz 
Dolayısıyla bu iş o kadar tarihçiyim 
tarihçiyim deyip ortaya çıkamazsınız 
Nitekim Abdurrahim Karakoç diyor ki ilim 
adamıyım der araştırır Mason çıkar dört 
makale yazmışsa dördü de fason çıkar 
Hele bir araştır bak aslına çıkar 
benim 2 programım vardı bu Nişanyan 
oradaki durumuna hepiniz biliyorsunuz 
Geçen gün ne dedi 
Kadir Mısıroğlu için büyük tarihçidir 
söylediklerin hepsi Doğrudur dedi Şimdi 
bir Ermeni tarafından Beğenilmek 
gerçekten ilginç 
yani Keşke Yunan Galip gelseydi demesine 
varıncaya kadar her şey gerçekten 
ilginçti bunları görmek lazım 
sizlerle bir şey daha paylaşmak 
istiyorum Arkadaşlar ben ama 
Bunun üzerinde durmak istiyorum Bu arada 
da çok değerli bir arkadaşım beni de 
sıkı takipte bulunan bir arkadaşım isim 
vermeyeyim şöyle bana bir şey yazmış 
Burada konuşma yapacağımı bildirince 
demiş ki hocam 
Türk İslam önderlerine Kurşun atmayın 
rica ediyoruz batılıları muhakemeyi 
demiş Şimdi çok değerli İsim vermeden 
söylüyorum bunu şimdi değerli arkadaşım 
şimdi Türk İslam 
Şimdi tekrar şuradan bakayım cümleyi 
tekrar bir daha okuyayım Yanlış olmasın 
Türk İslam önderleri dediklerinizin 
gerçekten Türk İslam önderi olduğuna 
inandırılıyorsunuz bir taraftan 
bu açıda ettiğini 
eleştiriyorsak sizin şeyi mi 
zannediyorsunuz vahdettiğinin 
İngilizlere yazdığı bir mektup var Onu 
okusam hayretler içinde kalırsınız 
nasıl İngilizlere peşkeş çekildiğini 
görürsünüz şimdi böyle şeyler Lütfen 
yani biz tarihi gerçekleri ortaya 
koymazsak işte Birileri aldatıyor 
sizleri yanlış yönlere gönderiyor 
Aslında türklükle alakası yok bu 
adamların sizlere ben bir tweet atmıştım 
Bir de Facebook'ta yazmıştım daha önce 
de söyledim Aslında bugün Atatürk'e 
karşı çıkanlar bakın isim de vereceğim 
Herkes bildiği için Mahir Ünal sonra 
kendisi İşte çevirmeye çalıştı falan ama 
ne dedi 
Türkçemizi lügatimizi unuttuk dedi mi 
dedi Peki arkadaş 
şunu söyleyelim 
Osmanlı döneminde hangi dil 
konuşuluyordu hangi dil konuşuyorduk 
Türkçe konuşuluyordu halk Türkçe 
konuşuyordu Saray diliyle halk dili aynı 
değildi Saray dili Az önce okuduğum Dudu 
yani Şuradaki okuduğum gibiydi hani 
eğitimli insanların yaptıkları 
konuşmalar bu şekildeydi yani Anladınız 
mı anlayabiliyor musunuz deminki 
okuduklarımı sizlere çevirmeye 
çalışıyorum Bir taraftan anlayabiliyor 
musunuz işte bundan dolayı Dil Kurumu 
oluşturuldu 
dilini sadeleştirilmesine çalışıldığı 
halk diline yönelik bir çalışma 
yapılmaya çalışıldı 
şimdi Bu arkadaşlar zannediyorum ki Arap 
harfleri ile yani şu şekilde yazınca 
Arapça zannediyorlar bunları 
Arapça değil bunlar Bak Türkçe ders 
Saadet işgal orduları başkomutanı 
General General yazıyor harington 
cenaplarına Nasıl okudum ben bunu Arapça 
mı okudum 
Türkçe okuyorum 
Alfabemizi falan yitirdiğimiz yok 
dilimizde yitirdiğimiz yok tam tersine 
dilimizi zenginleştirdik Hele hele şimdi 
Türk cumhuriyetleri bağımsızlıklarına 
kavuştuktan sonra Dil Kurumu tarafından 
benim dönemimde başlamıştı çalışmalar 
Yani ben Dil Kurumu 
yapıyordu çalışmaları 
karşılaştırmalı Türk lehçeleri sözlüğü 
hazırladılar 
Yani biz göz derken söz gelini 
söylüyorum kazaklar ne diyordu göze Köz 
diyordu Mesela yani 
bunları karşılaştırma olarak yapıldı 
artık geçmişte gerçekten bir takım 
kelimeler uyduruluyordu daha sonra ne 
oldu uydurmak yerine var olan Diğer Türk 
devletlerinde var olan kelimeler 
Türkçeler Türkçe kelimemizin haznemize 
dahil edildi 

o zaman Arapçayı kutlayalım ama Birileri 
bugün çıkmış 
halifelik diye nümayiş yapıyor Arapça 
diye Dil Arapça olsun diye mi iş yapıyor 
birileri toplanmış Sadat mıdır nedir 
Arapça İslam alemi diye bir Devletleri 
topluluğu devlet kurmaya şeyi 
oluşturmaya çalışıyor 
oluşturamayacaklarını bilmedikleri 
herhalde Çünkü Araplar bile kendi 
aralarında bir araya gelemeyen bir 
millettir 
bugün 
Arap devletlerin hangisi birbirine 
düşman değil söyler misiniz 
Dolayısıyla Şimdi Bütün bunlar 
içerisinde kaldı ki Araplar kendilerine 
Has dilleri olan ayrı bir kültüre sahip 
insanlar 
kavim olarak bizse ayrı bir kavimimiz 
onlarla ilişkimiz yok dindaş olabiliriz 
din kardeşi de olabiliriz ama soy 
kardeşi değiliz aynı değiliz Bunu 
herkesin böyle görmesi lazım Ha şunu 
söyleyeyim bir İslam dünyası ile Bir 
hristiyan Dünyası arasında bir çatışma 
çıksa kimi desteklersiniz derseniz ben 
Müslümanları desteklerim 
Ama dikkat edin biz müslüman bir devlet 
olarak Yunanistan ile çatışma durumumuz 
veya rekabet durumumuz söz konusu 
olduğunda Müslüman dediğimiz Suudi 
Arabistan gibi Birleşik Arap Emirlikleri 
gibi devletler mısır gibi devletler 
kimle gidip anlaşma yaptı 
hristiyanlarla Yunanistan ile yaptı 
değil mi şimdi bunları görmezden 
gelemezsiniz 
Dolayısıyla kim 
kendisini Arap hissediyorsa hissetsin 
Ama kimse kusura bakmasın Arap olduğu 
için benim kardeşim değil 
Ben Türk'üm kardeşim Bunu söylediğimizde 
hemen birisi diyor ki Arabım diyene ses 
yok bilmem neyim diye bir dönemdircilik 
yapmış Eğer ırkçılık yapmış olsaydık 
nasıl Fransızlar 130 senede cezayiri 
tamamen Fransız haline getirip 
hintlileri İngilizce öğrettikleri gibi 
İngilizlerin bizde bütün Balkanlar 
arasında Türkçe'ye öğretmemiz lazımdı 
hangi ırkçılıktan bahsediyorsunuz 
Dolayısıyla 
bütün bunlara 
söylenecek başka söz yok yani yapılan 
yazılan bildiriler idam fermanları işte 
zaferin kazanılması halinde Ya El 
altından bile insan tebrik gönderir ya 
Bunu bile göndermiyor yani en azından 
kendisi İşte burada ne diyor Vahdettin 
Atatürk'le 
Atatürk'ün kendisi yine 24'ünde şunu 
söylüyor bu 
ilhamatı izah etmek isterim ki bu 
hamlenizi hareketimizi açıklamayla oldum 
bu esnada zaten Hazreti padişahı 
Boğaziçi'nde bulunan İngiliz 
zırhlılarının saraya mütevecci olan 
yönelik olan toplarını göstererek 
görüyorsun dedi ben artık memlekette 
milleti nasıl Kurtarmak lazım geleceğini 
tasavvurda tereddüde duçar oluyorum 
düşüyorum ve ellerini kaldırarak 
İnşallah millet mütenebbi 
ve mütehakkız olur 
ona karşı tedbirli davranır 
bu vaziyete Elimden bu kötü durumda beni 
ve gerekse kendini tahlis eder kurtarır 
buyurmuşlardı şimdi Atatürk bunu 
söylüyor 
meclis konuşmasında söylüyor 24 
Nisan'da söylüyor bunu mecliste 
Açıklıyor Peki bunu açıklayan Atatürk 
Meclisi açarken padişaha dua eden 
halifeye dua eden konuşmasının başından 
beri meclisin açılışından beri padişaha 
dua eden Atatürk onu hep ön planda tutan 
Atatürk'e karşı nasıl idam Fermanı 
çıkarıyorsun söyler misin 
İngilizlerin baskısıyla diyor Eğer 
İngilizlerin baskısıyla ise o zaman ne 
halifelik 
esir olandan padişah ve Halif olur mu 
şimdi bütün bunları göz önüne 
aldığınızda Efendim yok tarihçi şöyle 
olurmuş yok böyle olurmuş işte tarihçi 
öyle olmaz tarihçi olduğu gibi ideolojik 
olmadan konuşmalarını yapar şimdi bakın 
Talat onay diye bir zat var Bolu'da 
dertli gazetesinde 5 Eylül 1922'de 
Süha Zahir ismiyle şöyle bir şiir 
yazıyor bakın çok enteresan bir şiir 
Sakarya zaferine karşılık yazıyor 
yani daha doğrusu 30 Ağustos zaferine 
karşı yazıyor türkü düşürmek için 
kurmuşken Pusu yüz tuttu firara Yunan 
Ordusu İsrafil çalmakta Felah borusu 
tanrımın lütfuna Elhamdülillah Mustafa 
Kemal'e hak oldu muin orduyu bozgundan 
eyledi iman Tanrıya Doğrudur özü kör 
oldu yunanın çıkası gözü firara yüz 
tuttu kaldırıp taban diyor O da bu 
vesileyle onu da analım Tabii bir de 
tabii şey var Giresunlu iğneli pembe 
hatun var Milli Mücadele'de yer alan 
Bunlar 
velhasır arkadaşlar Kim ne derse desin 
Bu millet bu aziz millet Atatürk'ün 
başvuruluğunda onun yanındaki bütün 
silah arkadaşlar Kazım Karabekir ile 
işte Orbay ile Vesaire bütün Kara 
Vasıtla hepsi ile birlikte bu aziz 
vatanı düşman çizmesi altından 
kurtarmıştır Kim ne derse desin ama 
Efendim sürekli söylüyorlar onlarla da 
muhatap oluyorum yazı da yazıyorum bazı 
arkadaşlarla diğer Başka insanlara hitap 
etmiş oluyorum onlara aydınlatmaya 
çalışıyorum Bunu o şekliyle bakın Ama 
onların zaten 
benim yazdıklarımla 
gerçekleri 
kabul edecek bir durumlar söz konusu 
değil ama ben sizler için yazıyorum onu 
daha çok geniş Bilgilendirme için 
yazıyorum Atatürk neymiş İşte kimisi 
ateist diyor Kimisi 
Dindar değil dindarlık değil 
inanmıyordu diyor vesa İslam'ı en büyük 
zarar verdi diyor tam tersine İslam'a 
zarar veren adam bakın İslam'a zarar 
veren adam 
ne diyor 
Tedrisat Kanunu paylaşmıştım daha önce 
Sizinle bir şeyde de yapmıştım Maarif 
vekalet yüksek diniat mütehassısları 
yetiştirmek üzere darülfünun'da bir 
İlahiyat Fakültesi tesis ve imametle 
hitabet gibi idameat dini yeniliği 
vazifesiyle birlikte diyor ki 1933'te 
onlar kapanmadı mı kanun yerinde 
duruyordu Okul kapandı Çünkü giden 
öğrenci yoktu 
17 kişi gitti sadece iki tanesi kaldı 
açık 
o kadar Ha sonrasında yanlış işler 
yapıldı mı Yanlış yanlış işler yapıldı 
mı Yanlış işlerde yapıldı ezanın Türkçe 
okunması yanlıştı 
Yani bütün dünyada bir dinamosu bir 
insanların ezanın aynı dilde okunması 
gerekir diye düşünen bir kişiyim ben her 
tarafta ama bir şey öğrendik ya herkes 
öğrendi bana söyler misiniz kaç kişi 
gerçekten ama samimiyetle kendi 
vicdanında 
ne demekti biliyor mu hangi yerleri 
falan ne demek biliyor mu 
Esselatu hayrun minen nevm ne demek 
biliyor mu 
ezanda ezandan bahsediyorum Hani Kur'an 
ayeti değil 
sonradan İslam'a Çağrı olarak ortaya 
çıkmış bir çağrı ezan Hani kaldırılıp 
kaldırılmaması dinden çıkma anlamına 
gelmez ama hangi anlamda olduğunu kaç 
kişi biliyor Allah aşkına 
dolayısıyla böyle acayip bir kafayla 
hareket ediyorlar Atatürk yok dindar 
mıydı yok Atatürk Sen nereden bileceksin ne 
olduğunu kendini niye Allah yerine 
koyuyorsun kardeşim 
bu şirk değil mi 
yani ne diyor Cenabı Allah 
İnsanların birbirine üstünlüğü yoktur 
üstünlük sadece takvadadır diyor Bunu da 
ben bilirim diyor ya sen ama biliyorum 
diyorsan şirk değil mi bu kardeşim önce 
bunu düşün ya 
Evet 
arkadaşlar 
bugünlük de bu kadar bırakalım Çünkü 45 
dakika oldu Ara ara zannediyorum 
internette sıkıntılar meydana geliyor 
dedi arkadaşlarımız 
Maalesef ben 
birilerine Gökhan Murat yok Afyoncu 
hakkında ne düşündüğümü söylememe gerek 
yok Herkes kendisi değerlendirebilir 
Herhangi bir sıkıntı yok onda ona onun 
için herhangi bir böyle şeylere girmek 
istemiyorum Benim anlattıklarıma bakın 
Bunlar yeterli şimdi Dolayısıyla 
İsmet Paşa'yı falan özlediğim yok Bülent 
nereden çıkarıyorsunuz ya 
Ben ne dedim sen ne yazıyorsun ya Ben ne 
diyorum sen ne diyorsun Ben ezanım 
diyorum Şimdiki olduğu gibi okunması 
taraftarıyım diyorum sen ne yazıyorsun 
ya hiç beyniniz almıyor mu kardeşim ya 
herhalde ayeti kerime boşuna inmemiş 
sizin için bilmiş İçimizdeki beyinsizler 
yüzünden bize helak eder misin diye ama 
kafatasının ne yazıyorsunuz ya 
Her şeyden önce kendi kafanıza kendi 
beyninize bakın kendi düşüncenize kendi 
anlayışınıza Baksanıza 
Hadi diyor biliyor musun 
Hadi oradan Elif Lam mimza 
Bak benim ezberimde sen ne diyorsun 
Hadi oradan 
Sizin gibi insanlar yüzünden zaten İslam 
bu hallerde niye İslam dünyasından 
insanlar batıya Hristiyanlar ülkesine 
gidiyor oraya kaçıyor İslam dünyasında 
yaşamak istemiyorlar kafanızı buna 
çalıştırırım biraz 
Evet arkadaşlar 
Dolayısıyla hepinize saygılar sunuyorum 
Bir sonraki 
programımıza görüşmek üzere bir 
kızıyorum şundan dolayı kızıyorum 
arkadaşlar Normalde kızmam ama ya 
anlayış da var demektir 
aksini yapmak ne demek ya aksini 
söylemek ne demek ya Şuradan gelip 
şuradan çıkıyor ya Ne diyorum ben Sen ne 
diyorsun geri zekalı mısınız kardeşim 
eğitim mi gördünüz bu konuda 
ya Bıktık yani sizin gibi insanlardan ya 
Ne bu cemaatler tarikatlerin peşinden 
giderek cennete gideceğini 
zannediyorsunuz oku Kur'an'ı Kur'an'da 
ne diyorsa cenab-ı Allah onu yerine 
getir onların peşinden gitme 
hadi 
Müslümanız diyorsunuz Hadi oradan böyle 
Müslümanlık olmaz Kendi kitabını 
okumayan kendi kitabını bilmeyen dini 
kitabını Bilmeyen Adam gelmiş bana hakem 
kesiyor yüzünü okursunuz sadece sevap 
kazandığını zannedersiniz 
Hadi oradan 
Tabii ki araplaşmayacağız 
kültürü farklı gelenekleri farklı 
Bizimki farklı 
İslam dininin hükümleri vardır 
değiştirilemeyen hükümler vardır onları 
kabul edeceksin bitti Sonra da uydurma 
bir sürü şey var 
Onlar hiç utansın İslam'da yer almıyor 
Evet hepinize tekrardan kolay gelsin 
hepinize iyi akşamlar Saygılar sevgiler 
hoşça kalın bir sonraki programda 
görüşmek üzere 
 





Merhaba arkadaşlar Hepinize iyi akşamlar 
diliyorum 
bugün 
daha çok geçen 15 gün önceki Sultan 
Vahdettin ile ilgili yapmış olduğum 
konuşmalarda bir takım yorumları 
şöyle gözden geçirdim fakat bine yakın 
yorum var Dolayısıyla hepsini cevaplama 
söz konusu değil ama seçebildiğim 
başlangıç olarak seçebildiğim bir takım 
yorumlar konusunda sizlerle bir 
değerlendirme yapacağım ikincisi yeniden 
bu defa özellikle belgelerin hepsinin 
aşağı yukarı söylediklerimin hepsini 
böyle fotokopilerini de aldım bunlardan 
da size örnekler de göstereceğim cevap 
verirken Fakat konu olarak şöyle bir 
isim belirledim konuşmama 
tarihin gerçekten ideolojiye 
uygun bir şekilde değerlendiriliyor 
olması gerçekten üzücü 
bunu 
defalarca söyledim tarihin bir 
metodolojisi var bir ilim dalıdır tarih 
ve gelecektir dedim Çünkü hafızamızı 
kaybettiğimizde 
İçinde bulunduğumuz durumda geçmişimizi 
tamamen yitirdiğimizde 
önümüzde neler yapacağımızı evimizin 
yolunu bile şaşıracağımızı daha önce 
söylemiştim Evet 
katılan Arkadaşlar hepinize Sizlere de 
iyi akşamlar diliyorum 
Dolayısıyla güzel dileklerinizi Aynen 
ben de sizlere paylaşıyorum ben de 
sizlerin Aslında güzelliklerini söylemek 
isterim tek tek hepimize ama buradan 
duyuru yapmış olayım geçen Sultan 
Vahdettin ile ilgili yaptığım konuşmada 
Tabii çok güzel bir şey 
70-80 bin kişi izledi 
videoları benim doğrudan doğruya kanalda 
ve 
%95'in üstünde bir beğeni ile 
karşılaştık yüzde 5 gibi bir Tabii 
itiraz edenler oldu olabilir illaki Biz 
burada değerlendirmemizi yaparken 
kimseye 
dikte ettirmek zorunda değiliz durumunda 
da değiliz beğenen beğenir beğenmeyen 
beğenmez ders almak isteyen ders alır 
öğrenmek isteyen öğrenir veya ideolojiye 
kurban edebilirsiniz tarihi Bunların 
hepsine 
İtiraz etmiyorum Çünkü 
bir de tabii şunu da söyleyeyim birtakım 
arkadaşlar hocam herkese Cevap vermeyin 
onlar muhatabınız değil Yok öyle değil 
arkadaşlar şimdi burada bir konuşma 
yapıyorsam birileri de soru soruyorsa 
onlara cevap vermek çok önemli 
şundan dolayı önemli 
bir defa bunu bir sınıfa girmiş ders 
anlatan bir hoca gibi düşündüğü düşünün 
ben böyle kendimi hissediyorum burada 
itiraz edenler de olabilir zira ben 
üniversitede derse girdiğimde ilk gün 
şunu söylerdim isterseniz faşist olun 
isterseniz komünist olun ne olursanız 
olun bana her türlü soruyu 
sorabilirsiniz ve size Bununla ilgili 
Bildiğim kadarıyla sorularınızı 
cevaplarım diye herkese açık tutardım bu 
türden işte derslerimde konuları 
anlatırken Burada da aynı şekilde 
düşünüyorum Tabii hakaret edenler de 
olmuyor Ama oluyor 
işte oluyor ama onlar da kendilerini 
aynada gördüklerini düşünüyorum 
kendilerini gördüklerini düşünüyorum 
Böyle bir durumla karşı karşıya işte 
bakın 
önce isterseniz şu belgeleri de 
belgeleri bir paylaşalım 
Hani deniyor ya Vahdettin Atatürk'ü 
gönderdi Ondan sonra vatanı kurtarmak 
için böyle bir ifade kullanılıyor 
biliyorsunuz böyle bir değerlendirme var 
şimdi Aslında şurada orijinal belgeler 
Arkadaşlar bunlar Bakın şu gördüğünüz 
belge altından mühürü de bulunan bu 
belge en üstünde de tabii Mustafa Kemal 
şurada yazıyor Mustafa Kemal 
9 Ordu kıta  müfettişi Mustafa 
Kemal Paşa hazretleri diyor dikkatinizi 
çekerim Şu burada Osmanlıca olarak 
Atatürk'ün ismi aslında da diğer ona o 
heyette yer alanlar var burada da 
İngilizlerin bunları aynı şekilde 
isimlendirmişler Burada da bu kişilerle 
ilgili İngilizler de onaylamış Yani şunu 
söyleyeyim Atatürk kaçarak gitmedi 
fevkalade müfettişlikle gitti Ayrıca 
şunu da belirteyim şurada ikinci o 
belgelerin arkasında da şöyle bir 
İngilizlerin onayı var gidebileceklerine 
dair şimdi bunu da belirteyim Yani her 
şey her şey objektir ne varsa belgelerde 
onları paylaşıyorum sizinle Bunun 
dışında mesela Mustafa Kemal dışında 
Şurada da 
karayoluyla Samsun'a gidenler var Bunlar 
da Mustafa Kemal ve diğer arkadaşlarına 
karşı 
onların seyisleri Vesayet yardımcıları 
olarak giden hizmetkar olarak giden 
kişiler onların listesi de burada Onlar 
da Onaylanmış vaziyette hem İngilizler 
tarafından oyalanmış hem de Osmanlı 
Devleti tarafından Onaylanmış Bu da 
dediğim gibi İngilizlerin oraya şimdi 
buna yalan derlerse kişiler Yani bu 
onaya yalan derlerse kişiler artık 
onlara bir şey anlatmamızda söz konusu 
olmaz dikkat ederseniz buradaki mühürle 
Ondan sonra genelkurmay'ın onayıyla ki 
Şurada yazıyor 9 Ordu kıta adı 
müfettişliği erken-ı Harbiye 
reisi miralay olarak imzalanmış bir 
belge 
şimdi tabi Burada Önemli olan konulardan 
bir tanesi de ne için gönderildi Atatürk 
O da önemli işte o da yine aynı şekilde 
altta da Harbiye nazarı Şakir tarafından 
Onaylanmış Atatürk'ün gittiği zaman 
neler yapacağına dair belge Şimdi 
sizinle daha önce paylaşmıştım 
Osmanlılar şimdi eğer illaki bunları 
Bizzat ben kendi araştırmak istiyorum 
derse kişiler Osmanlı arşivlerinde 
bunların örnekleri oradadır oradan 
görebilirler burada diyor ki; şimdi o 
listedeki maddeler halinde sıralanmış 
görevini olarak görevlendirmiş onu 
belirten yerin el üstünde diyor ki; 9 
Ordu kıta hatır müfettişliğine verirler 
verilecek talimatın suretidir diyor 
Şimdi suretidir Derken asıl nerede Aslı 
bizzat Atatürk'e verilmiştir 
şimdi Osmanlı Devleti'nde bir belge 
teknisa olmaz birisi Aslı verildiği 
zaman kişiye sureti de diğer kopyası da 
devletin kendi hazinesinde yani 
arşivinde kalırdı ki birçok Bugün de 
hala bu devam ediyor biliyorsunuz Burada 
neler yapacaklarını belirtiyor tek tek 
Ama dediğim gibi şimdi bunları tek tek 
Anlatmaya kalksam Zaten yarım saat sürer 
şimdi Dolayısıyla Burada hiçbir şekilde 
orada rumlara Rumların rumlara karşı 
kurulmuş olan Türkçe Tellerin elindeki 
silahların toplanması Ondan sonra o 
bölgelerde Asi için sağlanması 
koronalarında verilen talimat var burada 
Nitekim 
Bununla ilgili de bakın yine Harbiye 
nezaretinden yazılmış olan belge şu da 
dikkat ederseniz şu da o belgeler Şimdi 
burada da 
şeye Harbiye nazırı tarafından 
sadrazama sunuluyor diyor ki maruz uçağı 
kemikerinileridir ki ondan sonra 
Yıldırım Orduları kurulu bir Riva 
Mustafa Kemal Paşa'nın 9 Ordu kıta 
dağıtım müfettişliğine tayini hakkında 
tanzim kılınan irade-i seniyye layaları 
lefen Arzu takdim kılınmış olmalarla 
muktezasının ifa ve neticesinin 
buyurulması babında emr-i Ferman Hazreti 
menevi emrindir diyor tarihini yazıyor 
Harbiye Nazire Şakir diye belirtmiş 
ardından da sadrazam tarafından da bunu 
Onaylanmış Mustafa Kemal Paşa'nın 9 Ordu 
kıt müfettişliğine 
Harbiye'nin ağzını memurdur diye 
sadrazamını imzasıyla sadrazam Kim o 
tarihte sadrazam Damat Ferit 
şimdi Bu belgeyi de şöyle koydum bir 
tarafa Demek ki 
doğrudan doğruya Harbiye nazırı sadrazam 
tarafından gönderilmiş fakat sizinle 
paylaşmıştım Mustafa Kemal Paşa 
23 Nisan 1920'de biliyorsunuz Türkiye 
Büyük Millet Meclisi açılmıştı 24 
Nisan'daki konuşmasında padişahla 
sarayda Dolmabahçe Sarayı'nda bir araya 
geldiğini ve orada şunu söylediğini 
belirtmiştim 
ellerini kaldırarak diyor hatta Mustafa 
Kemal Paşa 
padişah için Paşa Benim artık yapacağım 
bir şey kalmadı Aziz milletimiz ne 
yaparsa hem kendine hem de beni bu kötü 
durumdan helâ 
birçok şey söylüyor ama bununla beraber 
yine ben bir iki tane daha belge 
göstereyim de hiç olmazsa şey olmasın 
Efendim tam bazı konularda belgeleri 
göstermediğiniz demesinler Burada da 
Atatürk daha şeye girişinin Samsun'a 
çıkışında hemen akabinde 21 Mayıs bakın 
19 Mayıs'ta şeye varıyor Samsun 
Havalimanı 21 Mayıs'ta da bu raporu 
gönderiyor arkadaşlar bakın burada 
yazıyor Şurada da makamı 
fenaiye yani sadaret makamına hükümete 
şey gönderiyor bir rapor gönderiyor Ama 
buradaki rapor enteresan bir rapor bu 
Canik sancağındaki yani Samsun 
biliyorsunuz Canik sancağı olarak 
adlandırıyor Osmanlı döneminde 
bahsediyorum Mustafa Kemal Paşa bunun 
diyor sebebi Rumların çeteler kurması ve 
Müslüman halka zulmetmesinden 
kaynaklanmaktadır ve buna karşı da bir 
grup Müslüman gruplarda diyor onlara 
karşı mücadele ediyor Aslında bu 
mücadeleden kişinin en önde gelen belli 
başlı olan kişi biliyorsunuz 
Topal osman'dır Giresunlu topal 
osman'dır Dolayısıyla En sonunda da 
dikkat edin Burada 
şifre telgraf bu tabi 
Şurada da dikkat ederseniz Şurada da 
imzası var Mustafa Kemal'in diyor ki 9 
Ordu kıta tatil müfettişi yaveri 
Fahri Hazreti Şehri 
var Mustafa Kemal yazıyor şu altta da 
bunu yazıyor Şurada da tarihi 21 Mayıs 
1900 yani Miladi Rumi tertemiz çıktı bu 
35 yazıyor burada o 19 atıyor kabul 
ediyor biliyorsunuz O da dolayısıyla 
böyle bir 
Mustafa Kemal Paşa tarafından Size 
söylemiştim yani daha dedim aradan bir 
gün geçtikten sonra bir rapor gönderdi 
demiştim ama burada Enteresan olan şey 
şu 
İngiliz oradaki askeri birliğinin 
Anadolu'nun işlerine doğru hareket 
etmekte etmek düşüncesinde olduğunu Bunu 
asla kabul edilemeyeceğini bunun kabul 
edilmemesi gerektiğini doğrudan doğruya 
belirtiyor Dolayısıyla bunu çok iyi 
değerlendirmek lazım yani orada Mustafa 
Kemal Paşa hareketleri bunu gördükten 
sonra yani İngilizlerin artık 
Anadolu'nun içine de girmeye teşebbüs 
ettiklerini gördüğü için aslında 
meselenin rengi değişiyor artık ondan 
sonra Oradaki bir asalsizlik ve 
stresinin ötesinde ülkenin tamamen 
işgalini önleyecek bir takım 
tedbirlerinin alınması gerektiğini de 
merkeze bildiriyor Nitekim 
O işte konudaki 
İngilizlerin 
göndermiş oldukları yazıda bu bu 
tercümesi yazın İngilizlerin Burada da 
onu yazıyor zaten hariciye nezaret-i 
celilesine 9 Temmuz 1919 tarihli İngiliz 
Kumandan fevkalade komiserliğinden varit 
olan 2002 numaralı 
takririn yazının tercümesidir diyor 
Enişte şimdi Dolayısıyla burada yazılan 
yazıya altını okuduğunuzda İngilizlerin 
sahipsizliği önlemek adına Anadolu'nun 
işlerine girmeyi düşündüklerini belirten 
ve girmek mondros'a bağlı olarak buraya 
geleceklerini belirten yazılar da burada 
yer alıyor şimdi 
Dolayısıyla Aslında Durumun ne kadar 
vehamet altında olduğu da görülüyor yani 
şimdi bunun 
İstanbul hükümeti tarafından bilinmemesi 
mümkün değil Çünkü İngiliz muhipleri 
derneğinin üyelerinin kimler olduğunu 
çok iyi biliyoruz değil mi onlar burada 
zaten liste halinde yanımızda vardı ve 
bunların kimler olduklarında tek tek 
sizle paylaşmıştım Dolayısıyla 
bilinmemesi mümkün değil ama siz böyle 
bir harekete ve bu İngilizlerin 
Anadolu'nun içlerine de girmesine 
önleyen bir harekette bulunan Mustafa 
Kemal'e karşı Kuvayi milliye'ye karşı 
Kuvayi inzibatiyeyi kuruyorsanız onun 
adına ne derseniz diyebilirsiniz Şimdi 
şöyle düşünün günümüzün idarecileri Eğer 
böyle bir olaya göz yumsalar ismine ne 
vereceksiniz adına ne dersiniz bunların 
diyelim ki cumhurbaşkanı İngilizlerin 
Anadolu'ya girmesine izin verdi 
kim bilmiyorum şimdi tam okuyamadım 
Orasını sen katibi Hazreti şehriyari 
ediyor Yani padişahın özel kalemi 
tarafından burada 
Mustafa Mustafa Kemal Paşa'ya 
yazılan ikinci telgrafname suretidir 
diyor daha önceki gönderilen bir telgraf 
daha var o telgrafın dışında bu son 
telgraf burada 
açıkça Mustafa Kemal Paşa'nın oradan 
Samsun Bölgesi'nden bir an önce 
İstanbul'a 
işte başka bir yerde görevlendirileceği 
belirtilen 
padişahın özel kalemler tarafından ki 
padişahın haber olmadan yazılmaz onun 
tarafından gönderilen Bu yazı üzerine 
üzerine Bu da bu defa 
kendisi tarafından Mustafa Kemal Paşa 
tarafından bakın Burada da öteki belge 
var burada burada ne yazıyor Mustafa 
Kemal Paşa'dan son defa olarak 
Ondan sonra 
Makine başında yani telgraf makinasının 
başında alınan 
telgrafnamenin suretidir diyor Şimdi 
niye suret ediliyor Bunlar şifre telgraf 
olarak çekiliyor yani numara bunların 
Buradaki her bir kelime bir numaraya 
tekabül eder O numarayla çekiliyor Kimse 
anlamasın diye şifre memurları 
tarafından numaranın karşılığındaki 
harfler veya heceler veya kelimeler 
bilindiği için onlar Deşifre ediliyor bu 
hale getiriliyor Bu alt tarafta da 
dikkat edin şurada şurada kulları 
Mustafa Kemal yazıyor şurada kulları 
Mustafa Kemal yazıyor Şurada da ne 
zamanmış 8 Temmuz 335 yani 1919 8 Temmuz 
1919 Rumi tarihtir bu şurada ne yazıyor 
bakın çok enteresan saat gece 
11.45 yazıyor saat gece 11.45'te 
dönmesini mümkün olmadığını şerefle 
bulunduğu askerlikten istifa ettiğini 
belirten Bu da yazısı Peki 
şimdi onlar varken 
Bir de burada Mustafa Kemal Paşa'nın 
derhal İşte o yazı yazıldıktan sonra 
Ankara'ya 
gitmemesiden sonra bu artık 27 Aralık'ta 
Atatürk askerlikten istifa etmiş 
ayrılmış 
işte Erzurum Sivas kongrelerini yapmış 
Ankara'ya gidiyorum biliyorsunuz 
Ankara'ya gidiş tarihi de 27 Aralık 
ondan sonra bu Kanuni evvel zaten Kamil 
evvel Aralık demek biliyorsunuz Rumi 
tarihe göre 28 kanun evvel 335 tarihli 
tahlili şifre 
1919-27-28 Aralık 1919'da Atatürk'üm 
Ankara'ya gidişiyle ilgili ki Ee oradan 
gönderilen bir rapor Mustafa Kemal 
Paşa'nın Ankara'ya girdiğini söylüyor 
şöyle diyor burada 
meserret kerane büyük bir coşkuyla 
alkışlarla 
ortaya alınıp kurbanlar 
ve 
hilafet tenahı Azam padişahı Muazzam 
Efendimiz Hazretlerinin 
diğer devlet ve milletimizin saadetine 
diye devam ediyor Yani Mustafa Kemal 
Paşa'nın da Ankara'ya gittiğini büyük 
bir coşkuyla karşılandığını belirtiyor 
en son olarak göstereceğim belgede şu; 
Mehmet Vadettin tarafından da imzalanmış 
bir belge Bu dikkat ederseniz burada 
sadrazam Harbiye Nazire Damat Ferit aynı 
zamanda hem Harbiye nazırı vekili hem de 
ki Fevzipaşa Ankara'ya gidiyor 
biliyorsunuz bırakıyor İstanbul'u 
Vahdettin tarafından imzalanıyor iradeyi 
seni yiye diyor zaten padişahın iradesi 
yani verdiği hüküm Burada da Mustafa 
Kemal ve arkadaşlarının idam fermanları 
Dolayısıyla Hani bunlar uyduruyorsunuz 
bunlar nerede belgeleri falan diyor bazı 
arkadaşlar soru soranlar onlara karşı 
Bunları ortaya koydum Hiçbir söylediğim 
konu belgesiz değil yani kafamdan 
uydurmuyorum birileri gibi işte yok 
Efendim Yunanlılarla Savaş olmadığı 
diyor bazıları yok zulmetmedi yunanlar 
diyor yani bunu söyleyenler Yunanlılar 
kadar bile olamıyor Yunanlılar ne kadar 
zulmettiklerini orada kendilerini 
anlatıyorlar Dolayısıyla onu bile 
söylemekten çekinen bu kadar büyük 
Yunanca olan veya vahdettiğince olan ki 
adam Yani şöyle söyleyeyim 
1921 bakın 1921 Eylül ne var O zaman o 
tarihte arkadaşlar biliyor musunuz O 
tarihte hangi savaş var biliyor musunuz 
büyük Sakarya Meydan Muharebesi 
Ağustosta başlıyor 26 Ağustos'ta 
başlıyor Eylül 13'e kadar devam ediyor 
ve 
Sakarya Meydan Muharebesi zaferle 
sonuçlanıyor ama Vahdettin 1 Eylül 
1921'de savaş devam ederken 19 yaşındaki 
Nimet Nevzat ile evleniyor 
şimdi düğün yapıyor hani işgal altında 
bir padişah Efendim İngilizlerin 
baskısıyla Efendim Bunlar mecbur 
kaldılar idam fermanını onaylamaya 
vesaire niye keyfine bakıyor o zaman 
sanki evlenmemiş gibi üç kere daha 
evlenmiş önce yani 4 hanım olarak bunu 
alıyor 60 yaşında Kendisi şimdi 
dolayısıyla 
bunları söyleyenler birazcık 
utanmazlar birazcık tarih öğrenmeliler 
birtakım İpe sapa gelmez kafadan atılan 
tarih yerine gerçekten tarihi ideoloji 
olarak kullananların yerine gerçek 
tarihi öğrensinler şimdi birisi diyor ki 
deşifteci diye birisi 
değişik şeyler aldım Turan Türk Birliği 
demek değildir diyor mesela Turan şimdi 
tarihten bahsediyoruz 
Turan Türk Birliği demek değildir Turan 
Kuran demektir İslam Birliği demektir 
yani böyle saçma bir sözü burada benim 
sayfamda yazan adam ne tarih biliyor ne 
Turan'dan haberdar ne de İslam'dan 
haberdar hiçbir şeyi bilmiyor aslında 
enteresan bir şey yani enteresan bir şey 
Yahu Turan Dediğiniz zaman Türk Birliği 
demektir Türk dünyası Bugün de Turan 
Türk Birliği demektir bunun İslamla 
alakası yok Müslüman olmayan Türklerin 
de bir araya gelmesi demektir Turan 
işte Söyleyecek laf bulamıyorum ve 
bunlara cevap vermeyin diyorsunuz ama 
benim sayfama adam yorum yazıyor cevap 
vermezsem bu defa da diyecek ki Benim 
yazdıklarım doğru ki kimseye cevap 
vermiyor diyecek 
şimdi bir tanesi de tutmuş diyor ki 
rahmete göçmüş Sultan Vahdettin 
olmasa olur Ne olsa hain olsan olur 
olmasa ne olur Asıl şimdi hain kaynıyor 
Kemal Bey Ay bir belde uğruna iki oy bir 
belde uğruna özel geliyor birilerini 
falan demiş Vay Kemal'in ne yapıp 
yapmadığı beni ilgilendirmiyor fazlaca 
da ama 
Vahdettin hain olsa ne olur olmasa ne 
olur dediğinizde ne olur biliyor musunuz 
şimdi 
Tıpkı Şeyh Said'in heykelini diktiler 
İşte bu ülkeye faydası olmayan isyan 
eden Şeyh Said ne zaman isyan etti 
1925'te Peki ne vardı 1925'te Musul 
meselemiz vardı Bu sulu kaybettik o 
İsyan yüzünden biliyor musunuz Musul 
Kerkük kaybettik 
İşte 
olmasa ne olur olsa ne olur böyle şey 
olur işte 
öyle 
silleyi yersiniz tarihin gelecek 
olduğunu söylerken durup dururken 
söylememiştim aldığınız ibret tarihten 
aldığınız ibret geleceğinize yön verecek 
en önemli sizin bilgi kaynaklarınızdır 
Eğer bunu anlamıyorsanız O zaman kimse 
kusura bakmasın bunu söyleyenler 
cehaletin de ötesinde bir yere sahiptir 
kimse kusura bakmasın 
iki oy bir belde uğruna onun cevabını 
onlar versin ama benim sayfama bunu 
yazıyorsan böyle saçma sapan bir şey de 
söyleyemezsiniz Siz Türkiye'de birlik 
beraberliği sağlamazsanız Feriştah 
olsanız kalkınamazsınız ve düşmana karşı 
da cevap veremezsiniz 
illaki birilerini kötülüyorsanız ülkede 
sizinle paylaşmıştım Ben siyasi görüşme 
Ben dedim ki Vatanseverlik temel 
üzerine oturan bir siyasi Yapı olmadığı 
takdirde toplumu birleştiremezsiniz 
dedim sağcılıkla solculukla 
birleştiremezsiniz her ikisi de 
bölücülük demektir demiştim niçin 
şundan dolayı bölücülüktür sacıysanız 
karşınıza Merkez ve sola alıyorsunuz sol 
diyorsanız tam tersini yapıyorsunuz veya 
merkezdeyken de aynısını yapıyorsunuz 
batının empozettiği fikirler toplumu 
bölüyor onun yerine vatanseverlik temel 
üzerinde oturtun siyaseti 
ekonomik Adalet vesair eğitim gibi 
konularda neler yapacağınızı anlatın bu 
millete nasıl daha iyi hizmet 
edeceğinizi anlatın ona göre Millette 
sizi seçsin veya siyaseten sizi 
desteklesin 
Evet Alpay Hoca diyor Sizce padişahın 
evlenmesi ihanet mi kardeşim İstanbul 
işgal edilmiş İngiliz Fransız işgal 
etmiş Sen başının derdine düşeceksen 
düşecekken evlenmek sanki 
mecburiyetindeymiş gibi evleniyorsun 
Üstelik Şehzade olacak 1912'de bir de 
erkek evladın var zaten 
daha ne söyleyeyim kendi keyfine düşen 
adama Vatan işgal altındayken ne denir o 
insanlar yatakta yatmıyor ya döşekte 
yatmıyor mücadele edeceğim diye sen 
evleniyorsun Ondan sonra da onlara karşı 
Kuveyt'in zati'yi çıkarıyorsun ne 
diyeceksin buna 
Ne diyebilirsin kardeşim 
Nasıl yani bunu böyle düşünebilirsiniz 
keyfime bakacağım oh ne güzel 
sonra bir başka arkadaş 
mütareke yıllarında 
pera'ya yerleşip minberde yazılan 
yazılarda yazan yazıları yazan da 
Vahdettin miydi yani siz Enver talattan 
bahsediyorsanız burada kardeşim Kusura 
bakmayın o adamlar en büyük hizmeti 
ettiler biliyor musunuz 21 yerde isyan 
eden fransızlarla 
İngilizlerle Ruslarla işbirliği yapan 
kendi tabağınız kendi vatandaşınız olan 
Ermenilere karşı tavır takılmasalardı 
zaten ülke diye bir şey kalmayacaktı 
sadece 1914 mayısıyla 1915 Mayıs 
arasında hepsi belgeli hangi köyde hangi 
şehirde nerede olduğu hangi çete 
tarafından yapıldı 
228 bin Müslüman katledilmişken Ermenice 
senin dört cephede savaşırken 
kafkasya'da Filistin'de Musul'da 
Çanakkale'de savaşırken senin asker 
gönderdiğin mühimmat gönderdiğin 
yollarda 
senin gönderdiklerine 
sabotajlar düzenleyenlere karşı aldığı 
tekbirleri alan insanları mı Sen şimdi 
suçluyorsun 
nasıl bir kafa sizin Kafanız Ben boşuna 
mı o kadar tarih kurumdayken bunlarla 
mücadele ettim 
kırmızı bültenlerle aranır hale geldik 
Siz ne diyorsunuz Allah aşkına 
ondan sonra 
bir arkadaş daha 
ahel diye birisi tarihten ders alınmaz 
tarihten ders alınmaz diyor arkadaşa 
bakın tarihten ders alınmaz ne yapılır 
Özgür ile mi bahsedilir üzülerek mi 
bahsederiz Ne yapacağız tarihten ders 
alınmaz tarih tarih tarihtir ve başka 
şey değildir demiş 
şimdi 
arkadaşın iki abonesi var Ona da baktım 
mamafih yapayım 
tarihten ders alınmaz diyen adam hiçbir 
şey bilmiyor bu galiba cehalet okulunda 
eğitim görmüş bir kişi yani Şunu demek 
istiyor Siz arkadaşlar hayatınızın 
geçmiş dönemleri kaç yaşındaysanınız 
diyelim ki son bütün yılları unuttunuz 
şuur kaybına uğradınız isminizi hatırlar 
mısınız evinizi hatırlar mısınız 
çoluğunuzu Çocuğunuzu ananızı babanızı 
hatırlar mısınız 
yaralandığınızı veya sevindiğiniz 
hatırlar mısınız geri zekalı mısınız 
ne demek bu ya 
Amma Kafalar bunlar hayır kızmıyorum 
bakın ama tepki göstermek zorunda 
kalıyorum 
tepki göstermek zorunda kalıyorum ya 
ayıptır biraz bir şey yazıyorsanız 
ayakları yere bassın tarihten ders 
alınmazmış aynı Arkadaş diyor ki; Ne 
vaat ettin ne Ali Kemal gibiler haindir 
Bunlar hain değildir belki biraz Korkak 
ve fazla iktidar 
ihtiyatlıydılar vahdettiğin Zavallı 
biridir yıllarca kafes hayatı yaşamış 
bir adam Yahu kardeşim bu tarihte kafes 
hayatı yoktu bu bir 
ikincisi Madem vaat ettin Zavallı 
biriydi zaten niye savunuyorsunuz 
Zavallı biri anlamayan biri 
fazla ihtiyatlıysa ve korkaksa korkak 
adam haindir zaten hain korkaktır darbı 
mesel vardır söz vardır hain korkaktır 
cesaret gösteremiyorsa korkaksa haindir 
adam bu kadar basit 
koca Devleti batırdı demektir bu 
Ne söyleyeyim ki 
Peki hain kime diyeceğiz 
ne yapacak hainin nasıl haini tarif 
edeceğiz 
neyse 
bir arkadaş da diyor ki hocam 
Osmanoğulları Türkçe konuşmuyordu Arapça 
ve Farsça deseniz Belki diyor 
La havle vela kuvvete diyeceğim 
Şimdi size Az önce okuduğum şu belgeler 
Türkçe değil mi 
Anladınız mı okuduğumu anladınız Arap 
harfleriyle yazılmış anladınız Peki 
neciydi bu Arapça mı bu 
Arapça mı 
Farsça mı 
kardeşim bin kere anlatıyoruz Arap 
harfleri ile Türkçe yazılıyordu diyoruz 
Türkçe konuşuyordu halkta sarayda Türkçe 
konuşuyordu resmi dil türkçeydi ama 
Arapça ve Farsça içerisine fazla 
girmişti hele hele edebi değil Farsça ve 
Arapça ağırlıklı normal konuşma dili 
sarayın da olsun halkın da olsun normal 
konuşmaydı 
medreselerde sadece ağır konuşma vardı 
Dolayısıyla Siz nerede yaşıyorsunuz 
bilmediğiniz konuyu konuşuyorsunuz 
söylüyoruz Arap harfleri ile yazılıyordu 
Onun için öğrenmesi zordu diyoruz Arap 
harflerinin Niye Çünkü 
Eser yazarsak Eser Türkçe Eser Ee 
Latin alfabesi ile dediğimiz hangi sayı 
ile yazacaktın Arapçada üç tanesi var 
biri sin biri peltekse bir ses sad
işte bundan dolayı zorluk çekiyordu 
İnsanlar anlayamıyordu okuyamıyordu kaç 
tane Z var 
Z var zel var dat var 
Hangisi ile yazacak 
Bakın arkadaşlar bilmediğimiz bir takım 
konularda ahkam kesmeyin lütfen Hiç 
olmazsa ya Konuşmayın anlamaya çalışın 
öğrenmeye çalışın yazıktır kendinize 
Yazık Bize de yazık 
yapmayın 
başka bir arkadaş 
demiştim ya cumaya bile İngilizlerin 
izniyle giden bir insanın Atatürk ve 
arkadaşlarına idam kararı verdiğini 
düşünebilir mi 
kararını verirken Yani samimi olarak 
verdiğin nasıl düşünebilirsin gibi 
soruyor bana 
arkadaş 
cumaya İngilizlerin izniyle gidiyorsa 
işgal edilmiş bir ülkede zaten Cuma 
namazı farz değil 
birincisi ikincisi 
padişah bu rastgele bir adam değil 
halife-i Ruyi zemin tamam mı öyle 
diyorsunuz ya halife ya esir bir 
halifeden bahsediyorsunuz esir bir 
padişahtan bahsediyorsunuz O zaman 
esirse bunun hiçbir sözü geçerli değil 
Niye vahdettiğini hala tutuyorsunuz 
zaman esir olmuş ingilizin sözünden 
çıkamayan bir adama niye 
destekliyorsunuz 
esir olmasaydı 
gitseydim mücadele etseydi birisi de var 
yazmış zaten diyor ki 
gitseydi İstanbul'dan diyor arkada bir 
yere yazmıştım onu da 
gitseydi diyor 
neredeydi Dur bakayım 
Eğer gitsin Şimdi buluruz diye bir 
kişiydi galiba gitseydi diyor İstanbul 
boşalırdı tamamen terk edilirdi İstanbul 
İngilizlerin eline düşerdi Kardeşim 
zaten İngilizlerin eline düşmüş padişah 
oradayken halk gitmiyor Peki İzmir'i 
işgal edildiğinde Gittiler mi terk 
ettiler mi orayı Hayır orada kaldılar 
sonra ne oldu Kuvayi Milliye geldiğinde 
9 Eylül'de onları Türk ordusunu 
bayraklarla karşıladılar coşkuyla değil 
mi Sen suriyelilerle karıştırıyorsun 
galiba bu işi 
veya başka bir milletle 
karşılaştırıyorsun peki 
Balkanlardan ne ala Türkler orada 
mübadele olmasaydı terk edilmiş su 
topraklarda Gelecek miydi o insanlar 
gelmeyecekti nasıl Batı Trakya'dan 
Gelmediyse 
Posta'dan niye gelmediler 
Bulgaristan'dan niye gelmediler 
Evet 
....diye bir 
arkadaşla bana şunu yazmış 
spor zayı konuşmak istiyormuş benimle ya 
bu adam antipas Hiçbir adam bunun bizim 
Vahdettin ile ne alakası var bunu 
konuşacaksan git İtalyan Bilmem 
Almanya'ya gitmiş şuraya gitmiş buraya 
gitmiş oradan kovulmuş buradan Bilmem 
şey yapmış ne alakası hatıratında iki 
tane kelime yazmış bizim Osmanlı ile 
ilgili bir sene iddia Terakki dönemi ile 
ilgili de yer almış Şimdi onu mu bu 
başıma şey yapıyorsunuz ortaya 
koyuyorsunuz Önemli olan Bakın size ben 
doğrudan birinci başkasının hatırası 
önemli değil birinci elden kaynakları 
gösteriyorum bizzat İstanbul'un 
gönderdiği belgelerle İstanbul'a karşı 
Mustafa Kemal tarafından gönderilen 
belgeleri gösteriyorum dahası var mı Kim 
ne yazarsa yazsın ne kadar bilecek iç 
yapısını 
ya tarih dediğimiz bilim öyle rastgele 
her belgenin peşinden kabul edileceği 
bir bilim dalı değildir 
şüpheyle karşılarsınız Başka belgelerle 
mukayese edersiniz karşılaştırırsınız 
sonunda bir yargıya varabilirsiniz 
yapmayın 
bunun dersini verdi tarih metodolojisi 
dedik bilmem ne yaptık şimdi bize Tarih 
öğretmeye kalkışıyorsunuz arkadaş 
yapmayın 
şu belgenin okuyup anlayabilir misin bu 
belgenin mahiyetini bilir misin 
neler yazıldığını bilir misin Nasıl bir 
yazışma sistemi olduğunu bilir misin 
içeriğinin nasıl değerlendirileceğini 
bilir misin 
birisi de demiş ki İskilip diye 
anlatırken verdiğin bilgilerle Vahdettin 
ile çelişen bilgi var Yok öyle bir şey 
ben ne anlattığımı iyi biliyorum öyle 
rastgele konuşur muyum İskilip bir 
anlatırken Vahdettin ile ilgili ne dedim 
ben 
Ne demişim 
Vahdettin anlatmadım ki İskilip bir 
anlattım teâl-i İslam cemiyetini 
anlattım 
iskilipli'nin şapkadan dolayı idam 
edilmediğini anlattım ama burada zaten 
yazıyor şurada bir belge de var yanımda 
belge de var iskilipli'nin neden idam 
edildiğini Çünkü İskilipli 
İngilizlerin Ancak bu vatanı 
kurtarabileceğini söylüyor hem de kendi 
gazetesinde kendi yazısıyla Buna 
dayanarak idam ediliyor Dolayısıyla yani 
açık ve net olarak durur şuradaydı belge 
onu da söyleyeyim göstereyim yani Allah 
aşkına bazı meseleler var Kaç tane ne 
okudunuz ne okumadınız onu da bilmiyorum 
aslında ama ya arkadaşlar yazıktır Yani 
biz 
bizi ideoloji veya tarih 
Ada şeyi olarak da gösteriyor yani 
Nereye koyduk onu bulamadım şimdi bir 
belgeyi ama 
şimdi 
direkt yazısını onun okumak istiyorum 
Bir taraftan konuşayım Bir taraftan da 
okuyacağım arkadaşlar şey bulacağım onun 
yazısını çünkü şu bakımdan önemli Ya 
insanlar şapkayla alakası olmadığını 
bizlere söylüyorlar oradan Beraat ediyor 
sonra İstiklal mahkemesince tekrardan ne 
için idam edildiğini tutanaklarda 
bulabiliyorsunuz onu o şekilde görmeniz 
lazım 
Ve öyle konuşmanız lazım onu konuşurken 
bu tarafta değil buradaydı 
Evet şimdi bulurum onu Biraz sonra 
okuyacağım size şimdi Çünkü devam 
etmezsek 
epeyce var 
bir başka arkadaş da diyor ki 
Türk kimliktir İslam kişiliktir 
arkadaş 
Türk kimlik İslam kişilik ne demek 
kimliğimiz Türk Tamam yani İslam 
inancımızdır kardeşim 
İslam olmadan Türk olunmuyor mu 
nasıl bir anlayış bu yani yapmayın 
birbiriyle mukayese edilecek şeyler 
değil İnançla kimlik 
birbiriyle mukayese edilmez kardeşim 
yapmayın 
Ondan sonra bir başka Mesut diye bir 
arkadaş ya hoca sapıttın ha 
öldüren adamların iftiraları var ortada 
Sen hala söylentileri burada 
anlatıyorsun diyor böyle diyor bana 
sapıtmışım 
vallahi nasıl sapıttım bilmiyorum ben mi 
sapıttım sen mi sapıttın buradan gör 
hepsi bunun gibi onlarca belge sadece 
birkaç tanesini size çıkardım kardeşim 
Elif'i görseniz mertek zannedersiniz 
Osmanlıların kendi Osmanlıca 
geçirirsiniz Osmanlıların yazdıkları 
yazıyı okuyamazsınız öğrenmek zor değil 
oturtayım Ben size 15 günde öğretirim 
yazıyı 
Türkçesi okuyabilirsiniz 
anlayamayabilirsiniz onu da söyleyeyim 
Onun için Arapça Farsça grameri öğrenmek 
zorundasınız hem bunları yapmazsınız hem 
okumazsınız hem de sapıttın dersiniz Ben 
mi sapıttım siz mi sapıttınız bilmiyorum 
benim sapıttığım bir şey yok kafamdan 
attığım bir şey de yok Yunan Galip 
gelseydi demiyorum böyle işte 
Said Molla gibi bak burada yazıyor 
İngiliz taraftarıyım da demiyorum ondan 
sonra ya listem cemiyetinde olduğu gibi 
böyle bildiğiniz attırmıyorum şeyler ama 
enteresan değil mi vakit gazetesinde 
vakit gazetesinde 
İskilipli İskilipli 
tekzip yayınlıyor kardeşim 
ne diyor Bak burada yazıyor 
Yunan tayyarelerin attıkları 
beyannameler teali İslam Cemiyetinden 
Bununla ilgili vakit gazetesinde bir 
tekzip yazmış 
şimdi Normalde siz okursanız dersiniz ki 
ya tekzip etmiş adam Nitekim bir takım 
kişiler öyle diyor peki tarihine bakarım 
ben ne zaman bunu teksir etmiş 25 Bak 
burada yazıyor 
şu Ekim ayına geliyor Ekim ayıdır teşrin 
evvel Ne yani 25 Ekim 19 
00 burada 20'de 
1920'de Bunu yapmış Peki bana söyler 
misiniz 
Sakarya Meydan Muharebesi sona 21'de 
yapmış Sakarya Meydan Muharebesi sona 
erdikten sonra niye tekzip ediyor O 
kadar Sakarya Meydan Muharebesi 
öncesinde bu şeyi atıyorlar Yunan 
tayyareleri ile bildiriyi niye hemen bir 
hafta sonrasında tekzip etmiyor da 
Savaş Zafer kazanıldıktan sonra tekzip 
ediyor söyler misiniz 
aptal mıyız biz yani 
o kadar o kadar saçma sapan iddialar var 
ki efendim tekzip etti ya tekzip etti 
Savaş kazandıktan sonra Peki 
kazanılmasaydı tekzip edecek miydi 
edecek miydi teksin Tabii ki etmeyecekti 
şimdi 
tutuyor Arkadaşlar bu şekilde şeyler 
yapıyor ya hoca sapıttı Evet evet öyle 
biri de diyor ki Arif diye bir arkadaş 
hocalar karşılıklı gelip tartışsa diyor 
Keşke tartışsak Ermeni konusunda da 
tartışalım dedik hiç kimse çıkmıyordu 
karşımıza Bu konuda da çıkmıyor işte 
televizyonlara çıkardıkları zaman aynı 
telden konuşacaklar çıkarılıyor 
çıkarsalardı beni teke teke 
İlber ve Murat'ın çıktığı programı beni 
de çıkarsalardı ya 
işte başka altında olumsuz 
böyle şeyler yaptı diyor siz baskı 
altında olsaydınız ne yapardınız diyor 
bana bunu soruyor başka altında olsaydım 
ben imzalamazdım yapmazdım da ne 
yapacaklardı topu bir tane cam var 
onu alacaklardı alsalardı 
ne olurdu 
Bir tane canım var 
eğer bundan korksaydık zaten korksalardı 
o zaman da Kuvayi milliye'dekiler o 
Savaş vermezlerdi tüm ülkenin her tarafı 
işgal edilmişken ellerinde silah yokken 
İstanbul hükümeti onlara karşı cephe 
alırken onlara engel olmaya çalışırken 
niye karşı durdular Onlar bilmiyorlar 
mıydı keyif çatmayı veya evlenmeyi veya 
sıcak yastıklarda yataklarda yatmayı 
bilmiyorlar mıydı aptal mıydı bu adamlar 
niye Can verdiler O Kadar Toprağa düştü 
o insanlar 
Oh ne güzel ya 
Tarık Cebel diye birisi de demiş ki boş 
adamsın ve selam demiş bana 
Vallahi haklısın beynin boşalınca 
karşındaki de boş olarak görürsün Bu 
kadar basit 
Birisi demiş ki 
bu zamana kadar gerçek tarihimizi 
anlatan çıkmadı Bayram diye bir arkadaş 
sen de anlatmıyorsun demiş bana 
tarihimiz üzerinden rant sağlamaya 
çalışıyorsunuz demiş 
Şimdi arkadaş 
gerçekler nasıl anlatılır söyler misin 
bakın gösteriyorum Peki siz bunu 
anlamıyorsanız siz beyninizi 
kullanmadığınızı fark ediyor musunuz 
beyninizi kullanmadığınızı fark ediyor 
musunuz 
gerçekleri kabul etmediğiniz için kendi 
ideolojinize uymadığı için 
söyledikleriniz desem ki vahdettiğim bir 
numara adamdı şahane bir adamdı 
Atatürk'ü ülkeyi kurtarmak için Gönder 
desem herhalde çok hoşunuza gidecekti 
Hayır Mustafa Metin o terbiyesizlere 
cevap vereceğim ki Akıllar başlarına 
gelsin o kadar basit değil bu iş 
sesimizi çıkarmadan oturamayız 
Olmaz öyle şey ardından da diyor ki 
Alparslan'ın mezarını yerini buldun 
niçin açıklamıyorsun bu işte tarihi 
üzerinden rahat sağladığımı düşünüyor 
buradan Peki kardeşim ben kitabı 
yazacağım Sen benim yazdığım kitabın 
üzerine ismini yazıp yayınlayacaksın Var 
mı böyle bir bolluk ha 
Nerede bu 
Ben uğraşacağım bulacağım Ondan sonra 
birilerine vereceğim O rahat sağlayacak 
İyi mi bunu yapan adamlar bu mezarı 
kazmaya kalkışanlar bulmaya çalışanlar 
deseler ya Yusuf hoca Gel şu heyetin 
başına şu işi yapalım Niye demiyorlar 
niye bunu sorgulamıyorsunuz 
Ben uğraşacağım yapacağım Ondan sonra 
vereceğim yani kitabı yazacağım 
size vereceğim sen kendi adını 
koyacaksın yayınlayacaksın var mı böyle 
Yağmur 
ama akıllısınız ha 
Neredeymiş bu akıl bizde alalım sizin 
aklınıza 
Yunus ayma diye bir arkadaş 
vahdettiğini Hain ilan eden Yusuf 
Halaçoğlu Vahdettin hain ise neden 
azedilip yerine oğlu tahta çıkarılmadı 
Peki oğlunun kaç yaşında olduğunu 
biliyor musun 
oğlu kaç yaşındaydı 1912'de doğdu 
1922'de ki 22'de işgal edilmedi 19'da 
işgal edildi İstanbul 
18'de işgal edildi 
kaç yaşındaydı oğlu mu tahta çıkacaktı O 
da istanbul'daydı ama şu 
vahdetlerin İngilizlere yazdığı şu 
yazıyla 
Oğuz'la beraberinde Gitti Ha şimdi ona 
da geleceğim zaten Efendim Sürgün edildi 
kendisi mi gitti biraz sonra onu da ona 
da değineceğim ne alaka Sürgün edilmesi 
ne zaman Türkiye edilmiş olabilir ne 
zaman gitti 17 Kasım'da gitti 
1922 17 Kasım 1922 
1 Kasım'da Saltanat kaldırıldı daha 
İstanbul İngilizlerin elinde Vahdettin 
ile İstanbul'da 
yani Kuvayi millilerin elinde değil 
nasıl Sürgün edebilirler 
söyler misiniz 17 Kasım 1922'den 
bahsediyorum 
daha İstanbul 
elde değil altısında gitti altı 
Ekim 1923'te gitti İstanbul'u ele aldı 
Huawei 
Ne dersiniz 
ayakkabı kutusu cevap vereceğim hepsine 
Yok öyle yağma boş keseden atmak da yok 
herkes öğrensin 
Dolayısıyla öyle bir şey olmaz 
Ceza 
Biraz önce yünü saymanın şeyini 
söylemiştim İstanbul'dan gitseydi 
din ister terk ederdi bilmem ne yapardı 
diyor Niye terk etsin Niye terk 
etmediler terk etmezlerdi 
tek mi edeceklerdi niye işgal edilen 
yerlerde terk etmediler edirne'yi terk 
mi Türkler 
işgal edildikten sonra 
Şimdi bir de 
Yunus diyor ki Vahdettin Türkiye 
Cumhuriyeti'nin vatandaşı olmadığından 
hain dememiz denemez diyor 
hain dememiz için Türkiye Cumhuriyeti 
vatandaşı olması lazım Hani Osmanlı'da 
bizim Türkiye türklerindi devletiydi 
öyle bir şey söz konusu değil Niye 
Sürgün diyor Armağan 
Bakın tekrar ediyorum sürgün mü bu 
tekrar ediyorum 1 Kasım'da Saltanat 1922 
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden 
kaldırıldı Ankara'da 
İstanbul hala İngiliz işgalinde 
nasıl Sürgün edecek Türkiye Büyük Millet 
Meclisi onu 
sadece diyorsunuz ki Vahdettin zayıftı 
Vahdettin Esaret altındaydı Vahdettin 
Maalesef öyle diyorsunuz zavallıydı 
zaten böyle bir adam Osmanlı devletinin 
başında olursa zaten Osmanlı çöker 
Ne diyorsunuz siz 
bir arkadaşımız da demiş ki ceddimiz 
Osmanlı 
desene sözün kısası 600 yıl dünyaya 
hükmetmiş Osmanlı medeniyeti hilafete 
yönetilen sistemden geri istiyoruz 
desene diyor Yok öyle bir şey demiyorum 
bakın bir şey söyleyeyim mi size şimdi 
şuradan size bir başka daha belgeyi 
göstereceğim şu da Osmanlı Devleti kanun 
dönemine ait bir belge Burada da ne 
diyor biliyor musunuz 
bakın 
kanuniden bahsediyorum ben ki sultan-ı 
Arap 
kahraman-ı kevne mekan 
dediğim anı meydan 
zemin-i zaman bütün zaman ve zeminlerin 
yeryüzünün ve 
Akdeniz Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve 
kabe-i Muazzama ve medine-i 
mükerreme'nin 
ve deste 
kırpak ve Nuri 
şimdi bunları Yazıyor yazıyor diyor ki 
lahansa'nın şunun bunun Sultaniye Sultan 
İbni Sultan Sultan Süleyman Han Selim 
Han bin Sultan Süleyman Hanım diyor 
Şimdi bunu yazıyor ya Kanuni Siz 
zannediyor musunuz ki bütün padişahlar 
böyleydi bunu zamanında bile biliyor 
musunuz %50 enflasyon vardı 
%50 enflasyon ilk tahta çıktığında 100 
liram gümüşten 300 Akça kesiliyor 
1550 de 100 liram gümüşten 450 akçe 
kesilmeye başladı ya 
bunları Nereden Bileceksiniz ki 
bakın hepsi var burada 
Anladınız mı Yani boş boş adam bunları 
söylüyor size Bir boşluğu dolduruyor 
yalnız aklınız sizi başınıza alın 
hilafeti Hilafet neyidir ki zaten Peki 
Peygamber Efendimiz kendisini halife 
tayin etti mi Veliaht tayin eder gibi 
etmedi Peki halifeliği kim çıkardı 
ortaya 
Peygamberimizin ölümünden sonra sahabe 
değil mi önce Ebubekir sonra Ömer sonra 
Osman sonra Ali devamı bu abiyle devam 
ediyor Ondan sonraki halifeler neydi bir 
İslam tarihini okusanıza 
bırakın hepsini bırakın Türkçe yazılmış 
olan Ahmet Cevdet Paşa'nın kısaldı Sen 
bir yazsın okuyun oradan görün halife 
devlet adamı dinle alakası yok ki 
o Dindar dediğiniz Abbasi halifeleri 
Zevki sefa içindeydiler 
yapmayın ya 
halife halife diyorsunuz İslam ile 
alakası olan bir şey değil kaldı ki 
Yavuz Sultan Selim halifeliği aldı 
deniyor ama hiçbir hükümdar son 100 yıla 
kadar halife unvanını kullanmadığı 
hiçbir 
otlatabildim mi bir tane gösterin bana 
halifeyi Ruhi 
gibi bir tanesini gösterin hiç bir 
tanesi yok 
Ondan sonra bir tanesi diyor ki bir 
Halil bıçak diye birisi Sen tarihçisin 
öyle mi 
1919-1920'ler için Türkiye Büyük Millet 
Meclisi diyerek konuşman bile tarihten 
bir haber olduğu Yeter diyor 
arkadaşlar 
Türkiye Büyük Millet Meclisi 
ne zaman kuruldu 23 Nisan 1920'de 19 
hiçbir zaman demedim ama 
1919'da anlatıyorum neler olduğunu ama 
1920'de 1920 23 Nisan'da Türkiye Büyük 
Millet Meclisi kuruldu 
Şimdi bunu bile Bilmeyen Adam tarihten 
bir habersin diyor bana 
tarihçisin öyle mi diyor 
Vahdettin 1922 Lozan görüşmeleri için 
Sürgün yedi diyor ya 
yani Lozan görüşmelerinden Sürgün 
Dolayısıyla 
arkadaş ne diyoruz 
17 Kasım 
1922'de Vahdettin İstanbul'dan ayrıldı 
İngilizlerin ve istekte bulunduğu Lozan 
yok 
Anlatabildim mi Bir sene sürüyor Lozan 
23'te bitiyor 
Hani söyleyeyim Bir tane daha 
söyleyeceğim 
Mansur Tokgöz diye bir arkadaş 
Bu nasıl vatanseverlik ki 
yarısını atıyorsun 
giyimini yazısını atıyorsun giyimini 
kuşanımına atıyorsun 
dansı Valsi vulsi 
Ondan sonra eroini ladinli getiriyorsun 
itiraz edenleri muazzalarından bile 
çıkarıp atıyorsun mezarından bile 
çıkarıp atıyorsun demiş arkadaş 
şimdi bak 
sevgili kardeşim 
masum kardeşim 
O kıyafet dediğini İkinci Mahmut 
pantolonu ceketi İkinci Mahmut getirdi 
fesi 2 Mahmut getirdi ve kafir ilan 
edildi 
Anlatabildim mi İslam Müslüman olmak 
için kıyafetinizin şekli şemali önemli 
değil neden önemli değil Ebu Cehil Ebû 
Kur'an'a inanıyor musun Allah'a inanıyor 
musun peygamberine İnanıyor musun 
bununla alakalı 
kıyafetle alakalı değil dans yapmıyor mu 
zannediyordun Araplar Peygamberimiz de 
geleneklere bağlıydı 
Ne yapıyorsunuz Niye sizi o zaman 
kur'an-ı Kerim'de sizi Kavimler halinde 
yarattık diyor 
milletin red mi diyorsunuz yani ayeti 
red mi diyorsunuz 
o Vadisi falan Osmanlı döneminde vardı 
Cumhuriyet döneminde değil o yazı 
Abdülhamid döneminde zaten uygulanıyordu 
bütün telgraflarda Latin alfabesi ile 
çekiliyordu 
Anlatabildim mi Abdülhamid'in 
Abdülhamid'in 
kadehi bardağı peçetesi Ondan sonra 
çarşafı hepsinde ne yazıyordu biliyor 
musunuz küllüğü sigara küllü AH 
yazıyordu Latin 
biliyor musunuz 
şu şu belge bak iyi bak şu belge 
Abdülhamit döneminde Yıldız Sarayı'nın 
içki sipariş listesidir 
Anlatabildim mi Ne istiyormuş 24 şişe 
kına şarabı 300 şişe bordo şarabı iki 
Ambar Viyana birası 24 şişe yani 24 
kişiye porto şarabı ufak fırça derurunda 
sardalya lakerda 
neden bahsediyorsunuz siz ya Neyi 
biliyorsunuz 
Yazık ya bu kafayla 
bu kafayla 
çok daha o köprünün altından geçeceğiz 
diye uğraşırız 
Osmanlı düşmanı falan değilim tam 
tersine tarihçi Tarihi olayları tam 
olarak anlatmak mecburiyetindedir 
anlatmazsam sorumluyum Yarın huzuru 
mahşerde benim yakama yapışırsınız Ama 
yarın ben de yapıştırırım onu söyleyeyim 
bu kadar anlatmama rağmen En azından 
benim üstümdeki sorumluluk gidiyor 
Siz bir kişiyi şahsı Allah'ın kulunu 
ulaştırmak için Mukaddes hale getirmek 
için Ruhban yapmak için her şeyi 
yapıyorsunuz 
ben tam tersine ne tarikat Ne cemaat ne 
ona benzer bir şeye inanmıyorum Ben 
doğrudan Allah'a bağlıyım anlatabildim 
mi 
Osmanlı ecdadımızdır doğrusuyla 
yanlışıyla ama yanlış yapmışsa onu da 
anlatmak mecburiyetindeyiz sizin 
söylediğiniz gibi kaldı ki Ahmet Cevdet 
Paşa 
1853'te abdülhamid'e 
onun isteği ile sanki kavmi Lut yere 
battı diyor Ne diyorsunuz Siz hangi 
şeylerden bahsediyorsunuz 
sanki kavmi Lut yere battı diyor ne 
demek biliyor musunuz bu Osmanlı 
toplumundan bahsediyor 
ya 
neler var 
şimdi söyledik 
Osmanlı düşman oldu Bunları söyledik 
diye tam tersi sizlere bunu 
söylemiyorlar ya yüceltiyorlar ya 
tamamen batırıyorlar tam tersine Ben de 
diyorum ki neyse onu anlatmak zorundayız 
bakın söyledim gösterdim 
ne yapabilirsiniz 
Ondan sonra diyorsunuz ki halife o 
halife dediğiniz adamlar 
Peygamberimiz vefat etti Onun cesedini 
vefat etmiş ölüsünü bıraktılar halifelik 
kim yönetecekti onun peşinde mücadele 
ettiler biliyor musunuz 
hiç gün ortada kaldı 
toplu mezarı cenaze namazı kılınamadı 
biliyor musunuz 
aile bireyleri gitti kıldı sadece 
biliyor musunuz 
kimden bahsediyorsunuz 
Osmanlı izliyorsunuz 
Araplarla nasıl mücadele ettiğini 
biliyor musunuz siz Osmanlı 
önce bunları bir okuyun 
onlar bir görün 
Velhasıl işte arkadaşlar tarih böyle bir 
şey ya karşınızdaki adamı doğrular 
anlattığı için kötülersiniz 
veyahut da bilmediğiniz için doğruları 
anlatınca Bunlar yanlıştır dersiniz 
Tabii ki bunu anlayan %95 geçen 
anlattıklarımı zaten 
%95'in üstünde bir beğeni ile 
karşılaşmış karşılaşmış bunu %95'in 
ötesinde olanlar için söylüyorum Yoksa 
Allah'a şükürler olsun ki bu 
konuşmalarımızda çok çok büyük bir 
kesimimiz Allah'a şükür gerçekleri 
görüyor anlatılanlardan kendisine ders 
çıkarıyor hiç kimsenin ne bunlardan 
dolayı Üzülme ne de sevinme hakkı yoktur 
ondan ders alma hakkı vardır yoksa 
Vahdettin şöyle olmuş Abdülhamit böyle 
olmuş onlar geride kaldı ama yaptıkları 
işlerin Eğer iyiyse devam ettirilmesi 
ama yanlış yapmışsa o yanlışa bir daha 
düşünmemesi gerektiğini anlatmak için Bu 
tarihe 
yoksa günümüzde Çok anlatılacak şey var 
Hayat pahalılığı da anlatılabilir doğru 
devlet kültürünün olmayışta 
anlatılabilir her şeyi anlatılır çok şey 
anlatılacak şey var siyaseten günümüzde 
ama bazı şeyleri görmeliyiz bazı şeyleri 
günümüz olaylarını bir temele 
oturtmalıyız diye geçmişi anlatıyoruz 
yanlışları anlatıyoruz doğruları 
anlatmıyoruz Çünkü doğru yapılan zaten 
bir problem değil başımız üstünde yeri 
var şimdi de doğru olanlar var niye 
anlatmıyoruz zaten başının üstü 
eleştirmiyorsak Doğrudur zaten 
ama biz niye eleştiriyoruz yanlış 
yapılan şeye tekrar devam edilmesin 
düşünmesin diye 
bütün mesele bu yoksa hiç kimsenin 
yanlış yapmayacağını iddia etmek gibi 
bir durumda değiliz hepimiz yanlış 
yaparız Ben de dahil hepimiz 
sonuçta kuluz 
beynimizin şu kadarı çalışıyordur şu 
kadarı çalışmıyordur şu kadar biliyoruz 
şu kadar bilmiyoruz 
bildiklerimize göre konuşuyoruz 
eksiğimiz vardır yanlışımız vardır ama 
doğru olarak belgeli gösterdiklerimizin 
artık başka türlü izah edilmesi de 
mümkün değildir 
Evet Böylece Arkadaşlar bir saati 
geçirdik bu defa 
hepinizi sevgiyle tekrardan selamlıyorum 
İyi akşamlar diliyorum sizlere Allah 
Türk milletine Türk devletine 
devletlerine zeval vermesin 
Allah bir daha bizi bir yeni devlet 
kurmaya Türkiye Cumhuriyeti toprakları 
üzerinde yeni bir devlet kurmaya kurmaya 
nasip etmesin inşallah 
Devletimiz daim olsun hepinize sevgiler 
tekrardan hoşça kalın Allah'a emanet 
olun 

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar