Print Friendly and PDF

GAZÂLÎ VEYA GAZZÂLÎ (Hangisi Doğru)



Bu büyük, kelâmcının nisbetinin imlası âlimler arasında asırlardır bir münakaşa meselesi olmuştur ; şimdi bu mesele hakkında muhtemel bir sonuçtan daha fazlasına ulaşabilmemiz ihtimal dışıdır. Buna rağmen materyale bir kez daha göz atmak yararlı olur (1).

Standard görüş adı verilebilen görüş -ki İbn Hallikân bundan meşhûr olarak söz eder - e göre, bu nisbet, bir " yün eğiricisi" veya bir " eğirilmiş iplik satıcısı " anlamına gelen gazzâl'dan türetilmiştir. Bu türetmeyi desteklemek için, bir mesleği gösteren böyle bir kelimeden bir " nisbet türetme âdeti"nin Curcân ve Hârizm'de yaygın olduğu kaydedilir. Subkî gibi daha sonraki bir yazar, bu Kelâmcı’nın babasının, eğirdiği yünleri küçük dükkanında satan, bir yün eğiricisi olduğunu ilave eder.

Alternatif görüş İse, doğru imlanın Gazâlî olduğu ve bunun, Tûs yakınında bir köy olan Gazâla'dan türetildiğidir. Bu, en ilk kaynakta, yani kelâmcı’dan ancak yarım-asır sonra ölen Sam'ânî'de bulunur. Ne yazık ki, orada nisbetin müzakeresi dışında, bu köyden bahsedilmediği görülür. Şüphesiz bu keyfiyet, daha sonra bu meselenin, âlimleri şaşırtmasına sebep olmuştur. Lügatçi bir kafaya sahip olan Ibn el-Esîr, Gazzâlî imlasını savunan ilk kişi gibi görünüyor;

Ondördüncü yüzyıl ortalarında bu meseleyle yoğun bir biçimde ilgilenildi. Gazâlî ile ilgili özel bir araştırma yapmış ve onun yazılarındaki daha az alışılmış olan kelimelerle ilgili bir lügat hazırlamış olan Feyyûmî, (bu Kelâmcı'nın kızı vasıtasıyla) sekizinci nesilden olan birinin kendisine, bu nisbetin köyden türetilen Gazâlî olmasının, bir aile geleneği olduğunu söylediğini iddia etti. Yaklaşık ayni zamanda, allâme es-Safadî, bu hususu naklettiği gibi, ayrıcâ Gazâlî şeklinin bizzat kelâmcımn kendisi tarafından kullanıldığını söyledi. Subkî (öl. 1379) bu meseleyi doğrudan doğruya tartışmaz, fakat bu görüşlere, bu kelâmcımn babasının bir yün eğirip satıcısı olduğu yolundaki kendi iddiasıyla karşı çıkar. Bu nisbetle ilgili problemin devam ettiği, Seyyid el-Murtaza'nın, onun, müennes isim Gazâla'dan türeme ihtimalinden sözetmesiyle gösterilir.

İnandığımın, en muhtemel sonuç olduğunu ortaya köymadan önce, usûl-dışı açıklanabilecek bazı küçük noktalar mevcuttur. İlk olarak, bu kelâmcınm babasının bir yün eğirip satıcısı (gazzâl) olduğu doğru olsa bile, o, bu nisbeti açıklamaz ; çünkü o, daha önceki bir kelâmcıya da, yani onun amcasına veya büyük amcasına da isnad edildi (2) ; bu meslek, şüphesiz ailede miras olarak intikal eden bir meslek olabilir. İkinci olarak, Curcân ve Hârizim'de, bu m -sleğe ait bir isimden türetilen bir nisbetin kullanılışı, nisbeten onlara yakın olduğu halde, bu bölgelerin berikisinde de bulunmayan Tûs'taki böyle bir âdet için sadece zayıf bir destektir. Üçüncü olmak, bir Gazâla köyünden bahsedilmemesi, aslında kesin değildir ; çünkü o küçük ve önemsiz veya gözden kaçmış olabilir ; Yâkut'- un Mu'cemu'l-Buldân'ında, Tûs'un Taberan bölgesindeki Huvâr köyünden bahsedilmediği halde, -ki bu, Gazâlî'nin hocalarından birinin köyüdür - bu bölgedeki diğer birkaç köyden bahsedilir (3). Dördüncü olarak, aşağı soyluluğu îmâ eden bir isimden kaçınmanın (Brockelmann tarafından bahsedilen (4) sebebi, birkaç mümkün sebepten sadece biridir ; zâhidliğe meyli olan âlimler, bu büyük ke’âmcı-mutasavvıfın ailesinin fakirliğini gösteren şekli tercih edebilirler (5). Bundan başka, bilhassa Bağdat'tan ayrılışından ve bir dereceye kadar gönüllü bir fakirliği kabul etmesinden sonra, ke’âmcının bizzat kendi soyundan utanmış olacağı ihtimal dışıdır ; halbuki onun sadece kız evlatları olduğu için, torunları bu ismi taşımadı. Beşinci olarak, Gazzâlî şekline sahip olan veya kullanan İran şairlerinin veya diğer kişilerin bulunması, onun, bu kelâmcınm telaffuz ediliş şekli olduğunu kesinleştirmez (6).

Bu küçük noktaların halledilmesiyle birlikte, " Gazâlî " nin daha muhtemel şekil olduğunu iddia etme yolu açıktır. Bu iddia, " okunması zor olanın orijinalliğine hükmetme " prensibiyle bir analojiye dayandırılır. Gazzâl'dan türeme o kadar açıkken, niçin diğeri ileri sürülmüş olmalıdır ?

Aslında bunun için sebepler ileri sürülebilir, fakat onların hepsi kesinlikten uzaktır. Diğer taraftan, en eski kaynağın ifade ettiği gibi, eğer biz orijinal şeklin Gazâlî olduğunu farzedersek, bunu şüpheli ve ihtimal dışı bulan âlimlerin, onu Gazzâlî'ye değiştirdikleri anlaşılabilir. Gazâlî şeklinin daha muhtemel olarak kabulü, (adını bir kadının isminden alması daha az muhtemel olan) Gazâla köyünden türemenin kabulünü gerektirmez ; bu, Sam'ânî'nin sadece temelsiz bir tahmini olabilir ; aynı zamanda bizim bilgimiz, bu isimde bir köyün varlığının imkansız olarak bertaraf edilemeyeceği kadar zayıftır. Bu bakımdan, çok şey zorunlu olarak kapalı kaldığı halde, sonuç, " Gazâlî" nin lehinde üstün bir ihtimalin mevcut olduğudur.

 

Kaynak: W. Montgomery Watt, Müslüman Aydın (Gazâlı Hakkında Bir Araştırma), Çeviren: Hanifi Özcan, 1989,İzmir

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar