PSİKO-ANALİTİK ALDATMANIN BİR ÇEŞİDİ “YÜZÜK/KÜPE SEMBOLÜ”
Günümüzde
insanların manevî kabiliyetleri azaldığından kişiliklerindeki özelliklerini
pozitivist [ teoloji ve metafizik içermeyen, sadece fiziksel veya maddi
dünyanın gerçeklerine dayanan bilim anlayışı]
ile karşıya/ötekiye duyurabilmenin amacını gütmeleri nedeniyle, fizikî eylemler/sembollere
ihtiyaç duymaktadırlar.
Dikkat
edilirse son dönem firma isimlerinde “ X ” harfli kelime gruplarının
kullanımında aşırı bir artış olmuştur. “ X ” harfinin
yazılımı logolarda haç işaretini andıran haliyle sanki Hristiyanlığın
propagandasının yapılması gibi..
Yüzükler,
küpeler hakkında milletler/cemaatler/ dini inançlar da bir sınırlama altında
tutulurken, şimdi kaosvâri bir etki altında kalmaktadır. Konu hakkındaki gerçek kültür ve bilginin
içeriği o şekilde deforme ki, neyin ne olduğu hakkında birçok yorum yapılması
gerekiyor. Mesela, günümüzde insanlar tarihi dizilerde kullanılan karakterlerin
üzerindeki kostümleri sanki o dönemde, gerçekten de o şekilde kullanıldığını
zannediyor. Aslında aldatılıyoruz. Geçenlerde “Nuh” filmini seyretmiştim. Filme
konu olan o zamana göre bu kadar saçma
bir uyarlama olamaz demişimdir. Sonuçta film bir kurgu.
Eğer
kültürümüzün yozlaştığını daha iyi anlamak istiyorsanız, yani küpe ve yüzük takmaların
ne manaya geldiğini anlamak isterseniz, ihtiyar annelerinize sorun. Onlar size saf
halleriyle her şeyin doğrusunu söyleyeceklerdir. Ben bu sene tatilde
kayınvalideye sormuştum. Başparmağa eskiden kimler yüzük takardı? O da
Ermeniler takardı demişti. Şimdilerde ise Müslümanlar takıyor.
Kulağa
küpe takmak kadın için tarihi geçmişi var olan bir olgudur. Fakat son yirmi
yıldır erkeklerde kulaklarına küpe takmanın zevkine varıyorlar. Ona da erkek
timsali olan Yavuz’u örnek gösteriyorlar. [Piyasada yavuz diye bilinen Şah
İsmail fotoğrafı olması da işin başka tarafı.] Yazarken hatırladım, eskiden
evlerin duvar süslemelerinde kullanılan duvar halılarında Yezidiler/Ezdilerin sembolü
tavus kuşu çok olurdu. Şimdilerde ise unutuldu. [Yakın zamanda bir kanalda bir
dizide tekrar kullanılmaya başlandı.] Konuya
dönelim; bu takmanın nedeni erkeklerin kadınlara karşı kimlik sorunu yaşadıklarının
ispatından başka ne olabilir ki? Kadın için
süslenmek ona üstünlük getirirken, erkek için bir zafiyettir. Erkeğin
güzelleşmeye ihtiyacı olduğunu hissetmeye başladığı zaman kendini sorgulamaya
başlamasının gerektiğini vurgulayabiliriz.
“Ben varım” çağında insanlar yalnızlıklarını
gidermek için pasif iletişimin unsurlarını kullanırken yüzükler için birçok
manalar olduğunu görebilirsiniz.
Baş
Parmak :
*Boşum
ama kimseyle işim olmaz.
*Kölelik,
Lezbiyenlik, Sekste sınır tanımam.
*Ben
ateistim veya bu konuda hoşgörülüyüm.
*Ben
homophile [eşcinsel] veya lezbiyenim. Ya sen; veya bu konuda açık olabilirim. [Bunun
nedeni de homophile ve lezbiyenler nişanlandığında veya evlendiğinde yüzüklerin
baş parmağa takıyor olması.]
*Başıma
buyruk biriyim. [Baş parmağa takılan yüzük, yunan mitolojisinde Poseidon u
temsil eder. Poseidon, Zeus'un kardeşidir. Olympos dağında yaşayan başına
buyruk, kuralları takmayan Denizler tanrısıdır.
Rivayete
göre bu parmağa yüzük takanlar, başkalarının trendlerine uymayan, kendi
doğrularıyla yaşayan başına buyruk insanlardır.]
*
Erkekte, “Ben kadın düşkünüyüm.” [ "Başparmak, asında erkekliğin, 4 parmak
da kadınlığı simgeler" Diğer 4 parmak ise 4 kadını temsil eder "Ben
tutmaya yararım, tutucuyum açlıktan hoşlanmam demeye getirir" Başparmak,
her parmağın ucuna dokunabilir. Yani onları öper "çapkınım" demek
ister.]
İşaret
Parmağı/ Şehadet parmağı
*Bir
bayan işaret parmağına yüzük takıyorsa her türlü ilişkiye açığım demek istiyor.
Fanatiğim.
Orta
Parmak :
Doluyum
ama arayıştayım
Yüzük
Parmağı :
Takmak
Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin sünnetidir.
Sağ
Nişanlı Sol Evli anlamına geliyor.
Serçe
Parmağı :
Kararsızım/depresif
takılıyorum. Sana yaramam, benden uzak dur.
Sonuç
olarak yüzüklerinizle/küpelerinizle karşımızdakine mesaj vermek yerine kendi varlığımızı
bir şekilde karizmatik kılarak etrafımızdakilere daha büyük etki yapabilirsiniz.
Şöyle
ki insanlar bildiği ve özüne vakıf olduğu unsurları bırakmada aceleci
davranırlar. Bir yere konduramadığı veya tanımakta taaccübe uğradığı zaman
kendini o varlıktan uzaklaştırmadığı gibi “belki” leriyle daha çok istenilen/çekici
olurlar. Allah Teâlâ’nın varlığını gizli tutmasının en önemli sebeplerinden
biride budur.
Her
zaman açık olmak iyidir, denilir. Ancak kişiliğinizin çözümlemesinde
karşınızdakine ima edecek her türlü unsurdan uzak durmak, susmak gibi hepimiz
için daha faydalıdır. Bu konuda ince düşünüş kadınlar için bu daha önemlidir.
Allah Teâlâ’nın kadınların tesettür
konusunda hassas davranmasını da bir nebze açıklamış oluyoruz.
Kendinizi
elinizle ifşa etmeyin.
Allah
Teâlâ ifşa edenleri pek sevmez. İsterse bu ifşa sevap konusunda olsun.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar