Print Friendly and PDF

DİYALEKTİK DAVRANIŞ TERAPİSİNDE YOL GÖSTERİCİ FELSEFİ PRENSİPLER

Bunlarada Bakarsınız




Psikolojik Değişimin Diyalektiği:
Diyalektiğe, sürecin mantığı ve dünyayı inceleyip anlamak­la ilgili tutarlı bir sistem olarak işaret edilmiştir. Diyalektik, DDT (Diyalektik Davranış Terapisi) içinde, psikolojik vaka kavramsallaştırması için önemli bir bağlam sağlar. Gözden geçirilen bakış açılarına zıt bir şe­kilde, diyalektik dikkati sadece danışandan, danışanın etkile­şimde bulunduğu bağlama kaydırır.
Diyalektik bakış açısına göre, formüle edilen bir “vaka”, tek başına danışan değildir, daha ziyade danışan, danışanın toplumu, terapist ve terapistin top­lumu arasındaki ilişkilerdir. Terapisti etkileyen faktörler, danı­şanı etkileyen faktörler kadar önemlidir.
Bir dünya görüşü olarak, diyalektiğin birkaç önemli ilkesi vardır ki birinci ilke şudur:
“Bütün”; “sentezleri” yeni bir ta­kım “parçalara” ve dolayısıyla yeni bir “bütüne” evrilen, “tez” ve “antitez” kutuplaşması içindeki heterojen parçaların bir iliş­kisi olarak düşünülür.
Kendi içlerinde ve daha önceden bir önem taşımayan parçalar, sadece birbirleriyle olan ilişkilerinde ve tanımladıkları bütünle ilişkilerinde önemlidirler. Görüngü­lerin (fenomen) heterojen (cinsi ayrı olan) bir şekilde bir araya gelmiş olduğunu düşün­menin vaka formülasyonu için önemli anlamlan vardır. Parça­ların sadece farklı değil, aynı zamanda birbirleriyle çelişkili ve karşıt olmaları olgusu, gözlemciyi; parçaların sınıflandırman tarzda tespitine değil daha ziyade parçalar çözüme doğru iler­ledikçe onların ilişkisine odaklar.
Diyalektik durumların ikinci ilkesi, parçaların sadece belirli bir bütünün bileşenleri olarak özellikler kazanmasıdır. Aynı parça, farklı bütünlerin yönleri olarak görüldüğünde farklı özelliklere sahip olabilir. Farklı bütünlerin parçaları farklı çe­lişkiler ve diyalektik sentezler içereceklerdir. Vaka formülasyonu için bu noktanın önemi, ‘hiçbir klinik görüngü­nün meydana geldiği bağlamdan ayrı bir şekilde anlaşılamayacağı’ sonucunu doğurmasıdır. Sistemin kendisi dinamik oldu­ğundan, klinik görüngüler ve onların bağlamları arasındaki sü­rekli değişen ilişkiler de değerlendirme, kavramsallaştırma ve değişimin odağı olmalıdır.
Üçüncü ilke parçaların ve bütünlerin karşılıklı ilişki içinde oldukları, onların sabit özellikleri ve değişmez sınırları olan nesnelerin sadece bir çarpışması olmadığıdır. Öyle ki, parçalar aynı zamanda bütün tarafından etkilenmeden bütünü oluş­turmaya katılamazlar. Bu görüşün önemli bir gizli sonucu şu­dur; eş zamanlı olarak sistem tarafından etkilenseler de içinde etkileşimde bulundukları (ve onlarsız var olmayacakları) terapi sistemini değiştirmemek, danışanlar için imkansızdır. Bu yüz­den danışanın dışında, “parçalara” dikkat etmek, danışana dik­kat etmek kadar önemlidir.
Dördüncüsü, daha önce bahsedildiği gibi diyalektik, deği­şimin tüm sistemlerin bir yönü olduğunu ve bir sistemin tüm seviyelerinde mevcut olduğunu kabul eder. İstikrar nadir bir olaydır, idealleştirilmiş hedef değildir. Diyalektik ne zıt güçle­rin dikkatli bir dengesi ne de iki açık akıntının birbirine karış­masıdır, bunun yerine zıt güçlerin karmaşık etkileşimidir. Güç­ler arasındaki denge bulunduğunda, daha yüksek bir gözlem seviyesinde, yani yeni, daha kapsamlı bir sentez ileri sürme, müzakere etme ve oluşturmayla ilgili genel sürece bakarak keş­fedilir.
Diyalektiğin temel metaforunun incelenmesi (diyalektik materyalizme karşı diyalektik idealizm) diyalektiğin DDT vaka formülasyonuyla nasıl ilişkili olduğunu gösterir. Diyalektik materyalizmde, nihai olarak zıtların yaratılması ve sentezini harekete geçiren “enerji” ya da güç, insanların dünyalarındaki değişimi zorlama çabalarıdır. Buna karşıt olarak, diyalektik idealizmde bu süreç evrensel hakikat aracılığıyla harekete geçer (yani, evrenin kendisi süreci harekete geçirir).
Diyalektik Dav­ranış Terapisi vaka formülasyonu, insan etkinliğini örneğin, bir kültür içinde yaratılan ve desteklenen idealler ile bireylerin gerçek vücut tipleri arasındaki çelişkiyi göstermek gibi bazı durumlarda motive edici bir şey olarak ve örneğin, insan mü­dahalelerinin sonucunda şans ve becerinin etkileşimi gibi başka durumlarda daha büyük ve doğal bir çelişki olarak kullanarak, iki görüş arasında gider gelir. DDT ile ilgili Diyalektik mater­yalizmin felsefesi (ki DDT’nin bir temeli olan davranış kura­mıyla örtüşür) insanlara “düzensiz bir dünyaya bir düzen geti­riyor” şeklinde bakarken, Zen psikolojisindeki DDT’nin temel­lerine karşılık gelen diyalektik idealizm, evrenin düzeninde doğal olarak var olan bir birliği ve örüntüyü fark edebileceği­mize ve hissedebileceğimize inanır. Diyalektik materyalizm te­rapiyi ve terapisti değişim prosedürlerinin uygulanmasına odaklar ve vaka formülasyonu hem neyin değişmesi gerektiği­ni hem de hangi prosedürlerin en etkili olacağını belirler. Di­yalektik idealizm terapi ve terapisti bütünün -başlangıç, orta ve son- radikal kabullenilişine odaklar.
Diyalektik Davranış Terapisi vaka formulasyonunun kav­ramsal çerçevesini özetlersek; tedavi evresi, terapide hedefle­nen problemli davranışların ne olduğunun yanında kişinin ulaşmak için çalışacağı hedefleri de etkiler. Biyososyal kuram, problemli davranışın gelişim ve sürdürülmesi için hangi değiş­kenlerin merkezî olduğu hakkındaki temel hipotezi çerçeve­lendirir. Öğrenme prensipleri, hem davranışsal analizlerin me­totlarını hem de değişimi önerir. BKB (Boderline Kişilik Bozukluğu) davranışsal örüntüleri ve diyalektik açmazlar, işlevsel olarak hem kendi başına prob­lemli davranışa hem de bu örüntüleri değiştirmedeki zorlukla­ra bağlı olan ikincil davranışsal örüntüler sunar. Değişim ve kabullenme arasındaki diyalektik -materyalizm ve diyalektik idealizm arasındaki diyalektik- DDT’nin temel diyalektiğidir ve vaka formülasyonunu, tedavinin her seviyesinde bilgilendirir.

Kaynak:
Tracy D. Eells, Psikoterapi Vaka Formülasyonu El Kitabı, Özgün Adı: Handbook of Psychotherapy Case Formulatîon, trc: Gülçin Melodi Bağcı, Litera Yayıncılık, İstanbul-2009, sh.442-445

(Herhani bir “millî mesele”, tek başına devletin, milletin ve kurumlarına ait değildir. Daha ziyade bu durum devletin, tarihî geçmişin, iktidarın ve milletin arasındaki ilişkilerin neticeleridir. Kasıtlı olarak oluşturulan farazî gündemler ancak günü kurtarmaya yaramaktadır. Sorunları, tek pencereden bakarak çözmenin zorluğu yanında afakî meselelerle, düğümler çözmeye çalışmak, çözmemek için atılan adımlardır. )

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar