Yeşilzâde MEHMED SALİH
Şek
ve şüphe ne müdhiş bir belâ; hakikati inkâr ne tahribkâr ne korkunç bir
felâkettir, istilâ ettiği fikirleri ya küfre ve yahut ye’sü helâke sürükleyip
mahveder.
Hayatta
öyle kararsız, muhakemesiz kimselere tesadüf edilir ki: onlar “haz, elem,
sürür, keder„ gibi bir çok manevî ve ruhî hallerin vücudundan, vukuundan
bahsettikleri ve mekteblerde ruhiyyata müteallik pek çok kitablar
karıştırdıkları halde, yine bir an sonra inkâr cereyanına kapılarak ruhun vücud
ve bahasında mütereddit bulunurlar.
insan
ruhun bahasına, alemi ahiretin mevcudiyetine dair milyonda bir ihtimale malik
olsa bile bu tasdik hassasını büyük bir lütûf bilerek bunu kendisinden men
etmemelidir. Zira hayatta en tesellibahş bir şey varsa, o da insan kendisinde
lâyemut, lâyezâl bir ruhun ve bir varlığın bulunduğuna ve ahiretin mevcudiyyet
ve kakasına şübhesiz olarak kani olmaktır.
Ruhun
vücud, ve lâyemutluğuna dair fikirler, kanaatlar, kalblere sürür, vicdanlara
huzur ve istirahat bahşeder.
Yaşamak,
yalnız yemek, içmek ve biraz da dedikodudan bahsetmek demek değildir; Dünya
varlığının fani ve hiçliğini ve bir dakikalık rüya gibi çabucak gelip
geçiciliğini anlamayanlar, anlamak istemeyenler, bahusus ruhanî bir hayata, bir
kanaata ve bir zevke malik olmayanlar, dünyada en bedbaht, en sefih ve çok
zavallı insanlardır.
Yeşilzâde
MEHMED
SALİH
Sabık
Erzurum Meb’usu
Şeyh
Abdülkadır Geylanî radiyallahü taala anhülbari hazretleri kasîdei
ayniyyelerinde “ ruhun„ manasını beyan ve vahdetin sırrını ayan için şu
beliğ kıta ile müminleri irşad buyurmuşlardır.
Vefi
fihi ruhi nefahtü kinayetün
Hel
ir ruhü illa aynühu ya münaziü
Ve
nezzihhü an hükmil hülûli femalehu
Siva
ve ilâ tevhidihil emrü raciu
Feya
ahadiyyez zati fi ayni kesretin
Veya
mucidel eşyai zatüke şayiü
Tercümesi
: ademe ruh nefhettim [üfledim] buyurulması kinayedir;
ey
münazi! ruh anın ayni değil midir? Lâkin HakkTealâyı hulûldan tenzih
et zira onun sivası yani ona karşı diğer bizatihi bir vücud yoktur. Herşey onun
tevhidine racidir, ey kesretde kendi zatı bir olan mevlâ. Ey mucidi cemii eşya,
zatın şayidir, yani “la mevcüde illâ hu velâ gayrühu,, dur.
İşte
Cenah i piri âzam efendimiz de bu beyanati âlileriyle ruhun hakikatim remzen
beyan buyurmuş ve sirri Hudayı âriflere duyurmuşdur.
Sh:22
Karısı
vefat eden . .. Bey bir gün mezarIık yanından geçerken hasretle: «güzel
karıcığım bu sıcakta toprak altında mı yatıyorsun» der, bir ah çeker. O gece
merhume kadın zevcinin ru’yasına girer, ve kemali iştiyak ile konuşurlar.
Bu
zat zevcesine: “hangi alemdesin Sidretül Münteha da mısın? sorar. Zevce
gülerek,
“Sidretül
Münteha büyüklere mahsusdur, biz buraya yakışmayız der. Zevc,
-
Öyle ise neredesiniz?
-
Çocukların ruhlarıyla beraberim
-
Çocuklarla ne münasebetin var ?
-Âlemi
ervahda akıl, idrâk, kemal münasebeti gözetilir; benim idrâk ve kemalim de
çocuklardan ziyade değil idi, anın için onlarla beraberim ve onların bulunduğu
alemdeyim.
-Başka
alemlere gidib ziyaretlerde bulunur musunuz?
-Evet
başka alemlere gitmek istediğimizde, katıra müşabih mahlûklar vardır anlara
biner gezeriz, sonra yine kendi alemimize döneriz.
-Hangi
âlemlere gidersiniz?
-Meselâ
şemse, kamere, utaride ve emsaline ve senin, adını doymadığın, bilmediğin
âlemlere de gidib oradaki ruhları ziyaret ederiz.
-Rahatın
nasıldır?
-Çok güzeldir.
Bu
esnada . .. Bey uykudan uyanmış, ru’yasından memnun, mahzuz olmuş, tekrar
uyumuş, ve yine yattığı odanın duvarından zevcesinin bir hayvana binmiş olduğu
halde çıkdığını gördüğünde demiş ki:
-Ya
hu duvardan nasıl çıktın? Zevce:
-Ruh
için duvar mani değildir bize hail yoktur. İşte biz bu hayvanlar üstünde her
yeri gezeriz dolaşırız. Zevc
-Hanım,
umumi harpta kaybolan kardaşımı o alemlerde gördün mu?
-Hayır
bizim âlemde görmedim, onun Bağdad taraflarında olması muhtemeldir.Zevc
—
Senin ruhuna sevabi ihda edilmek için okuyorum, onlarla mütena’ım oluyor musun;
zevce:
-Teşekkür
ederim hediyyeniz geliyor, çok memnun oluyorum.
«Fütuhat» çı Nazmı Bey Mecmuasından
Hicrî
1318 de Musikayı Hümayundan mütekaid Hacı Ratib Bey, Takaüd Sandığı âzasından
Hacı İzzet Bey’e haber gönderir ki:
-Ben
âhirete gideceğim bu âlemdeki alacak, verecek hesaplarımı kesmek isterim;
müterakim maaşlarımı alıb göndersin; bununla beraber biz Hacı İzzet ile bir
günde ilk mektebe başladık, ve bir günde medreseye girib okuduk, ve yine bir
günde Musikayı Hümayuna yazıldık ve bir günde Mevlevi tarikatı aliyyesine
intisab ettik; ne olur, âhirete de birlikte gidelim der. Bunu dinleyen Hacı
İzzet elini sakalına atıb on dakika düşündükten sonra, pek âla, haydi öyle
olsun der, hemen Hacı Ratibin maaşlarım gönderir; aradan üç gün geçer,
bu zatların ikisi de bir gecede sabaha yakın vefat ederler.
Hacı
Ratib bey öleceği gece ahbabından muhasebe! Hamdi bey âkşam yemeğinden sonra
Hacı Ratibin yanına gelir bir kaç saat konuşurlar, ortada hastalık namına hiç
bir şey yok. Hamdi bey evine döner, Hacı Ratib bir adamla Hamdi beye haber eder
ki sabah erken işine gitmesin, biz çamaşır değişib perdeyi dolaşacağız; bir az
hizmetimizde bulunsun. Bu sözden bir şey anlamayan Hamdi bey sabah erken Hacı
Katibin vefatını duyar, çok mahzun olur.
Bazı
zatlar istediği anda ve istediği yerde kalıbdan çıkarlar.
Trabzonlu
İsmil babada Erzurumda hicri 1310 da bu suretle âhirete göç etmiştir.
Sh:77
Gönül yap hakkı tasdik et sakın
incitme bir cani
Ki herkim her kime her ne eder
kendi bulur ani
Güzel söz, hem güler yüz gösterüb
halka riayet kıl
Bu
boş könbetden can di, can işit bul canda canâni
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar