ARADIĞIM BEN [DE] İSE NEDEN ARANIYORUM?
Makamlar ve hallerin
bir öyküsü sufı şair Feridüddin-i Attar'ın eşsiz eseri Mantık-al Tayrda
verilmektedir. Feridüddin-i Attar alegorik yapıtı Mantık-al Tayr ya da Kuşların
Mantığında (M.E.B.
Yayınları, çev. A. Gölpınarlı, 2 cilt, İstanbul, 1990)
nefisleri Hüthüt kuşunun rehberliğinde yolculuğa çıkan kuşlar olarak
resmetmektedir. Bu bilinen öykünün özetini ve kısa bir yorumunu Afifî'den
okuyoruz:
"Kuşlar
Çin semasında uçarken kendisinden düşen bir tüyünden yaratıldıkları kralları
Simurg'a ulaşmak istemektedirler.
Kuşlar,
hüthütün irşadından sonra, meşakkatli bir yolculuk için gereken hazırlıkları
tedarik ederler. Sonra, Attar'ın 'taleb, aşk, marifet,
istiğna, tevhid, hayret, fakr-gına vadileri' diye isimlendirdiği yedi vadiye dalarlar.
Kuşların
bazıları seferin zorluk ve tehlikeleri karşısında geriye dönerken, bir
kısmı da gayelerine ulaşamadan helak olurlar.
Kalanlar
ise gevşeklik göstermeden ciddiyetle devam ederler. Arzular onları
engelleyemez, karşılaştıkları korkular iradelerini kırmaz. Böylece, 'fakr ve gına vadisi' olan son vadiye ulaşırlar. Fakat, oraya yalnızca yolculuğun
sıkıntı ve tehlikelerine göğüs geren otuz kuş ulaşabilmiştir.
Simurg'un
huzurunda benlikleri silinir, krallarıyla aralarındaki perdeler kalkar.
Simurg'a baktıklarında, kendisinde otuz kuş müşahede ederler. Böylece çokluğu
(kesret) birlikte (vahdet) müşahede ettiler. Kendilerine baktıklarında ise
yalnızca Simurg'u görürler. Bundan hayrete düşerler ve sebebini
araştırdıklarında kendilerine şöyle denir:
Kuşlar
beşeri nefislerdir, simurg Hakk'tır; vadiler ise sufı yolun
makamlarıdır. Kuşların yolculuğu manevi vadilerde gerçekleşen 'bâtını bir sefer'den ibaretti. Orada nefsin
garip ve acaib hallerini, karanlık ve nurunu, bu dünyaya ve Allah sevgisine
taalluk eden durumlarını müşahede ettiler.
Kaynak:
Ebu'l-Alâ Afifi, Tasavvuf, çev. E. Demirli-A. Kartal, Iz Yayıncılık, İstanbul,
1996. s. 119-20.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar