Notlar
Paylaştığımız ortak hayatlara kattığımız o kritik rolün ne olduğunu tanımlayabilenimiz var mı, …bilmiyorum.
Nasıl kanıtlarsınız ?
İnanılmaz.
Tehlikeli bir şey, hayatı "Eğer "
perspektifinden görmek.
Eğer o anlaşmayı yapmasaydık?
Eğer kamera ekibi tribünlerdeki o koridora
gitmeseydi?
Eğer kızı maça gitmek istemediğine karar
verseydi?
Eğer o telefon görüşmesini yapmasaydı?
Eğer, eğer, eğer
Hayat "Eğer "lerle dolu.
Birkaç dakika sonramız "Eğer "…
Literatürde Pat deneyi olarak da
bilinen David Rosenhan'ın kendisi de dahil , sekiz kişilik bir grup ile daha
önce hiçbir ruhsal sorun yaşamamış her biri daha önceden anlaştıkları bir
tarihte, Amerika’nın değişik yerlerindeki akıl hastanelerine başvuracak, o gün
görevli psikiyatriste, kafalarının içinde devamlı ‘pat’ diye bir ses
duyduklarını söyleyeceklerdi; ve söyleyecekleri tek yalan bu olacaktı. bunun
dışında tamamen normal davranacaklardı.
edit : deneye ismini veren
"pat", aslında "thud"dır. kafalarında duyduklarını
söyleyecekleri diğer kelimeler de empty ve hollow'dur.
Stigma yani damgalanma kültürünün
bir toplumu nasıl etkilediğini ve buna inandırdığını hep birlikte görecegiz...
1980 yılında Almanya Mayer Werft
tersanesinde inşa edilen Estonya Feribotu’nun batmasıyla 852 yolcu öldü.
137 kişi bu kazadan kurtuldu. Kıyıya
yakın bir mesafede su alması nedeniyle yatarak batan feribot, sadece gemi
mühendisleri tarafından değil aynı zamanda kazada ölümlerin nedeni açısından
davranış psikolojisi uzmanlarınca da yıllarca incelendi.
İnsan davranış psikolojisi uzmanları
bu kazada ölen 852 yolcunun neden kurtulamadıklarını araştırdı. Aileleriyle
görüşüp geçmişlerini incelediler. Ölenlerin yüzde 98’inin çok iyi yüzme
bildiklerini belirleyen uzmanlar son olarak kazadan kurtulanlarla görüştüler.
Ortaya çıkan sonuç şuydu:
Feribot 28 Eylül’de gece saat
00.50’de sert dalgalar nedeniyle su almaya başladı. Feribota giren sular 50
santim yüksekliğe ulaştı ve feribot yan yatmaya başladı. Su miktarının
artmasıyla birlikte tahliye işlemi başladı. Ancak 987 yolcudan sadece 137’si su
almaya başlar başlamaz hemen feribotu terk etti. Geri kalan 852 yolcu ise, gemi
kaptanının “Panik yapmayın; dünyanın en güçlü feribotundasınız” sözlerine
kanarak su boşaltma işlemini izlediler. Saatler ilerledikçe feribot daha da yan
yattı ama 852 yolcu izlemeye devam etti. Sonunda saatler 01.50’yi gösterirken
tamamen yan yatarak sulara gömüldü.
Feribotun su aldığını ve yan yatmaya
başladığını görmelerine rağmen son saniyeye kadar rahat rahat batışı izleyenler
psikoloji ders kitaplarında “Estonya Feribotu Sendromu” olarak yer almıştır.
Halen o insanların davranış
şekillerine psikoloji bilimi mantıklı bir açıklama getirememiştir.
Ceviz kurdu... Bir tür tırtıldır... Girebileceği kadar bir delik açıp cevizin içine girer. Cevizin içi insan beynine benzer, başlar yemeye... Yedikçe şişmanlar... Karnı büyür... Yükünü tutup doyunca gitmek ister, ama girdiği delikten çıkamaz.
Daha da kötüsü... İçi yenilen ceviz
de kurumuş, sertleşmiştir. Deliği genişletmek neredeyse olanaksızdır...
Ceviz kurdunun tek çaresi vardır:
Zayıflamak! Aç kaldıkça zayıflar, eski cılız haline döner. Ve bir gün çıkar
girdiği delikten dışarı.
Ortada bir adet kurumuş ceviz, bir
tane de aç ve cılız kurtçuk kalmıştır!
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar