Print Friendly and PDF

Renkler


“Türkoloji Dergisi III, I, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Enstitüsü, Ankara Ün. Bas. 1968, 167 s.” bu konuda şu bilgiyi veriyor.
“Annemarie von Gabain’in Semih Tezcan tarafından türkçeye çevrilen “Renklerin Sembolik Anlamları” adlı makalesinde Türklerde dört yönün
renkleri ile ifade edilmesi, zengin örneklerle anlatılmaktadır.
Yazarın bu makalesinin bibliyografyasına, Prof. Dr. A. Caferoğlu’nun aynı konudaki bir tebliğini ilâve edeceğiz. (Les Couleurs dans la momenclature des noms ethniques turc. Estrate das III vol. degli” “Atti e Memoire del YII Congresso Internaz. Di Scienze Onamastic he”. Frenze Pisa 1961, (1963), s. 369-372). Bu dört yön Hüseyin Namık (Orkun)’da Şimal (kuzey) = kara, garb (batı): ak, cenup (güney): kızıl fakat şark (doğu) sarı (?) olarak geçmektedir. (Bk. Türk Dünyası, İst. 1932, s. 61).
Kazakça metinlerde Kök, yeşil, ova anlamına gelir. Kazakça da, aspan, asman (f.) ve Gök kelimeleri kullanılır.
Yaşadığımız dünya renkli olup, herkesin sevdiği renkler vardır. Bazı görüşlere göre -ruhbilimciler, psikiyatristler renkler insan ruh yapısını etkiliyor ve bunu tedavide kullanıyorlar:
Bazı dinlerde yas (matem) renkleri, neşeli günlerin renkleri vardır. Bilhassa Hristiyan kilisesi buna dikkatle uyar.
Matem, yas işareti olarak siyah renkte elbise giyilir veya kollara siyah kurdela bağlanır.
Bazı resmî toplantılarda koyu renk veya siyah renkte elbise giyilmesi istenilir, v.b.
Ortaçağ’da Engizisyon kıyafeti, Mürted denilenlerin kıyafet ve renkleri, Yahudileri sarı yıldız bir renkle belirtmeleri, dikkati çekicidir.
San Benito: Ortaçağlarda nâdim olmuş, mürtedlere kilise tarafından sarih, kırmızılı gömlek giydirildiğini görüyoruz, Keza Engizisyon’un yakılma cezasına çarptırılan kimselere alev ve şeytanlarla (temsîlen) süslü siyah bir gömlek giydirilirdi. Zamanımızda idam mahkûmlarına beyaz gömlek giydirilmektedir.
İnsanı dinlendirici, yatıştırıcı sayılıyor, hayâl gücünü artırıyor, deniliyor.
Üstün irade gücü ve bilincini, gerçekçiliğin sembolü olarak benimseniyor. Üstünlük ve hükmetmek, dikkati çekmek isteyen insanların kırmızıyı beğendiği ve insana güç ve enerji verdiğine inanıyorlar. Krallar ve ihtilâlciler tarafından benimsenmesi, yatak odalarının kırmızıya boyatma, aşk ihtirasını artırması gibi düşüncelerden geliyor.
romantik, geceyi sevenler, sebatkârlar, kararlılar, sırlara, büyülere ve çeşitli esrarengizliklere, inanan kişiler siyahı benimsiyorlar.
Mevcudu, ortamı, daha geniş göstermek isteyenler, ruhî deprasyonların bastırılmasında faydalı sanılan, yardımcı olan, tazelik ve sevinç verdiğine inanılan sarı rengin dünya gerçeklerinden kaçmağı kolaylaştırdığı, hayal âleminin ufuklarını açtığı hususuna inanılıyor.
Asalet, soyluluğa düşkünlük, ilgi çekmek isteğinde olanların bu rengi seçtikleri bu rengi seçenlerde ruhsal sıkıntı olduğu ileri sürülüyor.
Saflık, temizliğin, hassasiyetin ve yalnızlık hissinde olanların sevdiği öne sürülen bu renk, sakinleştirici, insanı uysallaştırıcı kabul ediliyor.
Hayattan zevk alan, yaşamayı seven, bencil olan, çevre olaylarına tepki göstermeyenlerin benimsediği renk sayılıyor. Ayrıca yorgunluğa karşı, rahatlatıcı, dostluk ve sadakati de sembolize eden renk sayılıyor.
Bu suretle gizli olan ortaya çıkabilir.
“Kırmızı ve sarı gibi grapon renkler kişilerde neşeyi, sorumsuzluğu, seks istemini belirtir. Giysileriyle, möblesiyle bu rengi beğenenler, herhangi bir şeyin yokluğunu, güçsüzlüğünü gizlemek için bu rengi örtü olarak kullanabilirler.”
Renklerin değerlendirilişi, toplumlara, semtlere, ailelere göre farklılıklar gösterir. Hele milletler arasında renkler değişik değer yargıları alırlar. Yeni Polanyalı Papa Carol Wojtyla, Vatikan meydanını dolduran halka, Vatikan’ın renklerini simgeleyen Sarı-beyaz renkli jipinin üstüne çıkarak yapmaktadır. Buddist rahipler Sarı, turuncu rengi, birçok dinlerde beyaz pelerin v.b. hatırlanabilir.
Ruhsal huzurla renkler arasındaki ilişki ayrıca dikkati çekiyor. Dünyamızda bilhassa gökyüzünü ve denizi mavi ve çok zaman yeryüzünü kaplayan yeşil rengin insan düşünce ve yaşayışında, ruh haletinde de etkisi olabileceği tabiîdir!
Bir Psikiyatrist renkleri insanlar arasındaki etkileşim aracı, insanın iç dünyasını hatta uluslararası bir dil olarak görüyorlar. İnsan ruhundaki sarsıntı ve saplantıların istek ye duyguların renklerle belirtildiğini söylüyorlar.
“Psikanaliz ekolün de, psikolojik bir araştırmaya 10 şekilde başlanacağını söyler. Dr. Kemal Keskinel “Rorshah testi” adı verilen bu deney’in “yalnız hastalarda değil, kendini sağlam olarak bilen kişilerde de uygulanır. Bu test sonucu kişinin renklerden nasıl etkilendiğini görerek ya da görmeden yaptığı benzetmelerle anlayabiliyoruz. .... bu test kişide bilinç altına itilmiş karamsarlığı, umutsuzluğu ve yapay görünümüyle dahi üstünü örtemediği korkusunu ortaya koyabilir.”
Sh: 172-174
Hemen her dinin, her tarikatın veya bazı derneklerin sembolleri vardır. Bu sembollere renkler de dahildir. Avrupa’da ve ordularında çer şitli renklerde semboller (renk, ağaç, hayvanlar) bulunmaktadır. Prötohitit ve Hititlerde ve daha önce türlü semboller (Güneşkursu, boğa, geyik) kullanılmıştır. Ayrıca kuşlar, kartal, şahin ve efsanevî kuşlar zümrüdüanka, Huma kuşu v.b. bunun birkaç örneğidir.
Yahudilikte başlıca sembol üçgen, altı köşeli (Magen david) yedili şamdan (Menora), akasya ağacı, üzüm, asma, Yehova’ya (Yahve yazısı), On emir levhası, Kutsal sandık veya Dolap, desti (Hanuka ile ilgili ) vb. ilk sembollerdir.
Renklerden mavi onların sembolüdür. Dinlere ait sembol kitapları pek fazladır.
Hıristiyan kilisesinde papazlar günlere göre elbiselerin renklerini değiştirirler. Yas, neşe, sevinç v.b. Burada pek kısa olarak değineceğiz:
Haçın muhtelif şekilleri, kuzu (Isa), çoban (Isa, ), Meryem’le üçleme ile ilgili türlü, semboller,  Adem ve Havva’ya ait yılan, elma ve incir yaprağı v.s., eşek, maymun ve böylece 350 kadar resimli sembolize, Meryem, ağaçlar, çiçekler, hayvanlar, kuşlar, böcekler, gezegenler, dünya ve gök v.b.  eseri dikkati çekicidir.
Keza daha tafsilâtlı olarak, Yahudiliğin kutsal kitabını kapsayan semboller, türlü haçlar, kılıç, yazılar, at şekilli boynuzlu hayvanlar,şamdan, mum, babklar, kuşlar (güvercin, leylek dahil), yılanlar, altıköşeli yıldız, terazi, ay, at kafası, çapa, öküz kafası, insan şekilleri güneş, hotoz, sütunlar, ejderha, kadehler, dağlar, çeşitli anahtarlar,  kuzular, koyunlar, develer, ağaçlar (çam başta), kuşlar, atlar, kanatlı atlar, kıratlar, eller (Sf. 77), kelimeler, folklor, dinler ve mitolojide, derneklerde, örgütlerde, ordularda, dairelerde, mesleklerde sık sık geçmektedir.
Güneşin dönüşünü temsilen İlâhî bir vecd anlamı vererek semâ (Mevlevîlerde) bir sembolü belirtir.
Kuş şekline girerek: Türk menkabelerinde (Ahmet Yesevî, Bektaşî likte) kuş şekline girip uçmak, kuşlara binmek (kaz), Bektaşilik’te v.b. toplumların folklorunda da görülmektedir.
Keza kutsal ağaçlar , iki boynuzlu, serpuş , tarikatlarda “iki boynuz tutturulmuş keçe serpuş giymek” boyunlara kınalı öküz kemikleri, ucu kıvrık çevganlar ve çıngıraklar asılı, olması v.b. hep bir takım işaretlere, temsillere aittir . Bunların deri, tüy ve demir parçaları ile bezenişi.”
Keza aslanlara binen, kamçı yerine yılanları kullanan, Türk velîleri,  kuşak kuşanmak, sarık sarmak, sakal ve bıyık bırakmak...
“Yülünmüş (traş edilmiş) sakallar, uzun bıyıklar” hep birer sembolü ve özel bir anlamı temsil etmektedir.
Sh: 174-175
Kaynak: Prof. Dr. Hikmet TANYU, İslâmlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı, 1980, Ankara

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar