Print Friendly and PDF

TASAVVUFİ DERS TARİFESİ




Malûm olduğu üzere göğüs boşluğunda manevi organlarımız vardır. Hepsine birden Letâif-i hamse Beş duyu denir.
Birincisi kalptir:
 Yani sol göğsümüzün üç parmak altında bulunmaktadır. Kozalak şeklinde bir et parçasıdır. Türkçede buna yürek denir. Kesildiğinde içinden kanla su çıkar. İçerisinde gönül denilen Manevi bir makam vardır. Adem Peygamberin manevi makamıdır. Anasır-ı Erbaadan Nefis'dir. Cenâb-ı Hakk Adem'e ruh verdiğinde Cennet-i Âla'ya koydu. Adem Peygambere şöyle tebliğde bulundu.
"Ya Adem Bütün Cennet nimetleri size mubahtır. Sadece Buğday meyvesine yaklaşmayın ve yemeyin"
Adem Peygamber emre muhalefetten dolayı Cennetten uzaklaştırıldı. 300 sene ağladı. 300 sene sonra kendisine İlhamı İlâhi olarak niyazda bulundu. Daha evvel Cennet-i Âla'da Hatem-i Nebiyyinin vasfını görmüştü•
"Yarabbi! Habibin Muhammed salla’llâhu aleyhi ve sellem hürmetine, kızı Fatıma aleyhisselâm hürmetine ve Seyyidüş şüheda Hasan-Hüseyin aleyhimesselâm hürmetine İmam-ı Ali kerremallâhü vecheh ve radıya'llâhu anh hürmetine beni affet" dedi ve daha çok ağladı.
Cenab-ı Hakk ilticacını kabul ederek,
"Ya Âdem geç kaldın, geç kaldın daha evvel bu ricada bulunsaydın hemen affederdim. Nefsin için değil Neslin için de isteseydin affederdim" buyurdu.
Yine ilham-ı ilahi olarak " Arabistan topraklarına git ve Hz. Havva ile Görüş" buyurdu. Hz.Adem Arabistanda Hz.Havva validemizle görüştü. Cebrail aleyhisselâm nikahlarını kaydı Hz Havva validemizle birleştiler . Bu birleşmenin neticesi Âdem nesli çokaldı. Anasır-1 erbaâda Nefisti, nuruda Sarı idi.
Letâif-i Hamseden İkincisi; Ruh, sağ göğsümüzün altında manevi bir makamdır. Bu mübarek makara Nuh ve İbrahim peygamberin manevi makamıdır. Anasır-ı Erbaâdan ateşdir. Nuru da kırmızıdır.
Nuh aleyhisselâmın gemisine binenler tufandan kurtulmuşlardır, inanmayanlar dışarda kalıp helak olmuşlardır.
İbrahim aleyhisselâmı ateşe atmışlardır. Nemrut cezalandırmak maksadıyla ateşe İbrahim aleyhisselâm'ı atmıştır. Ateşi, Cenâbı Hakk, İbrahim aleyhisselâma gülistan etmiştir. O yüce peygamberin inancının nurunu ateşin yakmaya gücü yetmemiştir. Nar' ın nuru yakmağa gücü yetmez. Bizde göğsümüzdeki manevi varlıklarımızı Cenabı Hakk'ın nuru ile ve inancı ile tezyin edersek, Cenâb-ı Hakk bizleri de yakmayacaktır.
Hadis-i Kudsi de buyruluyor ki;
Cennetin yolu Cehennemin üzerinden geçecek. Müslümanlar Allah rızası için birbirlerini sevdikleri için sırat köprüsünde karşılaşacaklar, manevi sohbete devam edecekler, cenneti unutacaklar, hatta cehennemden bir nida işitilecek. "Ey mümin çabuk geç senin nurun benim narımı söndürüyor”  Cehenneme düşülse bile müminlerin nuru cehennemi söndürecek.
Letaif-i Hamseden üçüncüsü Sır; Sol göğsümüzün üstündedir. Hz. Musa aleyhisselâmın manevi makamıdır. Anasır-ı Erbaadan su’dur. Nur'da beyazdır.
Musa  aleyhisselâm'a Firavun son derece zulüm ve eziyet etmiştir . Firavun, Musa aleyhisselâm ve kavmini helak etmek üzere harekete geçmiştir. O anda Hz. Musa aleyhisselâm Cenâb-ı Hakka ilticada bulunmuştur.
"Ya Rabbi Firavun'un şerrinden ve zulmünden sana sığınırım" demesiyle Cenâb-ı Hakk Hitap buyurdu.
"Ya Musa elindeki asanı denize vur. Deniz sana yardım edecek" O emri ilahiye uyarak asasını denize vurdu. Denizde yol açıldı. Kavmiyle beraber Musa aleyhisselâm harekete geçti ve arkasındanda firavun askeriyle birlikte Musa aleyhisselâm peşinden yürüdü. Musa aleyhisselâm kavmiyle birlikte karşıya geçtikten sonra deniz kapandı. Firavun ve askeri helak oldu. Cenabı Hak Suyu Musa aleyhisselâm'a hadim kıldı ve Anasır-ı Erbaadan Musa aleyhisselâma su yâr oldu. Ve maneviyata mazhar oldu.
Letâif-i Hamse*den dördüncüsü; Hafi
Makamı Sağ göğsümüzün üzerindedir. İsa aleyhisselâmın makamıdır. Anasır-ı Erbaadan hava'dır, Nur'da siyahtır. Manen birinci kat gökte yaşamaktadır. Dünya varlıkları bakımından peygamberlerin en fakiridir. Sema'ya çekilme esnasında Cenabı Hak meleklerine sormuş, dünya malından neyin var, neyin yok. Bir sakal tarağı, birde iğne ipliği varmış. Tarafını ümmetlerinden birine hediye etmiş, Elbisemi dikerim diye iğne ve ipliğini yanına almış. İğne ipliğini yanında taşıdığı için Cenâb-ı Hakk dünyaya tekrar gelme arzusu var diye bir kat Sema'dan yukarıya çıkarmamıştır.
Letâif-i Hamseden beşincisi Ahfâ'dır;
İki göğsümüzün ortasındadır. Buraya Sadır denir. Cenâb-ı Peygamberimizin manevi makamıdır. Anasır-ı Erbaadan topraktır. Nur'u yeşildir. Başka renklerde olabilir. Toprak anasır-ı Erbaa'nın en büyüğüdür.
Hava, su, ateş, ancak toprakta birleşme imkanı bulur. En kirli maddeleri toprağa atarsak, o bize tasfiye ederek temizler ve iade eder. Hatta bir buğday necise karışsa kirlense, çok defalar yıkansa temizlenmesi mümkün olmaz. Tohum olarak toprağa attığımızda o bize en temiz sümbül ve başağını vererek bir kaç misli olarak iade eder. Cenâb-ı Hakk bir başakta 700 ve daha çok tane buğday iade ettiğini beyan etmektedir. Toprak bütün varlıkların en mütevazisidir. İnsan toprak tabiatlı olmalıdır. Hatta Cenabı peygamberimiz salla’llâhu aleyhi ve sellem Anasır-ı Erbaadan toprağı sevmiştir.
O Yüce Peygamberinize Cenâb-ı Hakk şöyle iltifat buyurmuştur.
"Ya Habibim! Eğer seni yaratmasaydım, kâinatı yaratmazdım"

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar