Print Friendly and PDF

ŞEYTANIN ÇİLESİ

Bunlarada Bakarsınız




Hallac-ı Mansur kaddese’llâhü sırrahu’l azîz Tavasîn kitabında buyurdu ki;
“Birinci dâire Onun meşîeti, ikincisi Onun hikmeti, üçüncüsü Onun kudreti ve dördüncüsü Onun malûmatı ve ezeliyyeti. İblis dedi:
“Birinci dâireye girsem ikincisiyle, ikinci’ye girsem üçüncüyle, üçüncüyle yetinsem dördüncüyle imtihan edilecektim.
Hayır, hayır, hayır, hayır diye tutturdum ve birincide kaldım. Sonra ikinciye kovuldum; daha sonra üçüncüye atıldım. Dördüncüyle işim bakalım ne olur!
Secdenin beni kurtaracağını bilseydim secde edecektim, elbette.[1] Fakat baktım ki bu dâirenin arkası, dâirelerle dolu. Kendi kendime “Bırak” dedim, “bu dâireden kurtuldum diyelim, ötekilerden nasıl kurtulacağım: İkinciden, üçüncüden, dördüncüden.”
Beşinci “Elif” e gelince O, bizzat Hayy!”[2]
Abdurrahmân Câmî kaddese’llâhü sırrahu’l azîzinde bu konuda anlattığı kıssada secde olayının iç yüzünü farklı manalara geldiğini haber vermektedir.
“Mûsâ aleyhisselâm nûra gark olmuş kalbiyle rabbine yalvarmak için Tûr dağına gidiyordu. Yolda Haktan uzaklaşanların ve sürülmüşler ordusunun önderini gördü.
“Âdeme secde etmeyi reddederek rızâ makâmından neden yüz çevirdin”, diye sordu.
“Kâmil seyir hâlinde olan âşık cânândan gayrı kimseye secde etmez,” diye cevapladı. Mûsâ aleyhisselâm dedi ki:
“Dosta cândan kul olan herkes onun buyurduğu yola başını koyar.” “Ondan maksad, âşığı imtihan etmekti, secde değildi,” dedi.
“Eğer durum buysa, neden lânetlendin? Neden sultânın gazabından sana meleklik elbisesi yerine şeytanlık giysisi giydirildi?” İblis,
“ Bunların ikisi de ödünç sıfatlarıdır, zâtımdan birer parçadır. Bunun gibi yüz sıfat verilse ya da alınsa da zâtımda bir değişiklik olmaz. Zâtım sıfatıma göredir. Onun aşkı zâtımın gereğidir. Şimdiye kadar aşkım karışmış ve özlemlerime bağlanmıştı. Bahtım kara, günüm ak idi. Her an korku ve umudun oyuncağı idim. Artık bundan kurtuldum ve vefânın dizine oturdum. Lutfum da kahrım da tek renk oldu. Aşk kalbimden heves nakşını sildi. Aşk ile aşk oyunu oynuyorum,” diye cevap verdi.[3]
Bu yaptığımız alıntıdan çıkarılacak ders bize gösteriyor ki “herkesin bir çilesi var”. Şeytanın çilesi de var.
Bu nedenle Allah Teâlâ’nın fazla işlerine karışmayalım.


[1] “Mansur demiştir ki: “İblis”e, “Secde et” dendiğinde Hakk'a şöyle hitabetti:
“Ruhumdan, Senden başkasına secde etmeme şerefini giderecek misin? Âdeme mi secde edeyim? Bana, bu yönde bir emir vermen, beni bu işi yapmamaya sevketmen olacaktır.” Hakk dedi:
“Seni ebedler boyu azaba duçar ederim.” İblis dedi:
“Bana edeceğin o azab esnasında, beni görecek misin?” Hakk dedi:
“Evet!” İblis cevap verdi:
“Beni görmen, bana bakman, azaba tahammülüm için yeterlidir. Dilediğini yap bana!”

[2] Hallac Mansur, Tavasîn, (trc: Y.Nuri ÖZTÜRK)
[3] Câmî, Heft Evreng Subhatu’l-Ebrâr, 1. cilt, Tahran, 1999, s. 593.

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar