BÂYEZÎD-İ BİSTÂMÎ kaddesellâhü sırrahu’l azîz
Bâyezîd Bistâmî
kaddesellâhü sırrahu’l azîzin bir takım duaları, niyazları ve yakarışları var
ki onun tasavvuf anlayışını özlü ve doğru bir şekilde yansıtır. Allah'la
arasındaki derin bir saygıdan kaynaklanan çok samimi münacaatları, onun Hak,
halk ve kendisi hakkındaki görüşlerini bu bağlamda daha çarpıcı ve daha anlamlı
bir şekilde dile getirir.
İlâhî!
Seninle
olduğum sürece en büyük benim, kendimle olduğum sürece en küçük benim!” (Attâr,
207)
Allah'ım!
Ne zamana
kadar benimle senin aranda benlik-senlik olacak? Benim benliğimi ortadan kaldır
ki “ben”im senin ile (var) olsun da ben hiç olayım” (Attâr, 207)
Mevlâm!
Beni sana
yoksulluk ve züğürtlük ulaştırdı. Lütfun bunu ortadan kaldırma. (Attâr, 207)
“Ya Rab!
Bana ne
zâhidlik, ne sofuluk, ne âlimlik lazım. Eğer beni bir şeye layık görüyorsan
beni senin sırlarından bir sırra lâyık kıl ve dostların arasına kat! (Attâr, 208)
İlâhî
şimdi korku
içinde olduğum halde seninle olmaktan bu kadar mutluyum! Bana emniyet bahş
ettiğin zaman acaba mutluluğum nasıl olacak? (Attâr, 208)
**
“Allahu Ekber” (Allah en büyüktür) diyen
bir adama Bâyezîd sordu:
“Ne demek
Allahu Ekber?”
“Allah her şeyden daha büyüktür,
anlamına gelir.”
“Yazık ki Onu
sınırlamış oldun. Onunla beraber başka şeyler mi var ki Allah onlardan daha
büyük olsun.
“Peki ya Allahu Ekber ne demektir?”
“O, o kadar büyüktür ki insanlarla kıyaslanması bile söz konusu olamaz
veya o kıyasın yürüdüğü alana girmez veya o duyu organlarıyla idrak edilemez.” (Sehlegî, 115)
Sorgu
melekleri olan Münker ve Nekir Bâyezid’e geldiler ve:
“Rabbin kimdir”, dediler.
Bâyezîd onlara:
“Ben ne desem boş, bunun ne kıymeti var? İyisimi geri
dönün ve neyi olduğumu O'na
sorun. O ne derse o olsun! O bana “kulum” demedikçe
ben yüz kere bile “Mevlam O'dur” desem bundan ne çıkar? (Attâr, 209) dedi.
Kaynak:
Bâyezîd-i Bistâmî, Süleyman ULUDAĞ, Eylül 1994, Ankara
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar