YMA SUMAC
Yma Sumac
|
|
Doğum adı
|
Zoila Augusta Emperatriz Chavarri del Castillo
|
Doğum
|
|
Ölüm
|
|
Meslekler
|
Şarkıcı, Sinema oyuncusu, Radyo sanatçısı, sahne sanatçısı
|
Çalgılar
|
Vokal Soprano
|
Etkin yılları
|
1950'li yıllar
|
Resmî sitesi
|
1950'li
yıllarda Exotica şarkıcılarının en tanınmışlarından biriydi. Hayret
verici bir şekilde beş oktav aralığında
kullanabildiği sesi ile uluslararası bir şöhrete erişen sanatçı 1955'te ABD vatandaşı
olmuştur. Seyrek de olsa Ima veya Imma Sumack adlarını da
kullanmıştır. Egzotik müzik de denen İnka kızılderililerine özgü yüzyıllar öncesine dayanan
eski bir Peru müziği tarzını icra ediyordu.
Dünyada
çok az sayıda şarkıcının erişebildiği bu beş oktavlık ses aralığından daha da
şaşırtıcı olanı Yma Sumac'ın hiçbir müzik eğitimi almamış olmasıdır. Hatta bazı
söylentilere göre Yma Sumac nota okumayı bile bilmiyordu. Sadece 5
albümle efsane haline gelen ender şarkıcılardan biridir. Albümleri 50 yıldan
beri defalarca yeni baskılar yapmaya devam etmiştir. 2008 yılında 86.
yaşını kutlayan şarkıcı, aynı yılın 1 Kasım'ında Los Angeles, California'da hayata veda
etmiştir. Sanatçı kalın bağırsak kanseri tedavisi
görüyordu.
13 Eylül 1922 tarihinde Peru'nun kuzeyinde yer
alan yüksek dağlarla çevrili bölgesi Cajamarca'nın Ichocán kentinde dünyaya
gelmişti. Doğduğunda verilen ismi "Zoila Augusta Emperatriz Chavarri del
Castillo" idi. Doğduğu tarih ve kökeni hakkında da çok çeşitli söylentiler
ortaya atılmıştı. Daha önce doğduğu yıl ile ilgili olarak 1921'den 1929'a kadar
değişik tarihler verilmişti. Ününün doruğunda olduğu 1950'li yıllarda ise
son İnka imparatoru Atahualpa'nın soyundan gelen bir prenses
olduğu iddia edilmişti. Hatta bir ara aslında Brooklyn veya Kanada'da doğduğu
ve New York'ta şarkı söylerken Peru ile ilgili bu hikâyelerin reklam için
uydurulmuş olduğu bile ileri sürülmüştü.
13
yaşına geldiği zaman olgunlaşan sesi ile dikkati çekmeye başladı. Arjantin'e radyo programı yapmak üzere davet edildi. 1943'e gelindiğinde
Arjantinde 16 kadar şarkıyı plak yapmıştı bile. 1942'de Orkestra şefi
Moises Vivanco ile tanıştı ve evlendiler. Cholita Rivero adlı bir dansçıyı da
aralarına alarak kurdukları "The Inka Taky Üçlüsü" adlı grupla İnka kızılderililerine özgü yüzyıllar öncesine dayanan
eski bir Peru müziği tarzını uyguladı. Bu grupla birlikte bütün Güney
Amerika'yı turlayarak konserler verdi.
Yma
Sumac'ın annesinin kızlık soyadının Atahualpa olması onun son İnka İmparatoru Atahualpa'nın soyundan gelen bir prenses olduğu söylentisinin
çıkmasına yol açmıştı. 1946 yılında
grup New York'a gitti. Başlarda Amerikalıların onun müziğine pek hazır
olmadıkları anlaşıldı, bu tarz müziği tuhaf bulmuşlardı ve fazla
ilgilenmemişlerdi. Küçük gece kulüplerinden birinde şarkı söylerken orada
bulunan Capitol Records plak şirketinden
bir yetenek avcısının dikkatini çekince 1950yılında bu şirketle
bir kontrat imzaladı. Artık adını da resmen Yma Sumac yaptı. Bu daha büyüleyici
ve egzotik bir isimdi. Artık 20'li yaşlarının ortalarında olan Sumac'ın sesi de
gücünün zirvesine erişmişti. Çok az sayıda şarkıcıda görülebilecek bir şekilde
5 oktava kadar bir ses aralığında şarkı söyleyebiliyordu. Bu olağanüstü
yeteneğinin yanı sıra kendisine eşlik eden büyük orkestralarla beraber tarzını
daha da geliştirdi ve 1950'de doldurduğu Voice
of the Xtabay albümü hiç reklamı yapılmamasına rağmen 100.000'in
üzerinde sattı.
Aynı
yıl "Hollywood Bowl" da verdiği başarılı koserlerle de ünü tüm
dünyaya yayıldı ve yurt dışı konserlerine başladı. Kendisine "İnka
Prensesi", "Peru'lu diva", "egzotik müziğin
kraliçesi", "Dünyanın en egzotik sesi" gibi lakaplar takılan
Sumac tüm 50'ler boyunca dünya turneleri, plak kayıtları yaptı birçok filmde
oynadı ve sonunda kendisine "Dünyanın 8.ci harikası" da dendi.
Şarkılarını
eski Peru dilinde ve İspanyolca söyleyen Sumac İtalya turnesi sırasında aslında vokal yorumlamaya fazla
açık olmayan İtalyanca arya ve şarkıları da büyük bir cesaretle yorumladı.
Bunlardan "Sihirli Flüt" ve "Ay Işığı Sonatı"nı yorumladığı
zaman 20 dakika ayakta alkışlanmıştı. Kendiyle yapılan röportajda soyunma
odasına gelen ünlü bir İtalyan sopranonun kendisinden kendi müzik türüne geri
dönmesini rica ettiğini, opera müziğini yapmaya devam ederse kendisi ile
rekabet edecek hiçbir İtalyan sopranonun kalmayacağından yakındığını
söylemiştir.[1]
1961'de 2 haftalık bir
turne için gittiği Sovyetler
Birliği'nde aşırı yoğun talep üzerine tam 6 ay kaldı. Dönüşte
kocasından ikinci ve son kez boşandı. 1970'lerin başında birkaç
hayranının ısrarı ile "Miracles" (mucizeler) adlı bir psychedelic müzik albümü
yaptı ancak beğenmeyip derhal piyasadan toplattı. Bu nedenle piyasada çok az
olan 1971 tarihli bu albüm
hayranları ve koleksiyonerler arasında değerli bir meta haline gelmiştir.
https://youtu.be/n4niH1RVvwU
Yma Sumac'ın 5 oktava
kadar çıkan ses aralığının diğer sopranolarla karşılaştırılması.
·
Voice of the
Xtabay (1950)
·
Flahooley (1951)
·
Legend of the Sun
Virgin (1952)
·
Inca Taqui (1953)
·
Voice of the Xtabay
& Inca Taqui
·
Mambo! (1954)
·
Legend of the Jivaro
·
Amor Indio (1957)
·
Fuego Del
Ande (1959)
·
Recital (1961)
·
Miracles (1971) Yma
Rocks! (1998) adıyla CD olarak tekrar basıldı.
·
Secret of the Incas
(1954) .... Kori-Tica
·
Omar Khayyam (1957)
.... Karina
·
Música de siempre
(1958)
·
Las Canciones unidas
(1960)
Yma Sumac kendi
albümlerinin birinin kapağında.
Yma
Sumac'ın birçok şarkısı filmlerin soundtrack'lerinde yer almıştı. Bunlardan
bazıları:
·
Omar Khayyam (1957)
"Lament" adlı şarkısı
·
Men with Guns (1997)
"Xtabay" adlı şarkısı
·
The Big Lebowski
(1998) "Ataypura" adlı şarkısı
·
Aprile (1998) "Bo
Mambo" ve "Gopher" adlı şarkıları
·
Dead Husbands (1998)
(TV) "Gopher Mambo"
·
Happy, Texas (1999)
"Gopher Mambo"
·
Ordinary Decent
Criminal (2000) "Gopher Mambo"
·
Confessions of a
Dangerous Mind (2002) "Gopher Mambo"
·
The In-Laws (2003)
"Gopher Mambo"
·
Rebound (2005)
"Hands Up"
·
Die Österreichische
Methode (2006) "Xtabay"
·
King of California
(2007) "Malambo No. 1"
TRT televizyonunda 1980'lerin başında Öztürk Serengil tarafından sunulan ve Türk komedi dünyasına Fatih
Mühürdar gibi pek çok ünlüyü kazandıran Gülünüz Güldürünüz adlı yetenek yarışmasının jenerik müziği Yma
Sumac'ın "Gopher" adlı mambo'suydu (Mambo! albümünde yer alır) ve Öztürk
Serengil şarkıyı söyler gibi yapıyor ve müzik eşliğinde garip dansını
yapıyordu.
[archiveorg KNERIPLAYLIST-YmaSumac-Mambo width=640
height=140 frameborder=0 webkitallowfullscreen=true mozallowfullscreen=true]
Çankırı'da
dünyaya geldi.
Ankara
Muallim Mektebi'nden mezun olduktan sonra ilkokul öğretmeni olarak görev yaptı.
Daha sonra dışardan bitirme sınavları yoluyla lise öğretmenliğine geçti.
Kastamonu Lisesi'nde Türkçe ve edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik yaptı.
İstanbul'da Kabataş Lisesi'nde de çalıştı. Sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü 1939 yılında tamamladı. Daha sonra
sırasıyla Galatasaray Lisesi'nde, Alman Lisesi'nde, Şişli Terakki Lisesi'nde ve
Harp Akademisi'nde edebiyat öğretmeni olarak görev yaptı.
İlk
şiiri 1923'de halk yolu dergisinde yayınlandı. Halk Edebiyatı geleneklerine
bağlı ve hece ölçüsünde çağdaş şiirler yazdı. 1940’dan başlayarak Çınaraltı,
Sanat ve Edebiyat, Hareket, Ün, Şadırvan, Edebiyat Dünyası gibi dergilerde
şiirleri yayınladı. 1969’da Galatasaray Lisesindeki görevinden emekli oldu.
1970’lerde şiirleri daha çok Varlık dergisinde görüldü.
Anadolu’yu
şiirlerinin ana teması olarak aldı. Yurt güzellemeleriyle tanındı. Yazdığı yurt
güzellemeleri şiirlerinde Erzurum, Eğin, Ilgaz, Isparta, Bursa, İstanbul, Konya
illerini çeşitli özellikleriyle tanıttı.
Güçlü
bir anlatıma ve duyarlığa sahip olan şiirleri ancak 1970'lerden itibaren
kitaplaşmaya başlamıştır.
Zeki Ömer Defne, Aralık 1992'de yaşama gözlerini
yumdu.
Zeki
Ömer Defne, Puya’lar – I, Sessiz Nehir
Sesin gelir And dağları'ndan ağrı
ima Sumah!
ima Sumah!
Beş oktavdan aydınlanır ufkumuz:
Turuncu, sarı, yeşil, mavi, beyaz
Her sabah.
Her sabah.
Açıp pencerelerini And dağları'na karşı
Her sabah
Her sabah
"Doğan Güneş Şarkısı" söyler misin,
Ağarırmış bütün dünya dağları..
Uyanırmış eski çağlardan Örfe,
Sonra beş oktavdan doğarmış güneş:
Turuncu, sarı, yeşil, mavi, beyaz.
Turuncu, sarı, yeşil, mavi, beyaz.
Öyle mi İma Sumah?
Benim de bir şarkım var sencileyin:
Benimki "Batan Güneş Şarkısı" İma
Sumah!
Bir deniz şehrinde oturmaktayım,
Bir deniz şehrinde oturmaktayım,
Söylüyorum bu şarkımı her akşam,
Ama sade bu sulara vuruyor benim şarkım
Hem de kızıl, mor, siyah.
Hem de kızıl, mor, siyah.
N’olursun ima Sumah
Kapatıp pencerelerini And dağları'na karşı
Bir akşam da benim şarkımı söyle!
Duysun tâ eski çağlardan Poseidon,
Ve kararsın beş oktavdan bütün dünya suları:
Sarı, turuncu, kızıl, mor ve siyah.
Sarı, turuncu, kızıl, mor ve siyah.
Olur mu İma Sumah?
**
Sen verdin bana
bu gözü, bu kalemi:
Onunla görüyorum
güllerin ötesini.
Onunla yazıyorum
bu ilkyaz sabahına
Kalbimde dirilen
bir bülbülün ötmesini.
Sen verdin bana
bu gözü, bu kalemf!
Sen verdin bana
bu ruhu, bu esini:
Sanki içimde bir
açık Arpej şişesi daima,
Ve bir sesler
duyuyorum hep "Yâ Yohanna, yaz!" diye,
Yazmalara
yetişemiyorum seni ama. (1
Sen verdin bana
bu ruhu, bu esini!
Sen verdin bana
bu mit, bu masal çağlarını:
Sende eriştim bu
Kastalia Kaynağı'na, (2
İçtikçe susadım,
içtikçe sarhoş!
Sunar doluyu bir
yandan Erato, bir yandan Arvağ. (3,4
Sen verdin bana
bu mit, bu masal çağlarını!
Notlar:
1) Yohanna yahut Johennes: Tanrısal esin
başlayınca iki eliyle yazıp yine de yetişemediği rivayet olunan Hrıstiyan
azizi.
2) Kastalia
Kaynağı: Delphoi’da, suyundan içen şairi çoşturup ona şarkılar söyleten kaynak
3) Erato: Sevgi şiirleri ilham eden müz.
4) Arvağ: Türk Mitolojisinde ilham perisi.
Kaynak: Zeki Ömer Defne, Puya’lar – I, Sessiz Nehir, 1985,
Mayıs, İstanbul
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar