Seyr
Sûretden gel sıfata yolda safâ bulasın
Hayâllerde kalmagıl yoldan mahrûm kalasın
Bu yolda ‘acâib çok sen ‘acâib anlama
‘Acâib anda ola dost yüzini göresin
“Işk kuşagın kuşangıl dostun yolını vargıl
Mücâhede çekersen müşâhede idesin
Bundan ‘ışkun şehrine üç yüz deniz geçerler
Üç yüz deniz geçüben yidi Tamu bulasın
Yidi Tamu'da yangıl her birinde kül olgıl
Vücûdun anda kogıl ayruk vücûd bulasın
Hakîkatdür Hak şârı yididür kapuları
Dergâhında yüz dürlü gerek kudret göresin
Evvelki kapusında bir kişi durur anda
Sana eydür teslîm ol gel miskînlik bulasın
İkinci kapusında iki arslan vardur anda
Niçeleri korkutmış olmasın kim korkasın
Üçüncü kapusında üç evren vardur anda
Sana hamle iderler olmasun kim dönesin
Dördünci kapusında dört pîrler vardur anda
Bu söz sana rumûzdur gör kim delîl bulasın
Beşinci kapusında biş ruhbân vardur anda
Dürlü metâ‘lar satar olmasun kim alasın
Altıncı kapusında bir Hûr oturur anda
Sana eydür gel berü olmasun kim varasın
Çün kim anda varasın ol Hûrîyi alasın
Bir vâyeden ötürü yoldan mahrûm kalasın
Yidinci kapusında yidiler otrur anda
Sana kurtuldun dirler gir dost yüzin göresin
Çün içerü giresin dost yüzini göresin
Ene'l-Hak şerbetini dost elinden içesin
Şu didügüm keleci vücûddan taşra degül
Tefekkür kılurısan cümle sende bulasın
Yûnus işbu sözleri Hakk varlıgından eydür
İsterisen kânını miskînlerde bulasın
Bu yolda safâ
bulmak için sureti bırak sıfata gel
Hayâllerle
ilgilenme, yoksa mahrûm kalırsın
**
Yolda acaib şeyler
vardır şaşırma
Acaib olan dost
yüzünü gördüğündedir.
**
Aşk kuşağını sarın
dostun yoluna var git.
Sıkıntılara katlan
ki, dostu görebilesin.
**
Aşk Şehrine
ulaşmak için üçyüz deniz geçersin
Üçyüz denizden
sonra yedi cehennem vardır.
Üç yüz; ben- sen-
o; nefs, beden ve ruh;
Yedi cehennem,
doğum, bebeklik, çocukluk, gençlik, olgunluk, ihtiyarlık ve ölüm)
**
Yedi cehenneme
gireceksin her birinde yanacaksın
Vücudunda hiçbir
varlık kalmayacak
**
Hakikat şehri
kapıları yedi tanedir.
Her birinde yüz
türlü kudreti görürsün.
**
Birinci kapsında
bir kişi durur.
Sana teslim ol
der, bu miskinlik [yokluk] tur.
**
İkinci kapısında
iki arslan vardır.
Bunlar pek çok
kişiyi korkutsalar da sen korkma
İki aslan: şeytan
ve nefs
**
Üçüncü kapıda üç
canavar vardır.
Sana saldıracaklar
fakat sen dönmeyesin
Üç canavar: Cinsel
organ, mide ve uyku
Dördüncü kapıda
dört peri vardır.
Onlar sana bilmece
soracaklar, sırrı sen bulacaksın
Dört peri, akıl, düşünce,
hayal, haz
**
Beşinci kapıda beş
tane piri fani görünür
Çeşitli kıymetli
madenler satarlar almayacaksın
Beş pir; göz,
kulak, burun, ağız, deri
**
Altıncı kapıda
güzel bir huri oturur
Gel seni
bekliyorum der, aldanmayasın
Şehvet
**
O güzeller güzeli
huriyi alırsan
Bu iş tamam diye
emeklerin boşa gider, kalırsın
**
Yedinci kapıda
yediler oturur görürsün
Kurtulmuşsun, dost
yüzünü göreceksin
Yediler: Hayatın
yedi evresi.
**
"İçeri gir,
dost yüzünü gör"
"Ene'l-Hak"
şerbetini dostun elinden içeceksin."
Maddi ve manevi
ölüm
**
Bu söylediklerim
kendi vücûdunun dışında değildir
Düşünürsen hepsi
senin varlığında bulursun
Dost yüzünü açınca
yine kendi yüzünü göreceksin.
**
Hakk'ın
varlığındandır Yunus'un bu sözleri
Bu sırrı isteyen
yokluk ehlinde miskinlerde bulacaktır.
Yunusun sözlerini de Hakk söyledi ve
doğrudur.
**
Bir şehre erişti
yolum dört yanı düz meydan kamû
Ana giren görmez
ölüm içer âb-ı hayvan kamû.
Bir hoş güzel
yapısı var otuz iki kapısı var,
Cümle şehirlerden
ulu her yanı bağ bostan kamû.
Âb u havâsı
mu’tedil giren çıkamaz ay u yıl,
Dağları lâle ak
kızıl bağlar gül-i handan kamû.
Bülbülleri nalân
eder cân-u dili hayrân eder,
Bahçeleri seyrân
eder her köşede hûbân kamû.
Eşçârda sazlar
çalınır dallarda meyve salınır,
Sen sunmadan ol
bulunur her emrine fermân kamû
Kim Selsebil’den
nûş eder rahik anı bi-hûş eder,
Tesnîm ebed sarhoş
eder olur içen mestân kamû.
Bu dediğim Cennet
değil anlara ol minnet değil,
Bunun safâsı
zevkine ehl-i cinân hayrân kamû.
Şehr-i hakîkattır adı,
Hakk sırrını bunda kodu,
Ol sırra vâkıf
olanı, Hak eyledi mihman kamû.
Olmaz anlarada hiç
fesad buğz u hased kibr ü inad,
Cümle biliş yok
asla yâd birbirine ihvân kamû.
Özleri canlardan
aziz sözleri ballardan leziz,
Yok anda sen, ben,
siz ü biz birlik ile yeksân kamû.
Ol şehre Mürsel
gelmedi, anları dâvet kılmadı,
Anlar yolu
yanılmadı evsafları Kur’ân kamû.
Hak mezhebi
mezhebleri, deryâ-yı zât meşrebleri,
Hâsıl kamû
matlableri, kadr içredir her an kamû.
Yoktur onlardan
ihtilâf günden ayân Hakk bî hilâf,
Her işleri Hakk’a
muzâf ruh eylemiş Yezdân kamû
Terk eylemişler
kâl u kil lâl olmuş anlarda bu dil,
Her halleri Hakk’a
delil hep mazhar-ı Rahmân kamû.
Gerçi sana bakıp
gözü, sohbet eder söyler sözü,
Lâkin Hakk’ı
bulmuş özü, söyleştiği Furkân kamû.
Dünyâya anlar
gelmedi, geldiyse de eğlenmedi,
Şeytân oları
görmedi, anda olar pinhân kamü
Ana girerse bir
kişi gider gönülden teşvişi,
Başına bu devlet
kuşu konan olur Sultan kamû.
Hemen ki ol şehre
gelir her korkudan azâd olur,
Yollarda bellerde
kahr div u peri şeytân kamû.
Dâr-ül emândır ol
şehir lâkin girer yüzbinde bir,
Sanma ana dâhil
olur hûri melek rıdvân kamü.
Kim ki o şehri
özledi erenler izin izledi,
Adâb-ı Hakk’ı
gözledi irşâd eder Pîran kamû.
Her semt o şehrin
yoludur, lâkin girenler velidir
Anın için
dopdoludur Türk ü Arab Süryan kamû
Ehlini bul ol
illerin sarpın geçersin bellerin,
Yırtar yalnız
gideni kurd u peleng arslan kamû.
Ehline anlar
bellidir, zirâ bilir bir illidir,
Her birisi ahsen
sıfat her müşküle bürhân kamû.
Gir Enbiyânın
silkine bin bu vücûdun fülküne,
Kahreyle nefsin
askerin gark eylesün tûfan kamû.
Var “Semme
vechu’llâh” ı bul tâ görüne sana ol il,
Senden sana eyle
sefer kim idesin seyrân kamû.
Candan riyâzat-ı
taab çeksin anı edip taleb,
Olur riyâzat sonu
derdlerine dermân kamû.
Çek sinene dağ
üzre dağ şol hasta gönlün ola sağ,
Şayet ola dağ üstü
bâğ yâdlar ola yârân kamû.
Can ermeyince
aslına bülbül gibi gül faslına
Hep cenneti arz
eylesen olur ana niran kamû
Can ilidir
vasfettiğim derd ile ta’rif ettiğim,
Bundan inip
döküldüler bu tenlere her cân kamû.
Gel tende koma
cânını a’lâya çık bul kânını,
Lâyık mıdır insâna
kim yeri ola zındân kamû.
Tut bu Niyâzî’nin
sözün bunda aça gör gözün,
Bir gün gidersin
ansızın görmez seni karbân kamû.
Var ol hakîkat
şehrine er anda Hakk’ın sırrına,
Dolsun senin de gönlüne deryâ olup irfân
kamû.
Şiirin geniş
açıklaması:
https://ismailhakkialtuntas.com/2010/09/23/bir-sehre-eristi-yolum-dort-yani-duz-meydan-kamu/
Not: Bu kısa şerh Avâmice yolculuğu daha
başaramadan havasiden dem vurmaktan hayâ edenler için yazıldı.
Kaynakça:
- Mustafa
Tatcı, Yûnus Emre Divânı, c. II, MEB Yayınları, İstanbul 2005
- Turkish
Studies International Periodical For the Languages, Literatüre and History
of Turkish or Turkic Volume 2/4 Fall 2007, sh: 740-749
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar