MACHİAVELLİ- TİTUS LİVİUS’UN İLK ON KİTABI ÜZERİNE KONUŞMALAR
ÖNSÖZ
[1513 - 1517 yıllarında yazılmış olması tahmin
ediliyor.]
Machiavelli,
The Prince (Prens-Hükümdâr) Bölüm 2'de başka yerde cumhuriyetler üzerine
yazdığını söyler. The Discourses (Konuşmalar), yalnızca cumhuriyetlerle
uğraşmaz ve başvurduğu olayların 1517'ye kadar uzandığı düşünülecek olursa The
Prince için elimizdeki tek tarih olan 1513'te tamamlanamadığı anlaşılır.
Şimdiye kadar bildiğimiz tarihlerin bunlar olması bir bakıma Machiavelli'nin
yazmak için bolca zaman bulmuş olmasını ve The Prince ile The Discourses
arasındaki yakın iliş kinin, çağdaş kompozisyonu akla uygun kılmasını anlaşılır
hale getirir.
The
Discourses'ın genel yöntemi, sırasıyla Livius'un ilk on kitabındaki pasajları
yorumlamaktır; Machiavelli'nin her üç kitabı da Livius'un ilk kitabıyla başlar.
Ancak birçok kez bu kuralın dışına çıkılır; düzenli olmasa da bu sıralama
tersine döner, çeşitli kitaplar atlanır, Livius'a dayanmayan konuşmalarla
konuya göre nutuk grupları yer alır. Başka bir etken olmadığında Livius'un
sıralamasına dönse de Livius'ta yer almayan başka sorunların Machiavelli
üzerindeki etkisi görülür. The Discourses'ın üç kitabında yer alan konular şu
sıralamayı izler:
1. Kitapta Romalıların iç işlerinde aldıkları
kararlar;
2. Kitapta imparatorluğun genişlemesine
ilişkin kararlar;
3. Kitapta kişisel eylemlerin Roma Cumhuriyeti
üzerindeki etkileri.
Ancak
bu konular birbirlerine sıkı sıkıya bağlı değildir. Aslında Machiavelli'nin,
çalışmayı ilk Floransalı Yayıncı için baskıya hazırlamayı düşünmediğini kabul
etmek makul olur. Okuyucuların, yapıtı en küçüğünden en büyüğüne tüm sorunlar
açısından tamamlanmış bir eser olarak görmeleri önemlidir.
Düzensiz
ve bir çizgiye sıkışıp kalmayan yöntemi ya da hatta yön temden yoksun oluşu,
Machiavelli'nin askeri ve siyasal konularda, seçtiği kadar ve seçtiği uzunlukta
yazmasına imkân tanıdığı gibi, bilgiçlik taslamayan mizacına da beğeni
sağlayacak kadar uygun düşmüştür. The Discourses, içinde Floransalı sekreterin
resmi olmayan konuşmalarını dinlediğimiz bir dizi senli benli denemeler olarak
düşünülebilir.
Machiavelli'yi okumak, fakat az okumak
durumunda kalan kişi, The Prince ve Mandragola'ya dönmelidir; ancak onun
düşünce ve davranışlarını anlamayı uman kişi The Discourses ile başlamalıdır. The Discourses, The
Prince'in havasındadırlar ancak daha uzun ve daha rahat bir duygu ile
yazılmışlardır; kısa çalışmaların, açıklamadan bıraktıkları şeylerin
nedenlerini verebilirler.
Örneğin
The Discourses'ı okuyan bir kişi, cumhuriyetlerin üstünlüğüne inanan
Machiavelli'nin, siyasal yönetimin güçlüklerinin yalnızca kral eliyle
üstesinden gelinebilecek olduğu zamanlarda neden Hükümdârlar için bir kitap
yazmış olabildiğine hiçbir zaman şaşırmayabilir. Etik sorun daha da açıklık
kazanır; kendi varlığını sürdürmek zorunda olan bir hükümdar için gerekli bazı
yöntemlerin insanlık ve Hıristiyanlık dışı olması kaçınılmazdır. Bir insan
böyle gaddar yöntemlerle kral olmak ya da kral kalmak yerine kendi özel
yaşamını seçmeli ve bunlardan kaçınmalıdır; ancak iyi yolu terk eden bir kral
olmayı seçiyorsa, sertliğin ve gaddarlığın karşısında bir seçeneği yoktur.
Machiavelli iyi olanı inkâr etmez ancak The Prince'te dünyadaki hükümdarların
neler yaptıklarını açığa vurur. Bacon'ın da tanıdığı kimileri The Prince ile
sarsıldılar; çünkü siyasal yönetim için alışılmış olan kötülüklerin örtüsünü
kaldırıyordu. Bununla birlikte The Discourses'dan kötülüğün kendisinin,
insanlık dışı olduğunu öğrenebilirler.
The
Discourses ve The Prince'in konuları arasında bölünme yok tur. İlkinde
Machiavelli cumhuriyetlerle uğraşmaktan kendini alamaz. İkincisinde ise, kısa
çalışma alışkanlığıyla bölümler doğrudan hüküm dara yöneliktir. Machiavelli'nin
tartışmayı istediği siyasetlerdeki her şey The Discourses'da yer almıştır.
ALLAN GİLBERT
İÇİNDEKİLER
KİTAP
I
[Önsöz-Tarihin
Değeri]
1 Başka
Yerlerdeki Şehirlerin Başlangıçları Hangi Türdendi Roma’nınki Hangi Türdendi
2 Kaç
Çeşit Cumhuriyet Vardır ve Roma Cumhuriyeti Hangi Türdendir
3 Hangi
Olaylar Halk Tribünlerinin Oluşturulmasına Neden Olmuştur?
Devleti
Daha Mükemmel Yapan Bir Şey
4 Halk
ve Roma Senatosu Arasındaki Uyuşmazlık Cumhuriyeti özgür ve Güçlü Kıldı
5 Özgürlüğü Koruma işi En
Güvenli Biçimde Nereye Verilir, Halka mı, Büyüklere mi?
Bir
Ayaklanma Çıkarmaya Hangisi Daha Fazla Neden Olur?
Kazanma
Arzusu Olan mı Yoksa Koruma Arzusu Olan mı?
6 Roma'da Halk ve Senato
Arasındaki Husumeti Uzaklaştırabilecek Bir Yönetim Kurmak İmkanı var mıydı,
Değil miydi?
7 Bir Cumhuriyette Suçlamada
Bulunma Hakkı, Özgürlüğün Korunması İçin Esas mıdır
8 Suçlamada Bulunma, Bir
Cumhuriyette Ne Kadar Değerliyse, İftirada Bulunma da O Kadar Zararlıdır
9 Eğer Birisi Başlangıçta
Yeni Bir Cumhuriyet Kurmak ya da Eski Yasaları Tamamen Kaldırıp Yeniden
Şekillendirmek Zorundaysa Bunu Tek Başına Yapmalıdır
10 Bir Cumhuriyeti ya da Bir Krallığı
Kuranlar Ünü Ne Kadar Hak Ediyorlarsa, Bir Tiranlığı Kuranlar da Suçlanmayı O
Kadar Hak Ederler
11 Romalıların Dini
12 Dini Hesaba Katmak Ne Kadar Önemlidir ve
Roma Kilisesi Yüzünden Bundan Yararlanamayan İtalya Yıkılmış Hale Nasıl Geldi
13 Romalılar Şehirlerini Yeniden
Düzenlemede, Girişimlerini Sürdürmede ve Kargaşaları Durdurmada Dini Nasıl
Kullandılar
14 Romalılar Kehanetleri İhtiyaca Göre
Yorumladılar ve Dini önemsememek Zorunda Kaldıkları Zaman Bile Basiretli
Biçimde Dikkat Gösterdiler. Eğer Herhangi Bir Kişi Düşüncesizce, Dini Alçaltıcı
Davrandıysa Onu Cezalandırdılar
15 Samnitler Sıkıntılarına Son Bir Çare
Olarak Dine Döndüler
16 Bir Prens Yönetimi Altında Yaşamaya
Alışmış Bir Halk, Eğer özgürlüğünü Bazı Rastlantılar Sonucu Kazanmışsa O
özgürlüğü Güçlükle Korur
17 Bozulmuş Bir Halk özgürlüğe Ulaşırsa,
Kendi özgürlüğünü Korumakta Büyük Güçlük Çeker
18 Özgür Yönetim, Bozulmuş Şehirlerde Eğer
Hâlâ Varsa, Nasıl Sürdürülebilir?
Eğer
Yoksa Nasıl Kurulabilir
19 Mükemmel Bir Prensten Sonra Güçsüz Bir
Prens Varlığını Sürdürebilir Fakat Güçsüz Bir Prensten Sonra Gelen Yine Güçsüz
Bir Hükümdârla Hiçbir Krallık Varlığını Sürdüremez
20 Arka Arkaya Gelen İki Yetenekli Prens
Büyük Etki Yaratır. İyi Düzenlenmiş Cumhuriyetler İç Zorunlulukları Dolayısıyla
Arka Arkaya Yetenekli Yöneticilere Sahip Olurlar ve Bu Yüzden Kazanımları ve
Büyümeleri Fazla Olur
21 Kendi Ordularından Yoksun Hükümdârlar ve
Cumhuriyetler Çok Büyük Bir Suçlamayı Hak Ederler
22 Üç Romalı Horatii ve Üç Albalı
Curiatiinin Yaptıkları İşlerde Dikkate Değer Olan Nedir?
23 Bir General, Tüm Kuvvetleri Olmadan
Talihini Nazik Bir Duruma Sokmamalıdır; Bu Nedenle, Geçitlerin Korunması
Çoğunlukla Zararlı Olur
24 İyi Düzenlenmiş Cumhuriyetler
Yurttaşları İçin, Cezalar ve ödüller Saptar ve Biri İçin Diğerini İptal Etmez
25 Özgür Bir Şehirde Eskiden Kurulup
Gelişmiş Yönetimde Reform Yapmak İsteyen Kişi En Azından Eski Yöntemlerin
Gölgesini Korumalıdır
26 Yeni Bir Prens Ele Geçirdiği Bir Şehirde
ya da Eyalette Her Şeyi Yenilemelidir
27 İnsanlar Nasıl Tümüyle İyi ya da Kötü
Olunacağım Nadiren Anlar
28 Romalılar Neden Yurttaşlarına Karşı
Atinalılardan Daha Az Nankör Oldular
29 Hangisi Daha Nankördür: Bir Halk mı
Yoksa Bir Prens mi
30 Hangi Yöntemlerle Bir Prens ya da Bir
Cumhuriyet Nankörlük Ayıbından Sakınabilir? Hangi Yöntemlerle Yetenekli Bir
General ya da Yurttaş Nankörlük Ayıbıyla Ezilmekten Kurtulabilir
31 Romalı Generaller Yaptıkları Yanlış
İşlerden Dolayı Asla Aşın Biçimde Cezalandırılmadılar; Ne de Yetersizlikleri ya
da Kötü Planlamaları Cumhuriyette Zarara Yol Açtığı Zaman Cezalandırıldılar
32 Bir Cumhuriyet ya da Bir Prens Gerekli
Olduğu Zamana Dek İnsanlardan Yararlanmayı Ertelememelidir
33 Bir Devletin İçinde ya da Dışında Bir
Tehlike Büyüdüğü Zaman, Doğrudan Saldırmak Yerine Onu Zamana Bırakmak Daha İyi
Bir Politika Olur
34 Diktatörün Otoritesi Roma Cumhuriyeti
İçin Zararlı Değil İyi Oldu; özgür Oylarla Verilen İktidar Değil Yurttaşların
Kendi Başlarına Elde Ettikleri İktidar Sivil Yönetimi Yok Etti
35 Her Ne Kadar özgür ve Genel Oylarla
Kurulmuş da Olsa, Decemvirlik Yönetimi Roma'da Cumhuriyete Neden Zarar Verdi
36 Yüksek
Devlet Görevlerindeki Yurttaşlar Daha Alttaki Görevleri Küçük Görmemelidir
37 Tanrı Yasası Roma'da Ne Tür
Ayrıcalıklara Neden Oldu? Bir Cumhuriyet İçin Geçmişe Dönük ve Şehrin Antik
Geleneklerine Ters Düşen Yasa Yapmak Ayrılık Doğurur
38 Güçsüz Cumhuriyetler Kararsızdırlar ve
Karar Veremezler; Ne Zaman Bir Planı Benimseseler, Bu Plan Kendi Seçimleri
Olmaktan Çok Zorunluluktan Kaynaklanır
39 Aynı Olaylar Farklı Halklar Arasında
Sıkça Ortaya Çıkar
40 Roma'da Decemvirliğin Oluşturulması ve
Ondan Hangi Dersler Çıkarılmalı? Böyle Bir Olay Bir Cumhuriyeti Nasıl
Koruyabilir ya da Tiranlığa Nasıl Götürebilir? Onun Yerini Diğer Şeyler
Arasında Nerede Görüyorum
41 Uygun Bir Orta Noktada Durmadan
Alçakgönüllülükten Kibire, Merhametten Zalimliğe Sıçramak Basiretsiz ve
Yararsız Olur
42 İnsanlar Kolayca Rüşvet Alabilir
43 Şerefi İçin Dövüşenler İyi ve Sadık
Askerlerdir
44 Bir Baş Olmadan Yığınlar Kendini İdare
Edemez; Kişi önce Korku Salıp Sonra da Otorite Olma İsteğinde Bulunmamalıdır
45 Kötü örnek Oluşturan Bir Yasa, özellikle
de Yasayı Yapan Tarafından Korunmamalıdır. Şehirde Her Gün Yeni ve Taze Yaralar
Açmak Bir Yönetici İçin Çok Zararlıdır
46 İnsanlar Bir İhtirastan Diğerine
Tırmanır; Önce Kendileri Zarar Görmemeye Çalışır, Sonra Başkalarına Zarar
Verirler
47 Çoğu İnsan Her Ne Kadar Genel Konularda
Aldansa da İşin İçine Girince Aldanmaz
48 Bir Magistratusluk Görevinin Düşük
Düzeyli ya da Kötü Birine Verilmesini önlemek İsteyen Kişi, O Görev İçin ya
Daha Düzeysiz ve Kötü Birini ya da Çok Yüksek Düzeyli ve İyi Birini Aramalıdır
49 Roma Gibi Özgür Kurulmuş Şehirler
Kendilerini Koruyan Yasaları Güçlükle Buluyorsa Doğrudan Köle Olan Şehirlerin
Aynı Şeyi Yapmaları Çok Az İmkânlı Olur
50 Bir Konsül ya da Magistratus Şehrin
İşlerini Yapılamaz Hale Getirmemelidir
51 Bir Prens ya da Cumhuriyet Yapmak
Zorunda Kaldığı Herhangi Bir Hareketi Özgürce Yapıyor Görünmelidir
52 Bir Cumhuriyette Üstün Güç Elde Etmek
Amacıyla Yükselmeye Çalışan Birinin Kibirini Bastırmak İçin Güce Doğru
ilerlediği Yolda, Ondan Önde Olmaktan Başka Daha Güvenli ve Daha Az Tehlikeli
Bir Yöntem Yoktur
53 İyi Şeylerin Yanlış Görünümüyle
Aldatılan Halk, Çoğu Kez Kendini Harap Edecek Kararlar Alır ve Büyük Ümitlerle
Güçlü Vaatler Onu Kolayca Harekete Geçirir
54 Etkili Bir Kişinin Öfkeli Yığınları
Kontrol Etmedeki Büyük Gücü...
55 Kamu İşleri, Halkın Bozulmadığı Yerde
Kolay Yönetilir; Eşitliğin Olduğu Yerde Bir Prenslik, Olmadığı Yerde Bir
Cumhuriyet Kurulamaz
56 Bir Şehirde ya da Bölgede Büyük Olaylar
Olmadan önce Onları Haber Veren işaretler ya da Onları Tahmin Eden İnsanlar
Olur
57 Birleşen Halk Güçlüdür; Tek Kişi Kendi
Başına Güçsüzdür
58 Yığınlar, Bir Prensten Daha Akıllı ve
Daha Tutarlı Olur
59 Hangi Antlaşma ya da İttifak Güvenilmeye
Daha Değerdir: Bir Cumhuriyetle Yapılan mı, Yoksa Bir Hükümdârla Yapılan mı
60 Roma'da
Konsüllükler ve Tüm Diğer Magistratusluklar Yaş Gözetilmeksizin Verildi
KİTAP
II [Önsöz]
1 Romalılar imparatorluklarını Yetenek
Yoluyla mı Yoksa Daha Çok Talih Yoluyla mı Kazandılar
2 Romalılar Hangi Halklarla Dövüşmek
Zorundaydı ve Bu Halklar özgürlüklerini Savunmakta Ne Kadar İnatçı Oldu
3 Roma, Civarındaki Şehirleri Yok Ederek
ve Yabancıların Roma'nın Yüksek Makamlarına Gelmelerine İzin Vererek Büyük Bir
Şehir Haline Geldi
4 Cumhuriyetler Boyutlarını Büyütmek
İçin Üç Yöntem Kullanmışlardır
5 Seller ve Veba Salgınlarıyla Birlikte,
Dillerde ve Dinsel Mezheplerdeki Değişiklik Kayıtlan Yok Etti
6 Romalılar Savaş İşini Nasıl Ele
Aldılar
7 Romalılar Her Bir Koloniciye Ne Kadar
Toprak Verdi
8 İnsanlar Neden Doğdukları Yerleri Terk
Eder ve Başkalarının Ülkelerini İstila Eder
9 Güçler Arasında Çoğu Kez Savaşa Yol
Açan Nedenler
10 Yaygın Kanı Öyle Olsa da Savaşa Güç
Veren Zenginlik Değildir....
11 Şöhreti Kuvvetlerinden Daha Çok Olan Bir
Hükümdârla Antlaşma Yapmak Akıla Olmaz
12 Saldırıdan Korkulduğu Zaman Savaşı
Beklemek mi Yoksa Savaşa Başlamak mı Daha İyidir
13 İnsanların Düşük Talihten Yüksek Talihe
Geçişleri Kuvvetten Çok Hile Sayesinde Gerçekleşir
14 İnsanlar, Kibiri Tevazuyla Yeneceklerine
İnanarak Çoğu Kez Kendilerini Aldatırlar
15 Güçsüz Devletler Her Zaman Bir Karara
Varmada Belirsizlik İçinde Kalırlar ve Yavaş Kararlar Her Zaman Zararlı Olur
16 Zamanımız Askerleri Antik Disiplinden Ne
Kadar Uzaklaşmışlardır
17 Günümüz Orduları Topçuyu Nasıl
Değerlendirmeli ve Her Durumda Topçuya Bağlı Kalmak Doğru Bir Düşünce Olur mu
18 Romalıların Otoritesine ve Antik
Askerlik Örneğine Dayanarak Piyadeye Süvariden Daha Çok Değer Verilmelidir
19 İyi Düzenlenmemiş ve Romalıların
Yeteneğine Uygun Tarzda İlerlemeyen Cumhuriyetler Tarafından Yapılan Fetihler,
Onlara Başarı Yerine Yıkım Getirir
20 Paralı Yabana Asker ya da Yedekleri
Kullanan Bir Prens ya da Cumhuriyetin Göze Aldığı Tehlikenin Türü
21 Romalıların Dört Yüz Yıl Savaştıktan
Sonra Capua'ya Gönderdikleri İlk Praetor
22 İnsanların Kamları Büyük Şeyleri
Yargılarken Sıkça Nereye Kadar Yanılır
23 Romalılar Ceza Gerektiren İşlerde
Tebaaları Cezalandırırken Orta Yoldan Nereye Kadar Ayrıldılar
24 Kaleler Genellikle Yararlı Olmaktan Çok
Zararlı Olur !
25 Ayrılık içindeki Bir Şehre, Ayrılık
içinde Olması Yüzünden Almayı Ümit Ederek Saldırmak Aptallıktır
26 Hizmetinizdekilere Herhangi Bir Yarar
Sağlamadan Onları Hor Görmek ve Onlara Hakaret Etmek Düşmanlık Uyandırır
27 Basiretli Hükümdârlar ve Cumhuriyetler
İçin Ele Geçirmek Her Zaman Yeterli Olur; Bu Yeterli Olmadığı Zaman Genellikle
Kavgaya Yol Açılır
28 Bir Cumhuriyetin ya da Bir
Hükümdârların, Cumhuriyete ya da Bir Kişiye Verilen Zararın öcünü Almaması
Tehlikelidir
29 Talih, Planlarına Karşı Çıkmalarını
İstemediği Zaman İnsanların Aklım Kör Eder
30 Gerçekten Güçlü Olan Hükümdârlar ve
Cumhuriyetler, Parayla Dostluk Satın Almazlar Ama Kuvvetlerinin Kudreti ve
Şöhretiyle Dost Edinirler
31 Sürgüne Yollanmış Kişilere İnanmak
Tehlikelidir
32 Romalılar Şehirleri Almak İçin Kaç Çeşit
Yol Kullandı
33 Romalılar Ordularının Generallerine Tam
Yetki Verdiler
KİTAP
III
1 Eğer Bir Dinin ya da Bir
Cumhuriyetin Uzun Yaşaması Gerekiyorsa, Sık Sık Başlangıçlarına Doğru Geri
Götürülmeliler
2 Doğru Zamanda Deliymiş
Gibi Yapmak Çok Akıllıcadır
3 Yeni Kazanılmış özgürlüğü
Sürdürmek için Brutus'un Oğulları öldürülmelidir
4 Prenslikten Yoksun
Bırakılmış Olanların Yaşadığı Bir Prenslikte Prens Güvende Değildir
5 Bir Kral Miras Yoluyla
Kazandığı Krallığı Hangi Nedenlerle Kaybeder
6 KOMPLOLAR
7 Özgürlükten Köleliğe ve
Kölelikten özgürlüğe Olan Değişmeler Niçin Bazen Kan Dökmeden Bazen de Çok
Kanlı Olur
8 Bir Devletin Yönetimini
Değiştirmek İsteyen Kişi Onun Durumunu Göz önüne Almalıdır
9 Her Zaman iyi Talihe Sahip
Olmayı Uman Kişi Zamanla Birlikte Değişmelidir
10 Bir General, Her Durum Karşısında
Dövüşmeye Kararlı Olduğu Zaman Çarpışmaktan Kaçamaz
11 Birçok Düşmanla Mücadele Etmek Zorunda
Olan Kişi, Gücü Az Olduğu Zaman Bile Eğer Onları İlk Saldırıda Püskürtebilirse
Kazanır
12 Basiretli Bir General Dövüşmeleri İçin
Her Zorunluluğu Kendi Askerlerinin Üzerine Yükler ve Düşman Askerlerini Dövüşme
Zorunluluğundan Uzak Tutar
13 Güçsüz Orduya Sahip iyi Bir General mi
Yoksa Güçsüz Bir Generale Sahip İyi Bir Ordu mu Daha Güvenilir
14 Çarpışmanın Ortasında İşitilen Yeni
Komutların ve Kullanılan Hilelerin Etkileri..
15 Orduya Çok Kişi Değil Bir General Komuta
Etmelidir; Birden Çok Komutan Nasıl Zarar Verir
16 Zor Zamanlarda Gerçek Yetenek Aranır;
Kolay Zamanlarda Yetenekli Kişiler Değil Zenginlikleri ya da Ailesi Sayesinde
Herkesçe Tanınmış Kişiler Göreve Getirilir
17 Bir İnsana Zarar Verilmemeli; Eğer
Verilmişse Sonradan önemli Kontrol Yerlerine ve Yönetime Atanmamalıdır
18 Bir Generalde Düşmanın Planlarını
Öngörmekten Daha Takdire Değer Hiçbir Şey Yoktur
19 Bir Kalabalığı Kontrol Ederken
Hoşgörünün Cezadan Daha Çok Gerekli Olup Olmadığı
20 Falsciler İçin Bir İnsaniyet örneği Tüm
Roma'nın Gücünden Daha Etkiliydi
21 İzlediği Yöntem Scipio'nunkine
Benzemediği Halde Hannibal Neden Sdpio'nun İspanya'da Yarattığı Etkilere Benzer
Etkileri İtalya'da Yaratmıştır
22 Manlius Torquatus'un Haşinliği ve
Valerius Corvinus'un Müşfikliği Her Biri İçin Aynı İhtişamı Kazandırdı
23 Camillus Neden Roma'dan Sürüldü
24 En Yüksek Askeri Otoritenin Uzatılması
Roma'yı Bir Köle Yaptı....
25 Cincinnatus'un ve Birçok Romalı
Yurttaşın Yoksulluğu
26 Bir Devlet Kadınlardan Dolayı Nasıl
Yıkılır
27 Bölünmüş Bir Şehri Birleştirirken Nasıl
Hareket Etmelidir? Şehirleri Elde Tutmak İçin Yöneticinin Bölünmüşlüğü
Sürdürmesinin Gerekli Olduğu Kanısında Doğruluk Yoktur
28 Yurttaşların İşlerine Dikkat Edilmelidir
Çünkü Merhametli Bir İşin Altında Çoğunlukla Bir Tiranlığın Başlangıcı Saklıdır
29 Halkın Günahlarına Hükümdârları Neden
Olur
30 Eğer Bir Cumhuriyetin Bir Yurttaşı,
Kendi Nüfuzuyla Bazı İyi Şeyler Yapmak İsterse, önce Hasetlikten Kurtulmalıdır.
Düşman Yaklaşmaktayken Bir Şehrin Savunması Nasıl Düzenlenmelidir
31 Güçlü Cumhuriyetler ve Üstün İnsanlar
Aynı Ruhu ve Aynı Değeri Talihin Her Durumunda Korur
32 Bir Antlaşmayı Engelleme Yöntemleri
33 Bir Savaşı Kazanmak İçin Bir Ordunun Hem
Kendinden Emin Hem de Generaline Güveniyor Olmasını Sağlamak Gerekir
34 Ne Türden Şöhret, Haber ya da Kam,
Halkın Bir Yurttaştan Yana Olmasını Sağlar? Halkın Resmi Görevlileri Bir
Prensten Daha Dikkatli Atayıp Atamayacağı
35 Bazı Tavsiyelerde Bulunurken Lider Gibi
Davranmanın Getirdiği Tehlikeler; Tavsiye Alışılmadık Olunca Tehlike de Artar
36 Gallialılar Niçin Savaş Başladığı Zaman
ve Sürdüğünde, Erkek Olarak Daha Fazla önemsenmişken Savaş Sonrasında Kadın
Kadar Önemsenmemiştir
37 Savaş Öncesinde Hafif Çarpışmalar
Gerekli midir; Bu Hafif Çarpışmalardan Kaçınılacaksa Yeni Bir Düşman Hakkında
Nasıl Bilgi Edinilir
38 Ordusunun Güvenebileceği Bir Generalin
Nitelikleri
39 Bir General Topografyayı Kavramalıdır
40 Savaşı Kazanmak İçin Hileye Başvurmak
Şöhreti Hak Eder
41 Bir Kişinin Ülkesi İster Rezilce İster
İhtişamla Olsun Savunulmalıdır; Her Ne Yoldan Olursa Olsun Haklı Olarak
Savunulur
42 Zorla Verilen Sözlerin Yerine Getirilmesi
Gerekmez
43 Herhangi Bir Bölgede Doğmuş İnsanlar
Neredeyse Her Zaman Aynı Tabiata Sahiptir
44 Sıradan Yöntemlerle Asla
Kazanamayacağımız Şeyleri Çoğu Kez Cüretkârlık ve Zorlama Sayesinde Kazanırız
45 Savaşlarda Düşmanın Saldırışını Karşılamak
ve Karşıladıktan Sonra Ona Yüklenmek mi Yoksa Başlangıçta Ona Hiddetle
Saldırmak mı Daha İyi Plan Olur
46 Herhangi Bir Zamanda Bir Şehirdeki Bir
Ailenin Huylan Neden Tek Biçimli Değildir
47 Kendi Anavatanı Olan Şehrini Seven İyi
Bir Yurttaş Kişisel Zararları Unutacaktır
48 Bir Düşman Büyük Bir Hata Yapıyor Gibi
Göründüğü Zaman Onun Bir Hileyi Sakladığına İnanmamız Gerekir
49 Bir Cumhuriyetin Özgürlüğünü Korumak
Gerekiyorsa Her Gün Uzak Görüşlü Yeni Davranışlar Gerekir; Hangi İyi
Niteliklerinden Dolayı Quintius Fabius'a Maximus denildi
6
. KOMPLOLAR
Hükümdârlar ve özel kişiler için çok tehlikeli
olduğundan komploları, tartışmayı atlamanın uygun olmadığını düşündüm. Çünkü
çok sayıda Hükümdârların yaşamını ve konumunu açık savaştan çok komplolar yüzünden
kaybetmiş olduklarını görüyoruz. Bunun nedeni, bir Hükümdârla açık bir savaş
yapmak için gereken gücün az kişiye bahşedilmiş olmasıdır. Oysa ona karşı bir
komplo kurmak gücü herkeste bulunur. Diğer yandan, özel kişiler bir
komplodan daha cüretkâr ve tehlikeli herhangi bir girişimi yüklenmezler; çünkü
bu girişimin aşamalarındaki her şey çok zor ve tehlikelidir. Bu nedenle,
birçok girişimde bulunulur ve çok azı istenilen sonuca ulaşır.
Şu halde Hükümdârların bu tehlikeler
karşısında nasıl korunmaları gerektiğini ve özel kişilerin bunlara girişirken
nasıl daha dikkatli olabileceklerini öğrenebilmeleri için ya da daha ziyade
şansın sağladığı herhangi bir yönetim altında yaşamaktan hoşnut kalmayı
öğrenebilmeleri için her iki taraftan kişilere gereken talimatlar açısından
herhangi önemli bir şeyi atlamadan uzun uzadıya komplolardan bahsedeceğim. Ve
kesinlikle, insanların geçmiş şeyleri onurlandırmaları ve şimdikilere de boyun
eğmelerinin gerektiğini söyleyen Comelius Tacitus'un aksiyomu altındandır;
onlar iyi Hükümdârları arzulamaklar, ancak herhangi bir türden olanına da
dayanmalıdırlar. Kesinlikle aksini yapan, genellikle kendisini ve kendi
anayurdu olan şehri yıkıma götürür.
Şu halde konuya değinirken ilk önce kimlere
karşı komplolar yapıldığını göz önüne almalıyız. Komploların, ya komplocunun
kendi şehrine ya da bir Hükümdâra karşı yapıldıklarını görmekteyiz. Burada
bunların ikisinden bahsetmek niyetindeyim; çünkü bir şehri onu kuşatmış olan
düşmana vermek için yapılanlardan ya da herhangi bir tarzda buna benzer
olanlardan yukarıda yeterince bahsetmiştim.
[Hükümdârlara karşı yapılan
komplolar]
Bu ilk bölümde bir Hükümdâra karşı yapılan
komplolardan bahsedecek ve ilk olarak da onların nedenlerini gözden
geçireceğiz. Bu nedenler çoktur; ancak bir tanesi büyük bir farkla daha
önemlidir. Bu neden, genellikle halk tarafından nefret edilmektir. Çünkü bir
Hükümdâr kendisine karşı genel bir nefret uyandırmış olduğu zaman, haklı olarak
Hükümdârın özellikle intikam almaya hevesli bazı kişilere zarar vermiş olduğunu
sanırız. Hükümdâra karşı canlandığını gördükleri genel düşmanlık duygusu
sayesinde onların bu intikam arzuları artar. Şu halde bir Hükümdâr için
böyle kişisel nefretten sakınmak çok önemlidir. Onlardan sakınmak için
nasıl hareket etmesi gerektiği konusuna başka yerde değinmiş olduğum için,
burada tartışmayacağım. Çünkü eğer Hükümdâr genel düşmanlıktan kendisini
korursa, basit bireysel saldırıların ona olan karşıtlığı artırması az
olacaktır. Bunun bir nedeni, bir zararın, kendilerini intikam için büyük tehlikelere
atacak kadar büyük olduğu değerlendirmesini yapacak insanlarla Hükümdârın
nadiren karşılaşacak olmasıdır. Diğer nedeniyse, onlar bu ruha ve bunu yapacak
güce sahip olsalar bile, Hükümdârın sahip olduğunu gördükleri evrensel iyi
niyet yüzünden kendilerini tutacak olmalarıdır.
[Kişisel zararlar]
Hükümdâr tarafından verilen zararlar, mülkü,
yaşamı ya da onuru etkiler. Yaşama verilen zararlar arasında tehditler, işin
kendisinden daha tehlikelidir ya da daha ziyade tehditler çok tehlikeli olup,
işin kendisinde hiç tehlike olmaz. Çünkü ölü bir adam intikam almakla
ilgilenemez. Hayatta kalanlar genellikle ölene kadar intikam için uğraşırlar.
Ancak tehdit edilen ve kendisinin istemediği gibi davranmaya ya da katlanmaya
zorlandığını bilen kişi, yeri geldikçe örneklerle açıklayacağım gibi, Hükümdâr
için çok tehlikeli olur. Bu zorunluluktan ayrı olarak, mülk ve onur, insanların
herhangi başka şeyden daha fazla saldırı konusu edecekleri iki şeydir. Bir
Hükümdâr bu iki şeye verilen zararlardan kendisini korumalıdır; çünkü
karşısındakini intikamını almak için elinde bir hançer bırakmayacak kadar
tamamen yağmalayamaz. Ayrıca bir insan intikam için gerekli ruhu bırakacak
kadar onursuzlaştırılamaz. Ve erkekler için onur kinci olabilen davranışlar
arasında kadınlarıyla ilgili olanlar en önemlisidir. Bundan sonra kendi
kişiliğine karşı utanç verici olanlar gelir. Böyle bir utanç Pausanias'ın
MakedonyalI Philippos'a karşı silah kullanmasına neden oldu. Zamanımızda Luzio
Belanti'nin Siena tiranı Pandolfo'ya karşı komploda bulunmasının, Pandolfo'nun
kızını ona karısı olarak verdikten sonra kaçırmasından başka nedeni yoktu.
Bundan yeri geldiğinde konuşacağız. Pazzi'nin Medici'ye karşı komploda
bulunmasının başlıca nedeni, Medici'nin karanyla Giovanni Bonromei'nin miras
malım Pazzi'den almasıydı.
[Tiranlara karşı komplolar]
Yine insanların bir Hükümdâr karşısında komplo
yapmasını sağlayan başka bir neden çok büyük bir tanesi ele geçirilmiş kendi
anayurtlarını özgürleştirme arzusudur. Bu neden Brutus ve Cas sius'u, Caesar’a
karşı harekete geçirdi; yine bu neden, Phalarisler, Dionysiuslar ve diğer kendi
anayurtlarını ele geçirenler karşısın da diğer birçoklarını da harekete
geçirmiştir. Hiçbir tiran, tiranlığı bırakmak dışında, bu tutku karşısında
kendini koruyamaz. Ancak hiçbiri bırakmayacağı için, sonu kötü olmayan çok az
tiran bulunur. Bu durum, Iuvenalis'in şu satırlarında yer bulur:
Kralların azı iner Ceres'in
damadına,
Yaralanmaksızın ve kanı
akmaksızın,
Tiranların azı ölür sade
bir ölümle (10.
112).
[Hükümdâra karşı tek adam]
Komplolarda katlanılan tehlikeler, yukarıda
söylediğim gibi büyüktür ve gidişata göre varlıklarını sürdürürler. Çünkü böyle
işlerde riskler onları planlarken, uygularken ve sonrasında bile devam eder.
Komployu yapanlar ya tek kişidir ya da çok; tek olduğu zaman, bir komplodan
değil, Hükümdârı öldürmek için sıkı biçimde kararlı bir adamdan söz ederiz. Bu
tek adam komplocuların karşılaştığı üç tehlikenin birincisinden kurtulur. O
planını yerine getirmeden önce, tehlikeyle karşılaşmaz. Çünkü sırrını başka hiç
kimse bilmemektedir. Dolayısıyla onun niyetinin Hükümdârın kulağına gitme
tehlikesi olmaz. Bu türden planlı bir niyet büyük, küçük, soylu ya da soylu
olmayan, Hükümdâra yakın ya da değil her mertebeden birinin zihnine girebilir;
çünkü bazen herkes Hükümdâr le konuşma iznine sahip olur ve konuşmasına izin
verilen kişi bu niyetini gerçekleştirme fırsatını yakalar. Daha önce bahsetmiş
olduğum Pausanias, Makedonyalı Philippos'u binlerce silahlı adamın ve oğluyla
damadının arasında tapmağa gitmekteyken öldürdü. Ancak Pausanias soyluydu ve
Hükümdâra yakındı. Yoksul ve alt tabakadan bir İspanyol, İspanya Kralı
Ferdinand'ın boğazın da bir bıçak yarası açtı; yara ölümcül değildi ancak adam
açık biçimde saldırmak için ruha ve fırsata sahipti.
Bir Türk rahibi olan derviş, şimdiki Türk'ün
babası II.Bayezıt’a bir palayla saldırdı. Onu yaralamadı ama girişimde
bulunma cesaretine ve fırsatına sahip olmuştu. Bu ruhla birçoklarının böyle
girişimleri tasarlayacağına inanıyorum. Çünkü tasarlamakta tehlike ya da acı
yoktur. Ancak bunu çok azı gerçekleştirir ve onların da çok azı girişimleri
sırasında öldürülmekten kaçıp kurtulur ya da hiçbiri kurtulamaz. Bu nedenle
kesin olarak öldürmeyi planlayan herhangi birini bulmazsınız. Ancak bu bireysel
olarak tasarlanmış olanları bırakıp çok kişinin hazırladığı komplolara gelelim.
[Güçsüz kişiler tarafından
yapılan komplolar]
Tarihe göre tüm komploların
mertebeli kişilerce ya da hükümdâra yakın duran kişilerce yapıldığını söylerim. Diğerleri, eğer gerçekten
deli değillerse yapamazlar; çünkü gücü olmayan ve Hükümdârın yakınında olmayan
insanlar bir komplonun yapılması için gereken bütün ümitlerden ve fırsatlardan
yoksun olurlar. Öncelikle, gücü olmayan insanlar kendilerine sadık kalacak
destekçiler bulamazlar. Çünkü hiç kimse, insanları büyük tehlikelere sokmak
için söz konusu ümitler olmadan onların niyetlerine ortak olamaz. Bundan dolayı
sayıları iki ya da üçe ulaştığı zaman, birbirlerini suçlarlar ve yıkılırlar.
Herhangi bir suçlama da bulunan çıkmayacak kadar şanslı oldukları zaman bile
planlarını uygularken onları kuşatan Hükümdârın yanına kolayca girememek gibi
güçlükler yüzünden yok olmaktan kurtulabilme olasılıkları olmaz. Ayrıca bu
kişiler Hükümdârın yanına kolayca giren rütbeli kişiler olsalar bile aşağıda
ayrıntısına gireceğim, onların güçsüzlüklerinin getirdiği arkası kesilmeden
artmak zorunda olan güçlüklere yenilirler. Bu yüzden (insanlar yaşamları ve
mülkleri konusunda tümüyle deli olmayacakları için) komplocular kendilerinin
güçsüz olduklarını anladıkları zaman tedbirli olurlar. Dolayısıyla güçsüz
kişiler bir Hükümdârdan hazzetme dikleri zaman, güçlerini onu kötülemek için
harcarlar ve intikamlarını almak için daha yüksek mertebeye ulaşmak için
beklerler. Gerçekten de eğer alt tabakadan herhangi biri böyle bir girişimde
bulunursa basiretini değil niyetini övebilirler.
[Yüksek mertebeden kişiler
tarafından yapılan komplolar]
Bu nedenle komplocuların
genellikle yüksek mertebeden ya da Hükümdâra yakın kişilerden olduklarını
görürüz. Onların
çoğu gördükleri çok fazla zarardan ziyade haddinden fazla yarar yüzünden
komploya itilmişlerdir. Commodus karşısında Perennius'un, Servius
karşısında Plautianus'un, Tiberius karşısında Sejanus'un durumu böyle olmuştur.
Bunların tümü imparatorları sayesinde bu kadar büyük zenginliğe, onura ve mertebeye
yerleşmişlerdir. Güçlerinin mükemmelliği için imparatorluktan başka hiçbir
şeyden yoksun oldukları görülmemiş; yoksun kalmak istemeyerek de Hükümdâra
karşı komplo düzenlemek için hareket etmişlerdir. Onların tüm komploları
nankörlüklerine uygun son bulmuştur. Pisa'nın yöneticisi Messer Piero
Gambacorti karşısında Jacopo di Appiano'nunki gibi yakın zamanlardaki benzer
girişimler başarıyla sonuçlansa da Jacopo, Piero sayesinde gelişmiş,
desteklenmiş ve önemli kişi olması sağlanmış olduğu için, sonrasında konumunu
kaybetti. Zamanımızda Kral Aragonlu Ferdinand karşısında Coppolanınki bu
türdendi. Coppola, krallık dışında hiçbir şeyden yoksun olmadığı hissine
kapılacak kadar yüksek bir konuma ulaşmış olduğunda daha fazlasını elde etmek
için çabalayarak hayatından oldu. Gerçekten de eğer yüksek mertebeden
kişiler tarafından bir Hükümdâra karşı yapılan herhangi bir komplo başarılı
sonuç alabildiyse, bu, planını yeri ne getirecek kadar mükemmel bir fırsata
sahip olmuş biri tarafından, sözgelimi yapanın başka bir kral olması nedeniyle
olmuş olmalıdır. Ancak böyle planlar yapanların gözlerini körelten yönetme
şehveti, onların gözlerini böyle girişimleri yönetirken de köreltir; çünkü eğer
onlar basiretle kötülüklerini nasıl başaracaklarını bilselerdi, başarmamaları
imkânsız olurdu.
[Bir Hükümdâr yarar
sağladığı kişilerden korkmalıdır]
Şu halde komplolara karşı
kendini korumaya çalışan bir Hükümdâr, fazla zarar verdiği kişilerden ziyade,
kendilerine haddin den fazla yarar sağladığı kişilerden korkar; çünkü zarar görenler
fırsattan yoksunken, yarar görenlerde fırsat boldur. Onların niyetleri aynıdır;
çünkü yönetme arzusu, intikam arzusu kadar büyük hatta daha da büyüktür. Hükümdârlar, bu nedenle
arkadaşlarına yalnızca kendileri ve arkadaşları arasında belirli mesafe olabilecek
kadar otorite vermelidirler. Böylece mesafenin ortasında onlar için
arzulanabilir bazı şeyler olur. Aksi takdirde yukarıda anılan hükümdârların
başına gelenlerin benzerinin onların da başına gelmemesi, şaşırtıcı olacaktır.
Ancak şimdi konumuza geri dönelim.
[Komplodaki üç tehlike]
Komplocuların Hükümdârın yanına girecek
mertebeli kişiler olması gerektiğini söylediğim için, şimdi onların
girişimlerinin sonuçlarını göz önüne alabilir ve onları neyin başarılı ya da
başarısız yapmış olduğunu görebilirim. Yukarıda söylediğim gibi onların
tehlikeleri üç aşamada ortaya çıkar. İşin yapılmasından önce, iş anında ve
işten sonra. Bu aşamalardan iyi bir talihle geçilmesi nerdeyse imkânsız
olduğu için bu komploların azı başarılı olur.
[Hazırlık aşamasındaki tehlike]
Öncelikle en önemli aşama olan işin
yapılmasından önceki tehlikeyi tartışırken, bir komplo planladıkları zaman,
onun açığa çıkarılmaması için komplocuların büyük bir şansa ve basirete sahip
olmaları gerektiğini söylerim. Komplo ya ihbar ya da şüphe yüzünden açığa
çıkarılabilir.
İhbar, haberleştiğiniz insanlarda
karşılaştığınız basiretsizlikten ya da sadakatsizlikten kaynaklanır.
Sadakatsizlikle kolayca karşılaşılır; çünkü size sevgisi nedeniyle ölüme
gidebilecek olan ya da Hükümdârdan hazzetmeyen güvenebileceğiniz kişiler
dışında kimseyle haberleşemezsiniz. Bu güvenebileceğiniz kişilerden bir ya da
iki tane bulabilirsiniz ancak daha fazlasını plana dâhil etmek isteseniz
bulamazsınız. Daha da önemlisi, size olan sevgileri gerçekten de tehlike ya da
cezalandırılma korkusunu yenecek kadar güçlü olmalıdır. Yine bunun da ötesinde
insanlar genellikle kendilerine duyulan sevgi hakkında yargıda bulunurken kendi
kendilerine karar verirler. Dolayısıyla bu sevgiyi ölçmeden asla kendi
kendinize emin olamazsınız ve bu konuda ölçmek de çok tehlikeli olur. Ve
onların diğer tehlikelerde sadık kalmış olduklarını ölçmüş olsanız bile diğer
tehlikelerdeki sadakati bu konuda sizin için ölçü olamaz. Çünkü bu tehlike
diğer türden olanların çok ötesindedir. Eğer onların sadakatlerini Hükümdâra
duydukları hoşnutsuzlukla ölçerseniz, kendinizi kolayca aldatırsınız. Çünkü
Hükümdârdan hoşnut olmayan herhangi birine niyetinizi gösterir göstermez,
hoşnut olması için araç vermiş olursunuz. Eğer onun sadık kalması gerekliyse,
onun nefreti ya da sizin otoriteniz çok büyük olmalıdır.
[Komplolar nasıl açığa
çıkarılır]
Birçok komplo bu nedenle ilk aşamasında açığa
çıkarılır ve ezilir; eğer uzunca süre birçok kişi tarafından sırrı saklanırsa,
herkes onun hayret verici olduğunu düşünür. Neron karşısında Piso'nun komplosu
ve günümüzde Lorenzo ve Giuliano de' Medici karşısında Pazzininki örnektir. Bunları
bilen elliden fazla kişi olma sına karşın yine de önce yürürlüğe girdiği ana
kadar açığa çıkarılmamışlardı. Basiretsizlik yüzünden komplonun açığa
çıkması ise komplocu bir hizmetçinin ya da üçüncü bir kişinin işiteceği şekilde
dikkatsizce konuştuğu zaman olur. Bu durum, Brutus'un oğulları, Tarquin'in
temsilcileriyle birlikte iş planladıkları zaman bir hizmetçinin kulak misafiri
olup onları suçlamasın da görülür. Ya âşık olduğunuz bir kadınla (oğlanla) ya
da akılsız biriyle aptalca haberleşebilirsiniz. Büyük İskender'e karşı
Philotas'la birlikte hareket eden komploculardan biri olan Dymnus da böyle
yapmıştı. Âşık olduğu bir oğlan olan Nicomachus'a komployu anlatmış, o da hemen
kardeşi Cebalinus'a ve Cebalinus da krala aktarmıştı.
[Şüphe üzerine açığa çıkma]
Komplonun şüphe üzerine açığa çıkmasına bir
örnek, Neron'a karşı Piso'nun komplosudur; orada komploculardan biri olan
Scaevinus Neron'u öldürmesi gereken günden bir gün önce azatlı kölesi
Milichus'a eski paslı hançerini bilenmiş olarak görmek istediğini emretti. Tüm
kölelerini azat etti ve onlara para verdi, yara sarmak için bandaj hazırlattı.
Bu belirtilerden durumun farkına varan Milichus, onu Neron'a ihbar etti.
Scaevinus yakalandı, onunla birlikte uzun uzadıya gizlice konuştukları görülmüş
olan diğer komplocu Natalis de yakalandı ve ifadeleri birbirlerininkini
tutmadığı için gerçeği itiraf etmeye mecbur oldular. Böylece komplo, tüm
komplocuların yok olmasıyla birlikte açığa çıkarılmış oldu.
[Cesaret komplonun açığa
çıkmasını önler]
Komploların açığa çıkmasına neden olan böyle
şeylerden dolayı, bilgiyi paylaşan kişi sayısı ne zaman üç ya da dördü geç se,
kötü niyet, basiretsizlik ya da dikkatsizlik yüzünden planla yan kişinin
kendini açığa çıkartılamayacak kadar iyi koruması imkânsız olur. Aralarında
birden fazla kişi yakalandığı zaman işin açığa çıkması önlenemez; çünkü iki
kişinin söyledikleri her şey uyuşmayacaktır. Onlardan yalnızca biri yakalandığı
zaman, eğer bu kişi dayanıklı biriyse, cesaretinin sağlamlığıyla komplocular
hakkında suskun kalır. Ancak zorunlu olarak diğer komplocuların da sağlam
durup, kaçıp kendilerini ele vermeyecek kadar ondan daha az cesaret sahibi
olmamaları gerekir; çünkü ister tutuklanmış olan kişi cesaretten yoksun olsun
isterse de serbest olan kişi, eğer tek bir kişi cesaretten yoksunsa, o kişi
komployu açığa vuracaktır. Titus Livius'un bahsettiği, Siraküza Kralı
Hieronymus'a karşı yapılan komplo alışılmadık bir örnektir: Komploculardan
Theodorus tutuklandığı zaman büyük bir metanetle ortaklarını ele vermedi ve
kralın arkadaşlarını suçladı. Diğer yandan komplocuların hepsi Siraküza'yı terk
etmeyecek ölçüde ya da herhangi bir korku belirtisi göstermeyecek kadar Theodorus'un
metanetine güvendiler.
[Açığa çıkmaya karşı önlemler]
Şu halde bir komployu yönetirken başarıya
ulaşmadan önce tüm bu tehlikelerden geçersiniz. Eğer onlardan kaçmak isterseniz
çareler bulabilirsiniz. İlk ve en emin olanı ya da daha ziyade onu daha iyi
hale sokmanın tek yolu, komploculara sizi suçlamaları için zaman bırakmadan,
planı önceden değil uygulamaya geçmeye karar verdiğiniz zaman onlara
iletmektir. Bu şe kilde hareket eden kişi hazırlık aşamasındaki tehlikelerden
ve genellikle de diğerlerinden kesinlikle kaçmış olur. Gerçekten de böyle
yönetilen tüm komplolar başarılı olmuşlardır. Herhangi bir basiretli kişi kendi
kendine bu şekilde davranma fırsatına sahip olacaktır. İki örnek vermek sanırım
yeterli olur. Epirus tiranı Aristotimus'un tiranlığma dayanamayan Nelematus,
akrabalarını ve dostlarını evinde toplayarak onları ülkelerini özgür kılmaları
için teşvik etti. Onlardan bazıları tertibin görüşüleceği ve yapılacağı zamanı
sordular. Nelematus hizmetçilerine evi hemen kilitletti ve davetlilere şunları
söyledi:
"Ya bu eylemi
yapacağınıza dair şimdi yemin edersiniz ya da ben hepinizi Aristotimus'a mahkûm
olarak teslim ederim."
Bu sözlerin etkisiyle yemin ettiler ve zaman
kaybetmeden harekete geçerek Nelematus'un planını başarıyla yerine getirdiler.
Maglardan biri Pers krallığını hileyle ele geçirdiği zaman, krallığın önde
gelenlerinden Ortanes hileyi öğrendi ve gözler önüne serdi. Devletin ön de
gelen altı kişisiyle durumu tartışarak krallığı Magtiranlığından kurtaracağını
söylediği zaman, aralarından bazıları zamanını sordu. Ardından Ortanes'in
topladığı altı kişiden biri olan Darius kalktı ve şunları söylerdi:
"Ya bu işi şimdi
yapmaya gideriz ya da ben hepinizi suçlamaya giderim." Ve hep birlikte kalkarak
pişman olmaya zaman bırakmadan planlarını başarıyla uyguladılar.
Yine bu ikisine benzer başka bir örnek de
Aetolialıların Sparta tiranı Nabis'i öldürmek için kullandıkları yöntemdir.
Aetolialılar otuz süvari ve yüz piyade ile birlikte kendi yurttaşları olan
Alexamenus'u yardım için gönderiyormuş gibi Nabis'e gönderdiler ve işin aslını
yalnızca Alexamenus'a bildirip diğerlerine sürgün acısı altında bütün her şeyde
Alexamenus'a boyun eğmeyi zorla kabul ettirdiler. Alexamenus, Sparta'ya gitti
ve eylemi yerine getirene kadar görevini açığa çıkarmadı. Böylece Nabis'i
öldürmeyi başardı. Şu halde bu kişiler böyle yollar la komployu yöneten
kişilerin maruz kaldığı tehlikelerden kurtulmuşlar ve onları taklit edenler de
her zaman bu tehlikelerden kurtulacaklardır.
[Piso'nun Neron'a karşı
komplosu]
Onların yaptığı gibi yapabilen herhangi birini
yukarıda bahsedilen Piso örneğiyle göstereceğim. Piso ünlü ve son derece göze
çarpan, Neron'la yakın ve onun büyük ölçüde güvendiği biriydi. Neron sık sık
onunla yemek yemek için bahçesine giderdi. Şu halde Piso, ruh sahibi, cesur
kişileri ona dost kazandıracak bir konumdaydı ve bu kişilerin yaradılışları
imparatora karşı komplo yapmaya elverişliydi (önemli bir kişi için çok kolay
bir şey). Neron Piso'nun bahçesinde olduğu halde, Piso dostlarına planından
bahsedebilmiş ve onları uygun sözcüklerle reddedecek zamanlarının olmadığı ve
başarısız olma olasılıklarının bulunmadığı bir şeyler yapmaya
cesaretlendirmişti. Benzer tarzda diğerleri gözden geçirildiği takdirde, aynı
yoldan işi sürdürememiş çok az kişi bulunacaktır. Ancak ortalama olarak
dünyanın gidişini anlamayanlar sıkça büyük hatalar yapar ve daha büyüklerini de
komplo yapmak gibi fazlasıyla alışılmadık teklif edilen işlerde yaparlar.
[Komplo delilinden
sakınmak]
Şu halde zorunlu kalana ve eylem anma kadar
komplodan as la bahsetmemelisiniz. Eğer söylemeye karar verirseniz, onu
yalnızca uzun zamandır tanıdığınız ya da sizinle birlikte hareket etmesi için
sizinle aynı nedenleri olan birine söyleyin. Bu türden bir kişi bulmak daha
fazla kişi bulmaktan kolaydır; bu nedenle de tehlikesi az olur. Bundan başka bu
kişi sizi aidatsa bile, komplo ya katılan çok olduğunda kendinizi korumak için
sahip olmadığınız bazı şeylere sahip olabilirsiniz. Basiretli birinin şu
sözlerim işitmiştim: Herhangi bir şeyi yalnızca bir kişiye söyleyebilirsiniz;
çünkü eğer kendinizi el yazınızla bir şey yazmak zorunda bırakmazsanız, birinin
evet demesiyle diğerinin hayır demesi aynı ağırlıktadır. Ancak kişi kendini sığ
yerde kuma yazmak gibi yazmaktan korumalıdır. Çünkü hiçbir şey sizi kendi el
yazınızla yazdığınızdan daha kolay mahkûm etmez. İmparator Severus ve onun oğlu
Antoninus'u öldürmek isteyen Plautianus, konuyu Tribün Satuminus'a emanet etti.
O, Plautianus'u suçlamak ve ona boyun eğmek istemeyerek, kendisine
Plautianus’tan daha az inanılacağı korkusuyla işvereninden el yazısıyla
komisyonu ikna edecek bir not istedi. İhtirasın kör ettiği Plautianus bu notu
ona verdi. Sonuç olarak Plautianus tribün tarafından suçlandı ve mahkûm edildi.
Oysa bu not ve diğer belirli işaretler olmaksızın Plautianus inkâr ettiği
cesaretiyle kazanan kişi olmuş olacaktı. Şu halde kendinizi korumanız gereken
sizi mahkûm edecek bir yazı parçası ya da diğer bir kanıt olmadığı zaman tek
kişinin sizi suçlaması karşısında bazı savunmalara sahip olursunuz.
Piso'nun komplosunda geçmişte Neron'un metresi
olmuş Epicharis adında bir kadın vardı. Bu kadın Neron'un koruması olan bir
savaş gemisi kaptanının komplocular arasında bulunmasının bir avantaj olacağı
yargısıyla ona komployu anlattı ama komplocuları söylemedi. Ardından kaptan
sadakati bozup kadını Neron'a ihbar ettiği zaman, kadının inkâr ederken ki
cesaretinin büyüklüğüyle şaşıran Neron onu suçlamadı. Şu halde yalnızca tek
kişiye söylemekte iki tehlike bulunur:
Birincisi, sizi kasten suçlayabilir;
İkincisi ise, bazı suç belirtileriyle ya da
şüphe üzerine tutuklanmasının ardından işkenceyle zorlanır ve dayanamazsa sizi
suçlayabilir. Ancak yine de her iki tehlike karşısında bazı yardımcı olacak
şeyler bulunur: Sizi suçlayan kişinin size karşı düşmanlık beslediğini ileri
sürerek birinciyi inkâr edebilirsiniz; yalan söylemeye zorlandığınızı ileri
sürerek de İkinciyi inkâr edebilirsiniz. Şu halde herhangi birine bir şey
söylememek değil yukarıda yazılı olan örneklere göre hareket etmek basirettir.
Eğer onu söyleyecekseniz, bir kişiden öteye geç memelidir; sonuncu durumda da
tehlike büyük olsa bile, komployu çok kişiye söylediğiniz zamankinden daha
küçüktür.
[Kişinin kendine karşı
hareket beklemesi]
Bunu an öncekine çok benzer bir durum,
Hükümdârın size karşı yapmayı planladığını öğrendiğiniz şeyi sizin ona karşı
yapmak zorunda kalmanızdır zorunluluk, kendinizi emniyete almak için karar
vermek dışında size zaman bırakmayacak kadar büyüktür. Bu zorunluluk aynı
zamanda bir komployu her zaman arzulanan sonuca ulaştırır. Bunu kanıtlamak için
iki örnek göstermeye gereksininim olduğunu düşünüyorum. Letus ve Elettus,
Commodus'un imparatorluğu altında praetorluk askerleriydiler. Onlar imparatorun
belli başlı yakın arkadaşları arasındaydı. Marcia, imparatorun gözde metresleri
ve kapatmaları arasındaydı. Bu kişiler zaman zaman imparatorun kişiliğini ve
emperyal makamını küçük düşürücü tarzda onu azarladıkları için onları
öldürtmeye karar verdi. Bunun üzerine bir listeye ertesi ge ce öldürülmelerinin
gerekliliğine karar verdiği Marcia, Letus, Elettus ve bazı diğer kişileri
yazarak bu listeyi yatağındaki yastığın altına koydu. İmparator banyoya
yıkanmaya gittiği sırada gözdesi olan bir oğlan odada yatak etrafında oynarken
rastlantı sonucu listeyi buldu. Liste elinde dışarı çıkıp giderken Marcia ile
karşılaştı. Marcia ondan listeyi aldı. Marcia listeyi okudu ve içeriğini
anladı; hemen Letus ve Elettus'a gitti. Bu üçü içinde bulundukları tehlikeyi
anladıkları için erkenden bunun önüne geçmeye karar verdiler. Böylece zaman
geçirmeksizin o gece Commodus'u öldürdüler.
[Tehlike Anındaki
Karışıklık]
İmparator Antoninus Caracalla ordusuyla
birlikte Mezopotamya'daydı valisi Macrinus asker ruhlu olmaktan çok barışçıl
bir insandı. Söz konusu durum, iyi olmayan Hükümdârların her zaman bazı
kişilerin onlara hak ettiklerini düşündükleri şeyi yapacakları korkusu içinde
olmalarına ilişkindir. Bu yüzden Antoninus, Roma'daki arkadaşı Matemianus'a
yazarak, ondan imparatorluğa göz diken biri varsa astrologlara sorup
öğrenmesini ve kendisine bildirmesini istedi. Matemianus, yanıt olarak
Macri nus'un imparatorluğu arzuladığını
bildirdi. Mektup imparatordan önce Macrinus'un eline geçtiği için ve Roma'dan
başka mektup gelmeden önce ya Antoninus'u öldürmesi ya da kendini öldürmesi
gerektiğini anladığından, onu öldürmesi için güvendiği bir yüzbaşı olan
Martial'ı (aynca Antoninus birkaç gün önce Martial'ın kardeşini idam
ettirmişti) görevlendirdi. Martial bu görevi başarıyla yerine getirdi. Şu halde
görüyorsunuz ki zaman bırakmayan bir zorunluluk, yukarıda bahsettiğim Epiruslu Ne
lematus'un yöntemleriyle hemen hemen aynı etkiyi üretmektedir. Yine
görüyorsunuz ki bu nutkun başında söylediğim gibi Hükümdârların zarar vermek
yerine tehditte bulunması Hükümdârlar için daha kötüdür ve Hükümdârların
tehditleri, kişilere verdikleri zararlardan daha etkili komplo nedenleridir.
Bir Hükümdâr tehditte bulunmaktan sakınmalıdır çünkü basiret ya insanların
dostu olmasını ya da kendini onlara karşı emniyete almasını gerektirir.
Hükümdâr asla karşısındakileri ya onların ya da kendinin ölmesi gerektiği ne
inandıkları koşullarla karşı karşıya getirmemelidir.
[Bir komployu yerine
getirirken karşılaşılan tehlikeler]
Bir komployu yerine getirirken katlanılan
tehlikeler ya değişen düzenlemelerden ya da komploculardaki cesaret
yoksunluğundan gelir. Yine bu tehlikeler basiretsizlik ya da öldürülmesi
planlananlardan bazılarının hayatta kalması gibi işin tamamlanmaması yüzünden
başa gelir. Şu halde tüm insan eylemlerinin karşısına birdenbire çıkan
engellerin ve karışıklıkların nedenlerinin, zaman olmadığı için düzenlemeleri
ve önceden belirlenmiş olanı değiştirmekten başka bir şey olmadığını söylerim.
Eğer bu değişiklik her hangi bir yerde karışıklığa neden oluyorsa,
konuştuklarımıza benzer eylemlerde ve savaş konusunda da öyle olur. Çünkü böyle
işlerde kişilerin kendi üzerine düşeni yerine getirme konusunda kararlı olması
kadar zorunlu hiçbir şey yoktur. Eğer insanlar imgelemlerini tek bir yöntem ve
düzenleme üzerine sabitlemişlerse ve bunu birdenbire değiştirirlerse, tümüyle
altüst olmaktan ya da her şeyin yıkılmasından sakınabilme imkânları kalmaz.
Bundan dolayı içinde elverişsiz bazı şeyler olsa da tasarlanan plana göre bir
şeyi yerine getirmek, uygun olmayanı iptal etmeye çalışarak binlerce güçlüğün
içine girmekten çok daha iyidir. Bu tavsiyemde plan yapmak için zaman
olmadığında uygulanır; zaman varsa kişi istediği şekilde davranabilir.
[Medici'ye karşı Pazzi'nin
komplosu]
Pazzi'nin, Lorenzo ve Giuliano de'Medici'ye
karşı düzenlediği komplo gayet iyi bilinmektedir. Kararlaştırılan plana göre
Pazzi, San Giorgio kardinaline bir kahvaltı verecek ve kahvaltıda Medici
kardeşler öldürülecekti. Bazı kişiler onları öldürmek için görevlendirildi;
diğerleri sarayı tutacaklardı ve üçüncü grup da şehri boydan boya geçip halka
özgürlük çağrısı yapacaktı. Pazzi, Medici ve Kardinal, kutsal bir mekânda,
Floransa katedral kilisesindeyken Giuliano'nun o sabah onlarla kahvaltıda
olmayacağı haberi geldi. Bu durum komplocuların bir araya gelmelerine ve
Medici'nin evinde yapacakları şeyi kilisede yapmayı kararlaştırmalarına neden
oldu. Bu bütün planı altüst etti; çünkü Giovambatista da Montesecco böyle bir
şeyi kilisede yapmayacağını söyleyerek cinayete katılmayacaktı. Bundan dolayı
her eylem için yeni ajanlar koymuş olmalıydılar; ancak onlara cesaret
kazandıracak zaman olmadığından planı yerine getirirken zararsız hale
getirilmelerini sağlayacak yanlışlar yaptılar.
[Cesaretin kırılması]
Bir planı yerine getirecek kişinin cesareti ya
saygı ya da ajanın kişisel korkaklığı yüzünden kırılır. Bir monarkın huzurun da
bulunan saygı ve haşmet öylesine büyük olur ki eylemi yapması için atanan
kişiyi kolayca yumuşatır ve korkutur. Minturnum halkı tarafından ele
geçirildiği zaman Marius'a öldürmesi için bir köle yolladılar; ancak Marius'un
huzuruna çıkmaktan ve onun adından dehşete düşen köle korkusu yüzünden öldürmek
için gereken tüm gücünü kaybetti. Eğer bu yetenek bağımlı olan birinde, bir
mahkûmda ve kötü talihine yenilmiş birinde bulunuyorsa, nişanlarının,
şaşaasının ve maiyetindekilerin haşmetiyle özgür bir Hükümdârda çok daha fazla
bulunacağı kolayca varsayılabilir. Böyle bir parlaklık sizi dehşete düşürebilir
ya da hoş bir selamlamayla karşılaştığınız zaman sizi gerçekten kolayca
yumuşatabilir. Belli kişiler Thracia Kralı Sitalces'e karşı komplo planladılar;
eylemi yapacakları gün yola çıktılar ve Hükümdârın bulunduğu tasarlanan yere
geldiler; hiçbiri ona zarar vermek için bir harekette bulunmadı. Herhangi bir
girişimde bulunmadan ve onları engelleyen şeyin ne olduğunu anlamadan orayı
terk ettikten sonra birbirlerini suçladılar. Bu kişiler aynı hataya birkaç kez
düştüler; öyle ki plan açığa çıktığı zaman yapmış olabilecekleri ama yapma
iradesi gösterememiş oldukları kötülüğün cezasına katlandılar. Ferrara Dükü
Alphonso'ya karşı kardeşlerinin ikisi, dükün şarkıcısını ve bir papaz olan Giannes'i
alet ederek komplo planladılar. Dükü birçok kez ricayla onların arasına
getirdiler; öyle ki onu öldürecek güçleri her zaman oldu. Bununla birlikte
hiçbiri asla bunu yapmaya cesaret edemedi. Bundan dolayı komplo öğrenildiği
zaman korkaklıklarının ve basiretsizliklerinin cezasını çektiler. Bu harekete
geçe memenin nedeni, dükün huzurunda olmanın onları korkutmuş olmasından ve
Hükümdârın biraz müşfikliğinin onları yumuşak başlı hale getirmiş olmasından
başka bir şey olamazdı.
[Sersemlemiş suikastçı]
Böyle girişimlerde karışıklık ve hata,
basiretsizlikten ve cesaret yoksunluğundan kaynaklanır; çünkü bu iki şey sizi
sersemletir ve zihin karışıklığıyla iş yaptığınız zaman da söylememeniz
gerekeni söyletir, yapmamanız gerekeni yaptırır. Titus Livius, sersemlemiş ve
zihni karışmış kişilere yukarıda bahsettiğimiz Spartalı Nabis'i öldürmeyi
planlayan Aetolialı Alexamenes'den daha iyi örnek gösteremezdi. Harekete geçme
ve peşin den gelenlere ne yapılması gerektiğini açıklama zamam geldiğinde Titus
Livius'un dediği gibi,
" böylesine büyük bir
eylemin düşüncesiyle sersemlemiş cesaretini topladı" (Livius, 35. 35).
Gerçekten de cesareti sağlam, çeliği
kullanmaya ve öldürmeye alışmış kişiler olsalar bile sersemlememiş olmaları
imkânsızdır. Bundan dolayı cesaretli olsalar da böyle işlerde deneyimli kişiler
seçilmeli ve başkalarına güvenilmemelidir. Önemli konular da cesaret için
deneyimsiz hiç kimse size kesin bir söz veremez. Şu halde zihin karışıklığı
silahınızı elinizden düşürmenize ne den olabilir ya da aynı sonucu yaratacak
bazı şeyler söylemenize yol açabilir. Commodus'un kız kardeşi Lucilla
Quintianus'un imparatoru öldürmesini planladı. Commodus'u çıplak bir han çerle
amfiteatrın girişinde karşılayan Quintianus bağırdı:
"Bunu sana senato
gönderdi. "
Bu sözler, hançeri indiremeden tutuk lanmasına neden oldu. Yukarıda söylediğim
gibi, Lorenzo de'Medici'yi öldürmeyi seçmiş olan Messer Antonio da Volterra,
ona doğru yaklaşarak şunu söyledi: "Ya hain!" Bu sözler
Lorenzo'nun kurtuluşu, komplonun da yıkılışı oldu.
[İki Hükümdâra karşı
komplo]
Bir komplo tek bir yöneticiye karşı yöneldiği
zaman verilen nedenlerden dolayı yerine getirilmesi başarısız olabilir. İki
kişi ye yönelik olduğu zaman ise başarısız olma ihtimali daha yük sektir.
Gerçekten de sonuncusunda başarı neredeyse imkânsız olacak kadar zordur; çünkü
aynı anda farklı yerlerde paralel suikastları başarmak hemen hemen imkânsızdır.
Yine böyle işler İkincisinin birincinin işini bozmaması için farklı zamanlarda
yapılamaz. Bu yüzden tek bir Hükümdâra karşı komplo yapmak belirsiz, tehlikeli
ve tedbirsiz olurken, iki Hükümdâra karşı komploda bulunmak bütünüyle boşuna ve
aptalca olur. Ve tarihçilere saygım olmasaydı, Herodianus'un Plautianus için
söylediklerinin imkânlı olmasına, yani farklı yerlerde yaşayan Severus ve Antoninus
Caracalla'yı, işi üstlenen bir yüzbaşı olan Satuminus'un tek başına öldürmesi
gerektiğini söylediğine asla inanmamam gerekirdi; çünkü bu hikâye Herodianus'un
otoritesi dışında bir şeyin beni inandıramayacağı kadar makul olmaktan uzaktır.
Bazı Atinalı gençler Atina tiranları Diocles ve Hippias'a karşı komplo
planladılar. Onlar Diocles'i öldürdüler ancak Hippias kaçtı ve Diodes'in
intikamını aldı. Heraclea yurttaşları ve Platon'un müritleri olan Chion ve
Leonidas, tiran olan Clearchus ve Satirus'a karşı komplo da düzenlediler. Onlar
Clearchus'u öldürdüler ancak Satirus canlı kaldı ve Clearchus'un intikamını
aldı. Birçok kez örnek olarak kullandığım Pazzi, yalnızca Giuliano'yu öldürmeyi
başardı. Bu yüzden herkes birkaç yöneticiye karşı böyle komplolardan
sakınmalıdır; çünkü bu komplolar ya yapanın kendisi için ya da ülkesi ve
herhangi biri için iyi olmaz. Ter sine hayatta kalan tiranlar, daha önce
bahsettiğim Floransa, Atina ve Heraclea'dan bilindiği gibi, daha sertleşir ve
dayanılmaz hale gelir. Kendi anayurdunu, Thebailileri özgülüğüne kavuşturmak
için Pelopidas’ın yaptığı komplonun tüm bu güçlüklere göğüs gerdiği (yine de
çok başarılı bir sona ulaştığı) doğrudur; çünkü Pelopidas yalnızca iki tirana
karşı değil on tirana komplo yaptı. Tiranların yanına kolayca girecek kadar
samimiyeti olmadığı gibi ayrıca Pelopidas bir hayduttu. Bununla birlikte
tiranları öldürmek ve anayurdunu özgürleştirmek için Thebaililerin arasına
katılabilmişti. O tüm bunları, sayesinde eylemi için kolay bir giriş sağlayan
tiranların danışmanı bir Charon'un yardımıyla yap tı. Ancak hiç kimse onu örnek
olarak almamalıdır; çünkü onunki tıpkı imkânsız ve başarması mucizevi bir
girişim gibiydi. Öyle ki nadir ve eşi görülmemiş bir şeydi ve şimdi onu öven
tarihçiler ta rafından da öyle olduğu düşünülür.
[Komplocuların yanlış
şüpheleri]
Eylemin yerine getirildiği
sırada ortaya çıkan bir kaza ya da yanlış şüpheyle böyle bir eyleme ara
verilebilir.
Brutus ve diğer komplocuların Caesar’ı öldürmeye niyetlendikleri sabah Caesar
komploculardan biri olan Gnaeus Popilius Laenas ile uzun uzadıya konuşmuştu. Bu
uzun konuşmayı gören diğerleri, Popilius'un söylediklerinin komployu Caesar’a
ifşa edebileceğinden korktular. Bu yüzden Caesar’ın senatoya girmesini
beklemeden orada öldürme ye çalışacaklardı. Eğer konuşma sona erdiği zaman
Caesar’ın alışılmadık bir hareket yapmadığını görmemiş olsalardı onu öldürmüş
olurlardı. Böylece şüpheleri ortadan kalkmış oldu. Bu yanlış şüpheler göz
önünde tutulmalı ve ihtiyatla karşılanmalıdır. Bu şüpheler kolayca kalıba
sokulacak kadar çoktur; çünkü eğer vicdanınız temiz değilse sizden
konuşulduğuna kolayca inanabilirsiniz. Başka amaçla konuşulan işitebildiğiniz
bir sözcük cesaretinizi altüst eder ve sizi, sizin işiniz hakkında
konuşulduğuna inandırır. Sonuçta kaçmakla kendi kendinize komployu ele
verirsiniz ya da yanlış za manda acele ederek işi batırırsınız. Bu durum,
plandan çok kişi haberdar olduğu zaman çok daha kolay gerçekleşir.
[Kazalar komploları açığa
çıkarabilir]
Kazalar, beklenmedik olaylar oldukları için, onları
yalnızca insanların dikkatli olmalarını sağlayacak örnekler sayesinde
sunabilirim. Yukarıda bahsettiğim Siena'lı Luzio Belanti, karısı olarak
verilmemiş olduğu halde kızını kaçıran Pandolfo'ya karşı öfkeli olduğu için, bu
yöneticiyi öldürmeye karar verdi. Luzio bunun zamanım aşağıdaki gibi seçti.
Pandolfo neredeyse her gün hasta bir yakınım ziyarete giderken Giulio'nun
ikamet ettiği yerden geçiyordu. Giulio bunu göz önüne alarak, Pandolfo'yu
geçerken öldürmeleri için komplocu arkadaşlarını evine almayı planladı. Onlar
silahlarını evin girişine yerleştirdikleri zaman Giulio, Pandolfo kapıdan
geçerken haber vermesi için pencereye bir adam yerleştirdi. Pandolfo
yaklaşırken bir şey oldu; penceredeki gözcü haber verdikten sonra Pandolfo yok
olsun bir arkadaşıyla karşılaştı ve durdu. Bu sırada beraberindekiler devam
ettiler ve silahların gürültüsünü işiterek farkına varıp pusuyu açığa
çıkardılar. Böylece Pandolfo korundu ve Giulio arkadaşlarıyla birlikte
Siena'dan kaçmak zorunda kaldı. Pandolfo'nun şans eseri arkadaşıyla
karşılaşması onların eylemini engelledi ve Giulio'nun girişimini başarısız
kıldı. Böyle rastlantılar nadir oldukları için bir çare bulunamaz. Ancak
bununla birlikte her olasılığı göz önüne almak ve onlara karşı dikkatli olmak
kesinlikle gereklidir.
[Bir suikastın sonrasındaki
tehlikeler]
Komplocunun işi yapmasının ardından
kaçışındaki tehlikeler dışında tartışmadığımız bir şey kalmadı şu halde. Bu da
bir tanedir; yani ölü Hükümdârın intikamım alacak olan geride kalan birisidir.
Bu geride kalanlar, Hükümdârlığın halefi olacak kardeşler, oğullar ya da
Hükümdâra bağlı kişiler olabilir. Ya sizin ihmalkârlığınız sayesinde ya da
yukarıda bahsedilen nedenlerden dolayı geride bu intikamı alacak kişiler
kalabilir. Diğer komplocularla birlikte Milan dükünü öldüren Giovanni Andrea da
Lampognani'nin başına gelen böyleydi; çünkü Dükün intikamım almaya hazır oğlu
ve iki kardeşi geride kalmıştı. Gerçekten de çare olmadığı için böyle
durumlarda komplocular mazur görülebilirler. Ancak intikamcılar komplocuların ihmalkârlığı
ya da tedbirsizliği yüzünden hayatta kaldıkları zaman ise mazur görül meyi hak
etmezler. Forlı'de komplocular yöneticileri Kont Girolamo'yu öldürdüler ve
karısıyla küçük çocuklarını ele geçirdiler. Bu komplocular, kaleye sahip
olmadıkça kendilerinin güvende olmayacaklarını anladılar. Bununla birlikte kale
komutam kaleyi onlara teslim etmekte isteksizdi. Ardından Madonna Caterina
(Kontes öyle adlandırıldığı için), komplocular kaleye girmesine izin verirlerse
kaleyi onlara teslim edeceğine söz verdi. Bu arada onlar kadının çocuklarını
rehine olarak tutabileceklerdi. Bu söz üzerine onun kaleye girmesine izin
verdiler. İçeri girer girmez, kale duvarında onları her türden intikamla tehdit
ederek kocasını öldürdükleri için kınadı. Çocuklarıyla ilgilenmediğini
göstermek için üreme organlarını açıp onlara göstererek hâlâ daha çok çocuk
yapmak için araçlara sahip olduğunu söyledi. Bu suretle bir plandan yoksun ve
yaptıkları hatayı çok geç fark ederek tedbirsizliklerinin cezasını ömür boyu
sürgünle ödediler.
[Öfkeli halktan gelen
tehlikeler]
İşten sonra görülebilecek
tehlikeler arasında halkın öldürülen Hükümdârı seviyor olduğu zamankinden daha
kesin ve daha korkutucu hiçbir şey yoktur. Bunun nedeni, komplocuların çaresi
olmamasıdır çünkü kendilerini halktan asla koruyamazlar. Caesar bir örnektir;
Roma halkı onu sevdiği için intikamım komplocuları Roma'dan sürerek aldı. Çünkü
onların sürülmeleri hepsinin çeşitli zamanlarda ve yerlerde öldürülmelerine ne
den oldu.
[Cumhuriyetlere karşı
girişilen komplolar]
Kendi şehirlerine karşı komplo yapmaları
komplocular için daha az tehlikelidir. Çünkü hazırlık aşamasında tehlikeler
daha azdır; yerine getirirken tehlikeler aynıdır, işten sonra da tehlike
yoktur. Hazırlanırken çok tehlike olmaz; çünkü kararlı oluşunu ve planını
herhangi birine göstermeksizin bir yurttaş güce ulaşmak için kendini uygun hale
getirebilir ve eğer planları kesinti ye uğramazsa girişimini başarıyla
tamamlayabilir. Eğer bazı yasalar onu duraklatırsa, oturup zamanım bekleyebilir
ve başka yollan deneyebilir. Biraz bozulmanın olduğu bir cumhuriyete bu
uygulanır. Çünkü kötülüğün başlamadığı, bozulmanın olmadığı bir cumhuriyette
böyle düşünceler bir yurttaşın zihnine girmez. Yurttaşlar, şu halde herhangi
bir muhalefet tehlikesine katlanmadan çeşitli yollardan ve çeşitli vasıtalarla
Hükümdârlık için çabalayabilirler. Çünkü hem cumhuriyetler bir Hükümdârdan daha
yavaş oldukları için daha az şüpheci ve bu nedenle de daha az dikkatli olurlar
hem de cumhuriyetler önemli yurttaşlarına da ha fazla saygı gösterdikleri için,
bu kişiler cumhuriyetlere karşı davranmakta daha aceleci ve cesur olurlar.
Herkes Sallust tarafından hikâye edilen Catiline'nin komplosunu okumuştur ve
komplo açığa çıkarıldığı zaman Catiline'nin Roma'dan kaçma dığı gibi senatoya
gidip senato ve Konsüle karşı onur kına konuştuğunu da bilirler şehrin sahip
olduğu yurttaşlar için saygısı öyle büyüktü ki. Ve o halen ordusuyla
birlikteyken, Roma'dan gittiği zaman Lentulus ve diğerleri, kendi elyazılarıyla
mektuplarında suçu açıkça beyan etmemiş olsalardı tutuklanmayacaklardı da. Kartaca'da
büyük bir yurttaş olan Hanno, tiranlık arzusuyla, kızlarından birinin düğününde
tüm senatoyu zehirlemeyi ve ardından kendini Hükümdâr yapmayı planladı. Bu
plan öğrenildiği zaman, senato ziyafetlerin ve düğünlerin masraflarını
sınırlayan bir yasa çıkarmaktan başka herhangi bir tedbir almadı onun mertebesi
ve yeteneği için saygı o kadar büyüktü ki.
[Bir cumhuriyete karşı
komplo yapmaktaki tehlikeler]
Bununla birlikte kendi ülkenize karşı bir
komployu yerine getirmekteki güçlüklerin ve tehlikelerin daha büyük olduğu
doğrudur; çünkü kendi kuvvetlerinizin çok kişi karşısında komplo yapmak için
yeterli olması nadiren gerçekleşir ve Caesar, Agathocles ya da Cleomenes'in
başında olduğunda bir ordunun önderi sıradan biri değildir. Bu kişiler kendi
ülkelerini kendi kuvvetleriyle ve tek hamlede ele geçirmişlerdir. Bu kişiler
için yol çok kolay ve güvenlidir; ancak kuvvetlerinde böyle katkılar bulunmayan
diğerleri ya hile ve yaratıcılıkla ya da yabancı kuvvetlerle bir şeyler yapmak
zorundadır. Hile ve yaratıcılık konusuna gelince, Atinalı Peisistratos
Megaralıları ele geçirmiş ve bu sayede halkın sevgisini kazanmış olduğu zaman
bir sabah ev den yaralı çıktı. Kıskançlık yüzünden soyluların kendisini
yaraladığını söyleyerek, kendini korumaları için silahlı adamlara sahip
olmasına izin verilmesini istedi. Bu yetki sayesinde Atina tiranı olacak kadar
büyüklüğe kolayca yükseldi. Pandolfo Petrucci, diğer sürgünlerle birlikte
Siena'ya geri döndü ve başkalarının aşağı bir şey olarak reddettiği yönetim
binasının koruma görevi ona verildi. Bununla birlikte bu silahlı adamlar fırsat
çıktığında, ona kısa sürede Hükümdâr olacak kadar ün kazandırdılar. Diğer
birçokları başka şemalar ve vasıtalar kullanmış, zamanla ve tehlikesizce
başarılı olmuşlardır. Kendi kuvvetleriyle ya da yabancı ordularla kendi
ülkelerini ele geçirmeyi planlamış olanlar talihe uygun olarak çeşitli
başarılara sahip olmuşlardır. Yukarıda bahsedilen Catiline girişimiyle
mahvolmuştur. Yine yukarıda konuştuğumuz Hanno, zehirleme yoluyla başarılı
olmadığı zaman binlerce yandaşını silahlandırmış ve hep birlikte
öldürülmüşlerdir. Thebaililerin kimi önderleri kendilerini tiran yapmak için
Spartalıların ordusunu yardıma çağırmış ve şehrin tiranlığını ele
geçirmişlerdir. Bundan dolayı eğer kendi anayurdu olan şehirlere karşı
şekillendirilen planları gözden geçirirseniz, hazırlanmaktayken hiçbirinin
bastırılmadığını ya da çok azının bastırıldığını göreceksiniz. Ancak komplonun
yerine getirilmesi sırasında onların hepsi ya başarılı olmuşlar ya da
çökertilmişlerdir. Yerine getirmiş oldukları zaman, şu halde onlar da doğası
gereği Hükümdârlıkta karşılaşılan tehlikelerden başka tehlikelerle karşı
karşıya kalmazlar; çünkü bir kişi tiran olduğu zaman tiranlığın onun başına
getirdiği doğal ve sıradan tehlikeler le karşılaşır; bunun için de elinde
yukarıda tartışılan diğer çarelerden başkası olmaz.
[Zehirleme yoluyla suikast]
Komplolar hakkında yazmayı düşündüklerimin
hepsi bu dur. Eğer zehirle değil de çelikle yerine getirilen komploları
tartıştaysam bunun nedeni hepsinin aynı yasalara tabi olmasıdır. Zehirle
yapılan komplolar gerçekten de daha belirsiz olmaları yüzünden daha
tehlikelidirler. Çünkü bunlar için fırsatlar herkese açık değildir. Bu
yüzden de fırsatı olanlara havale edilmelidir ve bu havale etme zorunluluğu ise
tehlike getirir. Şu halde birçok nedenden dolayı zehir içmek ölümcül
olmayabilir. Komplocular Commodus'u zehirledikleri zaman Commodus zehri
küsmüştü; bu nedenle de öldüğünden emin olmak için onu boğmak zorunda
kalmışlardı.
[Bir komplo nasıl
bozulmalı]
Şu halde bir Hükümdârın komplodan daha büyük
bir düşmanı yoktur; çünkü ona karşı bir komplo yapıldığı zaman ya öldürülür ya
da şerefi lekelenir. Eğer komplo başarılı olursa Hükümdâr ölür. Eğer
Hükümdâr komployu açığa çıkarırsa ve komplocuları idam ettirirse, idam
ettirdiği kişilerin yaşamlarına ve mülklerine karşı her zaman gaddarlık ve
ihtirasını tatmin etmek için Hükümdârın bir suç uydurmuş olduğuna inanırlar.
Bununla birlikte kendilerine karşı komplo yapılan tüm cumhuriyetlere ve
Hükümdârlara bu uyarıda bulunmayı atlamak istemiyorum: Onlara yapılan bir
komplo açığa çıkarıldığı zaman, komplonun yapışını dikkatlice kavrayış
arayışındayken ve komplocuların ve kendilerinin koşullarını yeterince ölçerken
herhangi bir intikam girişimini ertelemelidir. Komployu büyük ve güçlü
buldukları zaman, onu ezecek kadar yeterli kuvvetle hazır olmadıkça asla kamuya
açmamalıdırlar. Eğer aksini yaparlarsa, kendi yıkılışlarını kamuya açarlar. Bu
yüzden her yolu kullanarak onu bilmiyormuş gibi yapmalıdırlar. Çünkü
komplonun açığa çıktığını gördükleri an da komplocular zorunlu olarak
duraksamadan harekete geçerler. Romalılar buna bir örnektir. Romalılar iki lejyon askeri Capua halkım
Samnitlere karşı korumak için bıraktıkları zaman, başka bir yerde daha önce
bahsettiğimiz gibi bu lejyonun önderleri boyun eğdirmek için Capua halkına
komplo düzenlediler. Onların planları Roma'da öğrenildiği zaman, yeni Konsül
Rutilius ona karşı tedbirler almakla görevlendirildi. Komplocuları uyutmak
için, senatonun Capualıların lejyonlarını yeniden atayacağı haberini yaydı. Bu
askerler buna inanarak ve planlarını uygulamak için zamanları olduğunu sanarak
acele etmeyip Konsülün bir lejyonu diğerinden ayırdığını görene kadar
sükûnetlerini korudular. Bu durum onların şüpheli olmalarını sağladı,
kendilerini açığa çıkarmalarına ve planı uygulamaya koymalarına neden oldu. Her
iki bakımdan da bundan daha iyi bir örnek olamaz; çünkü kişilerin zamana sahip
olduklarını düşündükleri şeylerde nasıl yavaş ve zorunluluk onları harekete geçirdiğinde
nasıl hızlı olduklarını gösterir. Kendi avantajları için komploları açığa
çıkarmayı sonraya bırakmak isteyen cumhuriyetler ve Hükümdârlar yakın gelecekte
komploculara bir fırsat sunmaktan daha ustaca bir yol kullanamazlar.
Komplocular bolca zamanları olduğunu sanarak bu fırsatı bekleyeceklerdir ve
böylece Hükümdâra ya da cumhuriyete onları cezalandırmak için zaman
kazandıracaklardır. Bunun tersini yapan kişi yıkılışını hızlandırır. Tıpkı
Atina dükü ve Guglielmo de Pazzi'nin yaptıkları gibi.
Dük, Floransa tiranı olduğu zaman kendisine
karşı düzenlenen bir komployu öğrenerek ötesini düşünmeden komploculardan
birini tutukladı. Bu, diğerlerinin hemen silahlarına sarılmalarına ve tiranın
da konumunu kaybetmesine yol açtı. Guglielmo, 150 rde Valdichiana'da
Floransa'yı temsil eden kurul üyesiyken Arezzo'yu Vitelli yandaşı
Floransalılardan almak için bir komplo olduğunu işiterek derhal şehre gitti.
Komplocunun kuvvetlerini ya da kendininkileri göz önüne almadan oğlu olan
piskoposun tavsiyesiyle komploculardan birini tutukladı. Tutuklamanın ardından,
diğerleri silahlarına sarıldılar ve şehri Floransalılardan kaptılar. Guglielmo
artık bir kurul üyesi değil mahkûmdu. Ancak komplolar güçsüz oldukları zaman
önemsemeden bastırılabilirler ya da bastırılmalıdırlar.
[Komplo anında akılsızca
yapılan işlemler]
Bundan başkaca kullanılmış olan birbirlerine
neredeyse karşıt iki yöntemin taklit edilmesinin hiç yolu yoktur. Yukarıda adı
geçen Atina dükü, Floransalıların iyi niyete sahip olduğuna inandığını
göstermek için kendisine karşı bir planı açığa çıkaran kişiyi idam ettirdiği
zaman bu yöntemlerden birini denedi. Diğerini ise, Siraküzalı Dion şüphelendiği
bir adamın niyetini ölçmek için, güvendiği biri olan Callippus'un kendisine
karşı söz de komploda bulunuyormuş gibi yapmasına izin verdiği zaman denedi.
Bunların ikisi de kötü sonuçlandı. Birincisi, suçlamada bulunanların cesaretini
alıp götürdü ve o cesareti komplo planlamayı isteyen herhangi birine verdi.
Diğeriyse, Dion'un ölümüne giden yolu kolaylaştırdı ya da daha ziyade kendi
kendine karşı komplonun gerçek önderi olmasını sağladı. Gerçekten de öyle oldu;
çünkü Dion'a karşı uyarmadan komplo yapabilme durumunda olan Callippus, Dion'un
elinden konumunu ve yaşamını alacak kadar kârlı bir komplo yaptı. Büyüklük
onları bütün Hükümdârların üzerine çıkarmıştır; kralları ya da cumhuriyetleri
hesaba katmamışlardır; hiçbir şeyden korkmamış ya da zihinleri karışmamıştır;
ancak yine de yaşadıkları yere döndüklerinde tasarruflu, alçakgönüllü, kendi
küçük mülkleriyle ilgili, magistrat uslara itaat eden, yaşça büyüklerine
saygılı kişiler oldular; öyle ki bir ve aynı ruhun böylesine değişime
uğrayabilmiş olması imkânsız gibi görülebilir. Bu yoksulluk, hemen hemen
cumhuriyetin son mutlu zamanları olan Paulus Emilius'un zamanlarına, hatta onun
zamanının sonuna kadar da sürdü; sonrasında da zaferiyle Roma'yı zenginleştiren
bir yurttaş çıktığında, bu yurttaşın kendisi yoksul kalmadı. Paulus zamanında
yoksulluğa hâlâ fazlasıyla saygı duyuluyordu; öyle ki Paulus savaşta yararlılık
gösteren kişileri onurlandırmak amacıyla bir damadına kendi gümüş kupasını
verdiğinde, bu kupa onun evindeki ilk kupasıydı. Eğer diğer insanların yazıları
konuyu birçok kez görkemli kılmamış olsaydı, uzunca bir konuşmayla yoksulluğun
zenginlikten daha çok meyve ürettiğini, birincinin şehirlere, eyaletlere ve
dinlere onur vermiş olduğunu, somakinin onları yıkmış olduğunu gösterebilirdim.
(s.368-393)
Niccolo
Machiavelli trc. Alev Tolga Titus Livius’un İlk On Kitabı Üzerine Konuşmalar
[Kitap]. - İstanbul : [s.n.], 2009.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar