FAHRENHEİT 451, Değişen Dünyanın İnsanları
Filmin Yönetmeni: François Truffaut
Filmin Türü: Dram, Bilim Kurgu
Yapım Yılı: 1966
Ülke: İngiltere
Yayınlanan Tarih: 14 Kasım 1966
Senaryo yazarı: Ray Bradbury, François
Truffaut, Jean-Louis Richard
Oyuncular: Oskar Werner, Julie
Christie, Cyril Cusack, Anton Diffring, Jeremy Spenser, Bee Duffell, Alex
Scott, Noel Davis, Gillian Aldam, Michael Balfour, Ann Bell, Yvonne Blake,
Arthur Cox, Frank Cox, Fred Cox, Judith Drinan, Kevin Elder, Joan Francis,
Denis Gilmore, David Glover, Caroline Hunt, Edward Kaye, Mark Lester, Gillian
Lewis, Eric Mason, Charlie McFadden, Roma Milne, Michael Mundell, Anna Palk,
Donald Pickering, John Rae, Tom Watson, Chris William, Earl Younger
Özet:
Kitapların
varlığını, bütünlüğünü ve iktidarını sürdürebilmek için en birincil tehdit
olarak gören Devlet, öncelikli savaşını ülkedeki bütün kitapların yakılarak yok
edilmesine vermiştir. İtfaiye teşkilatında çalışan ve görevi bulunan kitapların
derhal yakılarak imha edilmesi olan itfaiyecilerden Guy Montag, toplumun bütün
üyelerinin hayatlarındaki boşluğu ve farkında olmadıkları mutsuzluklarını
doyurabilmek için hap içerek hayatta kalmaya çalıştıkları bir ortamda kendisini
son derece yalnız hissetmektedir. Sistem tarafından beyni kitapların zararları
ile doldurulmuş olan Guy, tam bir kitap aşığı ve dolayısı ile de sistem
muhalifi bir kıza aşık olunca hayatındaki tüm dengeler yerinden oynayacaktır…
Kitapların
ve her türlü yazılı belgenin yasak olduğu bir toplum olabilir mi? Ray
Bradbury’nin karamsar bir gelecek kurguladığı öyküsünden François Truffaut
tarafından sinemaya uyarlanan “Fahrenheit 451¨, işte böyle bir toplumu
anlatıyor. Eleştirmenler tarafından pek tutulmayan “Fahrenheit 451¨, aynı
zamanda Truffaut’un ilk ve tek İngilizce filmi olma özelliğini taşıyor…
Kitaplar.
İnsanların en eski “hayal dünyasının kapısını aralama" aracı. Yine bir
insan icadı. Hayal dediğime bakmayın, koşullara göre yaşadığımız bu sanal
dünyadan daha sahici olabiliyor. Üstelik bu dünya Fahrenheit 451`deki gibi
insanların sadece sanal meşgalelerden zevk aldığı, hakikati bir köşeye
fırlattığı bir dünya ise. Bizleri daha da ürperten günümüzdeki sanallığın,
Linda Montag gibi popüler olma isteğinin filmin çekildiği ve geçtiği yıllarla
karşılaştırılamayacak kadar fazla olması.
Clarisse,
sordu:" Neden kitaplar yasak?"
Guy
Montag:"Çünkü insanları rahatsız ediyorlar."
Bu
bir takıma doğru bir gerekçe. Yani kitapların çoğu insanları mutsuz etmekte.
Şöyle ki kitaplar öğreticidir. Öğrenen insan ise hakikati bilmenin acısını
çeker. Gerçekleri görmenin. Düşündürür de. Bu da durgunluğa neden olur, sizi
mutlu etmez. Gerçeklerden haberdar olmayan insanlara bir bakın ne kadar da
mutlular. Bebekler, deliler, sürekli tv ve pc başında boş vakit geçiren boş
insanlar… Cahilliğin mutluluğunu tatmaktalar.
Filmde
sürekli tv izlemenin unutkanlığa neden olduğu açıkça gösteriliyor. İnsanlar tv
ile gündelik yaşamdaki popülerliklerini belirler oluyorlar. Oyunlar oynuyorlar,
“aile" denen loncalara katılıyorlar. Bu size bir yerlerden tanıdık geldi
mi? Günümüzden örneğin?
"Romanlar,
asla var olmamış insanlar hakkındalar. Bunları okuyan hayal kurar, daha iyi bir
yaşam ister ve üzülür. Bu felsefe, romanlardan bile daha kötü. Biyografiler,
ölüler hakkında hikayeler. Otobiyografiler, kendilerini tatmin etmek
için."
"Kitap
insanlar" var. Her biri bir kitap ezberlemişler. Kelimesi kelimesine.
Böylece karanlık günlerden çıkıldığında kitaplar yeniden basılabilecek. Filmin
sonunda yine medyanın yalancılığı ve nasıl da devlet tekelinde bulunduğu gözler
önüne seriliyor. Ah şu televizyondan dökülen kelimeler. İnsanları uyutan bir
ninni gibi.
YAKINDA
ÖLECEKSİN, THR3E, THREE
Filmin Yönetmeni: Robby Henson
Filmin Türü: Gizem, Gerilim, Psikolojik
Yapım Yılı: 2006
Ülke: Polonya, ABD
Yayınlanan Tarih: 12 Haziran 2007
Senaryo yazarı: Alan B. McElroy, Ted Dekker
Oyuncuları: Holly McClure, Carol Pence,
Darylin Goodman, Lin Ciangio, Adam Malecki, Josh Skjold, Jerry Rose, Rick Kyle,
Andrew Gorzen, Joe Goodman, Douglas Boleyn, Chris Hook, Ernest Ivanda, Nik Goldman,
Zbigniew Modej, Marek Sledziewski, Marta Gierszanin, Lisa Cash, Beth Cousins,
Larissa LaRenne, Chris Mitchell, Robert Lyon Rasner, Mark Rickard, Jon Decker,
Marc Blucas, Justine Waddell, Laura Jordan, Max Ryan, Bill Moseley, Sherman
Augustus, Priscilla Barnes, Tom Bower, Philip Dunbar, Jeffrey Lee Hollis, Kevin
Downes, Jack Ryan, Kai Schoenhals, Bruno Jasienski, Allana Bale
Özet:
Şehirde
terör estiren psikopat bir katil kurbanlarına değişik bilmeceler sormakta ve
belli bir süre içerisinde çözemezler ise vahşice öldürmektedir. Bu şekilde ölen
3 kurbanın sonuncusu dedektif Jennifer Peters’in kardeşidir. Polis teşkilatı
katile BK (Bilmece Katili) adını takmıştır. Şimdi ise psikopat katilin
hedefinde İlahiyat öğrencisi Kevin Parson vardır.
Masum
hayatlar, yakalanamayan; garip bulmacaları ve imkansız zamanlamaları sayesinde,
birinin ya da tamamının öleceği üç insanı bu oyunu bitirmeye zorlayan psikopat
bir katilin kaprisine bağlıdır…
-----------------
İlk
Hıristiyan yazarları şeytan hakkında yazarken Plato'dan etkilendiler. Fakat, ah
Aziz Augustine bunu nesnel bir yaradılış anlayışından çok daha öznel bir
yaradılış anlayışına dönüştürdü.
mesela, Aziz Augustine şeytanın insanın ulaşabileceğinin ötesinde bir
yerlerde olduğunu düşünüyordu. Freud da öyle. Evet, aslında... Freud, filozoflardan biri
sayılmaz. İnsanlığın şeytanla
mücadelesi Bahçe'de başladı ve o yenilgi yüzünden durmaksızın hâlâ devam ediyor.
19. yüzyıl Alman filozofu Immanuel Kant.
"Şeytan, yeryüzündeki en güzel insanı bile çirkinleştirebilecek
türde bir lekedir" sözünü söylemiştir.
Kant 1804'de öldü, ama asıl önemli olan eserlerini 18. yüzyılda yazdı.
--
Resmen
duvara çarparsan bir çıkış yolu bulana kadar duvarı incele. Eğer tıkandıysan,
bir gün ara ver ve dinlen. Hala yapabiliyorken çık ve temiz hava al. Yenilme.
--
Düşüp
de kırılmayan, kırılıp da düşmeyen şey; Gece düşer ve gündüz kırılır. Cevap gündüz ve gece olabilir.
--
Kendilerine
aşırı derecede güvenenler günah işlemeye mahkûmdurlar. Kibir çöküşten önce
gelir.
--
Kişilik
bölünmesi
Kişiliklerden
biri diğerini kilitlediğinde aslında kafasındaki ikinci kişiliğini
kilitliyordu. İnsan iyilikle kötülüğün doğasını test etmeye zorlayınca
iyilikte ortaya çıkar. Gizli virüs gibi,
döngü ve yaşamı için mücadele etmeye başlar. İnsanda kişilikleri birbirinden
nefret ediyor, birbirlerini öldürmeye çalışıyorlar. Öncelikle bölünmeye sebep
olan kişiyi öldürürler.
--
Katı
kuralların olduğu bir dünyada büyümüş olanlar iyiliği ve kötülüğü bünyesinde
yaratırlar. Melek ve şeytan (iyilik ve kötülük) gibi. Bu her insanın mücadele
etmesi gereken bir savaştır. Kendi kendimize kazanabileceğimiz bir savaş değil.
Meleğin yani iyiliğimizin yardımına ihtiyacımız var düşünsek te aslında
Tanrı’nın gücüne ihtiyacımız vardır.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar
Yorum Gönder