RÂÛF TECELLİSİNE MAZHAR OLMAK
er-Rahîm, Hz. Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem’in
niteliğidir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: ‘(Peygamber) Müminlere karşı raûf
ve rahimdir,’ Varlığın yetkinliği, ona bağlıdır ve Rahim vasıtasıyla
besmele tamamlandığı gibi onun tamamlanmasıyla da âlemin yaratılışı
tamamlanmıştır. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem akıl ve nefis olarak
âlemin varlığının başlangıcıdır. Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem’e
sorulmuş:
‘Ne zaman peygamber oldun?’ Şöyle
cevap vermiş: ‘Adem su ve toprak arasında iken.’ Böylelikle Allah Teâlâ,
bâtında varlığı Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemle başlattığı gibi dünya
âleminde görünür olarak makamı onunla bitirmiştir. Rasûlullâh sallallâhü
aleyhi ve sellem şöyle buyurur: ‘Benden sonra ne bir resul ne de bir nebi
vardır.’
O halde “Rahîm” [kelimesi] Hz. Muhammed sallallâhü aleyhi
ve sellem, “bismi” [kelimesi] ise babamız Adem’dir. Burada, yaratma işinin
başlangıç ve bitiş makamında babamız olduğunu kastediyorum. Şöyle ki: Âdem
isimleri yüklenendir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: ‘Adem’e bütün isimleri
öğretti.” Rasûlullâh sallallâhü
aleyhi ve sellem ise Âdem’in yüklendiği bu isimlerin anlamını taşıyandır. Söz
konusu isimler, kelimeler’dir (hakikatler). Bu bağlamda Rasûlullâh sallallâhü
aleyhi ve sellem şöyle buyurur, ‘Bana cevâmiu’l-kelim verildi’
Kendisini öven kimse Yahya ve İsa peygamberler gibi, başkası tarafından
övülenden daha yetkin ve güçlüdür. Kimin adına zat (zatın bilgisi) meydana
gelmişse isimler de (isimlerin bilgisi) onun hükmü altındadır. Hâlbuki
isimleri elde eden kimsenin nezdinde isimlendirilen bulunuyor değildir.
Bu nedenle sahabe bizden daha üstündür. Çünkü onlar,
zatı, biz ise ismi elde etmişiz, (öğrenmişiz). Biz
de onların zata riayet ettiği gibi isme riayet edersek ecrimiz artar. Ayrıca
onlarda bulunmayan uzaklık sıkıntısı nedeniyle ecrimiz kat be kat artar.
Dolayısıyla biz, (peygamberin) kardeşleri, onlar ise arkadaşlarıdır. Rasûlullâh
sallallâhü aleyhi ve sellem bize özlem duyar. Bizden birisine kavuştuğunda ne
kadar sevinecektir! Nasıl sevinmesin ki? Özlem duyduğu kimse kendisine
kavuşmuştur. Artık ona ikramı ve iyiliği hesap edilebilir mi?
Aramızdan bir amel sahibi, Peygamberin sahabesinin
ameliyle amel eden kimseye göre elli kat mükâfat alır. Bu ecir, onların ecrinin
aynısı değil, bilakis benzeridir. Bu nedenle Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve
sellem şöyle buyurur: ‘Hatta sizden bile (daha çok olabilir): Ciddi olunuz
ve çalışınız.’ Böylelikle sahabe şunu anlamıştır: Kendilerinden sonra öyle
insanlar gelecektir ki, onlar, Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem’e
yetişmiş olsaydı, sahabe onları geçemezdi. Mükâfatlandırma da buradan
kaynaklanır. Allah Teâlâ yardım istenilendir.
Futuhat-ı Mekkiye, Onuncu Kısım; Türkçesi: c. I, sh: 307
Güzel ahlakla ahlaklanmak soyluluğa işaret eder. Güzel
ahlakla bezenmek gönüllü olarak yerine getirilir, yüz çeviren ve sırtını dönen
bu niteliğe sahip olamaz. Güzel ahlaka tahsis edilmek ahlakın sahihliğine ve
doğruluğuna delil iken sıfatlarda ortaklık zatların farklılığına delil teşkil
eder. Sıfatlardaki ortaklık vasıtasıyla el-Melik ve mülk öğrenilirken şirk
iftirası da böylece ortadan kalkar. Allah Teâlâ hakkında tevhid ve birlik,
O’nun ilah olması bakımından söz konusudur, yoksa isimleri bakımından bir
değildir! İsimler kullara ait iken onlara îma etmek tahakkuku ortaya çıkartır;
tahakkuk ise tahalluk, yani ahlaklanmak derken kastedilendir.
Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ asil peygamberinden söz
ederken ‘Müminlere karşı raûf ve rahimdir” derken kendisi
hakkında da kadim kelamında ‘Allah Teâlâ size karşı Raûf ve Rahim’dir’ der. Allah Teâlâ bize kendisini bizim
niteliklerimizle nitelediğini bildirmiştir: Hiç kuşkusuz buna kabiliyetimiz
olmasaydı, Allah Teâlâ bunu bildirmezdi. O’nun verdiği haber doğru, sözü de
haktır. Niteliklerdeki böyle bir ortaklık sayesinde malik olmak gerçekleşirken
varlıktaki her zerrenin bundan bir payı ve nasibi vardır.
Futuhat-ı
Mekkiye, Otuzdördüncü sifr; Türkçesi: c.
XVII, sh: 365
Kaynaklar:
Muhyiddin İbn Arabî, Futûhât-ı Mekkiyye
Futûhât-ı Mekkiyye Tercümesi, hzl: Ekrem
Demirli, 2011,İstanbul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar