MOLLA MURAD ve TÜRKÇE DİVANI
Molla Murad ,
Fransız İhtilali (1789 )’ nden 1 yıl önce 1788’de doğmuştur. Abdülmecid
zamanında 27 Şevval 1264 H( 25 Eylül 1848 )‘de vefat etmiştir. Dârü’l — Mesnevi dahilindeki türbe-i mahsusada olduğu
kaydedilmektedir.
Birçok eseri
vardır. Molla Murad’ ın “Divan”ı önem arzetmektedir.
Divanın giriş
bölümünde “manzume-i fesâhat ve
divançe-i belâğat” olarak vasıflandırdığı kitabında, tarikat
ulularının, İslam büyüklerinin
medhiyeleriyle örülü olup, Mevlânâ Celâleddin Rûmî , Abdülkâdir Geylanî,
Bahâ’ud-din Nakşbendî , Seyyid Ahmet
Rıfâi , Ahmet Bedevî , Şeyh Şazili , Şaban Halvetî , İbrahim bin Edhem , Hacı Bektaş Velî , Hacı Bayram Velî ,
Yunus Emre gibi daha birçok ehl-i tarikat
büyüğünün bazen biyografisini içermektedir.
Ayrıca bilinen
divan dizilişlerinden farklılık göstermesi de ilgi çekicidir. Yine Molla Murad’ın Nakşibendi tarikatına
mensup olmasına rağmen mesnevi dersleri
vermesi ve 19. yüzyıldaki Nakşibendî-Mevlevî
yakınlaşmasına örnek teşkil etmesi de ayırıcı bir özellik olarak göze
çarpmaktadır.
Molla Murad, Nakşibendi tarikatına mensup biri
olarak sadece bu tarikatın ulularını övmemiş;
hiçbir ayrım yapmadan başka tarikat büyükleri içinde medhiyelerini dile
getirmiştir.
Molla Murad, Hazret-i Mevlana ‘dan başlayıp Mustakımzâde Süleyman’a kadar
yazdığı 47 medhiyede hiçbir tarikatı
ayırt etmeksizin o tarikatların kurucusu
başta olmak üzere tekke-dergâhsahibi olanlarını işlemiştir.
Hacı Bektaş-ı Veli’ yi medhederken “Şeyhi olmuşdır
ânın Hoca Ahmed Yesevi , Mazhar-ı sırr-ı Alidir” gibi sözlerin yanında
özellikle “Nakşibendiye kiliddir,
Nakşibendiyye kulıdır” sözleri ezberi bozan yaklaşımlar olarak göze çarpmaktadır.
Molla Murad’ ın Hacı Bektaş-ı Veli’ yi Nakşibendi
olarak tavsif etmesi ve Bektaşi tarikatındandan
başka temsilcilere yer vermemesi, onun ehl-i sünnet çizgisinde hareket
eden tarikat ulularına yer verdiğini
göstermektedir.
Şeyh Ümmi
Sinan için yazdığı medhiyede Ebussu’ud ‘un ona “Râfızi” diyerek kötülük
yaptığını ifade etmesi Molla Murad’ın bu olaya bakışını daha da netleştirmektedir.
Molla Murad’ın
zamanında tarikatların insanları eğitmede bir yarış halinde olduğu,
diğergâmlık örneklerinin çokça görüldüğü
bilgilerine de rastlamaktayız ki Fatma Aliye Hanım’ ın Ahmed Paşa ve Zamanı adlı kitabında Molla
Murad’ ın kendisine intisap etmek isteyen
yüksek istidatlı birine: “Bu, bizim işimiz değildir.” diyerek Kuşadalı
İbrahim Efendi’ ye gönderecek kadar
mütevâzı olduğunu gösteren bilgi de ilgi çekiciydi. Dergâh- tekke- ocak yakınlaşmasını delillendirmesi açısından iyi
bir örnekti. Nakşibendi tarikatından
olmasına rağmen mesnevi okutan Sadi’
den, Şirazi’ den şiir okutan, ders veren
kendisi dışında Süleyman Neş’et,
Süleyman Vahyi, Mehmed Emin Tokadi, Mustakımzâde Süleyman gibi kişilerden övgüyle söz etmesi, bu yaklaşımın
hayata geçirildiğinin de canlı örnekleri olması
açısından önemlidir.
Hacı Bektaş
Veli kaddesellâhü sırrahu’l âlî hakkındaki tesbitleri orijinaldir.
Der-medó Óaøret-i Pìr ÓÀcí BektÀş-ı
Velì úuddise sırruhu’l-èÀlì
Feilàtün Feilàtün Feilàtün Feilün
NÀmı üstünde velìdir ÓÀcí BektÀş-ı Velì Naúşibendìye kilìddir ÓÀcí BektÀş-ı
Velì
Şeyòi olmuşdır anıñ Óoca Aómed Yesevì Ululuàí
ezelìdir ÓÀcí BektÀş-ı Velì
GucduvÀní daòi şeyò-i Yesevìdir bì-şek Naúşibendiyye kulıdır
ÓÀcí BektÀş-ı Velì
Şimdi Naúşìleri almaú yanına oldı delìl ÒocÀgÀnıñ da úÿlıdır
ÓÀcí BektÀş-ı Velì
Úaãr-ı ilóÀdı òarÀb eyledi bünyÀdından EvliyÀnıñ da selìdir ÓÀcí BektÀş-ı Velì
ÕÀtı müstaàraú-ı deryÀ-yı óaúìúat idi hem Maôhar-ı
sırr-ı èAlìdir ÓÀcí BektÀş-ı Velì
Şarú u àarba yayılup
ãıyt-ı kerÀmÀtı anıñ Böyle úadrì de celìdir
ÓÀcí BektÀş-ı Velì
Nice ôÀhidleri mest itdi o şeyò-i
ekrem Böyle òamr-ı ezelìdir
ÓÀcí BektÀş-ı Velì
Arø iden óÀcetini gördürür elbetde añÀ Cümleniñ ùutan elidir ÓÀcí BektÀş-ı Velì
Óacc-ı rÿóÀnìyi kerrÀt ile itmişken o õât Gitdi óacca emelidir ÓÀcí BektÀş-ı Velì
Münteşir oldı MurÀdÀ úoúusı
dünyÀya EvliyÀnıñ da úulıdır
ÓÀcí BektÀş-ı Velì
Gel úapusında ùurup maôhar-ı iósÀn olagör Úaãr-ı cÿduñ temelidir ÓÀcí BektÀş-ı Velì
***
Der-vaãf-ı Óaøret-i Şeyò Ümmì SinÀn
ve raêıyallahu èanhu’l-ÒannÀn
Fàilàtün Fàilàtün Fàilàtün Fàilün
Áb-ı rÿy-ı Òalvetìdir Óaøret-i Ümmì SinÀn Úuùb-ı aúùÀb-ı cihÀndır pişvÀ-yı vÀãılÀn
Şeyòi olmış idi Seyfullah
Efendiniñ o õÀt Hem òalìfe úılmış idi anı o şeyò-i
cihÀn
Terbiyet buldı ÓüsÀmeddìn-i èUşşÀúì daòi Aña da virdi òilÀfet hem o pìr-i èÀrifÀn
İsmi İbrÀhim idi Ümmì SinÀn ile şehìr İki tekye şehremìninde aña oldı mekân
Óaøret-i SulùÀn SüleymÀn èaãrıdır èaãrı daòi İltifÀt itdikçe aña óaøret-i şÀh-ı cihÀn
Çekmeyüp hem zemm ü ùaèna başladı Ebussuèÿd
Müftì ÚÀbil oldı HÀbìl tek Ümmì SinÀn
Yazdı fetvÀlar daòi hem ehl-i devrin küfrine
Müstaóill-i rafødır bunlar deyüp itdi beyÀn
Hep óaseddendir bu işler oldı devrÀn vÀsıùa Çekmede
bu ùaènı aãóÀb-ı
ùarìúat her zamÀn
BÀèiåi Ebussuèÿd u KÀêìzÀde oldılar
Biriniñ derdi Sivasì biriniñ Ümmì SinÀn
İltifÀt-ı pÀdişÀhí oldı inkâra sebeb
Óamyet-i dìniyyeden olmadı vallahi inan
Güne güne gördiler
herkes kerÀmÀtın anıñ
Mümkin olmaz ki idem taèdÀdıla
ben de óiyÀn
Duòter- i pÀkizesi irşÀd iderdi
herkesi RÀbièa sırrına
maôhar olmışidi bì-gümÀn
Erkek evlÀdı yoú idi óaøret-i
şeyòiñ velì ÚÀim idi duòteri erkek yerine
ey cüvÀn
Beñzedi bu sırr-ı pinhÀn aña kim terk itmedi
Gerçi evlÀd-ı zükÿrı yerine faòr-ı cihÀn
Lìk terk itdi yerine Óaøret- i FÀùımayı
ÚÀim oldı nice bìñ erkek yerine dÀderÀn
SÀl-i hicret eyledi ùoúuz yüz daòi elli sekiz Murà-ı rÿóı uçdı cinÀna
olup òuld-ÀşiyÀn
Hem edÀ oldı ãalâtı cÀmiè-i Bü’l-fetóde
Úomşu oldı ÒÀlid ibni Zeyde o cennet-mekân
Sırrını taúdìs itsün Óaøret-i YezdÀn anıñ Mükrem olsun cennet-i
aèlÀda rÿóı cÀvidÀn
Bildigiñ
her bir èulÿmından teberrì eyleyüp Böyle
ümmì olma efêaldir efendi bil inan
Sen deyüp Ümmi SinÀn geçme bu õÀta òoşça baú èİlmini
istif idersiñ èarşa varır bì-gümÀn
ÓÀøır olsun himmet-i pÀki bize her dem anıñ
Rÿó-ı úudsìsi MurÀda yardım itsün her zamÀn
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar