BENİM BİLMEM SENİN BİLMEN DEĞİL Mİ?
Hz. Pir Mevlâna Celâleddin Rumî kuddise
sırruhu'l-athar Efendim buyurdular ki:
Rubâi
Gönüle dedim ki: A
gönül, bilgisizlikten
Nasıl bir kişinin
tapısından yoksunsun,bilir misin?
Gönül bana, a
arayan dedi, yanlış söylüyorsun;
Ben tapıdayım da
sensin başı dönen
Nerde olursan ol, ne halde bulunursan
bulun; sevmiye, âşık olmaya çalış. Sevgi mülkün, ülken oldu mu, boyuna
âşık olursun; mezarda
da, mahşerde de,
cennette de âşık
olursun; sonu gelmez
ya; boyuna âşık olursun. Mademki buğday
ektin, kesin olarak
buğday biter; ambardaki
buğday da o biten
buğdaydır.
Mecnûn, Leylâ'ya
bir mektup yazmak istedi; eline kalemi aldı, şu beyti söyledi:
“Dîdemde hayâlin
var, ismin de dehânımda
Mektûba ne hâcet
var, zikrin dil ü cânımda.” (A. Konuk)
**
Hayâlin gözümde, adın ağzımda;
Anışın gönlünde, nereye yazayım? ((A. Gölpınarlı)
Mâdemki hayâlin
gözü durak edinmiş,
adın ağızdan
gitmiyor; anışın can
evinde; peki, mektubu kime yazayım; buralarda dolaşıp
duruyorsun sen dedi de kalemi kırdı, kâğıdı yırttı.
Çok
kişiler vardır, gönülleri
bu sözlerle doludur;
fakat söyleyemezler; söylemeye
âşık olsalar, söylemek isteseler bile
söyleyemezler. Buna şaşılmaz,
aşkı da gidermez
bu. Zâti temel
olan da gönüldür,
dilektir, aşktır. Hani çocuk
da süte âşıktır,
ondan yardım görür,
onunla kuvvetlenir, büyür. Bununla
beraber gene de sütü anlatamaz,
târif edemez; ben süttün ne tat duyuyorum, onu içmezsem nasıl kederleniyorum,
nasıl arıklaşıyorum diyemez; tadını
da söze getiremez,
bulamadığı zamanki kederini
de. Canı süt
ister, süte âşıktır. Fakat
büyüyen, ergenlik çağına
gelen kişi, sütü
binlerce çeşit târif
etse, övse, anlatsa
gene de çocuğun bulduğu tadı
bulamaz sütte, onun aldığı zevki alamaz sütten.
Kaynak: Fîhi Ma-Fîh, Abdülbaki Gölpınarlı,
Bölüm,43
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar