KÖLE Mİ OLDUN?
Dün meleğin birini köle etmişler gördüm. Dedim ki;
-Harut ve Marut mu oldun? Ne yaptın ki, seni köle ettiler?
Meleklerden köle olmaz, yoksa sen mi talep ettin?
- Ben talep ettim diyemem, fakat kırık gönlüm bende olduktan
sonra, kölelik yazgısı çok mu önemli? Köle olmuş bedenler ile ruhların köleliği
eş değildir. Bedenim hürriyeti duyduğum
iştahayla, ruhumu ne zaman yüceltti? Her gün bir karanlığa iteleyip dururken,
gökyüzünde seyran eden kanatlarımın çırpınışı ve süzülüşünden çıkan incelmiş
notaya gelmeyen sesler, beni benden daha çok uzaklaştırdı. Sinemin zevksizliği
beni yordamsız bıraktı. Kanatlarım büzülse de beni yerlere düşürse, gamsızım
artık. Bir zamanlar yârin sarayını tavaf ederken, sevgilim çağırır mı diye
beklediğim niyetlerden umudum kalmadı. Şimdi boynum da palanga ayağım pranga
artık bana yük değil. Yıllarım yalnızlıkla geçti. Şimdi demi devrandan da mutlu değilim. Birde
dost meclislerini kaybetmişim.
-Gelenlerin çoktu senin.
-Çok diye gördüğün yaran bedenimin yalnızlığında bir şeye
yaramıştı. Ruhumun yalnızlığına benden ötede ne verdi? Ona ulaşamıyorum?
Anlamadığımı ve nerden nereye gittiğimi bilmeden, muştusuz günlerin acısına
katlanmak zorunda olmaktan usandım.
Gelip gittiğim her yer onsuz, varlığın değersiz demeleri gam
değil. Hamal yükünden şikâyet etse, yükünü indirmezler. Taşı, olmazsa
"öl" diyorlar ?
Dün gece melekleri gördüm, meyhane kapısını çaldılar;
Âdem’in balçığını yoğurdular, o balçıktan şarap kadehi yaptılar.
Ben şu toprak yeryüzünde oturduğum halde gizlilik hareminde,
Melekût âleminin tertemiz sahasında oturanlar, benimle hemdem oldular,
sarhoşçasına şarap içtiler.
Gök bile emanet yükünü çekemedi de bu işi görmek için kura
çektiler; bu divaneye isabet etti!
Yetmiş iki milletin hepsini de mazur gör. Çünkü hakikati
görmedikleri için masal kapısını çaldılar!
Şükrolsun, aramız düzeldi, barıştık. Sofiler, buna şükür
olarak raksede ede şarap içmeye koyuldular.
Şulesine mumun bile güldüğü ateşe ateş demezler. Ateş,
pervaneyi yakıp kül eden ateşe derler.
Sözün saçı, kalemle taranmaya başlandığı gündenberi hiç
kimse Hâfız gibi düşünce yüzünden örtüyü açmadı; hiç bir şair onun gibi şiir
söyleyemedi [1]
Ey kapında umutla beklediğim
"Sen, huylarının güzelliği bakımından başka bir
âlemdesin, bana vefa edeceğine dair söz vermiş, ahdetmişsin, onu da unutmazsın,
değil mi?"[1]
--
1-Düş didem ki melâik der-i meyhane zedend
Gil-i adem bisiriştend-u be peymâne zedend
127. Kaynak: HÂFIZ DİVÂNI ŞİRÂZÎ Çeviren: ABDÜLBÂKIY GÖLPINARLI, MEB,
1992, İstanbul
2-163.Gazel
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar