RUSLARI TANIMAK İÇİN
Hzl: Selahattin ÇİTÇİ
Fransız İhtilali'nden sonra Avrupa'da
banlayan milliyetçilik akımları zamanla Slav halkları arasında da etkili olur.
Slavlar arasında dil ve kültür birliği olarak başlayan Panslavizm. 1848
İhtilali ve Kırım Savaşı’nın etkisiyle siyasî bir birliğe döner. Panslavizm.
1860'lardan sonra Rus aydınlan arasında hızla yayılır. Pogodin, Katkov,
Khamyakov ve Danilevskiy Panslavizmi savunup Rus halkını ve Çarı Türklere karşı
kışkırtırken Tolstoy ve Granovskiy de Panslavizmi eleştiren yazılar yazarlar.
Hayatı boyunca Hıristiyan teolojisini sorgulayan ve
Çara isyan ettiği için Sibirya’ya sürülen Dostoyevski, hayatının son yıllarında
halkçı, çar taraftan ve Ortodoks olarak karşımıza çıkar, ölü Bir Evden
Hatıralar, Karamazov Kardeşler ve Bir Yazarın Günlüğü adlı eserlerinde Türklere
ve Müslümanlara olumsuz bir bakışı vardır. Devrin sosyal ve politik olayları
Dostoyevski’nin bazı hadiseler karşısında objektif kalmasını engellemiştir.
Dostoyevski, insan tabiatını anlatmada ne kadar realistse, devrin sosyal ve
politik olaylarını değerlendirirken de o kadar romantiktir.
Sonuç olarak:
Dünya edebiyatında Dostoyevski kadar
hayatı ve eseri arasında paralellik bulunan ikinci bir yazar göstermek oldukça
zordur. Dostoyevski’nin bütün eserleri şahsî hayat tecrübesiyle birlikte
devrinin sosyal ve politik olaylarının tesirinde kaleme alınmıştır.
Dostoyevski’nin hayatı incelendiğinde onun inançsızlıktan inanca, çar ve devlet
düşmanlığından çar hayranlığına ve milliyetçiliğe hatta Panslavizme kaydığı
görülür, özellikle hayatının son yılları, dinini ki bu Ortodoksluktur ve
milliyetini yeniden keşfettiği yıllardır. Eserlerinde Avrupa’ya,
Türklere ve İslamiyet’e bakışı oldukça olumsuzdur. Taşkın mizaçlı,
asabî, sara hastası, karşıtlıkları bünyesinde barındıran, çabuk değişebilen
kişiliği ve kavgacılığı onun bazı hadiseler karşısında objektif ve realist
kalmasını engellemiştir. Dostoyevski üzerine araştırma yapmış pek çok kişi gibi
Stephan Zweig, Edvvard Halett Carr ve Henri Troyat da yazarın hayatının
özellikle son yıllarındaki bazı fikirlerinin kabul edilemeyecek kadar absürt
olduğunu fakat bunun Dostoyevski’nin yazarlığına engel olmadığını söylerler.
Dostoyevski insan tabiatını anlatmada ne kadar realistse, devrin sosyal ve
politik olaylarını değerlendirirken de o kadar romantiktir. Bu yüzden onu
başarılı bir yazar fakat başarısız bir politikacı olarak nitelendirmek gerekir.
Kaynak: Uluslararası Sosyal Araştırmalar
Dergisi- The Journal of International Social Research, Volüme 3/11 Spring 2010
Adı:
Peter Kropotkin
Doğum:
9 Aralık 1842
Ölüm:
8 Şubat 1921
Mesleği:
Rus yazar, anarşizm kuramcısı
9
Aralık 1842’da Moskova’da doğdu. Babası Prens Aleksei Kropotkin; annesi ise
Yekaterina Nikolaevna'dır. 1846'da anneleri veremden ölünce, Peter ve
kardeşleri daha katı olan babaları tarafından büyütülür.
Kropotkin
Ağustos 1857’de onbeş yaşındayken St. Petersburg’daki Pages Taburuna katılır.
Bu taburda çoğunluğu soylu sınıfından 150 genç eğitim görmektedir. Kropotkin
sınıf arkadaşları ile ilişkilerini geliştirmekte zorlanır; taburdan ayrıldığı
1862’ye kadar zamanının büyük bir bölümünü kitap okumaya, mektup yazmaya ve
dergi çıkarmaya ayırır.
Pages
Taburu mezunlarının Rus ordusunda istedikleri yerde göreve gitme hakları
bulunmaktaydı. 1862’de mezun olan Kropotkin ise Sibirya’yı tercih etti. Böylece
on yıl sürecek bir gezginlik dönemi başlamış oldu. Sibirya’da aldığı görevler
Kropotkin’de hükümete karşı bir hayalkırıklığı oluşmasına neden oldu.
1864’de
işinden istifa etmeyi düşündüğü bir sırada, kendisine Mançurya'nın coğrafik
araştırmasına katılması teklif edildi. Teklifi kabul eden Kropotkin 1865
yılında kendisini tamamen bu coğrafi araştırmaya adadı.
Kropotkin
1867 Nisan'da nihayet ordudan ayrıldı; ve Irkutsk'u terk ederek St.
Petersburg'a döndü. Burada Merkezi İstatistik Komitesi’nde çalışmaya başladı.
Bir taraftan da Coğrafya Topluluğu için yaptığı çalışmalara devam ediyordu.
Üniversiteye kayıt yaptırdı, ama mali sorunlar yüzünden mezun olamadı.
1868-1870 yıllarında zamanını tamamiyle coğrafya çalışmalarına ayırdı.
1871
Sonbaharında babası ölür. Aynı yıl Kropotkin kamu görevlerinden ayrılır.
İmparatorluk Coğrafya Topluluğu ona sekreterlik görevi teklif eder. Bu onun
yaşındaki birisi için büyük bir onur sayılan bir görevdir; ancak Kropotkin
orada yapacağı kariyeri boşa geçirilmiş olarak değerlendirerek, teklifi
reddeder.
1871
Paris Komünü'nün etkisi ile işçi hareketlerine olan ilgisi artar; işçi
hareketleri hakkında daha çok şey öğrenmek için yurtdışına seyahat etmeye karar
verir. 1872 Şubat'ta Rusya'dan ayrılarak İsviçre'ye hareket eder. Zürih'e varır
varmaz hemen Enternasyonal'in yerel şubesine üye olur. Ancak bir süre sonra
daha radikal olan Jura Federasyonu'nun Neuchatel'deki merkezini ziyaret eder.
Buradaki izlenimleriyle anarşizmi benimser.
Kropotkin
1872 Mayıs'ta Rusya'ya döner; nihilistlerin liderliğindeki Chaikovski Çevresi
içinde devrimci görüşlerin yayılmasında önemli bir rol üstlenir.
1873
yılında Peter Kropotkin tutuklanarak hapse atılır; 1876'da İngiltere'ye kaçar.
Burada kısa bir süre kaldıktan sonra İsviçre'ye giderek Jura Federasyonuna
katılır. 1877'de Paris'e gider; burada sosyalist hareketin başlatılmasına
katkıda bulunur. 1878'de İsviçre'ye döner; Jura federasyonunun devrimci
gazetesi Le Révolté'ye yazılar yazar.
1881'de,
Çar II. Alexander'ın suikaste uğramasından kısa bir süre sonra Kropotkin
İsviçre'den sınırdışı edilir. Thonon (Savoy)'da kısa bir süre kaldıktan sonra
Londra'ya gider. Burada bir yıl kadar kaldıktan sonra 1882'nin sonlarına doğru
tekrar Thonon'a döner. Burada Fransız hükümeti tarafından tutuklanır.
sozkimin.com Lyon'da yapılan duruşmada Enternasyonal üyesi olduğu gerekçesiyle
beş yıl hapis cezasına çarptırılır. 1886'da serbest bırakılınca Londra'ya
yerleşir. Aynı yıl Sibirya'ya sürgün edilen kardeşi Alexander intihar eder.
1890larda
zamanının çoğunu yazmakla geçirir; kitaplarında anarşist-komünizmi teorisini
geliştirmeye çalışır. 1897'de Kanada ve ABD'yi ziyaret eder. Amerikan dergisi
Atlantic Monthly anılarını basmayı kabul eder.
1901-1909
yılları arasında daha çok Rusça yazılar yazar. 1905 devriminin başarısızlığa
düşmesi hayal kırıklığına uğramasına yol açar.
1909'de
İsviçre'ye döner; Lena altın madenlerinde 270 işçinin katledilmesi olayının
gündeme getirilmesi için çalışır. Ancak bu çabaları I. Dünya Savaşı ile
kesintiye uğrar. I. Dünya Savaşı sırasında işçi sınıfına karşı en büyük tehdit
olarak gördüğü Alman emperyalizmine karşı devletler arası ittifakı destekleyen
bir tavır alır. Bu tavrı birçok kişi tarafından sert şekilde eleştirilir;
Errico Malatesta gibi pek çok anarşist bu dönemde Kropotkin'den uzaklaşır. Bu
tavır en net biçimiyle Onaltılar Manifestosunda görülebilir. 1917'de
Petrograd'a gider; burada Aleksandr Kerenski hükümetine yardımlarda bulunur.
Ancak Bolşeviklerin iktidara gelmesiyle bu çabaları da sona erer. Pyotr
Kropotkin 8 Şubat 1921'de ölür. Bolşevik lider Lenin'in kişisel izni ile
Novodevichy mezarlığında anarşistler tarafından büyük bir cenaze töreni
düzenlenir. Bu, anarşistlerin kitlesel olarak Rusya'daki son biraraya gelişi olur.
kaynak:
wikipedia
Aşağıda
Peter Kropotkin kısa anlamlı sözlerini okuyacaksınız. Yorum yaparak Peter
Kropotkin konusuna katkıda bulunabilirsiniz.
Biz ki caniyiz!
Herkes için ekmek,
İş ve her türlü bağımsızlık ve adaleti istiyoruz.
*
İnsanların,
yönetimsiz kalırlarsa birbirlerini yiyip bitireceklerine inananlara diyoruz ki:
tıpkı sürgüne giderken zavallı kullarım bensiz ne yapacaklar? Diyen o krala
benziyorsunuz.
*
British museum’daki kütüphane memuru okuyucuya toplum
için o güne dek neler yapmış olduğunu sormaz, ona sadece istediği kitapları
verir.
*
Her
şeye kadir olandan birşeyler istenmekte, eskiden bu tanrı idi, günümüzde
devlet.
*
Biz
anarşistler bizi çevreleyen on yargılar ormanına baltayı vuruyoruz.
*
Biz
ki caniyız! Herkes için ekmek, iş ve her türlü bağımsızlık ve adaleti
istiyoruz.
*
Özgürlüğün tehlikelerinden ve karanlık
yönlerinden korkmamalıyız.
*
Ahlakçıların
hep uygulamak istedikleri o hakkı reddediyoruz, tek tek bireyleri bir ideal
adına sakatlamayı.
*
Yasalar adalet duygusunu geliştirmemiştir, onu
mahvetmiştir.
*
İdealimizi
birdenbire gerçekleştiremeyecek olmamız pek de umrumuzda değil.
*
Bütün hayvan topluluklarında dayanışma duygusu var
olma savaşından çok daha önemli bir doğa yasasıdır.
*
Ancak
hiçbir şey yapmayan insan hata yapmaz.
*
Koşullar ile uzlaşmak istemiyoruz.
*
Yalnızca
itaat edenler yollarını kendi başlarına arayanlardan daha sık yanılır.
*
Yalnızca
yok etmek yetmez.
*
Tembeller tarih yapamaz: Tarihe boyun eğerler!
Kaynak:
http://www.sozkimin.com/a/1134-peter-kropotkin-kimdir-sozleri-ve-hayati.html#ixzz3wD6Sp9T8
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar