NİÇİN ÇOCUK SAHİBİ OLMAMIZ GEREKİYOR?
Rasûlüllah
sallallâhü aleyhi ve sellem “ümmetimin çokluğu ile iftihar edeceğim”
buyurması hem kemiyet ve hem de keyfiyet açısından çok önem arz etmektedir.
Cennete girecek olan insanların büyük çoğunluğunun Ümmeti Muhammed’ten
olacağından bahsedilmesi de bunu teyit eder. Bizim burada ele alacağımız mevzu
işin kaderi yönüdür. Yani çocuk sahibi olmak ile kazanılan en büyük hususun,
rızık ve ömür meselesinde meydana gelen olumlu katkısıdır. Eğer bir insan
ömrünün uzun ve rızkının bol olmasını istiyorsa, çocuk sahibi olması onun
alacağı kaderî tedbirlerin en önemlisidir. Son zamanlarda, kazanç ile refah
hayatı doğru orantı ile karşılaştırma posivitismin getirisi olarak insanları
doğrudan etkilemiştir. Hakikatte ise durum farklıdır.
Allah Teâlâ buyurdu ki;
“İçinizdeki
bekârları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer
yoksul iseler, Allah onları lütfü ile zenginleştirir. Allah lütfü bol olandır,
bilendir.” (Nur, 32)
Zamanımızda
ise “aman aman önce işini bulsun” diyerek gençlerin önü kesilmektedir. Ancak
hikmet başka şeyi işaret etmektedir…
Hz.
Ömer radiyallâhü anh bir gün birisinin “Ya rabbi beni fitne ve belalardan
uzak tut” diye dua ettiğini gördü. Hz. Ömer ise;
“Sen
Allah Teâlâ’dan evlat ve çocuk istemiyor musun?” dedi.
Fitne
kelimesinin geniş manasının içerisinde “imtihan” olgusunu barındırken,
Allah Teâlâ Kur'ân-ı Kerim'de;
“Her
halde mallarınız ve evlâdlarınız bir fitnedir, büyük ecir ise Allah’ın
katındadır.” (Teğabün, 15) ayetinin bir manası dünya
nimetlerinin artış sebebi olarak çocuklar gösterilmiştir. Rasûlüllah sallallâhü
aleyhi ve sellemde;
"Her ümmet
için bir fitne vardır, benim ümmetimin fitnesi de maldır." (Tirmizî, Zühd 26,
(2337) Dünya nimetinin artışı, hesabın çoğalmasını da beraberinde
artırırken, darlık içinde olanın rızık genişliğine de sebep olmaktadır. Bu
sebeple geçimi dar olanların, muhakkak evlat sahibi olmaları halinde bu
merhaleden geçebileceğini bilmelidirler.
Allah Teâlâ bir
kimseye gırtlak verdi mi, onun rızkını vermeye kendini kefil kılmıştır.
Mevzu ile alakalı
olarak uzun yaşmak isteyen ve üzerine gelecek belalara kefil olması için çocuk
sahibi olmak insana Allah Teâlâ’nın rahmetidir. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve
sellem Allah Teâlâ’nın kulları üzerine belaları göndereceği zaman ihtiyarlar ve
çocuklar sebebiyle azabı kaldırdığını beyan etmiştir. Çocuklar, kader
imtihanlarındaki paydaları, matematiksel olarak büyüterek, ihtimal
hesaplarındaki yüzdeyi çoğaltır. Yani bir aile nüfusunun üç ile yedi arasında
değişmesi durumunda çok fark olacaktır. Büyüklerimiz derler ki, evlat sayınızı
artırın ki birini cemiyet, diğerini belalar telef ederse, diğeri sana kalır,
ihtiyarlığında ölüm getirmeyen süründüren hastalıklardan
“Alzheimer, Parkinson”
dan biri olma ihtimalinde bile olsan senin yanında olurlar.
Allah Teâlâ’nın buyurduğu;
“Allah insanları işlediklerine karşılık hemen
yakalayıverseydi, yeryüzünde bir canlı bırakmaması gerekirdi. Ama onları belli
bir süreye kadar erteler. Süreleri gelince gereğini yapar. Doğrusu Allah
kullarını görmektedir.” (Fatır, 45) bu ayetteki
erteleme sebeplerinin içinde, rahmet sıfatının tecelli ettirme sebeplerini
beraberinde artırmaktır. Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem bu konuda
buyurdu ki;
“Allah Teâlâ’dan gafil olmayın. Huşulu
gençler, rükû eden ihtiyarlar, otlayan hayvanlar, emzikteki çocuklar olmasaydı,
üzerinize azap üstüne azap yağardı. (Beyhâki, Taberâni)
Sonuç
olarak, korktuklarımızdan emin olmak, rahat yaşamak ve uzun ömürlü olmak
istiyorsanız çok çocuk sahibi olmamız kaçınılmaz bir gerekçedir. Rasûlüllah
sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdu ki;
"İnsan
öldüğü zaman amel işlemesi kesilir. Ancak üç şey bundan müstesnadır. Sadaka-i
cariye, kendisinden yararlanılan ilim veya kendisine hayır dua eden salih
çocuk" (Dârimi, Mukaddime, 46)
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar