Print Friendly and PDF

DOĞU TIBBINDA ENERJİ MERİDYENLERİ



ALINTI
"Kozmik din hissinin bilimsel araştırma için en asil ve güçlü teşvik olduğunda ısrarlıyım." Albert Einstein
Fiziksel beden, duygusal ve ruhsal bedenle bir bütündür. Bilim geliştikçe, bizim sadece fiziksel bedenden ibaret olmadığımız, ayrıca enerji bedenimizin de olduğu bilgisi ile karşılaşıyoruz. Newton fiziğinden, Kuantum fiziğine geçişle, katı olarak algıladığımız her şeyin, buna bedenimiz de dahil aslında bir çeşit enerji olduğu anlıyoruz. Canlı ve cansızın enerji anlamında tek bir bütün olması; fizikte, tıpta, ruhsallıkta, başka algılayış kapılarını açıyor. Özellikle Doğu Tıbbı’nın, yüzyıllardır kullandığı enerji meridyenleri bilgileri yeni yeni ispatlanıyor.
Hastalıklar; genetik, beslenme, çevresel etkiler ve enerji dengesizliği ile oluşabilir. Biz hastalıkları düşünce ve enerji düzeyinde inceleyeceğiz.
Çin kültüründe “Ch’i” ve Japoncada “Ki” olarak bilinen yaşam enerjisi, vücudumuzda, gözle görmediğimiz, sinir sistemi gibi bir uçtan bir uca dağılan ‘meridyenler’ aracılığıyla dolaşır. Enerji hatlarında enerji bloke olduğunda, söz konusu organa giden enerji devresi kapanmış olur ve biriken olumsuz enerjiler zamanla yoğunlaşarak bir takım rahatsızlıklar oluşur.
TIPTAKİ İLERLEYİŞ
1911 de bir tıp doktoru Dr. William Kilner, insan enerji alanı üzerinde çalışmalar yapmıştır ve hatalıkların aurada yamalar ve düzensizlikler halinde görüldüğünü ispatlamıştır.
1900 lü yıllarlın ortalarında Dr. George De La Warr ve Dr. Ruth Drown, yaşayan hücrelerden yayılan radyasyonu ortaya çıkarmak için cihazlar geliştirmişlerdir.
Yine 20.yüzyılda psikiyatrist Dr. Wilhelm Reich, İnsan vücudunda evrensel enerjinin akışındaki bozuklukların psikolojik ve fiziksel rahatsızlılar oluşturduğunu öne sürerek, enerji akışını engelleyen blokları kaldırmaya yönelik fiziksel teknikler kullanmıştır.
“Vücuttaki her organ, esiri alanda kendisine denk gelen enerjetik ritme sahiptir. Çeşitli organ küreleri arasında, sanki bir aktarım işlevi varmış gibi değişik ritimler karşılıklı etkileşmektedir.”  Dr. Dora Kunz
Ve bilim adamları bu enerji alanlarını ölçmek için araçlar geliştiriyorlar. Örneğin EKG kalbin elektriksel akımını, EEG beyinden genel elektrik akımını ölçüyor. Ayrıca Kirlian Fotoğrafçılığı tekniği ile canlıların enerji alanları (aura) renkli ışınımlar olarak görüntülenebiliyor. Ve geliştirilmiş sistemle auradaki yırtıklar, renk değişimi ve düzensizlikler yardımıyla bedenin hangi organında bir sorun olduğu tespit edilebiliyor.
Bu konuda yakın zamanlarda Nöropsikiyatrist Dr. Şefika Karagülle fiziksel hasalıkların enerji bedeni arasındaki ilişkiyi incelemiştir.
Günümüz doktorlarından Ender Saraç, Ruhsal Gelişim ve Kader adlı kitabında hastalıkların spiritüel mekanizmalarından bahsediyor. Dr. Ender Saraç, kitabında bu durumu şöyle örneklemiş:
Sürekli baskı altında kalıp kendisini ifade edemeyen bireyin zamanla boğazında tiroit ve guatr oluşabilir.
Sürekli dişilik yönünden baskılanan ve bu bakımdan aşağılanan kadınlarda yumurtalık kistleriyle jinekolojik sorunlar çıkabilir.
Geçmişinden kopamayan, geçmişte takılı kalan bireylerde kabızlık sorunu olabilir.
Artık yaşamında daha fazla sorumluluk alamayacağını hisseden, sorumluluklar altında ezilen bireyin bel fıtığı olabilir.
Öfke ve korku duyguları karaciğer rahatsızlıkları oluşturabilir.
Dr Ender Saraç, hastaların sadece kimyasal ilaçlar kullanması haricinde, hastalığın oluşumunda etkili spiritüel sebeplerin de araştırılmasının daha kökten bir iyileşme gerçekleştireceğini ifade ediyor.
Çin Tıbbındaki 3000 yıldan daha fazla bir geçmişe sahip olan enerji meridyenleri bilgisine göre, bir enerji meridyenindeki blokaj ilgili organda rahatsızlık oluşumuna neden oluyor.
DUYGULARIN ENERJİ BEDENE ETKİLERİ
Coşku kalp ile bağlantılı bir duygudur. Coşku duygusunun tam tersi duygular kalp ve akciğer fonksiyonlarını etkileyebilir. Kalp sorunlarının olası zihinsel nedenleri arasında, çoğunlukla sevgi alış verişinin engellenilmesi, kalbin endişe keder gibi duygularla yorulması gibi etkenler yer alır. Coşku duygusu negatif iken, zihinsel dağınıklık oluşur. 
Dehşet duygusu ve beraberinde panik duygusu kalbi etkiler. Hızlı kalp atışı zihinsel telaş ve soğuk ter belirgin özellikleridir. Psikiyatride panik bozukluk ‘panik atak’ olarak tanımlanır. 
Endişe duygusu dalak üzerinde etkisini gösterir. Bu problem üzerine aşırı düşünmek sıkıntı hissetmek dalak enerjisini bloke eder. Depresyon huzursuzluk iştah azalması, yorgun kol ve bacaklar, karın şişliği ve bayanlarda adet dönemi bozuklukları olarak ortaya çıkabilir. 
Üzüntü ve Yas akciğerlerin enerjisini bozar ve solunum sıkıntıları ortaya çıkabilir. Örneğin bronşit, astım gibi sorunlar sevilen birinin kaybedilmesiyle ilişkilendirilebilir. Ve bireyin kendisini bastırılmış boğulmuş hissetmesi, bireysel bağımsızlığını hissedememesi durumlarında ortaya çıkabilir. Göğüsten gelen derin öksürükler mutsuzluğun göstergesi olabilir çünkü ciğerlerdeki enerji sıkışmıştır. 
Korku böbreklerin temsil ettiği bir duygudur ve sırt ağrıları idrar yolları problemlerine yol açabilir ve yalnızlık duygusunu körükler. 
Öfke karaciğerin enerjisini bozar. Baş ağrıları, baş dönmesi, sırt ağrıları şeklinde etkisini gösterebilir.  

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar