İNGİLTERE GERÇEKTEN BALIKÇI ADASI OLMAK MI İSTİYOR?
“Gökleri, yeri ve aralarındakileri hak ile
yarattık (bozgunculuk yapılsın diye değil). O saat da mutlaka
gelecektir. Onun için şimdi sen (Ya
Muhammed) güzel bir hoşgörü ile davran.” (Hicr, 85)
(Habibim ) iman edenlere söyle: Allah’ın
günleri (nin çatıp geleceği)ni ummayanlara (ezalarına ) aldırış etmesinler.
Çünkü (Allah ) bir toplumu yaptıklarıyla cezalandırır. (Casiye-14)
Bizler geleceği bilmeyiz. Fakat Allah
Teâlâ’nın has kullarına yaptığı ihsana inanırız. Yine bugün BBC deki haber bir
geleceğin öncüllerindendir.
Ahmed
Amîş kaddesellâhü sırrahu’l azîz Efendim buyurdular ki;
Anadolu ahalisine dua ettim, bu badirede
onlara ziyan gelmeyecek. Bu esnada avucunu sıkar gibi yaparak
Yine Ahmed Amîş Efendi’nin İngiltere için
şu rivayeti vardır.
Yalanladılar;
ama alay edip durdukları şeyin haberleri, yakında kendilerine gelecektir.
(Şuara-6)
İngilizlerin
kararı topluluktan ayrılmak olursa, ardından kötü sonlarına doğru hızla
yol alacakları görünüyor. Eğer topluluktan ayrılmaktan vazgeçerler ise, üçüncü
dünya savaşının çıkmasına engel olurlar. Çünkü onlar diğer milletlerin
bilmediğini bilenler sınıfındadır. Bu nedenle dünya daha huzurlu olur.
Allah Teâlâ dilerse kullarının iyi niyetine kaderi değiştirir.
يَمْحُو اللّهُ مَا يَشَاء وَيُثْبِتُ
وَعِندَهُ أُمُّ الْكِتَابِ
Allah,
sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olan
kayıtları siler, yürürlükten kaldırır, yok da eder, yazıldığı gibi bırakır,
değiştirmez de. Ana kitap, sicil, ana bilgi işlem merkezi onun katındadır. (Ahmet Tekin Meâli) [Râ’d-39]
İhramcızâde İsmail Hakkı
BBC-20
Şubat 2016
İngiltere Başbakanı David Cameron, İngiltere'nin
Avrupa Birliği'nde kalıp kalmayacağının oylanacağı referandumun 23 Haziran'da
gerçekleştirileceğini açıkladı.
Cameron, Cuma akşamı AB'yle varılan anlaşmayı
aktardığı bakanlar kurulu toplantısı ardından bir basın toplantısı
gerçekleştirdi.
İngiltere lideri, referandumda AB'de kalınması için
kampanya yürüteceğini belirtti.
Kabinedeki bakanlar referandumda AB içinde kalınması
ve AB'den çıkılmasının savunanlar olarak bölünmüş durumda.
Cameron kabine üyelerinin seçimlerini kendilerinin
yapacağını belirtiliyor.
İçişleri Bakanı Theresa May AB'de kalınmasını savunan
bakanlar arasında yer alıyor.
Adalet Bakanı Michael Gove ise AB'den ayrılmaktan yana
tavır alıyor.
Ayrılık yanlıları Londra Belediye Başkanı Boris
Johnson'ın da kendileriyle birlikte hareket etmesini umuyor.
Theresa May ve Michael Gove.
Basın açıklamasında seçmenlere seslenen Cameron, "Seçim
sizin elinizde. Ancak benim tavsiyem açık. Ben, İngiltere'nin, yeniden
düzenlenmiş bir Avrupa Birliği'nde kalarak daha güvenli, daha güçlü ve daha
zengin olacağına inanıyorum" dedi.
İçişleri Bakanı May ise AB'yle anlaşmanın mükemmel
olmaktan uzak olduğunu söyledi ancak "güvenlik, suç ve terörizme karşı
koruma, Avrupa'yla ticaret ve dünya çapındaki pazarlara erişim
nedenleriyle" birlik içinde kalmanın ulusal çıkarlara uygun olduğunu
belirtti.
Adalet Bakanı Gove ise Başbakan'a karşı çıkmanın
kariyerindeki en zor karar olduğunu belirtti ancak "ülkenin AB dışında
daha özgür, daha adil ve daha zengin olacağına inandığını" belirtti.
Cuma akşamı İngiltere ve Avrupa Birliği, Londra'nın
birlik içinde kalmak için talep ettiği düzenlemelerle ilgili olarak anlaşmaya
varmıştı.
İngiltere Başbakanı David Cameron anlaşmanın
İngiltere'ye "özel bir statü" verdiğini söylemişti.
Anlaşmanın en önemli maddelerinden biri AB'den gelen
göçmenlere verilen sosyal yardımlarla ilgili 'emniyet freni' sistemi. Bu
sisteme göre AB üyesi ülkelerinden İngiltere'ye gelen göçmenler sosyal
yardımlardan 4 yıl ardından yararlanmaya başlayacak. Bu uygulama yedi yıl
boyunca geçerli olacak.
AB ülkelerinden gelen göçmenlerin İngiltere dışındaki
çocukları için verilen çocuk yardımı söz konusu ülkelerin yaşam maliyeti
üzerinden hesaplanacak. Bu uygulama, ülkeye yeni gelenler için hemen devreye
sokulacak.
Şu anda yardımdan faydalanmakta olanlar içinse
uygulama 2020'den itibaren geçerli olacak.
Birliğin yetkilerini artıracak düzenlemeler
İngiltere'yi kapsamayacak. Bu, İngiltere'nin hiçbir zaman 'siyasi entegrasyona
zorlanamayacağı' anlamına geliyor.
İngiltere'nin bir 'acil koruma sistemini' devreye
sokma hakkı olacak. Bu sistem, Londra'nın korunmasını, İngiliz şirketlerinin
Avrupa içine taşınmaya zorlanmasının durdurulmasını ve İngiliz işletmelerinin
Euro bölgesi dışında olduğu için 'ayrımcılığa' uğramamasını sağlamayı
amaçlıyor.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar