Kayıtlar

Evcil Hayvanları Mezara Gömmek

  Zamanımızda evcil hayvanlarına aşırı sevgiyle bağlananlar için, ölümleri halinde onlara bir mezar yeri hazırlamak veya aile kabristanına gömmek hakkında, bildiğim kadarıyla dini bir sıkıntı yoktur. Bu şekilde insanlar ölüm gerçeği karşısında fazla yıpranmamış olurlar. İhramcızâde İsmail Hakkı At Mezarları Ve Türbeleri At mezarları geleneği, dini olmayıp kültürel yapıyla ilgilidir. Daha çok Orta Asya geleneğinden devralınan bir alışkanlıktır. Arapça bir kelime olan  türbe “türab” veya “terb” kelimelerinden türemiştir.  Lügatta, toprak, topraklı yer, bir şeyi toprakla örtmek ve üstüne toprak saçmak manalarına gelen türbe kelimesi etrafı çevrilmiş yahut üstü örtülmüş mezar yerine de kullanılır. Ayrıca türbe kelimesi ziyaret edilen büyük zatların, evliyaların, şehitlerin, sultanların mezarları için de kullanılır. Türk-İslam mimarisinde çok yaygın bir yapı tarzı olan türbelere, cami, medrese, tekke ve zaviyelerin yanında  rastlanmaktadır. At mezarları geleneği, dini olmayıp  k

Hoş Geldin

Bir şeyler var seni bana mühürleyen, Önce hafif bir yağmur düşüyor gökyüzüme, Sonra gökkuşağı gözlerin beliriyor gözlerimin önünde, Anladım sen bu şehire bahar, Ömrümün mühürlü kaderisin... Nefes almak bile seninle huzurun adresi, Ah benim gülüşü ömürlük yârim, Ellerin cehennem ateşi, Öpüşün cennetin yasak meyvesi, Gözlerin ömrümün doğan güneşi. Artık söylemeliyim; Hoş geldin sevgilim, Hoş geldin kadınım... Sen benim eksik yanımı tam edenimsin, Her kapının aşka çıkışı, Her gülüşün cennetin anahtarı. Ne olur bakma öyle, Alışık değilim ben kalp ritmimin değişimlerine, O yüzdendir gözlerimin gözlerine değmemesi. Ah benim gülüşüyle yeniden hayat bulduğum, Gözlerimin son adresi, Mutluluğun adı, Aşkın en güzel tadı, Kalan ömrüme nefes bildiğim; Hoş geldin hayatıma, Hoş geldin kaderime, Hoş geldin sevgilim kalan ömrüme... Mutluluğu tarif edemem ama, Adres olarak seni gösterebilirim. Sen benim hayatın karşıma çıkardığı, En güzel hediyesisin. İyi ki hayatımdasın, İyi ki kadınımsın... Evet, artı

Emine Işınsu

DOSTOYEVSKİ /Andre Suares den Vecdi Bürün

Dostoyevski’ye Dair Geçen asrın ortalarından asrımızın başına kadar Rus edebiyatında görülen psikolojik realizmin şüphesiz ki, en kuvvetli temsilcisi Dostoyevski’dir. Ondokuzııncu asrın başında Fransız ve daha önce Alman romantikleri, insanın duygular dünyasını heyecanların diliyle anlattılar. Aşkımızı, aşkın kendi diliyle canlandırdılar. Sonraki Fransız realistleri ise hayatımızın sefil gerçeğini, yarayı dışından neşterleyen hekimin tarafsız gözüyle aydınlattılar. Sefaletin felsefesini yaptılar. Asrın insanı hakkında evrensel görüşler ortaya koyan Balzac , Zola , Flaubert gibi sanatçılar, insanlıktan insana geçileceğini umuyorlardı. Onlardan belki sadece ışık ve ilham alan Rus yazarları, insanı tanımak için doğrudan doğruya insandan işe başlamanın zorunlu olduğunu anlayanlardır. Onların eserlerinde cemiyet olaylarıyla tabiat dekorunun ikinci planda kaldığını görüyoruz. Ele geçirilmeğe değerli olan bölge onlarca insan ruhudur. Bu sanatçılar arasından, benzeri görülmemiş bir ihti