HİKMETLER
Birisi, bir dostunun kapısına gelip
kapıyı çaldı. Dostu:
“Kapıyı çalan kim?” deyince.
“Benim” diye cevap verdi. Dostu:
“Git, şimdi zamanı değil. Böyle bir
sofra, ham kişinin makamı olamaz.
Hamı, ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir,
nifaktan ne kurtarabilir? “ dedi .
Adamcağız gitti, tam bir yıl
dostunun ayrılığıyla yanıp yakıldı.
Yanıp pişerek tekrar döndü, geldi.
Dostunun evinin etrafında dolaşmaya
başladı.
Kapıya varıp ağzından edepten dışarı
bir söz çıkmasın diye yüzlerce korku ile edepli edepli halkayı çaldı.
Sevgilisi:
“Kim o?” deyince
“Gönlümü alan sevgili sensin” diye
cevap verdi.
Sevgili:
“ Mademki bensin, ey ben, gel içeri
gir!
-Ev dar, iki kişi sığmıyor, dedi.
İğneye geçirilecek iplik iki ayrı
iplik olursa geçmez.
Mademki birsin, bu iğneden geç!
İpliğin iğne ile münasebeti vardır,
geçer.
Fakat deve, iğne yordamından geçmez
ki.
Devenin vücudu riyazat ve ibadet
maksadından başka bir şeyle incelir mi?
Bu işe Tanrı eli kudreti gerektir.
Çünkü Tanrı, her hayali, bir
iradesiyle var eder.
Kaynak:
MESNEVÎ-İ ŞERİF Tercümesi, Çeviren: Veled Çelebi (İzbudak), Cilt I,3056-3068
"Çok dua ettim, çok niyazda
bulundum.
O kadar ki, bütün vücudum, dua
kesildi.
Bu sebeple yüzümü gören benden dua
istiyor."
Kaynak:
Mevlânâ Celâleddîn, DİVÂN-I KEBÎR, Hazırlayan: Şefik CAN, Ötüken, 2000, İstanbul, (c. II, 903)
Allah sana yücelik külahını bahşetti
Artık ne diye başkasına kalbini
bağlarsın.
Nasır-ı Hüsrev- Saadetname
O padişahlar, saf olup o ünlü imama
uydular.
Tekbir getirince kurbanlık koç gibi
âlemden çıktılar.
Ulu tekbirin mânası şudur:
Yarabbi, huzurunda kurbanız.
Koyun keserken “ Allahu ekber-Tanrı
uludur” dersin ya o geberesi nefsi keserken de bu söz söylenir.
*Allahu ekber de de o şom nefsin
başını kes… kes de can, mahvolmaktan kurtulsun.
Kaynak:
MESNEVÎ-İ ŞERİF Tercümesi, Çeviren: Veled Çelebi (İzbudak), Cilt III, 2142-2144
Hangi tohum yere atıldı, ekildi de
tekrar bitmedi, topraktan baş kaldırmadı
Niçin insan tohumu hakkında yanlış
bir zanna düşersin"
Kaynak: Mevlânâ Celâleddîn, DİVÂN-I
KEBÎR, Hazırlıyan : Şefik CAN, Ötüken,
2000, İstanbul (c. II, 911)
Bir adam, sakalla, taşakla erkek
olsaydı keçinin de sakalı var, tüyü var.O da adam olurdu.
Halbuki o keçi, kötü bir kılavuz
olur, kendisine uyanları ancak kasaba çeker, götürür.
Sakalını tara, ben ileri gelen
biriyim demek ister.
Doğru ileri gelensin ama ölüme ve
hüzne!
Kendine gel de sakaldan vazgeç,
kendine bir yol tut, bu benliği, bu teşvişi bırak.
Bu suretle de aşıklar için gülsuyu
kesil, gül bahçesine kılavuz ol, öne düş.
Kaynak:
MESNEVÎ-İ ŞERİF Tercümesi, Çeviren: Veled Çelebi (İzbudak), Cilt V, 3345-3349
Ben, Rabbimi kalb gözümle gördüm ve
sordum:
"Kimsin sen?" Cevap
verdi:
"Sen."
Hallac (1931),
Divan, Kıta' no. 10
Wenn İslam Ergebung in Gottes Willen
heißt
İn lslam leben und sterben wir alle.
*********
İslam, Tanrı’nın iradesine teslim
olmaksa eğer,
Hepimiz, İslam'da yaşıyor ve
ölüyoruz o halde.
Goethe'nin Doğu-Batı Divan'ından
Sen benim göğümsün,
ben senin toprağın
lçime ne yerleştirdiğini
yalnız sen bilirsin!
Sühreverdi , Avarif
Şeriat resmi yasaklamıştır, çünkü
Senin güzelliğini resmetmek imkansızdır
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar