ÇOCUKLARIMIZ
“Feleğin bir kuşu var çırnağı
demirdendir.”
Hz. Rasûlu'llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
"Peygamberler en ağır imtihanı çocukları hakkında verirler"
(Camîü's-sağîr, I, 42)
Bütün insanların bitmez tükenmez hamdı, şükrü kaleme, yazıya
şeref ihsan buyuran yüce Tanrıya mahsustur.
Cenâb-ı Hakk’ın bildiği şeyleri, Cenâb-ı Hakk’ın sırlarını
kalemin yazması için gökler kâğıt, denizler mürekkep olsaydı gökler, denizler
biter, yazılacaklar bitmezdi.
Tanrı’nın resulü, enbiyanın imamı, günahkârların şefaatçisi,
sadık, emin, âlemlere rahmet olan Peygamberimiz (Muhammed Mustafa) salla’llâhu
aleyhi ve sellem Efendimize, hanedanına, bâisi hidayet olan eshabına bahusus
dört sevgili arkadaşına yüz binlerce salât, selâm olsun.
[Amin]
https://ismailhakkialtuntas.com/2015/12/17/gulzari-savab-nefes-zade-ibrahim/
Ahsen-El Kasas;
bir vâkiayı anlatmanın en güzeli veya bir vâkiayı en güzel anlatış. Bir haber veya hikâyenin ‘kıssa’ olabilmesi, şayan-ı ta’kîb
ve tahrir bir haysiyeti haiz olmasına mütevakkıftır.
Allah Teâlâ’nın, Kurân-ı Kerim’de anlattığını bildiğimiz
konular arasında en çarpıcı olanı belki bir kadının aşkına verdiği değerdir.
Yusuf Suresinde ilk tek sayı sayılan üç numaralı ayette –Yusuf Suresi de 12.
suredir, sayı toplamı üçtür- “en güzel hikâye -Ahsen-El Kasas” ifadesiyle beyan
edimesidir.
Yusuf aleyhisselâm ile Züleyha validemiz arasında geçen
vâkıa, aşkın en ileri seviyesinde olan hadisedir. Bu kıssada Allah Teâlâ’nın
bir peygamberini değil de, kadını öne alışında aşkın mertebesinde kadının
ulvî seviyesine işaret etmektedir.
Bir kadın aşkı ile peygamberden öteye geçmiştir.
Rivayetlerde Yusuf, zindanda Züleyha’dan uzak durmak için
Rabbi’nden mahkumiyeti talep etti denilse de, Yusuf’un onu zindanda anmadan
durduğunu söylemek biraz imkansızdır. Kuledibine düşmüş gönlün, Züleyha’yı
anmadan geçirdiği dakikaları yok denecek kadar az olaması gerekir.. Çünkü
Züleyha, unutmuyorsa ve ağlayıp-bazı rivayetlerde gözlerine karalar düştü-
duruyorsa, Yusuf onu nasıl unutabilirdi. Aşk özellik itibarıyla kendilikle
(self) olmayıp beyniyetle oluşabilen durum olunca aralarında akışın olması
gereken mecburi bir haldir.
Züleyha için Yusuf’a zorla sahip olmak istedi diye düşünmek
yanlıştır. Züleyha ki, aşkın sarhoşluğundan çörekotundan öd ağacına kadar her
şeyin adını Yusuf takmıştı. İçtiği su, yediği ekmek, aydınlandığı mum, Yusuf
olmuştu. Binaenaleyh, onun sevgisinde Hakk katında bir çirkinlik bulunsaydı
Kurân-ı Kerim’de anılmazdı. Sadece “kadınların hilesi/oyunu/düzeni büyüktür”
ile yetinildi.
Züleyha’nın aşkı bu kadar kutsal olmasa idi, Yusuf hangi
hikaye ile anılacaktı ki?
Kardeşlerin hilesi ile anlatılan bir hikaye ile -124 bin peygamber olduğunu düşününce-
eşsiz güzelliği olan Yusuf biraz anılmaya değerli olamazdı. Güzelliğine de kim
inanırdı? Ancak Yusuf, bu anışın bedelini kuledibinde yıllar geçirmeye razı
olmuş ve hiç sıkıntı duyduğunu kimse rivayet eylememiştir.
Cenâb-ı Hakk’ın saygısına mazhar olan kadın ve aşkı için
Habib-i Ekrem salla’llâhu aleyhi ve sellem “dünyada üç şey sevdirildi”
derken ilâhi sevgiye işaret etmiştir. Yine bu değerden dolayı, Allah Teâlâ Âdem
aleyhisselâmı yaratışını açıkça beyan kılarken, Havva’yı belirgin bir ifade ile
anlatmamıştır.
Yine Hz. Rasûlu'llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem “Yeşilliğe bakmak, gözün pasını açar;
güzel kadına bakmak da gözü cilâlandırır”. Şihâb’ü-l Ahbâr (206) buyuruşunda daha çok kalb gözünü kasdetmiştir. Çünkü sözlerinden âlemin sarhoş
olduğu Efendimiz başka bir yerde “Kellimîni ya Humeyrâ” [Konuş Ya Hümeyrâ]
buyurması ile kalbî sırra işaret etmiştir.
Hulasa, Ahsenel Kasas ile bahsedilen kıssanın “ahsen” kısmı
Züleyha’nın olduğu bölüm, diğer kalanı ise ibret alınması gereken kıssa bölümüdür.
Bu meyanda peygamber dahi olsa erkekler için bir kadının gönlüne girecek
güzelliği bulmak öneme haiz durumdur. Cahillik ve şehvet kokan iğrençlik
gailesi fiiller hakkında söz söylemeye fazla gerek yoktur.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar