Print Friendly and PDF

BİR PASAPORT DÂHİSİ; FRİDTJOF NANSEN



Norveçli zooloji mühendisi, kutup araştırmacısı ve Oşinogrof. F.Nansen, Fram türü gemiyi tasarlayıp güvertesine yel değirmeni kurarak enerji üretmiş ve Kuzey Kutbunu keşfetmiştir. Çok az kişinin bildiği Nansen adlı şişe türünü de icat eden zoolog, Türkiye’nin kurtuluş savaşı sonunda Anadolu ve Doğu Trakya’da bulunan Rumlarla Yunanistan’da bulunan Türklerin mübadelesini gerçekleştirmesi bakımından, araştırılması gereken önemli bir şahsiyettir.
1921-1922 yılları arasında Rusya’daki kıtlık zamanında 7 milyon ila 22 milyon arasındaki insanın hayatta kalmasını sağladığından dolayı 1922 senesinde Nobel barış ödülüne layık görülmüştür.
1925 senesinde Ermeni Devletinin başkenti Erivan’ın kurulması için politik, endüstriyel ve fînansal planlar sunarak Erivan’a on bin, Suriye ve Lübnan’a kırk bin Ermeni yerleştirme programını yönetmiştir.
F. Nansen I. Dünya Savaşı sonrasında çoğunluğu Rusya’da bulunan 450 bin esirin yer değiştirme projesini başarıyla yönetmiştir.
1921 senesinde Milletler Cemiyeti tarafından Kızılhaç örgütünün teşvikiyle kurulan Mülteciler Yüksek Komiserliğine getirilen Nansen, 1921-1930 yılları arasında Nansen pasaportu olarak tarihe geçen yöntem ile yüz binlerce göçmen ve mültecinin ülkelerarası mübadelesini sağlayıp iskanını gerçekleştirip rehabilite etmiştir. Türkiye nüfus politikası için bu kadar önemli olan Nansen ile ilgili Türkiye’de herhangi bir araştırma yapılmaması çok manidardır.
Ülke içindeki insanların hareketlerini kontrol etmek ve sınırlamak için düzenlenen bir belgedir. En iyi örneklerini eski SSCB ülkelerinden Rusya, Çin ve Kuzey Kore’de görebiliriz.
Sovyetler Birliği tarafından bir insanın nerede çalışacağı, oturacağı hatta sağlık hizmetlerini nerede alacağını kontrol etmek için bu sistem uygulanmıştır.
Herkes bu iç pasaportun üzerine adresini ve kendine ait tüm bilgileri yazmak zorundaydı. SSCB devrinde 16-25-45 yaşlarında mutlak suretle pasaporta yeni fotoğraf yapıştın lirdi.
Ukrayna’da 2001 yılında anayasa mahkemesi tarafından iptal edilen iç pasaport sistemi, Rusya’da yumuşasa da devam etmektedir.
Propiska Rusça ‘propisat’ kelimesinden, ‘Oturum yeri kaydı’ anlamına gelmektedir. Sovyetlerde uygulanan insanları oturdukları apartmanlara bağlayarak iç nüfus hareketlerini kontrol etme sistemidir. Aslında üç Sovyet anayasasının hiçbiri ülke içinde insan hareketini engellemiyordu. Fakat ‘militsiya’ yasaları bunların hepsinin üzerinde görüldü,
(militsiya; Sovyetler birliğinde ve demir perde ülkelerinde polis teşkilatı. Fakat batı demokrasilerinde görülen polis teşkilatı gibi, algılanmamalıdır.)
Çarlık Rusya’sında da nüfus hareketlerinin kontrolü için uygulanmış olan pek çok kanun ve ona bağlı olarak da iç pasaport sistemi vardı. 1917’de Bolşeviklerin iktidara gelmesiyle sistem kaldırılıyor fakat Stalin’in iktidara gelmesiyle Aralık 1932’de tekrar uygulamaya konuyor. Propiska evlenmek için, iş başvurusu yapmak için, hastaneden tedavi olmak için hatta ekmek ve su almak için dahi gerekiyordu. Sovyetlerin kırsal kesiminde yaşayan insanların pasaportuna ‘selsoviets’ deniyordu. Bu pasaportu taşıyanlar diğerlerinden hemen ayırt ediliyor, olası şehirlere göç hareketi önleniyordu. Çeşitli rejim aleyhtarlarının zorunlu iskana tabi tutularak şehirlerden tecrit edilmesini sağlayan "Gulag" sistemi, sistem için tehlike arz edecek olan hiç kimsenin şehir merkezlerine yerleşmesine imkan tanımıyordu.
Sanki Sovyetler Birliğinin dağılması insanları propiska sisteminin bittiği yanlışına düşürebilir. Devlet eliyle verilen her türlü hizmet gizli propiska sayesindedir. Sosyal yardımlar, vergi, sağlık hizmetleri, eğitim, emeklilik hizmetleri.
İç pasaport sisteminin çok katı bir şekilde uygulandığı SSCB ile ilgili yazılmış eser çok azdır. Bunlardan bazıları aşağıdadır:
“The Passaport Society: Controlling Movement in Russia and The USSR” Yazar: Mervyn Mathews. Vestview Publishing (Yayınevi) 1 Eylül 1993 “Pasaport Toplumu Sovyetler Birliğinde Nüfus Hareketleri Kontrolü”
“Passaports and Freedom of Residence in the USSR” 1990 Stanford Üniversitesi Yayınevi. “SSCB’de Pasaportlar ve Oturum Özgürlüğü”
“Passaport and Residence Controls in the Soviet Union” 1991 National Conneil for Soviet and East European Research “Sovyetler Birliğinde Pasaport ve Oturum Kontrolleri”
“The Pasaport System in the USSR and its Effect Upon the Status of Jews” Yazar: Leon Boim 1975 “SSCB’de Pasaport Sistemi ve Bunun Yahudilere Etkisi”
101. KİLOMETRE
101. kilometre: Gulag’ların yani Sovyetlerde düzen karşıtları ve tehdit olarak görülenlerin şehir merkezlerine 100 km’den daha fazla yaklaşmaları yasaktı. O yüzden şehirlerin 101 km dışlarında yerleşim birimleri oluşmaya başladı. Günümüzde hala “seni 101. km’ye gönderirim diye bir tehdit vardır”. Şehir dışında, kırsal kesimde bir tren istasyonu görürseniz; küçük olduğu halde bir sürü insanın indiği, bindiği bu 101. km istasyonudur.
Hukou: Bir insanı bir bölgenin sakini olarak tanımlayan, Çin Halk Cumhuriyeti tarafından verilen oturum izni. Bu belge olmadan hiçbir resmi veya gayri resmi işlem yapılamaz. Çin’de 150-200 milyon arası, Hukou’suz insan dolaşmaktadır. Hukou’suz bu insanlar tabiri caizse kendi ülkelerinde mülteci gibi yaşamaktadırlar. Hukou sisteminin adil ve insancıl olmadığını söylüyoruz ama liberalizasyon ile ilgili asıl problem şu: bu kontroller kaldırılırsa yaşanacak büyük ölçekli şehirlere göç dalgası, zaten aksak yürüyen kamu hizmetlerinin ve düzenin iflas etmesine yol açabilir.
Hong Kong ve Macau vatandaşları Kara Çin’ine gitmek için Guangdong kamu güvenlik bürosundan izin almak zorunda. Hong Kong’un 1997 Macau’nun 1999'da Çin’e katılmasına rağmen sistem devam ediyor ve Çin Hong Kong’daki demokrasi yanlılarının ülkeye giriş izni başvurularını reddediyor. Diğer tarafa seyahat için de (Çin’den Hong Kong’a) yine Çin Halk Cumhuriyetinin vermiş olduğu izin belgesine ihtiyaç var.
Çin hala “Hukou” diye adlandırılan oturum kayıt sistemini kullanıyor. Bir insanın ikametini resmi olarak değiştirmesi için devlet iznine ihtiyacı var. Çin bu sistemi, iç göçü önlemek için 1980’lere kadar etkin bir şekilde kullandı fakat piyasa reformları (piyasa ekonomisi) sistemin çökmesine neden oldu ve 150 ila 200 milyon insan fakir bölgelerden zengin bölgelere göç etti. Yasal olmayan yollardan yerleşen insanlara eğitim sağlık gibi kamu hizmetlerinin verilmesi çoğu zaman reddediliyor hatta bu insanlar sosyal ve resmi ayrımcılığa tabi tutuluyor.
Bazı batı medeniyetlerindeki sivil özgürlük taraftarları, uygulanan terörizmi önleme tedbirlerini iç pasaport sisteminin başlangıç aşaması olarak görüyor. Örneğin 2002 Aralık ayında Londra’da yayınlanan “Evening Standard” adlı gazeteye yazan Tim Lott 2013’e kadar zorunlu olarak uygulanacak İngiliz kimlik kartlarını iç pasaport sistemine geçiş başlangıcı olarak görüyor. http://www.answcrs.com/intemai%20passaport
Yasalaşıp uygulanması için hızlı bir şekilde üzerinde çalışılan yeni İngiliz nüfus bilgileri veri toplama kayıtların güncelleştirilmesi, istenildiği anda hemen ulaşabilecek nitelikte olması ülke içi yerleşme ve seyahatlerin daha rahat takip edilebilmesi için yapılan çalışmalarda kimlik bilgisi kartlarının içerisine kişinin biyolojik özelliklerinden, göz retinasına, yüz taramasına kadar olabilecek tüm bilgiler yüklenerek ülke içinde kendilerinden olmayan kaçak göçün önüne geçip adada kendilerinden olmayanların barınmasına imkânsız hale getirme çalışmasıdır. Ülkemizde hiç dikkati çekmeyen bu çalışma göçte transit ülke noktasından hedef ülke haline gelen Türkiye için de önemli bir başvuru kaynağıdır. Bütün bu bilgiler İngiltere’deki “National Identity Register” (Ulusal Kimlik Kaydı) adı verilecek bilgi bankasında arşivlenecektir. [http://www.answcrs.com/main/ntquery?method=4&dsid=2222&dckcy=British+national+identity+card&=8&curtab=2222_l]



Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar