Print Friendly and PDF

BİYOLOJİ TARİHİNİN KİLOMETRE TAŞLARI



Çağdaş biyoloji 18. yüzyılda ortaya çıkmış, 19. yüzyılda morfoloji, fizyoloji, kalıtım / genetik ve evrim alanlarında büyük bilimsel gelişmeler yaşanarak günümüze gelinmiştir. Biyolojide yaşanan gelişmelerin zamandizini şöyle verilebilir:
~İÖ 510: Kroton’lu hekim Alkmaeon (doğ. 10 -535) hay­vanları açımlayarak (diseksiyon) toplardamarlarla atardamarların ayrımını yapıyor.
-İÖ 350: Aristoteles (Aristo) (10 384-322), deniz canlılarının ayrıntılı gözlemini yapıyor; hayvanların oluşumu ve sınıflandırması konusuna eğiliyor; Historia animalium (ya da De anima) (Hayvanlar Üzerine Araştırmalar), De partibus animalium (Hayvan Bedeninin Bölümleri Üzerine), De motu animalium (Hayvanların Hareketi Üzerine), De incessu animalium (Hayvanların Yürüyüşü Üzerine), Parva naturalia (Doğa Üzerine Notlar) ve De generatione animalium (Hayvanların Oluşumu Üzerine) gibi eserler veriyor.
~İÖ 300: Botanik biliminin kurucusu sayılan, Lesbos (Midilli) Adası’ndaki Eresos’ta doğan ve asıl adı “Tyrtamos” olan Eresos’lu Theophrastos (10 372-287), Atina’da tıbbî bitkilerin de yetiştirildiği bir botanik bahçesi kuruyor, Yunanca kaleme aldığı Peri phyton historia (Latince’de Historia plantarum) (Bitki Araştırmalan Üzerine) ve Peri phyton aition (Latince’de De causis plantarum) (Bitkilerin Nedenleri Üzerine) adlı iki önemli eserde bitkilerin sınıflandırma ve fizyolojisi üzerine bilgiler veriyor.
~İÖ 300: Khalkedon’lu (Kadıköy’lü) hekim ve anatomici Herophilos (10 315-280), insan bedeninde ilk kez bir açımlama (diseksiyon) yapıyor.
-50-60: Anazarba’lı Pedanios Dioskorides (İS -20-79), Perihyles Iatrikes (İlâç Bilgisi Üzerine; Latince’de De materia medica\ Arapça’da Kitab el-Haşâyiş) adlı ünlü eserini kaleme alıyor.
-50-70: Yaşlı Plinius (Gaius Plinius Secundus) (23-79), 37 ciltlik Naturalis historia (Doğa Araştırmaları) adlı eserini yazıyor.
170-90: Pergamon’lu (Bergama’lı) hekim Claudios Galenos (129-199) açımlamalar yapıyor ve insan anatomisi üzerine pek çok çalışma kaleme alıyor.
-1000: İbn Sina (“Avicenna”) (980-1037), 17. yüzyıla dek temel başvuru eseri ve ders metni olarak rakipsiz kalacak olan Kitab el-Kanun fi’t-Tıbb (Tıp Kanunu; - Latince’de:, Ca­non medicinae) adlı ünlü eseri kaleme alıyor.
-1450: Cusa’lı Nicholas (Nicolaus Cusanus ya da Nikolaus von Kues) (1401-1464), bitkilerin suyu özümseyerek büyüdüğünü öne sürüyor.
1485: Rönesansın ünlü sanatçı ve mühendisi Leonardo da Vinci (1452-1519) anatomi çalışmaları yapıyor.
1539: Hieronymus Bock (“Tragus”) (1498-1554), doğal sınıflandırmanın ilk atılımı olarak, bitkileri benzerlik ilişkisine göre düzenliyor.
1541: Conrad Gesner (Gesnerus) (1516-1565), yaptığı bitki sınıflandırmasında cinsi (“gen us”) türden (“specıes”), takımı (“order”) sınıftan (“class”) ayırt ediyor.
1543: Anatomici Andreas Vesalius (1514-1564), içerdiği üstün sanatsal nitelikli resimleriyle ünlenen anatomi eseri De humani corporis fabrica libri septem’i (İnsan Bedeninin Yapısı Üzerine Yedi Kitap) yayımlıyor.
1546: Girolamo Fracastoro (Hieronymus Fracastorius) (1478-1553), hastalık bulaşması olaylarını tartıştığı eseri De contagione et contagiosis morbis et curatione’yi (Bulaşma, Bulaşıcı Hastalıklar ve Tedavi Üzerine) kaleme alıyor.
1551-1571: Conrad Gesner, daha sonraları Linnaeus ve Cuvier üzerinde etkili olacak olan Opera botanica (Botanik Eserleri) ve Historia plantarum (Bitkiler Üzerine Araştırmalar) adlı eserlerini yayımlıyor.
1553: İspanyol Miguel Serveto (Michael Servetus) (1511- 1553) Christianismi Restitutio (Hıristiyanlığın Onarılması) adlı yapıtında kanın akciğerdeki dolaşımını (küçük dolaşım) tanımlıyor ve yapıtında Protestan Reformasyon önderi Jean Calvin’i (1509- 1564) eleştirdiği için onun emriyle Cenevre’de diri diri yakılıyor.
1555: Pierre Belon (1517-1564), kuşlar üzerine L’histoire de la nature des oyseaux (Kuşların Doğası Üzerine Araştırmalar) başlıklı kitabında verdiği resimde, karşılaştırmalı anatominin ilk örneklerinden biri olarak kuş iskeleti ile insan iskeletindeki kemiklerin benzerliklerini göstererek benzer kemikleri aynı adlarla veriyor.
1559: Matteo Realdo Colombo (1516-1559), kanın kalbin sağ tarafından çıkıp akciğerler üzerinden geçerek kalbin sol tarafına doğru dolaştığını betimliyor.
1590: Çoğu zaman yanlış bir şekilde teleskopun mucidi olarak bilinen Zacharias Janssen (1580-1638), babası Hans (Johannes) Janssen’in (ölm. -1590) de yardımıyla, iki ucuna birer dışbükey mercek yerleştirilmiş bir boru ile, bileşik mikroskobun öncü şeklini kuruyor.
1596: Gaspar Bauhin (1560-1624), bitkileri sınıflandırmada “ikili (Ing. “binomial’) adlandırma” sisteminin öncülüğünü yapıyor.
1614: Hekim Santorio Santori (Sanctorius Sanctorius) (1561- 1636), De arte statica medicina (Durağan Tıp Sanatı Üzerine) adlı eserinde, anormal büyüklükteki terazili sandalyesi ile, bir insanın günlük katı ve sıvı alımı ile idrar ve dışkı miktarlarını belirleyerek su buharının deriden kaybedilişi ile ilgili olan “hissedilmeyen terleme”yi (Lat. “perspiratio msensibılıs") keşfediyor.
1616: William Harvey (1578-1657), kan dolaşımım ve kılcal damarların varlığını keşfediyor.
1628: William Harvey, kalbi bir mekanik pompa biçiminde öngörerek tüm dolaşım sistemini betimleyen Exercitatio anatomica de motu cordis et sanguinis in animalibus (Hayvanlarda Kalbin ve Kanın Hareketi Üzerine Anatomik İncelemeler) adlı eserini yayımlıyor.
1648: Jean Baptiste van Helmont (1577-1644), bitkilerin yalnızca suyla beslendiklerini açıklayan denemesinin kayıtlarını içeren Opuscula medica inaudita, ortus medicinae... (Duyulmamış Tıbbî Kitapçıklar, Şifalı Bitki Bahçesi...) adlı eserini yayımlıyor.
1656: Gian (Giovanni) Alfonso Borelli (1608-1679) alyuvar hücrelerinin mikroskopik yapısını inceliyor.
1658: Jan Swammerdam (1637-1685) mikroskop aracılığıyla alyuvar hücrelerini gözlemliyor.
1660: Nicaise Le Febvre (Nicasius Le Febure) (1610-1674) Traicte de la chymie theorique et pratique (Kuramsal ve Uygulamalı Kimya İncelemesi) adlı eserinde solunan havanın işlevinin, kanın temizlenmesi olduğunu bildiriyor.
1661: Marcello Malpighi (1628-1694), mikroskop yardımıyla civciv embriyosunun gelişimi üzerine ayrıntılı çalışmalar yapıyor ve De pulmonibus (Akciğer Üzerine) adlı eserinde ilk kez kurbağa akciğerindeki kılcal damarlan betimleyerek kılcal kan damarlarının varlığını gösteriyor.
1665: Robert Hooke (1635-1703) bir mikroskop yardımıyla şişe mantan hücrelerini inceliyor ve tanıdık maddelerin mikroskopik görünümlerini içeren ünlü eseri Microgra ıhia...’yı (Mikrografya...) yayımlıyor.
1668: Francesco Redi (1626-1698) Esperienze intomo alla generazione degli insetti (Böceklerin Oluşumu ile İlgili Deneyler) adlı eserinde, çürümekte olan et üzerinde beliren kurtların, dışandan gelen sineklerin ete bıraktığı yumurtalardan oluştuklarını ileri sürüp bütün canlıların tohumlardan doğduklarını ve yine kendi tohumlan aracılığıyla soylarını sürdürdüklerini savunarak “kendiliğinden türeme” kuramını geçersizleştiriyor.
1668: John Mayow (1645-1679), hava içindeki solunum ve yanma olaylarına ilişkin deney kayıtlarını içeren Treatise on Respiration (Solunum Üzerine İnceleme) adlı kitabını yayımlıyor.
1669: Jan Swammerdam, eşey hücresinde ergin bireyin minicik bir örneğinin bulunduğunu kabul eden “önoluşum kuramım” (lng. “preformation theory1') desteklemek üzere böceklerdeki metamorfoz olayını betimliyor.
1672: Nehemiah Grew (1641-1712), çok sayıda resimler eşliğinde yayımladığı Anatomia plantarum... (Bitkilerin Anatomisi..) adlı kapsamlı eserinde ilk olarak çiçeklerin, bitkilerin cinsel organları olduğunu belirtiyor.
1676-83: Antoni van Leeuwenhoek (1632-1723), kendi yonttuğu, odak uzaklığı çok kısa olan ve tek mercekten oluşan yüksek nitelikli mikroskoplarla “animalcules" (“çok küçük hayvancıklar”) adını verdiği tekhücrelileri (protozoa) (1676) inceliyor, insan erkek eşey hücrelerini (spermatozoa) (1677) betimliyor ve bakterileri (1683) keşfediyor.
1680: Giovanni Alfonso Borelli, De motu animalium (Hayvanların Hareketi Üzerine) adlı ünlü eserini yayımlayarak hayvanların hareketlerine mekaniğin ilkelerini uyguluyor.
1686-1704: John Ray (1627-1705), Historia plantarum (Botanik Araştırmaları) adlı ünlü eserini üç cilt halinde yayımlıyor.
1693: John Ray, Synopsis animalium quadrupedem et serpentini (Dörtayaklı Hayvanlar ve Yılanlar Üzerine Özet) adlı eserinde, hayvanların duyguları olmaksızın davranan bir makineye benzediğini ileri süren Rene Descartes’ın (1596-1650) görüşüne karşı çıkıyor, masal yaratıklarının varlığını sorguluyor ve kendiliğinden türemeye karşıt görüşlerini bildiriyor.
1694: Doğa bilgini ve botanikçi Rudolph Jakob Camerarius (1665-1721), De sexu plantarum epistola (Bitkilerin Cinsiyeti Üzerine Mektuplar) adlı eserinde bitkilerin cinselliği üzerine kesin bir kanıt sunuyor.
1710-13: John Ray’in ölümünden sonra Historia insectorum (Böcekler Üzerine Araştırmalar) (1710) ve Synopsis methodica avium et piscium; opus posthumum (Kuşlar ve Balıklar Üzerine Özet) (1713) adlı önemli eserleri yayımlanıyor.
1727: Stephen Hales (1677-1761), bitkilerin kısmen atmos­ferden beslendiği sonucuna vanyor, bitkilerde suyun yükselme mekanizmasını inceliyor ve bitki fizyolojisinin incelenmesine fiziksel ilkeleri uyguluyor.
1733: Stephen Hales, kan basıncının (tansiyon) ilk ölçümünü gerçekleştiriyor.
1744: Doğa bilimci, matematikçi ve yerölçümcü Pierre- Louis Moreau de Maupertius (1698-1759), evrimin nedenleri üzerine “tümoluşum” (Ing. “pangenesis”: bir organizmadaki temel parçalardan her bir hücrenin küçük bir tohum taslağı meydana getirebileceği ve elverişli şekilde beslenip büyütülen bu taslağın, alındığı parçaya benzer bir yapı oluşturacağı düşüncesine dayanan kuram) ya da “sıralı oluşum” (Ing. “epigenesis canlıların gelişimine ilişkin olarak organizmanın yumurta ve spermdeki hammaddelerden, tümüyle yeni olarak geliştiğini ileri süren bir kuram) doğrultusunda kurgulamada bulunarak önoluşum kavramını eleştiriyor.
1749-1804: George-Louis Leclerc de Buffon (1707-1788), Histoire naturelle, generale et particuliere, avec la description du cabinet du roy (Kralın Ender Nesneler Vitrininin Betimi ile Birlikte Genel ve Ûzel Doğa Tarihi) adlı eserinde (toplam 44 cilt) türlerin başkalaşıma (mutasyon) uğrayabileceklerini öngörüyor.
1752: Fizikçi Rene Antoine Ferchault de Reaumur (1683- 1757), evcil çaylak ile yaptığı deneylerde mide özsuyunun eti çözüp sıvılaştırdığını gösteriyor.
1752: Hekim James Lind (1716-1794), iskorbütün önlen­mesinde portakal ve limon gibi taze meyvelerini değerine dikkat çekiyor.
1758: Carolus Linnaeus (Carl.von Linne) (1707-1778), Systema naturae’yi (Doğal Sistemler) yayımlıyor.
1759-66: “Sinir Fizyolojisinin Babası” Albrecht von Haller (1708-1777), kafası kesilmiş hayvanlar ya da beyinsiz dölütler üzerinde yaptığı incelemeler sonunda döneminin fizyoloji bilgi­lerini özetleyen sekiz ciltlik Elementa physiologiae corporis humani (İnsan Beden Fizyolojisinin Öğeleri) adlı eserini yayımlıyor.
1759-68: Fizyolog ve embriyolog Caspar Friedrich Wolff (1733-1794), civcivin gelişmesinin mikroskopla inceleme çalış- malan sonunda kaleme aldığı Theoria generationis (Üreme Kuramı) (1759) ve De formatione intestinarum (Bağırsakların Oluşumlan Üzerine) (1768) adlı eserlerinde organların önceden oluşmuş olma­dığını ve embriyonun oluşumu sırasında yavaş yavaş oluştuğunu kanıtlayarak “önoluşum kuramına” ciddî bir darbe vuruyor.
1760: Fizyolog ve cerrah John Hunter (1728-1793) karşılaş­tırmalı anatomi tekniğini geliştiriyor ve bir doğa tarihi müzesi kuruyor.
1762: Marcus Antonius Plenciz (1705-1786) Opera medico- physica adlı eserinde, bulaşıcı hastalıklara canlı bir öğenin yol açtığını ileri sürüyor.
1766-84: John Turbeville (Tuberville) Needham (1713- 1781) ile Lazzaro Spallanzani (1729-1799) arasında, kendiliğinden türeme konulu ünlü tartışma yaşanıyor.
1770-74: Oksijen elementini keşfeden Joseph Priestley (1733-1804), Jan Ingenhousz (1730-1799) ile birlikte fotosentez olayını araştırarak bitkilerin karbon dioksiti oksijene dönüştürmek suretiyle oksijen ürettiğini, hayvanların ise solunum sırasında oksijen tükettiğini gösteriyor.
1770-86: Kimyacı Cari VVilhelm Scheele (1742-1786), doğal kaynaklardan sitrik asit, malik asit, laktik asit ve ürik asit ile gliserini yalıtık olarak elde ediyor.
1776: Spallanzani, Leeuvvenhoek’ün spermatozoaya ilişkin betimlemelerini doğruluyor.
1778: Fransız kimyacı Antoine Laurent Lavoisier (1743- 1794) hayvansal solunumun doğasını ortaya koyuyor.
1779: Jan Ingenhousz, Experiments on Vegetables (Bitkiler Üzerine Deneyler) adlı eserinde bitkilerin oksijen üretmek için ışığa gereksinimleri olduğunu ve bu sırada karbon dioksit tüket­tiklerini ortaya koyuyor.
1780: Antoine Laurent Lavoisier ile Pierre Simon Laplace (1749-1827), ısı üzerine yayımladıkları bir araştırmada solunumun, bir tür yanma olayı olduğu sonucuna vanyorlar.
1788: Botanikçi Jean Senebier (1742-1809), fotosentez olayın­da güneş ısısının değil güneş ışığının etkili olduğunu gösteriyor.
1789: Antoine Laurent Lavoisier, Traite elementaire de chimie, presente dans un ordre nouveau et d'apres les decouvertes modemes (Temel Kimya İncelemesi...) adlı eserinde mayalanmayı (fermentasyon), şekerin alkol ve karbon dioksite parçalanması olarak betimliyor, mayalanma tepkimesini bir yükseltgenme- indirgenme (redoks) tepkimesi olarak nitelendiriyor ve Felix
Abel Armand Seguin (1767-1835) ile birlikte insan metabolizma hızının ilk ölçümünü yapıyor.
1792: Luigi Galvani’nin (1737-1798) “kurbağa bacağı seğirmesi” deneyi ile ilgili olarak Alessandro Volta (1745-1827) ile aralarında “hayvansal elektrik” görüngüleri konusunda ünlü tartışma yaşanıyor.
1793: Christian Konrad Sprengel (1733-1806), Das enideckte Geheimniss der Natur im Bau und in der Befruchtung der Blumen (Çiçek Tanmı ve Yetiştiriciliğinde Doğanın Keşfedilmiş Gizi) ve Die nützlichkeit der Bienen und die Nothwendigkeit der Bienenzucht, von einer neuen Seite dargestellt (Arıların Yaran ve Yeni Bir Bakış Açısından Arı Yetiştiriciliğinin Gerekliliği) adlı eserlerini yayımlıyor.
1794-96: Evrim kuramcısı Charles Robert Danvin’in dedesi Erasmus Darwin (1731-1802), Zoönomia, or the Laws of Organic Life (Zoonomi, ya da Organik Yaşamın Yasalan) adlı eserinde çevresel etkilerin, türlerin değişimine etkide bulunduğu düşüncesini ortaya koyuyor.
1795: Iskorbüt hastalığının kontrolü için İngiliz deniz kuvvetlerinde limon ve limon suyu kullanıma giriyor.
1796: Edward Jenner (1749-1823), çiçek hastalığına karşı aşılamada ineklerin çiçek virüsünü kullanıyor.
1798: İktisatçı Thomas Robert Malthus (1766-1834), nüfusun geometrik dizi şekilde arttığını vurgulayan An Essay on the Principles of Population as it Affects the Future Improvement of Society... (Toplumun Gelecekteki Gelişmesine Etkileri Açısından Nüfus Üzerine Bir Deneme..) adlı ünlü eserini yayımlıyor.
1801: Jean-Baptiste Pierre Antoine de Lamarck (1744- 1827), omurgasızların taksonomisi üzerine ayrıntılı çalışmalara başlıyor.
1802: Fizikçi Thomas Young (1773-1829), yayımladığı On the Theory ofLight and Colors (Işık Kuramı ve Renkler Üzerine) adlı eserinde retinadaki üç ayrı alıcı maddelere dayalı olarak renk görme üzerine bir üç-renkli (“ trichromatid') kuram ileri sürüyor.
1804: Nicolas Theodore de Saussure (1767-1845), Recherches chimiques sur la vegetation (Beslenme Üzerine Kimyasal Araştır­malar) adlı eserinde ilk nicel kez yöntemler kullanarak ve çağdaş kimyasal terimlerle fotosentez konusunu sunuyor ve bu sürece ilişkin denkleşik bir kimyasal denklem geliştiriyor.
1805: Baron Georges de Cuvier (1769-1832), Leçons d'anatomie comparee (Karşılaştırmalı Anatomi Dersleri) adlı eserini yayımlıyor.
1806: Eczacı Louis-Nicolas Vauquelin (1763-1829) ve Pierre Jean Robiquet (1780-1846), kuşkonmaz (“asparagus") bitkisinden asparagin adlı amino asiti ilk olarak yalıtıyorlar.
1809: Lamarck, canlı varlıkların evrimine ilişkin Philosophie zoologique (Zooloji Felsefesi) adlı ünlü eserini yayımlıyor.
1810: Joseph-Louis Gay-Lussac (1778-1850), alkolik mayalanma için bir denklem kuruyor.
1812-22: Hayvanlar üzerinde karşılaştırmalı anatomi çalış­maları yapan ve yaratıkların oluşumundaki biçimsizlik ya da anormallikleri ve hilkat garibelerini araştıran biyoloji ve tıp dalı olarak teratolojinin gerçek öncülerinden biri olan Etienne Geoffroy Saint-Hilaire (1772-1844), Philosophie anatomique (Anatomik Felsefe) adlı eserini yayımlıyor.
1817: Georges de Cuvier, Le regne animal distribue d’apres son organisation (Beden Yapılarına Göre Düzenlenmiş Hayvanlar Dünyası) adlı ünlü eserini yayımlıyor.
1817: Pierre Joseph Pelletier (1788-1842) ve Joseph Bienaime (Jean Baptiste) Caventou (1795-1877) klorofili yalıtıyorlar.
1826: Bitki hücre bilimcisi Pierre Jean-François Turpin (1775-1840), Observations sur l'origine et la formulation primitive du tissu cellulaire (Hücre Dokusunun Kökeni ve İlk Açıklaması Üzerine Gözlemler) adlı eserinde yosunlardaki hücre bölünmesine ilişkin gözlemlerini yayımlıyor.
1827-28: Karl Ernest von Baer (1792-1876), De ovi mam- malium et hominis genesi epistole (Memeli Yumurtası ve İnsanın Oluşumu Üzerine) (1827) ve The Embryology of Animals (Hayvan Embriyolojisi) (1828) adlı eserlerini yayımlayarak “önoluşum” kuramına şiddetle karşı çıkıyor.
1828: Kimyacı Friedrich Wöhler (1810-1883), hidrosiyanik asit ile amonyaktan yola çıkarak ilk kez üre elde ediyor. Wöhler’in bu keşfinin önemi, canlılardaki kimya ile cansız dünyadaki kimya arasında temelde bir fark bulunmamasını göstermesiydi. O dönemde organik maddelerin oluşumu için “vis vitalis" (“yaşam gücü”) diye adlandırılan çok özel bir gücün ya da temel bir ilkenin gerekli olduğuna inanılıyor, bu yaşam gücünün laboratuvarda elde edilmesi ve bu nedenle tanımsal olarak organik maddelerin laboratuvarda sentezlenmesi mümkün görülmüyordu. Wöhler ve çağdaşları, haklı olarak hidrosiyanik asit ve amonyağı, anorganik temel maddeler olarak görüyorlardı.
1828: Botanikçi Robert Brown (1773-1858), sıvılarda “Brown hareketi”ni buluyor.
1830: Karl Emst von Baer, “biyogenetik yasa’yı duyuruyor.
1830-33: Sir Charles Lyell (1797-1875), Principles of Geology, being an Attempt t o Explain the Former Changes of the Earth’s Surface, by reference to Causes Now in Operation (Jeolojinin İlkeleri...) adlı ünlü eserini yayımlıyor.
1833: Johann Evangelista von Purkinje (Purkyne) (1787- 1869), ter bezlerini keşfediyor; aynca kişinin tanılanma aracı olarak kullanılmak üzere ilk olarak parmak izlerini sınıflandırma sistemi tasarlıyor.
1833: Tarımsal kimyacı Jean-Baptiste Joseph Dieudonne Boussingault (1802-1887), guatr tedavisi için iyotlu tuz kullanımını öneriyor.
1834-40: Alman fizyolog Johannes Peter Müller (1801- 1858), Handbuch der Physiologie des Menschen (İnsan Fizyolojisi Elkitabı) adlı ünlü eserini yayımlıyor.
1837: Bitki hücrebilimcisi ve fizyolog Rene Joachim Henri Dutrochet (1776-1847), klorofilin fotosentez için gerekli olduğunu vurguluyor; ilk olarak bitkilerin ve hayvanların hücre bileşimlerinden söz eden Memoires pour servir â l'histoire anato- mique et physiologique des vegeteaux et des animaux (Bitkilerin ve Hayvanların Anatomi ve Fizyoloji Tarihine Yardımcı Olacak İncelemeler) adlı eserini yayımlıyor.
1838: Botanikçi Matthias Jacob Schleiden (1804-1881), Beitrâge zur Phytogenesis (Bitkilerin Oluşumu Üzerine Katkılar) adlı eserini yayımlıyor.
1838: Christian Gottfried Ehrenberg (1795-1876), bakterileri diğer mikroorganizmalardan ayırt ediyor.
1839: Kimyacı Justus von Liebig 1803-1873), mayalanmaya (fermentasyon) cansız mayaların neden olduğu düşüncesini sürdürüyor ve bu görüş, mayalanmanın canlı bir süreç mi yoksa kimyasal bir süreç mi olduğu konusundaki tartışmaları başlatıyor.
1840-42: Justus von Liebig, mayalanmanın kimyasal bir olay olduğunu ve canlı mikroplara dayalı olmadığım ileri sürüyor; bitkilerdeki organik bileşiklerin havadaki karbon dioksitten sentezlendiğini, azotlu bileşiklerin ise topraktan sağlanan öncü bileşenlerden türetildiğini işaret ediyor; bitki ve hayvan dünyasında kimya ile fizyoloji alanlarını birleştiren Die organische Chemie in ihrer Anwendung auf Agricultur und Physiologie (Organik Kimya ve Onun Tarım ve Fizyolojideki Uygulaması) (1840) ve Die Tierchemie oder die organische Chemie in ihrer Anwendung auf Physiologie und Pathologie (Hayvan Kimyası, ya da Organik Kimya ve Onun Fizyoloji ve Patolojideki Uygulaması) (1842) adlı eserlerini yayımlıyor.
1843: Elektrofizyolog Emil Heinrich Dubois-Reymond (1818-1896), galvanometrik yöntemle sinirlerdeki elektrik akımlarını kaydeden bir alet geliştiriyor.
1847: Jeolog Hugh Miller (1802-1856) Footprints of the Creator (Yaratıcının Ayak İzleri) adlı eserini yayımlıyor ve evrim karşıtı görüşlerini ölümüne dek sürdürüyor.
1848-84: Emil Heinrich Dubois-Reymond, Untersuchungen ûber thierische Elektricitât (Hayvansal Elektrik Üzerine İncelemeler) adlı büyük yapıtını yayımlıyor.
1851-55: Jean-Baptiste Joseph Dieudonne Boussingault, yüksek bitkilerin atmosfer azotunu kullanamadığını, yalnızca topraktan gelen azottan yararlandığını bildiriyor.
1852: Dokubilimci (embriyolog) Rudolph Albrecht von Kölliker (1817-1905), Handbuch der Gewebelehre des Menschen (İnsan Dokubilimi Elkitabı) adlı eserini yayımlıyor.
1854-56: Mikrobiyolog Louis Pasteur (1822-1895), pancar şekerinin mikrobiyal mayalanmasını keşfediyor (1854) ve mayalanma olayını mikroorganizmaların gerçekleştirdiğini dile getiriyor (1856).
1856: Fizikçi Sir William Thomson (Lord Kelvin) (1824- 1907), güneş sisteminin yaşını 25 milyon yıl (daha sonra değiş­tirerek 40 milyon yıl) olarak kestiriyor.
1858: Hukukçu ve zoolog Philip Lutley Sclater (1829- 1913), kuşların coğrafi dağılımını araştırıyor.
1858: Charles Robert Darwin (1809-1882) ile Alfred Russel Wallace (1823-1913), birbirlerinden bağımsız olarak buldukları evrimle ilgili doğal seçilim kuramlarını birlikte duyuruyorlar.
1858: Ludwig Rudolf Cari Virchow (1821-1902), hücrelerin yalnızca önceden mevcut olan hücrelerden oluşabileceği C'omnis celi ula ex cellula") kavramını gündeme getiriyor.
1858: “Carmine" adlı kırmızı renkli tekstil boyarmaddesinin, hücre çekirdeğini sitoplazmadan daha yeğin bir biçimde boyadığı bulunuyor
1859: Charles Robert Danvin, kısaca The Origin of Species (Türlerin Kökeni) olarak bilinen On the Origin of Species by Means of Natural Selection, or the Preservation ofFavoured Races in the Struggle for Life (Doğal Seçilim Yoluyla ya da Yaşam Mücadelesi İçinde Elverişli Irkların Korunması ile Türlerin Kökeni) başlıklı ünlü eserini yayımlıyor.
1859: Kimyacı Adolf Wilhelm Hermann Kolbe (1818- 1884), aspirinin temel bileşeni olan salisilik asitin sentezini gerçekleştiriyor.
1860: Louis Pasteur, “Omne vivum ex vivo" (“Her canlı, bir canlıdan doğar”) özlüsözünü dile getiriyor.
1864: Louis Pasteur, kendiliğinden türeme öğretisini yıkıyor.
1864: Emst Felix Hoppe-Seyler (1825-1895), bir proteinin ilk kristalleşmesini hemoglobin örneği ile başarıyor.
1864-66: Darwinci doğa bilgini ve zoolog Emst Heinrich Haeckel (1834-1919) çağdaş zoolojik sınıflandırmanın temel öğelerini ortaya koyuyor (1864); ilk kez canlı organizmaların ve onların diğer organizmalarla ve çevreleri ile etkileşmelerinin incelenmesini betimlemek üzere “ekoloji” terimini kullanıyor (1866).
1865: Keşiş ve amatör botanikçi Johann Gregor Mendel (1822-1884), Versuche über Pflanzerı-Hybriden (Bitki Melezleri Üzerine Denemeler) (1865) başlıklı eserinde bezelye bitkisini çaprazlama (melezleme) deneylerinde çeşitli özelliklerin nasıl değiştiğine ilişkin sayısal bağlantılar ortaya koyarak kalıtıma ilişkin başat ve çekinik etmenleri ileri sürüyor; ancak bu temel keşifleri, 34 yıl boyu dikkatlerden uzak ve unutulmuş kalıyor.
1865: Fizyolojinin en ünlü kişiliklerinden biri olan Claude Bemard (1813-1878), Introduction â l’etude de la medetine experimentale (Deneysel Tıp Araştırmasına Giriş) adlı eserini yayımlıyor.
1867: Cerrah Baron Joseph Lister (1827-1912) antiseptik cerrahînin ilkelerini koyduğu On the Antiseptic Principle in the Practice of Surgery (Cerrahi Uygulamada Antiseptik İlke Üzerine) adlı eserini yayımlıyor ve dezenfektan (mikrop öldürücü) olarak karbolik asit (fenol) kullanım ilkesini ortaya koyuyor.
1868: Fizyolog ve fizikçi Hermann Ludwig Ferdinand von Helmholtz (1821-1894), işitme ile ilgili rezonans kuramını ortaya koyuyor.
1868: Jean-Baptiste Joseph Dieudonne Boussingault, bitkilerin fotosentez için oksijene gereksinimleri olduğunu belirtiyor.
1869-71: DNA’nın (dezoksiribo-nükleik asit) bulucusu Johann Friedrich Miescher (1844-1895), akyuvar hücre çekir­değinden, alkalilerde çözünen ama asitlerde çözünmeyen bir madde olarak nükleik asiti yalıtıyor; ayrıca kandaki karbon dioksit miktarının solunum hızını etkilediğini keşfediyor.
1870: Justus von Liebig, tüm mayalanma olaylarının yaşamsal süreçlerden çok kimyasal tepkimeler olduğunu ileri sürüyor.
1871: Matematikçi ve istatistikçi Lambert-Adolphe Jacques Quetelet (1796-1874), biyologlar için istatistiksel analizin önemini göstererek biyometrinin temellerini atıyor.
1871: Charles Robert Darwin, evrimde cinsel seçilimin rolünün ilk kez betimlendiği The Descent of Man and Selection in Relation to Sex (İnsanın Türeyişi ve Cinsiyete Bağlı Seçilim) adlı eserini yayımlıyor.
1875: Botanikçi Eduard Adolf Strasburger (1844-1912) hücre bölünmesini keşfederek Über Zellbildung und Zelltheilung (Hücre Oluşumu ve Hücre Bölünmesi Üzerine) (1876) adlı eserinde ortaya koyuyor.
1875-82: Cari Weigert (1845-1904), 1875 yılında dokulardaki “coccus” türü bakterileri metil viyole boyarmaddesi ile boyamak suretiyle mikroskopik gözlem yöntemini ortaya koyuyor; aynı amaçla, o tarihlerde geliştirilmiş olan “eosin” boyarmaddesi de kullanılıyor; bakteriyolojinin önde gelen temsilcilerinden Heinrich Hermann Robert Koch (1843-1910), 1882 yılında tüberküloz etkenini boyarmadde aracılığıyla görünür hale getiriyor.
1877: Fizyolog Wilhelm (Willy) Friedrich Kühne (1837- 1900), “maya içinde” anlamına gelen “enzim” terimini öneriyor ve enzimlerle onları üreten mikroorganizmaları birbirinden ayırt ediyor.
1882: Biyolog Wilhelm Theodor Engelmann (1843-1909), kırmızı ışığın fotosentezde en etkili ışık türü olduğunu keşfediyor.
1884: Bakteriyolog Hans Christian Joachim Gram (1853- 1938), bakterilerin “Gram-pozitif’ ve “Gram-negatif' şeklinde sınıflandırmasına yönelik kendi boyama yöntemini keşfediyor.
1884: Bağışıkbilimci İ1ya lllich Mechnikov (Elie Metchnikoff) (1845-1916), bağışıklık konulu hücre kuramını öneriyor.
1891: Antropolog Marie Eugene François Thomas Dubois (1858-1940), “Cava adamı”nı keşfederek “ Pithecanthropus erectus" diye adlandırıyor (günümüzde “Homo erectus" olarak bilinmektedir).
1892: Biyolog Dmitri losifovich Ivanovsky (1864-1920), bakterilerden daha küçük bir hastalık yapıcı etken olarak virüsleri keşfediyor.
1892: August Friedrich Leopold Weismann (1834-1914) Das Keimplasma (Tohum Plazması) adlı eserini yayımlıyor.
1894: William Bateson (1861-1926), Materials for the Study of Variation (Tür Değişiminin İncelenmesi İçin Malzemeler) adlı kitabını yayımlıyor.
1894: Kimyacı Eugen Baumann (1846-1896), tiroid’in organik bileşikler halinde önemli derişimde iyot içerdiğini, deniz kıyısında yaşayan insanların iç bölgelerde yaşayanlara oranla daha çok tiroid iyotu bulundurduğunu bildiriyor.
1897: Fizikçi Karl Ferdinand Braun (1850-1918), katot ışınlı osiloskopu geliştiriyor.
1900-01:     Avusturya’lı Karl Landsteiner (1868-1943), A, B ve C (daha sonra 0) olarak adlandırdığı üç kan grubunu tanımlıyor (1900), ardından AB kan grubu bulunuyor (1901).
1900-03:      Botanikçi Hugo Marie de Vries (1848-1935), Die Mutationstheorie (Başkalaşım Kuramı) adlı eserinde, türlerin sürekli bağlantı halinde olmayıp ani büyük değişimlerle ortaya çıktıklarını belirtiyor.
1905: Fizyolog Emeşt Henry Starling (1866-1927), “hormon” sözcüğünü kullanıma sokuyor.
1905: Bitki fizyologu Frederick Frost Blackman (1866- 1947), Optima and Limiting Factors (Enuygun Durumlar ve Sınırlayıcı Etmenler) adlı eserinde fizikokimyasal düşünceleri biyolojik sorunlara uygulayarak fotosentezin çeşitli süreçler içerdiğini ve onun hızının çeşitli olası sınırlandırıcı etmenlerce belirleneceğini açıklıyor.
1906: Mikhail Semenovitch Tsvett (1872-1920), bitkisel pigment ve boyarmaddeleri ayırmada kullanılan ve adını kendisinin koyduğu “kromatografi” tekniğini buluyor.
1906-26: Matematikçi ve kimyacı Richard Willstâtter (1872- 1942) ve çalışma arkadaşları, klorofil pigmentlerinin kimyasal yapısını keşfediyor.
1907: Fizyoloji bilgini Ivan Petrovich Pavlov (1849-1936), köpeklerde salya akıtma deneyleri yoluyla “koşullu yanıtımlar / şartlı refleksler” kuramını ortaya koyuyor.
1910: Boyarmaddelerin farmasötik alanda kullanımındaki en büyük başarı, Paul Ehrlich'in (1854-1915) keşfettiği arsenikli azo boyarmaddeler olan “Şalvarsan" ve “Neosalvarsari' ile yaşanıyor.
1911: Zoolog ve genetikçi Richard Benedikt Goldschmidt (1878-1958), Einführungin die Vererbungslehre (Kalıtım Bilimine Giriş) adlı eserinde cinsiyeti belirleyici genlerle ilgili kuramını özetliyor.
1911-18: Dr. Casimir Funk (1884-1967) “vitamine” sözcü­ğünü kullanıma sokuyor ve B-vitaminini (1911) keşfediyor; daha sonra Elmer Vemer McCollum (1879-1967) A-vitaminini (1912), Edward Mellanby (1884-1955) ise D-vitaminini (1918) keşfediyor.
1913: Leonor Michaelis (1875-1949) ile Maud Leonora Menten (1879-1960), enzim işlergesini açıklamak için enzim- substrat kompleksi şeklinde bir arabileşiğin varlığını kabul ediyorlar ve enzim kinetiğine ilişkin “Michaelis-Menten” denklemini ortaya koyuyorlar.
1918: J. S. Szymanski, hayvanların ışık ve sıcaklık gibi dışsal işaretlerin yokluğunda, günümüzde “biyolojik saat” (“circadian rhythms”) adı verilen bir yeti ile, 24 saatlik etkinlik programlarını koruyabildiklerini gösteriyor.
1919: Biyokimyacı Sir Jack Cecil Drummond (1891-1952), C-vitaminine ad veriyor ve “vitamine" terimi yerine "vitamin" teriminin kullanılmasını öneriyor.
1923: Fizikokimyacı György Karl von (George Charles de) Hevesy (1885-1966), ilk olarak canlı organizmalardaki kimyasal süreçleri incelemek için izotopik izleyiciler kullanıyor.
1923-38: Theodor H. E. Svedberg (1884-1971), ultrasantrifüjü geliştirerek proteinlerin çökelme (sedimentasyon) hızlarını belir­lemede kullanıyor.
1925: George Edward Briggs (1893-1985) ve John Burdon Sanderson Haldane (1892-1964), enzim kinetiği kuramında önemli gelişmeler sağlıyorlar.
1925: Alfred James Lotka (1880-1949), Elements of Physical Biology (Fiziksel Biyolojinin Öğeleri) adlı kitabını yayımlıyor.
1928: Sir Alexander Fleming (1881-1955), bakteri-karşıtı ilaç olan penisilini keşfediyor.
1930: Ronald Aylmer Fisher (1890-1962), The Genetical Theory of Natüral Selection (Doğal Seçilimin Genetik Kuramı) adlı kitabını yayımlıyor.
1933: John Burdon Sanderson Haldane ile Aleksandr Ivanovich Oparin (1894-1980), yaşamın kökeni üzerine bir heterotrof kuram (karbon ve azot kaynağı olarak organik maddeleri kullanan organizma) geliştiriyorlar.
1933: Tadeus Reichstein (1897-1996) C-vitamininin sentezini gerçekleştiriyor.
1935: Gerhard Johannes Paul Domagk (1895-1964) ve arkadaşları, ilk sülfonamit ilacı olarak kırmızı renkli bir azo boyarmadde olan “Prontosil rubrum"u üretiyorlar.
1937: Theodosius Dobzhansky (1900-1975), Cenetics and the Origin of Species (Genetik ve Türlerin Kökeni) adlı eserinde evrimle genetik mutasyonu birbirine bağlıyor.
1940: Karl Landsteiner ile Alexander Solomon Wiener (1907-1976), kanda "Rhesus" (Rh) faktörü kavramını gündeme getiriyorlar.
1950: Konrad Lorenz (1903-1989), karşılaştırmalı davranış bilimi (etoloji) dalını kuruyor.
1953: James Dewey Watson (doğ. 1928) ve Francis Harry Compton Crick (1916-2004) tarafından DNA’nın “ikili sarmal” modelindeki moleküler yapısı keşfediliyor.
1953: Harold Clayton Urey (1893-1981) ve Stanley Lloyd Miller (doğ. 1930), belirli koşullarda amonyak, metan, su buharı ve hidrojen karışımından, birkaç gün boyu elektrik boşalımının etkisi altında kimi amino asitlerin oluştuğunu saptayarak, ilkel yeryüzünde canlı yaşamın başlangıcı üzerine olası bir senaryo öneriyorlar.
1972: Robert Burns Woodward (1917-1979) B-12 vitamininin sentezini gerçekleştiriyor.
1975: Biyolog ve çevrebilimci Edward Osbome Wilson (doğ. 1929), Sociobiology (Toplumsal Biyoloji) adlı eserini yayımlıyor.
Sh: 13-29

Kaynak: Zeki Tez, Biyolojinin Kültürel Tarihi, Doruk Yayımcılık , 2008 Baskı: Temmuz 2008

İÖ.   600 binden önce: Hominit’lerin, Afrika’da taştan gereçler üretmesi.
İÖ.   350 binler: “Pekin insanı”nın [“Sinanthropus"), Çin’de ateşi kullanması.
İÖ.   14 binler: Mağara resimciliği (örneğin Fransa’da­ki Lascaux Mağarası).
İÖ.   4. binyıl: Ön Asya'ya göç.
İÖ.   4. binyıl sonu: Sümerlerde yekpare araba teker­leği.
İÖ.   4./3. binyıl: Mısır’da papirüsün kullanılması.
İÖ.   3250'ler: Mezopotamya’da çömlekçilik.
İÖ.   3000’ler: Mısır’da yelkenli gemi.
İÖ.   2600’ler: Mısır’da büyük piramitler.
İÖ.   3. bin yıl: Avrupa'da en eski maden ocağı (çakmak­taşı üzerine).
İÖ.   2300’ler: Mezopotamya’da kaldıraç kullanılarak ku­yudan su çekme.
İÖ.   2000’ler: Küçük Asya ve İran’da parmaklı araba tekerleğinin kullanımı.
İÖ.   1600'ler: Mısır'da metal ve cam eritme için körük kullanımı.
İÖ.   1400'ler: Mısır’da parşömenden rulo yazı malze­mesi yapımı. • Mısır'da sürgülü (toplu) kantar.
İÖ.   12501er: Nil-Timsah Gölü-Kızıl Deniz su kanalı.
İÖ. 12001er: Çin’de tunçtan çan dökümü.
İÖ.  600’ler: Yunanistan'da Korent’den deniz kıyısın­da gemiye yüklemeye kadar (7,4 km) tekerlekli araç yolu.
İÖ. 5221er: Ege Denizi'ndeki Samos (Sisam) adasın­da bulunan Kastro Dağı'na açılan su tüneli (1,5 km): Megara'lı Eupalinos.
İÖ.   425’ler: Yunanlılarda meşale ile haberleşme.
İÖ.   350'ier: Burulmalı top (mancınık).
İÖ.   312: Roma yolu "Via Appia" (Roma-Capua arasın­da). • İlk Roma su hattı: 16 km uzunluğundaki “Aqua Appia".
İÖ.   4./3. yüzyıl: Çin'de demir dökümü.
İÖ.   3. yüzyıl: Helenistik Mısır’da ayaklı çömlekçi çarkı.
İÖ.   275'ler: Pistonlu pompa, su orgu, su saati, ba­sınçlı havalı top: İskenderiyeli Ktesibios (İÖ 3. yüz­yıl).
İÖ.   240'larda: Palanga, suyu kuyudan çekmek için Arkhimedes burgusu, savaş makineleri: Siracusa'lı Arkhimedes (Arşimed) (İÖ 287-212).
İÖ.   225'ler: Pnömatik denemeleri, fırlatmalı toplar: Byzantion'lu (İstanbullu) Philon (İÖ 2. yüzyıl).
İÖ.   187: Roma yolu “ Via Aemilla" (Rimini-Piacenza ara­sında).
İÖ.   180’ler: Bergama'dan basınçlı su iletimi (Basınç: 18 at).
İÖ.   144: Roma su yolu “Marcia" (92 km; bunun 1ü km'si su kemerleri üzerinde).
 İÖ  100'ler: Yunanistan’da vidalı pres (cendere],
 İÖ  89 dolayı: Roma'da döşeme altından ısıtma sis­temi.
İÖ. 1. yüzyıl: Suriye'de cam üfleme sanatı.
 İsa'nın doğumu yıllarında Roma’da su değirmenleri.
 1. yüzyılın ilk yarısı: Roma'da camlı pencereler.
 1. yüzyıl: İskenderiyeli Heroriun (İS 50-120) pnömatik aygıtları ve otomatik tiyatrosu. • Batı’da eyer. • Romalılarda araba oku (Çin’de çoktan, İÖ 3. yüzyıl­da). «Çin’de Ts’ai Lun (—50-118) tarafından kâğıdın bulunması.
 105: Dacien’de Tuna üzerinde köprü: Damaskus’lu (Şam’lı) Apollodoros.
 130’lar: Roma’da Pantheon’un kubbesi (genişliği 43 m).
 5. yüzyıl: Atina'da yukardan su alan su çarkı. • Çin’ de hamut koşumu.
 532-537: Bizans'ta Ayasofya Kilisesi (kubbe çapı: 31 m): Miletos’lu (Milet’li) Is/doros (6. yüzyıl) ve Tralles’li (Aydın’lı) Anthemius (474-534).
 7. yüzyıl: Çin'de porselen. • İran’da yel değirmeni.
 673: Grek (Rum, Bizans) ateşi: Heliopolis'li Kallirıikos.
 8. yüzyıl: Araplarda kâğıt. »Çin'de arkadan dönebilir gemi dümeni.
 800’ler: Batı’da hamut koşumu.
 8./9. yüzyıl: Batı’da üzengi.
 9. yüzyıl: Yelkenli gemilerin donanımının iyileştirilme­si.
 9./10. yüzyıl: Yeni koşum takımı, Avrupa'da mıh ve nal.
 10. yüzyıl: Orta Avrupa’nın Harz bölgesinde gümüş ve bakır ocağı işletmesi. • Su çarklarında makara mili.
 10./11. yüzyıl: Avrupa'da su çarkının yayılması.
 1041 dolayı: Çin’de hareketli harflerle basım: PiSheng (-990—1051).
 1050’ter: Şaraptan alkolün damıtılması.
 11. yüzyıl: Dört kollu pulluk.
 11./12. yüzyıl: Avrupa’da arkadan dönebilir gemi dü­meni.
 12. yüzyıl: Orta Avrupa’da Erzgebirge’de gümüş oca­ğı işletmesi. • Sapan makinesinin geliştirilmesi ve an­tik burulmalı topun yerini alması. • Dümensiz yelkenli gemi. • Avrupa'da yel değirmeni. Gotik destek (payan­da) sistemi. • Kuvvetli asitlerin (sülfürik ve nitrik asit­ler) keşfi (ilk betimlenmesi 13. yüzyılda).
 1146: Regensburg’da Tuna üzerinde taş köprü.
 13. yüzyıl: Bir tekerlekli el arabası. • Avrupa’da pu­sula.
 1231: Çin’de barut dolumlu demirden bomba.
 1269: Manyetik işlergeli sürekli hareket makinesi pro­jesi: Pierre de Maricourt {Petrus Peregrinus).
 1298: Avrupa'da elle çalışan iplik çıkrığının tanınma­sı.
 13. yüzyıl sonları: Gözlük. »Ağırlıklı çarklı saat. • Pe­dallı dokuma tezgâhı.
 14. yüzyıl: Batı’da demir dökümü (Çin’de İÖ 200'lerde çoktan biliniyor). «Yüksek fırın gelişiminin başlan­gıcı.
 1320’ler: Avrupa'da barutlu top.
 1420-1436: Floransa'da katedral kubbesi (genişlik 42 m): FiHppo Orunelleschi (1377-1 446).
 14451er: Avrupa'da hareketli harflerle kitap basımı: Johannes Gutenberg.
 1450'ier: Karavel türü gemi yapımı.
 1500'ler: Leonardo da Vincinin (1452-1519) maki­ne taslakları.
 1510: Cep saati: P. Heniein.
 1524: Ayakla çalışan iplik çıkrığı.
 1561: Destekli torna tezgâhının iyileştirilmesi: H. Spaichei.
 158B: 327 ton ağırlığındaki Vatikan dikilitaşının ye­rinin değiştirilmesi: Domenico Fontana (1543-1607],
 1588-1590: Roma’daki St. Peter Katedrali'nin kub­besi (genişliği: 42.5 m): Micheiangeio Buonarroti (1475-1564), Giambattista della Porta (1535-1615), Domenico Fontana (1 543-1607).
 1589: William Lee nin çorap dokuma tezgâhı.
 1597: Galileo Galilei’nin (1546-1642) orantılı per­geli.
 1611/1612: Santorio Santorinin (1561-1636) termoskobu.
 1623: Wilheim Schickardın (1592-1635) hesap ma­kinesi.
 1640-1663: Hava pompasının keşfi: Otto von Guericke (1602-1686).
 1642: Biaise Pascalın (1 623-1662) toplama-çıkarma yapan hesap makinesi.
 1655: Pnömatik yangın tulumbası: Hans Hautsch (1595-1670).
 1657: Christiaan Huygens'ın (1629-1695) sarkaçlı saati.
 1671-1694: Gottfried Wilhelm Leibniz in (1646- 1716) dört işlem yapan hesap makinesi.
1673: Christiaan Huygens'n barutlu atmosferik bu­har makinesi.
 1690: Deniş Papiriin (1647-1714) basit atmosfe­rik buhar makinesi.
 1693/1694: Avrupa sert porseleni: Ehrenfried Walter von Tschirnhaus (1651-1708].
 1698: Thomas Savery’ in (1650-1715] buhar pom­pası. • Deniş Papin \n doğrudan etkili buhar pompası.
 1711: Thomas Nevzcomen’in (1663-1729) atmos­ferik buhar makinesi. • J. Chr. Le Blond tarafından üç renkli basım.
 1718: Cabriel Daniel Fahrenheit (1686-1736] ta­rafından civalı termometre.
1729/1733: Akromatik objektif: Chester Moor Hall.
 1733: John Kay (1704-1779) tarafından dokuma tez­gâhında hızlı mekik: "Flying shuttle" ("uçan mekik”).
 1735: Oğul Abraham Darby-ll(1 711-1 763) tarafın­dan, odun kömürü yerine yalnızca taşkömürü koku yar­dımıyla cevherden ham demir üretimi [ilk başlangıç 1709’da Baba Abraham Darby-iden (1677-1717)).
 1742: Benjamin Hunüsman (1704-1776) tarafın­dan döküm çeliği.
 1745: Jacques de Vaucanson (1709-1782) tara­fından otomatik dokuma tezgâhı; buna bağlı olarak da 1805’de Joseph-Marie Jacquardın (1752-1834) tezgâhı. • Leiden şişesi: Petrus (Pieter) van Musschenbroek (1 692-1 761).
 1752: Benjamin Frank lirim (1706-1790) paratone­ri.
 1765: Ayrı kondansatörlü doğrudan etkili alçak ba­sınç buhar makinesi: James Watt (1736-1 819).
 1767: James Hargreaves [1710-1778] tarafından “ Jenny” adlı eğirme makinesi.
 1769: Buharlı otomobil: Nicolas - Joseph Cugnot C1725-1804). • Kanatlı eğirme makinesi: Richard Arkwright C1732-1 792],
 1775: John VZUkinson'un [1728-1808) silindir del­me makinesi.
 1775-1779: Coalbrookdale’de dökme demirden ilk kemerli köprü [genişliği: 32 m).
 1776: John ZVUkinsoriun demir işletmesinin ilk Watt buhar makinesini üretmesi.
 1782-1784: Dönme hareketli çift etkili alçak basınç buhar makinesi: James Watt.
1783: Jacques Etienne de Montgolfier (1745-1799) ve Joseph Michel de Montgolfier (1740-1810) Kar­deşlerin sıcak havalı balonu.
 1784: Henry Corü'un (1740-1800) “Puddel'- yön­temi.
1785: Johann Peter Minckeiers’in (1748-1824) bir konferans salonunu taşkömürü gazı [havagazı) ile ay­dınlatması. • Revd Edmund Cartwright’ın (1743-1823) mekanik dokuma tezgâhı.
 1786: J. Fitch'ın buharlı gemisi. James Watt'ın bu­har makinesinin pamuk iplikçiliğinde kullanılması.
 1791: Tuz, sülfürik asit, kömür ve kireçten soda üre­timi: Nicolas Leblanc (Le Blanc) (1742-1806).
 1792: William Murdock'un (1754-1839) kendi evini havagazı ile aydınlatması.
 1793: Eli  Whitney [ 1765-1825) tarafından pamuk çe­kirdeğini çıkarma makinesi.
 1794: Hava balonlarının savaş hizmetinde kullanılması. • Optik telgraf CParis-Lille hattı): CL Chappe.
 1796: Taşbasması (litografi): J. Alois Senefelder
(1771-1834). •Hidrolik pres: J. Bramah.
 1798: Richard Trevithick'in (1771-1833) yüksek ba­sınçlı buhar makinesi.
 1798/1799: L. Robert tarafından kâğıt makinesi.
 1800'lerde: Henry Maudsiay’ın (17711-1831) iyi­leştirilmiş destekli torna tezgâhı.
 1801: C. Evans'ın yüksek basınçlı buhar makinesi.
 1802: Franz Carl Achard (1 753-1 821) tarafından pancardan şeker fabrikasyonu.
 1803/1804: R. Trevithick"in ilk raylı buhar lokomoti­fini inşa etmesi.
 1804: İngiliz ordusuna savaş roketleri: William Congreve (1772-1828).
 1805: Otomatik dokuma tezgâhı: J.-M. Jacquard.
 1807: Pratik kullanımlı ilk buharlı gemi: Robert Futton (1 765-181 5).
1812: Silindirik baskı makinesi (hızlı basım): F. König.
 1814: ilk kez Londra'nın tüm bir bölgelerinin hava­gazı ile aydınlatılması.
 1823: Alev tutuşmalı atmosferik gaz makinesi: S. Brown.
 1824: Carnot çevrimi: Nicolas Leonard Sadi Carnot (1796-1832).
 1826: J. Ressetin gemi pervanesi.
 1826/1839: Fotoğrafçılık: Joseph Nicephore Niepce (1765-1833), Louis-Jacques M and e Daguerre (1789- 1851).
 1827: Kullanışlı yukarı basınçlı su türbini: 8. Fourneyrons.
 1829: Buharlı lokomotif “Flocket": George Stephenson (1781-1848) ve Robert Stephenson (1803- 1859).
1830: Yeryüzünün ilk buharlı yolcu treni (Liverpool- Manchester arası): G. Stephenson.
 1831: Orak makinesi: Cyrus H. McCormick.
 1832: H. Pixii tarafından elle çalışan ilk dinamo. P. L. Shilling von Constadt tarafından elektromanyetik iğneli-telgraf. • J. J. Heatgcoat tarafından buharlı pulluk.
 1833: Carl Friedrich Gauss (1777-1855) ve 1Wilhelm Eduard Weber (1804-1891) tarafından elekt­romanyetik iğneli-telgraf.
 1834: Büyük güçte ilk elektromotor (bir pille bes­lenmiş): Moritz H. Von Jacobi.
 1835: Samuel Colt'un (1814-1862) tabancası.
 1836: İğneli tüfek: J. N. Dreyse.
 1837/1839: Moritz H. von Jacobi tarafından elekt­rolizle kaplama.
 1837/1843: Kullanışlı ilk telgraf yazısının keşfi: Sa­muel Finley Breeze Morse (1791 -1872).
 1839: Buharlı çekiç: James Hall Nasmyth (1808- 1890). • Kauçuğun vulkanizasyonu: Charles Goodyear (1800-1860).
 1841: Vidalar için standart hat ve sistemi: J. Withworth. • Karbüratörlü atmosferik benzin makinesi: J. de Christoforis.
 1843: Tümüyle demirden "Great Britain" uskurlu va­purunun yapımı: İ K Brunei
 1844: Odun yongasından kâğıt maddesi: Friedrich Gottlob Keller (1816-1 895).
 1845: Çift iğneli dikiş makinesi: Elias Howe (1819- 18671
 1847: Dökme çelikten top: Aifred Krupp (1812- 1887],
 1848: Kullanışlı ilk elektrik ark lambası: Jean-Bernard-Leon Foucauit (1819-1868). • Emniyetli kibrit (fosfor yalnızca dış sürtme yüzeyinde): R. Ch. Boettger.
 1849: Yukarı basınçlı su türbini: J. B. Francis.
 1850/1851: Denizaltı: Wİthetm Bauer (1822-1875).
 1852: Isı pompası: Wİllİam Thomson (Lord Kelvin) (1824-1907).
 1854: Kriyolitten alüminyum üretimi: Henri Etienne Sainte-Claire Deville (1818-1881). • Pnömatik posta: J. L Clark.
 1855: Harf dizimli telgraf: D. E. Hughes. • “Bessemer” yöntemiyle çelik üretimi: Henry Bessemer (1813-1898).
 1856: Anilin violet üretimiyle katran boyası sanayii­nin başlaması: William Henry Perkin (1838-1907) • Tunsten vb. katkılı araç-gereç çeliği üretimi: Robert Mushet (ölm. 1891).
 1859: Amerika'da petrol kuyusu açımının başlan­gıcı: Edwin Laurentine Drake (1819-1880) • Kur­şunlu akümülatör: C. Ptante.
 1859/1869: Süveyş Kanalı’nın yapımı: A. Negrelli (1799-1858) ve Ferdinand de Lesseps (1805- 1894).
 1860: Elektrik tutuşmalı doğrudan etkili gaz moto­ru: Etienne Lenoir (1 822-1900).
 1861: Telefon: P Reis.
 1862: Dişli çarklı tren: N. Piggenbach.
 1863: Amonyak-soda süreci: Ernest Soivay (1 838- 1922] • Kitap basımı için döner baskı: W. Bullock.
 1864: Siemens-Martin, çelik yöntemi: Friedrich Sie­mens C1826-1904] ve Pierre Emile Martin (1824-
1915).
 1864/1869: P. Mitterhofer’in daktilo modeli.
 1866: Dinamo makinesi: Werner von Siemens (1816- 1892), Charles Wheatstone (1802-1875), C. F. Vartey  vö. • Kullanışlı ilk Atlantik kablosu: C. W. Field
 1867: Atmosferik gaz motoru: Nikolaus August Otto (1832-1 898) ve Eugen Langen (1 833-1 895) • Gelişmiş daktilo: Chr. L. Sholes, S. W. Souleve C.S. Giidden • Demirli beton: Joseph Monier (1823-1906) . Dinamit: Atfred Nobell 833-1896).
 1868: Margarin: Hippolyte Mege-Mouries (1817- 1880).
 1876: Dört zamanlı takviyeli gaz motoru: N. A. Ot­to • Telefon: Alexander Graham Bell (1847-1922) • Sıkıştırmalı amonyaklı soğutma makinesi: Carl von Linde (1 842-1934).
 1877: Paris'te elektrikli ark lambalarıyla cadde ay­dınlatması. • Kömür kontaktlı mikrofon: Thomas Alva Edison (1847-1 931).
 1879: Fosfor içerikli ham demirden çelik üretim yön­temi: Sid ney GUchrist Thomas (1850-1885) Percy C. Gilchrist (1851 -1935) • 3 BG’lük elektrikli loko­motif: Werner von Siemens • Karbon telli ampul: Thomas Alva Edison.
 1880: Werner von Siemens'in elektrikli asansörü. • Delikli kart makinesi: Hermann Hollerith (1860-1929).
 1881: Buhar makinesi ile akım üretecinin doğrudan bağlanması: Werner von Siemens.
 1882: Dünyada ilk kez New York'ta elektrik sant­rali: Thomas Aiva Edison.
 1883: Makineli tüfek: Hiram Stevens Maxim (1 840-
1916)    • Gelişmeye açık hafif ve hızlı çalışan benzin motoru: Gottiieb Daimler (1834-1900), K Wilhelm Maybach (1846-1929).
 1884: Matbaacılıkta tertip makinesi (linotype"): Ottmar Mergenthaler (1854-1899) • Nitroselülozdan yapay ipek: St. HHaire de Chardonnet (1839- 1924) (Fabrika ölçeğinde üretim 1890’da).
 1885: Gottiieb Daimler’in motosikleti ve Kari BenZm (1844-1929) üç tekerlekli motorlu taşıtı. • Manyetik döndürme alanının G. Ferraris tarafından keşfi. • Ber­lin’de ilk elektrik santrali. • Gelişmeye açık denizaltı: T. Nordenfelt • Dikişsiz çelik boru: Reinhard Mannesmann (1856-1922) ve Max Mannesmann Kardeşler.
 1886: Elektroliz yoluyla alüminyum üretimi: Paul- Louis Toussaint Heroult (1863-1914).
1887: Ses plağı: Emile Berliner (1851 -1929). • Üç iletkenli trifaze akım: F. A. Haselwander.
 1889: Pratik kullanımla trifaze motor ve trifaze transformatör: M. von Dolivo- Dobrowolski.
 1890: ilk elektrikli yeraltı treni (Londra).
 1890/1896: Süzülme uçuşu: Otto von Lilienthal (1848-1896).
 1891: Telefonda numaratör: A. B. Strowger.
 1893: Fotosel: J Elster ve H. Geitei
 1893/1897: Diesel motorunun geliştirilmesi: Rudolf Christian Karl Diesel (1858-1913).
 1894: Aluminotermi: H. Goldschmidt.
 1895: Ters akım ilkesine göre gazların sıvılaştırılması: C. von Linde. • Anten: A. Popow. • Sinematog­raf: Auguste Lumiere (1862-1954) ve Louis Lumiere (1864-1948) Kardeşler.
 1896: P. S. Langley tarafından gerçekleştirilen ve 1200 m uzağa uçan, insansız ve buhar makinesiyle çalışan model uçak. • Ch. G. Curtis tarafından eşit basınç yöntemine göre hızı kademeli değişen buhar türbini.
 1897: Telsiz (radyotelgraf): Guglielmo Marchese Marconi (1874-1937). «Teknik indigo sentezi: Kar! Heumann (1850-1 893).
 1900: Zeplin: Grafen Ferdin and von Zeppelin (1838-1917).
 1901: Motorlu uçakla ilk uçuş: G. Whitehead (Zleisskopf1.
 1902: Metal telli lambanın (osmiyum lambası) fabri­ka ölçeğinde üretimi.
 1903: Elektrikli lokomotif: Siemens ve AEG.
 1903: Motorlu uçuş: Orville Wright {1871-1948) ve Wilbur Wright 1867-1912) Kardeşler. • Elektrik arkında nitrik asidin teknik kazanımı: K. Birkeland ve S. Eyde. • Viskoz ipeğinin fabrika ölçeğinde üretimi: C. H. Steam ve Ch. F. Topham.
 1904: Elektron tüpü (diod): J. A. Fleming. • Resimli telgraf: A. Korn. • Amerika’da ofset baskı: W. Puhel
 1905: Turbotransformatör: H. Föttinger. »Selofan: J. E. Brandenburger.
 1906: İlk gaz türbini: H. Flolzwarths. • Diesel loko­motifi: A. Klose. • Fenol-formaldehitten sentetik reçine (bakalit): Leo Hendrik Baekeland(1 864-1944).
1908: Jiroskop pusulası: H. Anchütz-Kaempfe. • Ha­fif metal alaşımı duralumin: A. Wilm
 1913: Tungsten telli ve gaz dolu elektrik ampulü: İrwing Langmuir (1881 -1957). • Lambalı verici: A. Meissner. • Amonyağın teknikte yüksek basınç sen­tezi: Fritz Haber (1868-1934) ve Car! Bosch (1874- 1940). • Asetat ipeğinin fabrika ölçeğinde üretimi. • Basınçlı hidrojenasyonla kömürden sıvı yakıt eldesi: Friedrich Cari Rudolf Bergius (1884-1949).
 1914: Teknik asetik asit sentezi: P. Düden ve J. Hess.
 1915: Tümüyle metalden uçak: Hugo Junkers (1859- 1935).
 1919: ilk “Kaplan türbini”nin işletmeye alınması. • Sesli film: H. Vogt, J. Engl, J. Massolle.
 1920: Vistra sentetik yünü.
 1923: Diesel motorlu taşıt aracı. • ilk sıvı roketli mo­tor: P. H. Goddard.
 1925: Düşük basınç yöntemiyle kömürden sıvı yakıt eldesi: F. J. E. Fischer (1877-1948) ve H. Tropsch.
            ikonoskop (elektronik resim ayırıcı): W. K. Zworykin.
 1926: TV-yayını: J. L. Baird. • Basınçlı gaz şevkli ro­ket: P. H. Goddard.
 1927: Sentetik kauçuk ["Buna" kauçuğu).
 1928: Pleksiglas: W. Bauer. • Elektron sayıcı tüpü: Hans Ceiger ve W. Müller.
 1928/1929: Roket denemeleri: M. Valiers.
 1930: Mazotlu uçak motoru: H. Junkers. • Siklotron: Ernest Ortando Lawrence (1901 -1 958).
 1933: Elektron mikroskobu: E. Puska, B. von Borries, E Brücke, M. Knott, vö.
 1934: Fabrikasyonu iyileştirilmiş sentetik yün.
 1935: Radarın geliştirilmesi.
 1937: Dünyanın yavaş uçan ilk uçağı “Storch": C. Fieseler. • Kullanışlı ilk helikopter: H. Focke.
 1938: lam sentetik perlon elyafı: P. Schtack. »Tam sentetik naylon elyafı: Wallace Hume Carothers (1896-1937). • Yüksek frekanslı manyetofon: H. von Braunmühl ve W. Weber.
 1939: Messerschmitt uçağının [Me 209) saatte 755,11 km hızla dünya hız rekorunu kırması (Piston motorlu uçaklar için mutlak hız rekoru 1979'dan be­ri 803 km/saat ile Amerikalıların elinde durmaktay­dı). • Jet etkisiyle ilk uçağın (Heinkel uçağı (He 178]] uçuşu: Ernsü Heinkel (1888-1958). • Helikopter: I. Skorsky.
 1940: Kullanışlı ilk betatron: D. W. Kerst.
 1941: Kuyruksuz bir Messerschmitt roket uçağının ilk uçuşu (Me 183). • 300G röle ile programlanabilir röleli hesap makinesi: K. Zuse.
 1942: Uzun erimli “ V2' roketi: Wernher Manfred von Braun (1912-1977). • Uranyumlu atom reak­törü: Enrico Fer m i (1901-1954).
 1945: Hiroshima ve Nagasaki’ye ABD’nin atom bom­baları.
 1946: ENIAC (“Electronic Numerical Integrator and Computer'’) bilgisayarı (18 bin tüplü; hızı saniyede 5000 toplama işlemi): J. W. Mauchlyve J. P. Eckert.
 1947: “Bell XS-1" roket uçağının ses hızının üzerin­de uçuşu.
 1948: Transistor: J. Bardeen, W. Brattain ve W. Shockley.
 1949: iki kademeli roketin 412 km’ye tırmanışı. • HoI lografi: G. Câbor.
 1951: Alan iyon mikroskobu: E. W. Müller.
 1951/1952: ABD'de hidrojen bombası.
 1952: Kabarcık odası. G. A. Glaser.
 1953: İngiliz jet uçağının 19,410 m yükseğe eriş­mesi. • Atom enerjisi ile çalışan motor denemesinde 250 kW gücünde bir turbo-jeneratörün ABD’de iş­letmeye alınması. • Dünyanın ilk seri üretimli ses üstü türbo avcı uçağı 'North American F-100 A-1 NA Super-Sabre").
1954: ABD'de nükleer enerjiyle çalışan ilk denizaltı.
 1955: MASER (mikrodalga kuvvetlendiricisi): C. H. Townes.
 1956: Ticari düzeyde dünyanın ilk nükleer enerji sant­rali (Calder Hail, İngiltere).
 1957: Dünyanın ilk yapay uydusunun (“Sputnik 1") uçuşunun Sovyetler Birliği’nce başlatılması.
 1960: LASER (ışık kuvvetlendiricisi): H. Maiman.
 1961 (12 Nisan): insanlı ilk uzay uçuş (Sovyet uzay gemisi; tek insanlı ve yerden kumandalı; 327 km yük­seğe çıkıp dünya yörüngesine yerleştirildi).
 1961 (Ekim): Amerikan roket uçağının 65,9 km yük­seğe erişmesi.
 1962: ABD'nin haberleşme uydusu Telstar.
 1963: PAL renkli TV-sistemi: W. Bruch.
 1964/1968: Bilgisayarlı tomografi: A. M. Cormack, G. N. Hounsfıeld.
 1966: Sovyet uzay aracının Venüs yüzeyine hızla çarpması.
 1969: Amerikalıların aya ayak basması {.“Apollo 1 7"): N. Armstrong ve E. Aidrin.
 1970: Resimli-sesli plak: AEG-Telefunken. • ABD'de büyük hacimli jumbo-jet yolcu uçağı: “Boeing 747'.
 1971: ABD'nin “Mariner 9' Mars uzay aracı.
 1972: ABD’de mikroişlemci (mikroprosesör).
 1973: ABD'nin “Skylab 7” ve “Skylab 2' uzay laboratuvarları.
 1977: ABD'de nötron bombası.
 1978: Japonya’da manyetik yastık üzerinde giden hızlı tren [337 km/saat).
 1980: Batı Berlin’de cam elyaf kablolar üzerinden te­lefon konuşması.
Kaynak: Zeki TEZ, Doğa Karşısında Pratik Ve Teknik Uğraşı, T.C. Kültür Bakanlığı ,1995 – ANKARA sh: 13-28
Zeki TEZ, Tekniğin Evrimi, Paragraf-1. Baskı: Şubat 2005, Ankara, sh: 11-27

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar