Bir kimse da’vet yapıp, Süleyman
Aleyhisselam gibi ervâhtan birisini yanında hazır etmek, ervâhı kendisine
arkadaş edip ondan faydalanmak, manevi hazine ve defineler açmak, tılsımat
/sihir bozmak, divlere hükmetmek,
gaibten rızık getirtmek, bütün insanları kendine saygılı etmek, bir sevdiğini
yanında hazır etmek dünyada her ne türlü maksadı varsa, Allah Teala'nın izniyle bu yol ile elde eder.
Adı geçen bu maksatların ele
geçmesi için ervâh ile aşinalık kesb
etmek lazımdır. Da'vet ilminde becerikli olmak gerekir. Çünkü bunun gibi kâr
ervâh ameliyle olur ve onların
kuvvetiyle amele gelir. Bu amelin
üstadı Belinyas Hâkim der ki:
Bu da'vet ilmi yüce bir ilim olup
hâkimlerin yoludur. Bu yüzden bu da'vet ilmi ülema ve fadıllarla ilgilidir.
Belinyas Hakim İskender-i
Zülkarneyn aleyhisselâmın başveziri idi.
Bu da'vet ilminde becerikli olup,
tılsımat ilminde de bir benzeri yoktu.
İskender-i Zülkarneyn aleyhisselâmın galip kuvveti kainatı zapt edip,
düşmanına zafer bulduğu Belinyas Hakimin
da'vet ilminde becerikli olmasından dolayı
idi. Ne zaman İskender bir ordu ile
savaşıp aciz kalsa, Hakim Belinyas da'vet
kuvvetiyle ervâhı toplar, ervâhta Tekvinleri toplayıp, mağlup iken galip olurdu. Bir yerde define olsa
Hakim Belinyas o defineyi ervâha açtırıp,
İskender'in askerlerine ihsan
ederdi.
Hakim Belinyas der ki: Bu
da'vet ilminin sekiz şartı vardır.
Hayvani olan gıdalardan yememek,
kendi nefsini kendine muti etmek ve
nefsine düşmanlık etmek lazımdır. Hatasız olan nefsi ruhani kuvvet bulur.
Çünkü nefsi ruhanisi galip gelir ve o
kişiye ervâh yakın olur. Yiyeceklerin
nebati olup, her gün iki ekmek yersin. Oda yüz
dirhem olmalıdır. Daima temizlik üzere olmalı ve ibadetten geri kalmamalıdır. Bu babta mani fazla
olur.
Da'vet ehline yedi şişe ve
her şişede her günün müvekkel meleğin ismini, şeklini,
hatemini, azimetini, soru ve cevabını bilmek lazımdır. Çünkü da'vet ehlinin bunları bilmesi şarttır. Allah Teala nın izniyle aşağıda izah edelim.
Saatlerini ve buhurlarını bilmek
lazımdır. Da'vet ehline yedi kürsi, yedi
buhurdanlık, yedi cerir (İp), yedi renk
elbise (Her elbisenin rengi yedi gezegen renginde olmalıdır), yedi hatabe (Odun), yedi mendil,
yedi çeşit medh, yedi meleklerin
isimleri ve Cinni büyüklerin isimlerini bilmek lazımdır.
Da'vet sahibi büyük bir makamda,
büyük bir tepede, büyük bir köşkte, akar
su kenarında, bir çeşme yanında veya bir
kapı yanında olmalıdır. Da'vet edilen
yerde 24 peygamberin ismi bir kağıt veya duvar üzerinde yazılı olmalıdır. Hiç değilse Bâri ismi
şerifi yazılı olmalıdır.
Âdem Havvâ Şît Nûh
Şuayb Mûsâ Lût Sâlih Üzeyr Lokmân
Eyyûb İbrâhîm Dâvud Süleymân Zekeriyâ Ya'kûb
İshâk Yûsuf Îsâ Meryem Hûd Hıdır
İlyâs Muhammed inil Mustafâ.
Dört Halife olan: Ebûbekr Ömer Osmân Ali radıya'llâhu anhüm isimleri dahi
yazılmalıdır.
Da'vet sahibinin mekânında Kedi,
Köpek, Katır, Horoz, Maymun, Yılan ve
bunlara benzer hayvanlar olmamalıdır. Çünkü ervâh bunlardan incinir ve da’vete
gelmezler. Komşulardan dahi Köpek avazı işitilmemelidir. Da'vet edilen mekana fasitleri, beynamazları
ve kadınları koymamalıdır. Mekanda ok,
kılıç, tüfek ve benzeri silahlar olmamalıdır. Bunun gibi silahlardan
korkarlar.
Da'vet sahibi yolculuğa çıktığı
zaman yanında yedi çeşit mendil olmalı ve yedi türlü azaim bilmelidir. Her şehre girdiği zaman orada
da'vet yapmalıdır.
Şehre gireceği zaman Ahidnâme-i
Süleymanı okuyarak buhurunu yakmalıdır. Çünkü o şehrin müvekkellerini
da'vet edip, onlarla aşinalık yapmalıdır.
O bölüğü kendine muti' edip dost
etmelidir.
Her ayın başında Ahidnâme-i Süleymanı okumalı ve buhurlarını yakmalıdır.
Ahidnâme'nin buhurları şunlardır;
Ud, Şeker, Laden, Mastaki, Centiyane ve Kündür (Beyaz olmalı) dür. Bu altı adet
ahlatın (karışık olarak) üzerine Dokuz (9) defa Ahidnâme-i Süleymanı okuyup
yakmalıdır.
Güneş her ay yani otuz (30) günde
bir burca tahvil (Dönmek) eder. Da'vet
ehline yedi (7) Meliği da'vet etmek
gerekir.
Güneş Hamel (Koç) burcuna geldiği
zaman Melik Ahmer'i da'vet
etmelidir.
Güneş Sevr (Boğa) burcuna geldiği
zaman Melik Denheş'i da'vet
etmelidir.
Güneş Cevza (İkizler) burcuna
geldiği zaman Melik Meytatarun'u da'vet
etmelidir.
Güneş Seretan (Yengeç) burcuna
geldiği zaman Melik Meymun'u da'vet
etmelidir.
Güneş Esed (Aslan) burcuna
geldiği zaman Melik Şemhureş'i da'vet etmelidir.
Güneş Sünbüle (Başak) burcuna
geldiği zaman Melik Seyyid'i da'vet
etmelidir.
Güneş Mizan (Terazi) burcuna
geldiği zaman Melik Ebi Ahnef'i da'vet
etmelidir.
Güneş Akreb burcuna geldiği zaman
Melik Ebyad'ı da'vet etmelidir.
Bunları da'vet ettikten sonra beş
melik daha vardir ki, bunlar şeytanlar ve devler üzerine müvekkeldir.
Dört Ferişteh daha vardır ki,
bunlar Allah'ın yanına yakın olanlardır.
Bunların büyükleri Adem Aleyhisselam ın
Mushafı şerifinde izah edilmiştir. Batı
üstadlarından şöyle dinlenmiştir;
Cinnilerin Melikleri çok ciddidir. Ama her bir makamda bir takım
müvekkeller olup, davet sahibi olan kimse o makamdaki müvekkelleri dahi da'vet
etmelidir.
İyi bilinsin ki! Da'vet sahibi o
mahallin müvekkellerini da'vet edip ele
geçiremezse, bu babda maksat hasıl olmaz.
Şehirde, köyde ve hepsinde bir müvekkel melek vardır ki, o cinler
müvekkel meleğe mahkumdur.
Bilki! Cinlerin padişahı,
vezirleri, kadıları, beylerbeyleri,
vaizleri, hatipleri, hesap yapıcıları, müderrisleri, öğretmenleri ve casusları vardır. Bunları
da'vet edip, yanında hazır ettikten
sonra, o müvekkel meleği da'vet edersin.
Müvekkel melek gelince şöyle dersin:
''Ey müvekkel olan melek! Bana
bir Cin ulusu lazımdır. Ya vezirden, ya
Kadıdan, ya Vaizden, ya müderristen, ya
muhtesibten, ya şahından veya
gayrisinden bir müvekkel Cinni
istiyorum.''
O müvekkel olan melek, taleb ettiğin müvekkeli verir. Eğer istersen; Melik Cinniyi yanında hazır
eder ve bunlardan hacet dilersin.
Bunun için; Üç gün oruç
tutup dördüncü günü büyük bir dağa veya
daha önce açıkladığımız gibi büyük bir
evde mendil bırakırsın. O mendilin
dairesi bir kâr sıfat olmalıdır. O mendilin etrafında Ayetel kürsi yazılı olmalıdır. Da'vet sahibi
o mendilin ortasına oturmalı ve buhurunu
yakmalıdır. Kendi kitabını önüne koyup, bir kılıç ile bir harbe alıp, ikisinide
kınından çıkarıp, koymalı ki, divlerden
emin olur. Çünkü divler ve cinler harp aletlerinden
korkarlar. Bundan sonra Periler Ezanını okursun.
Mâlihun mâlihun
şelhevî şelhevî
kelkelbuvî kelkelbuvî
mâhüm mâhüm
mehâlikî mehâlikî
kurûbi kurûbün
hübüküm hübüküm
hâmendi bi rabbi tevhîdi bi
rabbi tevhîdi ve rabbi yuhudi ve bi
rabbi Yâsîn vel kurânil hakîmi ve ebâ Muhammed in seyyidil murselîne ihdırûnî
ve etîûnî.
Ondan sonra Ahidnâme-i Süleyman
bin Davudu yedi (7) defa okur ve
okurkende buhurunu yakarsın. Daha sonra
her ne dilersen hacetini istersin. Her defasında Süleyman bin Davudu
okur ve başını açarsın.
Her defasında da Süleyman bin
Davudu okuduğun zaman Allah Teâlâ’ya secde edersin.
Bilki!
Ahidnâme-i Süleyman bin Davud
okunmazsa davet etsen bile davete icabet etmezler ve Melik Cinni gelmez.
Nitekim Ayetel Kürsi okunmayınca
müslimanların melikini da'vet etsen,
da'vete icabet etmez ve gelmez.
Ahidnâme-i Süleyman bin Davud okunmayan da’vete müvekkel melik gelmez. Ahidnâme'nin gerçeği dünyada az bulunur. Bu
Ahidnâme-i Süleyman bin Davud'un yıllarca dersini çekip otuz (30) yılda bulduk
ve tecrübe ettik. Allah Teâlâ’ya
hamdolsun rast geldi. Gerektir
ki; Cinlerden sana muti olmak istemeyen ve da’vet sahibine zarar vermek isteyen
Cinniyi müvekkel meleğe şikâyet edersin. Müvekkel Melek o cinniye ceza verir
veya sahibine zarar vermek isteyen Cinniyi müvekkel meleğe şikâyet hak
eder.
Da'vet sahibi olan kimse bu
Ahidnâme-i Süleyman bin Davud'u kesinlikle bilmesi lazımdır. Ahidnâmesiz da'vete gelmeleri kesinlikle
mümkün değildir. Aşağıda gelecek olan
Ahitname-i Süleyman azim olup, özellikle
aziz tutmak lazımdır.
**
Hakk Sübhanehü ve Teâlâ’nın yüce
isimleri bunun içinde zikir edilmiştir. Dünyada bu Ahidnâmeye sahip olmak lazımdır. Sahip
olduktan sonra gerisi kolaylıkla olur.
Bu fakir hatasız olarak bir harfini bile gizlemeden tamamen eksiksiz
olarak yazdım ki, bu kitaba sahip olan
kimseler asla zorluk çekmesin. Bu kitabın mütercimi olan ben Firdevsi
fakiri ve kitabı yazanı hayır duadan mahrum
bırakmasınlar.
Hakk
Teâla hazretleri Ervah'ıda değişik olarak yaratmıştır. Bazı ervah müsliman,
bazı ervah cehüd (Yahudi), bazı ervah tersa (Hiristiyan), bazıları Nasrani
(Hristiyanlığa bağlı), bazıları güneşperest, bazıları putperest, bazıları
ateşperest ve bazılarıda Yezdan perest (Zerdüşt) tir. Ervahın içinde melikler
olup, o meliklerin vezirleri, (Bakanları) kadıları (Yargıçları) müderrisleri
(Öğretmenleri) muhtesibleri (Aşayiş ve kamu görevlileri) hatipleri, casusları
ve tercümanları vardır. Bu ervahın makamlarıda değişik olup, bazıları havada,
yer altında, büyük dağlarda, harap olmuş değirmenler içerisinde ve hamamlarda
olurlar. Bazıları denizlerde, bulutlarda, kabirlerde, su yüzünde, ocaklarda,
fırınlarda ve yanık yerlerde olurlar. Bazı ervah ise müvekkeldir. Bazı ervah’ta
vahşilerle, uçucularla, aslanlarla, ejderhalarla, yırtıcı hayvanlarla ve deniz
hayvanları ile beraber olurlar. Bazı ervah kaf dağında, acaib ve garaib
yerlerde olurlar. Bazı ervah ise binalara ve mescidi şeriflere müvekkeldir.
Kabe-i şerif, Kudusi şerif, Medine-i münevvere ve mübarek mekanlar gibi diğer
yerlerde ervah ile doludur. Bir kimse bir mekanda hastalansa, o mekanın
müvekkellerini da'vet sahibi olan kimse o hastanın şifası için da'vet edip,
Ahdi Süleymani okuyarak kasem verse, Allah Teala hazretlerinin izni ile hasta
şifa bulur. Örneğin: Da'vette "Ya sahibet tennur vel hammam" deyip
kasem verse, tabaiyyet sahibi olan kişiyle münasebette tekrar da'vet terkib
edip kıraat etmelidir.
2b-3a
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Bimâ yekulune vekilun
Vallâhü alâ mâ nekûlü vekîlün.
Ve âhedetküm bi
ahdillâhi ve mîsâkihi.
Ve esmâihil
mukaddeseti.
Bi kelimâtillâhit
tâmmâti.
Ve bi ızzetihi ve sultânihi ve ceberûtihi.
Ve tâati fî halkıhi ve azametihi.
Ve arşihi ve kürsihi ve ardıhi ve semâvâtihi
ve cennetihi ve nârihi
fe halaktüm
süleymân ibni dâvud aleyhisselâm.
En lâ yuhâliku ahdike ve lâ mîsâkıküm
ve lâ an mâ
yenzelallâhü ileyke
min esmâihil mübâraketil meymûnetil mukaddeseti.
En lâ yeûdi bi şeyinmin ma'sıyetike
ba’dehü yevminâ
hâzâ ve zâlike
yevmi kellezî
tesmiyeti zâlikel yevmi
min evvelihü ilâ
müntehâ fezkürühâ hâzihil ahdi.
Ve hâzel yevm illezî âhedtüm bi nebiyyullâhi
beynenâ ve beyneküm kefîlün ve vekîlün
ve hâzihi
yütâlibüküm minküm
en entüm hâliktümül
hamdü min benî âdeme ve benâti havvâ
ev yühâlifü ehadün
min ceyşiküm
alâ en te'huzûhü
a'lâ beriyyetin
feuhzibetüm bi
zâlike ve kültüm semi'nâ ve eta'nâ.
Li hâzel melikil musalleti aleynâ
ve bi hâtemis
sihîrilletî sehharalenâ.
Lehâ ve akrarnâ bi zâlike
Feykatûsin ve
Mebûsin ve Evbusin
ve Lestıynâbisin
fe innî halaknâ
ahdike ve eseruhü fî cemîı benî âdeme ve benâti havvâ.
Fe ente fî halli mînâ ve min dîmâînâ ve
eşârinâ
ve eşbârinâ
vel’ilhavini ındeke
ve lâ ya'fikenâ min ba'dinâ ve ba'deke
ve hâtemi süleymân
ibni dâvud alel cinni veş şeyâtîni.
Minel İslâmi alel cinni veş şeyâtîni.
Vel ğaylânis sehharati ve ümmüs sübyâni vel
âyâtihi.
Ve bi hürmeti hâzihil ahdi ve lid da'veti
ve lâ havle ve lâ
kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm.
بسم الله الرحمن الرحيم والله على مانقول وكيل بما يأكلون وكيل
وعهدتكم بعهدالله وميثاقه واسمائه المقدست بكلمات الله التامات وبعزته وسلطانه
وجبروته وطاعت فى خلقه وعظمته وعرشه وكرسه وارضه وسماواته وجنته وناره فخلقتم
لسليمان ابن داود عليه السلام ان لايخالق عهدك ولاميثاقكم ولا عن ماينزل الله اليك
من اسمائه المباركة الميمونة المقدسة ان لايعود بشئ من معصيتك بعده يومنا هذا
وذالك يومك الذى تسمية ذالك اليوم من اوله الى منتها فأذكروها هذه العهد وهذاليوم
الذى عاهدتم بنبى الله بيننا وبينكم كفيل وكيل وهذه يطالبكم منكم ان انتم خالقتم
الحمد من بنى آدم وبنات حقا او يخالف احد من جيشكم على ان تأخذوه اعلى برية
فأخذيتم بذالك وقلتم سمعنا واطعنا لهاذ الملك المسلط علينا وبخاتم السحر التى
سخرلنا لها واقررنا بذالك فيفطوس ومبوس واوبس ولسطينابس فإنى خلقنا عهدك واثره فى
جميع بنى آدم وبنات حَوَّاءَ فأنت فى حل مينا ومن دمائنا واشعارنا وابشارنا
ولحومنا واللالحاون عندك ولا يعفكنا من بعدنا وبعدك وخاتم سليمان ابن داود على
الجن والشياطين من الاسلام على الجن والشياطين والغيلان السحرة وام الصبيان
والاياته وبحرمة هذه العهد وللدعوة ولا حول ولا قوة الا بالله العلي العظيم
45b, 46-a
Yorumlar