Print Friendly and PDF

CENNETE GİREN KADINLAR



Bizleri erkek ve kadın olarak dünyaya gönderen Allah Teâlâ, durumlarımıza göre derceler ihsan etmiştir Bunlara örnek vermek gerekirse üstünlük olması açısından erkekler için peygamberlik kadınlar için annelik vasfını öne çıkarmıştır. Peygamberlik bir bağış olduğu için erkeğe fazla üstünlük vermez. Hiçbir peygamber peygamberliği ile övülmez. Ancak annelik kıyaslanmayacak şekilde bir üstünlüktür. Bu nedenle Hz. Rasûlu'llâh salla’llâhu aleyhi ve sellemin “Cennet annelerin ayağı altındadır” buyurmasıyla, kadınlarımızı bir nevi şartsız olarak anne planında sorgusuz sualsiz cennete dahil etmiştir. Yine Efendimiz salla’llâhu aleyhi ve sellem erkekler için yani babalar için iki veya üç anne adayı yetiştirise cennetlik olacağı müjdesini vermiştir. Erkeklerde cennete girmenin de kadın faktörüne bağlanması gözden kaçırılmaması gereken bir durumdur.

Pirimiz Hz. Mevlana Celâleddin Rumî kuddise sırruhu'l-athar Efendimizin “Kadın, Hak nurudur, sevgili değil; sanki yaratıcıdır , yaratılmış değil!” (Mesnevî, 1/2437) buyurması ile kadının gerçek durumunu izah etmektedir. Yaratıcılık sıfatını kadına bağlayarak bir ilahilik vasfıyla kadının değerinin yüksek oluşunu haber vermiştir. Bu meyanda bir kadının evlenerek elde ettiği kazanç direk olarak cenneti işaret edecektir.  Burada soru şu olabilir. Evlenip çocuksuz olanlar için ise ameller niyetlere göre değerlendirilir. Yine evliliğini sırf Allah Teâlâ rızası için yapmış fakat bedenen çıkan bir sorun veya cahil bir erkeğin zulmüne düşmüş kadınında boşanarak yalnızlığa terk olunması bu lütuftan kadını azade kılmaz.

(Talak-7) Allah hiç kimseyi, verdiği nimetlerin ve imkânın üstünde yükümlü tutmaz, mükellef kılmaz. Allah her güçlüğün ardından bir kolaylık planlayıp hazırlar. [Ahmet Tekin]

 

Burada unutulmaması gereken husus bir kızımızın vakti gelip doğurganlık vasfını yitirmeden en kısa zamanda evlenmenin planını yapmalıdır. Annelik vasfıyla verilen müjdeye kavuşmak için gayret göstermelidir. Şayet bu duruma kavuşacak hali/şartı bulunmazsa bu niyet üzere olup her halukarda evlilik kurumundan vazgeçmemelidir.

Binaenaleyh kadınlarımız için asıl müjde Tevbe süresi 24. Ayette geçen durumdur. Ekte sunduğumuz Mustafa İslamoğlu Hocaefendinin bu konuya dikkat çeken açıklamaları ile anne olan kadınlarımızın cennetle müjdelendiğini bir daha anlamış olacağız. Gerçekten Allah Teâlâ’nın anneliği, kulluk, cihat gibi bir amellerden üstün tutuşu kadınlara büyük bir ihsandır.  Bu nedenle bu yazıdan sonra bir genç kızımızın evlilik hususundaki görüşünün negatif bir çizgide olmayacağını baştan söyleyebiliriz.

Evlenmenin ve çocuk sahibi olmanın bazı yerlerde afet gibi gösterilmesi, [*ekteki yazıya bakınız] kadınlarımızın feminist bir çizgide ferdileşerek bağımsız olmaları veya kariyer sahibi olmayı ön-plana almalarının da çok fazla avantajı olmadığını hatırlatarak şunu söyleyebiliriz. Anne olmak demek, cennete dünyada iken girmek demektir.

Allah Teâlâ ve Hz. Rasûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellemin kadınlarımıza verdikleri bu müjdenin karşılığını dünya nimetleri ile kıyası mümkün olmadığını bir daha anlamış oluyoruz.

Annelerimizin ayaklarının altını öperiz.

“Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükler; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevlamızsın, kafirlere karşı bize yardım et. (Bakara, 286)

 


KIZ ÇOÇUĞU YETİŞTİRMEK

Nebevi müjde

Bu konuda nakledilen birkaç hadis var. Sahih hadis kitaplarında rivayet edilir.

Hadislerde sadece üç kızdan söz edilmez, iki kızı olana da aynı müjde verilir. Hatta kızları olmayıp iki veya üç kız kardeşi olanlar da “cennetlikler“ içinde yer alır.

Hadislerin metni şöyle:

“Kim üç kız veya üç kız kardeş veya iki kız kardeş veya iki kız yetiştirir, terbiye ve eğitimlerini eksik etmez, onlara iyi davranır ve evlendirirse cenneti hak etmiştir.” (Tirmizî, Birr: 13)

İkinci hadiste Peygamberimiz  (salla’llâhu aleyhi ve sellem) müjdeyi beden diliyle de pekiştirir ve der ki:

“Kim iki kız çocuğunu besleyip büyütüp terbiye eder, yetiştirirse ben ve o, şu ikisi gibi cennete gireceğiz” buyurur ve iki parmağını birleştirerek gösterir. (Müslim, Birr: 147,149)

Şu üçüncü hadis ise konu hakkında daha farklı bilgiler ve şartlar içerir:

“Kimin iki kızı olur da bunları öldürmez, alçaltmaz, erkek çocuklarını bunlara tercih etmezse, Allah onu cennete koyar.” (Ebu Davud, Edeb: 130)

Her üç hadiste de Peygamberimiz (salla’llâhu aleyhi ve sellem) kız çocukları olan anne-babaları cennette “yanına” alırken, şu iki hadiste de aynı anne-babanın cehennemden kurtulacakları bilgisini verir:

“Kim ki üç tane kız çocuğu olur da, bunlara sabreder (çocuklarının kız olduğundan şikâyet etmez), varlığından onlara yedirir, içirir ve giydirirse, Kıyamet günü o kız çocukları onun için cehennem ateşine karşı perde olurlar.” (İbni Mace, Edeb: 3)

Konunun biraz daha açılması için Efendimizin (salla’llâhu aleyhi ve sellem) hane-i saadetinde yaşanan şu anlamlı hatırayı da arz edelim:

Hz. Âişe radıya’llâhu anh Annemiz anlatıyor:

“Yanıma bir kadın girdi. Beraberinde iki kız çocuğuyla geldi, bir şeyler istedi. Aksi gibi yanımda bir tek hurmadan başka bir şey yoktu. Onu verdim. Kadın aldı ve ikiye bölerek kızlarına taksim etti. Kendine pay ayırmadı, çıkıp gittiler. Ardından Resulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem girdi. Durumu ona anlattım. Dedi ki:

 ’Kim bu şekilde kızlarla imtihan edilir, o da onlara iyi davranırsa, kızlar onun için ateşe karşı perde olurlar.’” (Buharî, Zekât: 10, Edeb: 19; Müslim, Birr: 147; Tirmizî, Birr: 13)

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar