DEVLET VE MİLLET MALININ HIRSIZLARI HAKKINDA
Onların
yüzleri kızarmaz.
Bildikleri var, birde kılıfları.
Bildikleri var, birde kılıfları.
Bu
konu üzerinde yorum yapmak/yapmamakta özgürsünüz. Fakat bence Hz. Rasûlu'llâh
salla’llâhu aleyhi ve sellemin köle için söylediği "Allah'ın malını birbirinden
çalmıştır." (İbn-i Mâce, Hudud-2580) hadisinin yanlış anlaşıldığını
düşünüyorum. Hürlerin bu açığı kullanma hakları yoktur. Devlet ve millet malını
çalmanın durumu aşağıdaki hükümlerin kılıfına sokuluyorsa ve insanlar huzursuz
olmuyorlarsa bir sorun var demektir.
Allah
Teâlâ bizleri hırsızlıktan ve haksızlıktan emin buyursun. Âmin
ALINTI
(Beyt-ül mâl) İlk defa Hz. Rasûlu'llâh salla’llâhu aleyhi
ve sellem tarafından kurulan ve gelir
kaynaklarıyla sarfiyat yerleri şer'î olarak tayin edilmiş İslâm devletinin
mâliye hazinesi. Gelir kaynakları:
1- Zekât ve
sadakalar. 2- Ganimetler. 3- Fey=Zekât ve ganimet dışında kalan ve beyt-ül male
ait olan mallar.Beyt-ül malden yapılan harcamalar şu kimseleri ihtiva eder:1-
Fakirler ve miskinler. 2- Zekât memurları. 3- Borçlular. 4- Yolda kalmış
olanlar ve garipler. 5- Azat etmek üzere köle satın alanlar. 6- Allah yolunda
cihad edenler. 7- İslâma ısındırmak ve yakınlaştırmak için gönlü hoş tutulması
gerekenler.
İbni
Mace isnadı İbni Abbas'a dayanan bir rivayete göre ganimet malları içinde yer
alan bir köle ganimet malından çalmıştı. Durum Hz. Rasûlu'llâh salla’llâhu
aleyhi ve selleme bildirilince şöyle dedi:
İbni
Mesud, (Beyt-ül mâl) dan çalan bir kişiye ne yapılması gerektiği hususunda Hz.
Ömer radıya'llâhu anhe sorduğunda Hz. Ömer şöyle dedi:
"Onun elini kesme. Çünkü (Beyt-ül mâl)da hakkı
olmayan hiçbir kimse yoktur."
Şa'bi'nin
Hz. Ali kerremallâhü vecheh ve radıya'llâhu anhden rivâyetine göre şöyle
demiştir:
"(Beyt-ül mâl)dan çalan kimsenin eli
kesilmez."
Genel
mülkiyet içerisinde yer alan malların durumu da (Beyt-ül mâl) gibidir. İster
petrol gibi genel mülkiyete ait bir malın kendisi olsun isterse genel
mülkiyetten sayılan elektrik ve su gibi hima (koruma altına alınan) bir mal
olsun, çaldığı malda hakkı olduğu yönünde şüphe olduğu için el kesilmez. Fakat
şüphenin var olması nedeniyle tazir cezası ile cezalandırılır. Zira bunlar
(Beyt-ül mâl)a ait mallar gibidir.
Aynı
şekilde birbirlerinin mallarından çaldıkları takdirde karı-kocanın elleri de
kesilmez.
Çünkü
bunların her biri diğerinin gıyabında harcama yapmaktadırlar. Bu şüphe
nedeniyle el kesilmez.
Özetle, alınmasında şüphe bulunan her bir malın çalınması
durumunda el kesilmez. Zira şüpheler hadleri ortadan kaldırır.
Kaynak:
http://islamdevleti.info/kitaplar/Islam_Hukukunda_Ceza/10.htm
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar