İNSAN BU, DEĞİŞİR
İnsan çok çabuk değişir. Saniyelerle
yarışan o faniliği neleri geride bırakır. Meylettiği onca güzelliğin, gelip
geçiciliği mi, yoksa nefeslerin artık sihirlerini kaybedişini. Her ne ise de
ama zamanı su gibi akıp gidiyor.
Öyle çok yoruluyor ki insan, bazende
öyle bıkıyor ki, hayattan yokuş aşağı kendini bırakmak istiyor. Çok
değişiyorken kendi hali ruhiyatını tanıyamaz oluyor. Örnek arama kendine azizim
bak aynaya bak ve gör nelerin değiştiğini.
Gözünün üstündeki kaşın bile farklı.
Sevdiğin şeyler bile değişti. Ya da yaptıklarına gülüp geçiyorsun vaktiyle.
Yahut nefreti öğrenip nefreti hayatından çıkararak insanları bu şekilde
ödüllendiriyorsun çoğu zaman. Yeri geliyor alındığın nem kaptığın onca şeye
değmezmiş diyorsun. Değeri, gördüğün kadar gösteriyorsun mesela. Hayatın
kısalığına boyun eğmemin gerektiğini düşlediklerinin sana getirisini göz önüne
alıyorsun. Hiç büyüyemem derken artık bir şehirde tek başına yaşayacak olmanın
verdiği yük biniyor mesela omuzlarına. Artık çocuk olmuyorsun artık sen
varlığına inanıp güvendiğin tek beden olarak kalıyorsun. Cebindeki para kadar
yaşamasını öğreniyorsun bazen. Bazen ise hiç tanımadığın bir insan
oluveriyorsun. Neler neler değişti. Saçların dökülüyor yaşın yirmiye dayanınca
yaş kompleksine giriyorsun. Karşındaki gibi düşünmeye başlıyorsun. Sokak
başlarında gördüğün her teyzeyle amcayla sohbet ederken buluyorsun kendini.
Yaşıtlarının seni anlamadığını düşünüyorsun. İşte neler değişti neler. Bende
değiştim. Çok değiştim. Çok büyüdüm. İçim yaşlandı birden benim. Abla oldum
anne oldum yeri geldi boş bir beden oldum. Ama pişman olmadım ne ağlarken ne
gülerken. Şükretmesini bildim hep. Bugünüme, yarınıma. Düşündüm, düşledim ama
artık kanatlarımı takmıyorum. Ayaklarım yerde ve ben buradan gökyüzüne
bakıyorum. Ben böylesine maviliğe yeryüzünden bakmayı seviyorum.
blngul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar