Print Friendly and PDF

SON SAVAŞA DOĞRU 4NS



Devletlerin dış politika aracı olarak tercih ettikleri savaş, genel anlamda, bir devletin diğerine iradesini kabule zorlamak maksadıyla kuvvet uygulamasıdır. İnsanlık tarihi kadar eski olan savaş ya da silahlı çatışma kavramı, tarihsel süreçte dönüşerek günümüzde önceki yüzyıllara göre farklı bir şekil almıştır. Savaşı dönüştüren en önemli faktör teknolojik gelişmelerdir.
Politikanın başka araçlarla devamı ve büyük bir düello olarak nitelendirilen savaş; nedenleri, aktörleri, hukuku ve kapsamı bakımından değişmiştir.
Genellikle piyade ağırlıklı olarak yürütülen Birinci Dünya Savaşı öncesi dönem;
“birinci nesil”, ateşin ve ateş destek araçlarının yoğun olarak kullanıldığı Birinci Dünya Savaşı;
 “ikinci nesil”, hızın ateş gücüne göre öne çıktığı İkinci Dünya Savaşı;
“üçüncü nesil” ve gerilla harekâtı ya da ayaklanmaya karşı gelişmiş, düşmanı askerî değil siyasi olarak ve yalnızca savaş alanında değil yıllarca süren düşük yoğunluklu bir çatışmayla yenmeyi hedefleyen ve günümüzde de yaşanan dönem ise “dördüncü nesil” savaş olarak isimlendirilmektedir.
Bu nesillerin niteliklerini belirleyen en önemli etken olan silah teknolojilerindeki gelişmeler, savaşların taktik ve stratejik olarak planlarını, icrasını ve sonuçlarını etkilemiştir. Barutun, tüfeğin, tankın, hava gücünün, kitle imha silahlarının ve uzayın kullanılması; savaşlarda dönüşüme ve paradigma kaymasına neden olmuştur.
Günümüzde savaşlar cephe savaşı değildir. Gelecekte de sayıca fazla olmayan birliklerce düşmanın silahlı kuvvetlerini tamamen yok etme amacı gütmeyen asimetrik savaşlar söz konusudur. Yüksek teknoloji sayesinde haber alma, ateş ve yüksek isabet oranı imkânlarına rağmen, savaşların süresi kısalmamıştır. Gelecekte ülkelerin karşılıklı bütün kaynaklarını seferber ettiği savaşlar yerine; yüksek teknoloji ürünü silah sistemleriyle donanmış küçük grupların silahlı mücadelesi şeklinde, kısa süreli taktik başarılara dayalı ve daha çok silahlı örgütlerin taraf haline geldiği, uzun süreli silahlı mücadelelerin yaşanacağı değerlendirilmektedir.
[Ergüder Toptaş, “Dördüncü Nesil Savaş ve Etki Odaklı Harekat”, Ankara, Silahlı Kuvvetler Dergisi, GenelkurmayAskerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, 392, ss. 58-77.]
Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin savaşta disiplinli, azimli ve eğitimli insan kaynağına olan ihtiyacın daima hissedileceği açıktır. Muharip kabiliyetlerin artırılması açısından profesyonel askerî personelde yeterli birikim ve uzmanlığın sağlanması oldukça önemlidir.
KİS binlerce canlının bir anda ölümüne sebep olabilen silahlardır. Nükleer, biyolojik veya kimyasal esaslı olarak üretilebilmektedirler. Savaşın dönüşümünde önemli etkisi olan KİS’nın kullanılması konusunda Einstein; “ 3. Dünya Savaşı’nda hangi silahlarını bilmem ama 4. Dünya Savaşı'nda savaşmak için sadece taşlar ve sopalar kullanılacaktır” der.
[The Quotation Page, “Albert Einstein” 4 Temmuz 2007 < http://www.quotationspage.com/search.php3?homesearch=war+ >.]
Özellikle biyolojik ve kimyasal silahların üretilmesi çok ta zor görülmemektedir. KİS (Kitle İmha Silahları) çeşitli etkilerle hem insanlara hem diğer canlılara zarar vermekte ve doğadaki etkileri yıllarca sürebilmektedir.
İçerisinde bulunduğumuz Dördüncü Nesil Savaşlar (4NS)’ı, Clausewitz’in Halk- Ordu-Hükümet üçlemesinin karşıtı düşünmek doğru bir değerlendirme olmayacaktır. Echevarria’nın “Bu eğilimler (Halk-Ordu-Hükümet bağlantısı) terörle olan savaşta geçerliliğini korurlar. Creveld gibi düşünenlerin teröre karşı yapılan savaşın “üçleme karşıtı” şeklinde ayırmasının yanlış olduğu değerlendirilmektedir. Tarih incelendiğinde Clausewitz’in tanımladığı bu güçler her savaşta bulunmaktadır”. Günümüz savaşlarında da galibiyet için bu üçlemenin mutlak işbirliği içerisinde olması gerekmektedir.
Hammes, Sapan ve Taş isimli kitabında teknolojinin her şey demek olmadığını ifade eder. O’na göre Bilgi Çağı teknolojileri son yıllarda güçlü devletleri bile asimetrik olarak zayıf düşmanları karşısında daha zayıf hâle getirmiştir. Hammes:
“Pek çok potansiyel düşmanımıza karşı teknolojik üstünlüğe sahip olsak da bu teknolojiyi Üçüncü Nesil Savaşlar (3NS)’ın taktiklerini desteklemek üzere kullanıyoruz. Oysa ileri görüşlü düşmanlarımız 4NS’i çoktan uygulamaya başladılar bile. Yeni teknolojilerin ortaya çıktığını ve bu teknolojilerin 4NS için mükemmel biçimde kullanılabileceğini biliyorlar. Yeni teknolojiyi eski yöntem savaş taktiklerine uygulamak yerine, yeni savaş yöntemini daha da ileriye götürmek için kullanıyorlar.” şeklinde belirterek savaşların dönüşümünde hızlı adaptasyon sürecinin önemini belirtmektedir.]
[Kaynak: Ali Bülent UŞAKLI, Savaşın Dönüşümünde Teknolojik Gelişmelerin Etkisi T.C. Atılım Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Ankara, 2007]
Bizim bu başlangıçtan sonra mevzu etmek istediğimiz husus, Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin ahirzaman için buyurduğu hadislerin    “nesil savaşlarının” karşılığı olabilirliği üzerinde biraz kafa yormaktır..
Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin kıyamet alametlerini konu alan rivayetlerin geneli savaşma tipi ile yani insanların birbirleri ile mücadele etmesi şeklinde görülmektedir. Bu şu demek olabilir ki, bahsedilenler nesil savaşları ve bağlamında her bir sonraki dönemin daha çetin ve karmaşık olmasıdır.
Mesela Mehdi aleyhisselâm gelmesi ile bahsedilen mutluluk ve refah dönemi olabilir. Ve daha sonra gelmesi bildirilen ve günümüzde başlayan teknolojinin çok ileri seviye varması ile artan “şaşkınlık ve mutluluk dönemi”nin Deccalin karşılığı olabilirliği.  Yine teknolojik çılgınlığın  arkasından gelecek dönemde de boyutlar arası atlamalar nedeniyle; tarihte varolduğu bahsedilen meleklerin cinlerle savaşması gibi durumların tecelli etmesi. (Ye’cüc ve Me’cüc’u de düşünebiliriz.)
 Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin gelmesini varsaydığı İsâ aleyhisselâm gelmesi bizâtîhi  Allah Teâlâ’nın “kudret tecellisinin” dünya alemindeki nizâma karşı bir gazaba gelişi ve dünyayı “Kahhar” sıfatının gereği tebdil veya yok edeceği kıyametin “önhabercisi ve uyguladığı” eylemler zinciridir.
Bir başka şekilde düşünecek olursak;  İsâ aleyhisselâmın yeryüzüne inmesi olarak bahsettiği ilâhi kudretin (meleklerin) hiçbir dönemde tecelli etmediği gibi zuhura gelmesidir. Zahiri anlamda anladığımız cesed-i İsâ nuzülü veya Hristiyanlığın Müslüman olması gibi yorumlar biraz zayıf ve mesnetsiz kalmaktadır.
Netice olarak şunu diyebiliriz Rasûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellemin kendi zamanında içeriğini tam olarak izah edemediği kıyamet alâmetlerine birde bu yönden bakmanızı tavsiye ederim.
“Son Nesil Savaş” Allah Teâlâ’nın kıyamet tecellisini ettirdiği meleklerinde içinde bulunduğu son olarak yaratılmış mahlûkatın ifnasıdır.
Kıyametin Büyük Alametleri      
1. Mehdi aleyhisselâmın Gelmesi
2. Mesih Deccal’in Gelmesi
3. İsa Mesih aleyhisselâmın Yeryüzüne İnmesi,
4. Ye’cüc ve Me’cüc’ün Ortaya Çıkışı
5. Üç Büyük Çöküntü (Hasıf)
6. Duhân (Duman)
7. Güneşin Batıdan Doğması
8. Dabbetü’l-Arz’ın Ortaya Çıkması
9. İnsanları Önüne Katıp Sevk Eden Ateş

[http://www.ikder.net/index.php?option=com_content&view=article&id=63:kyametin-bueyuek-alametleri&catid=21:makaleler&Itemid=10]


Kısaltmalar
1NS                 Birinci Nesil Savaşlar
2NS                 İkinci Nesil Savaşlar
3NS                 Üçüncü Nesil Savaşlar
4NS                 Dördüncü Nesil Savaşlar
KİS                 Kitle İmha Silahları

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar