Print Friendly and PDF

Ahmed-i Muhtâr, Aşk Madenidir

 



XLIV

Dosta kim acır? Gene dost. Hastanın ahını kim duyar? Gene hasta.

Esirgeyici baharın gözyaşları nerde ki dikenin eteğini güllerle doldursun?

*           İnsafsız güzden, lezzetleri yıkanı çok anın sözünü duy.

*           İki kişinin ikincisi mağarada olursa, mağara cennet kesilir insana.

Âşıkın ahı göğü bile deler geçer; âşıkların feryatları hor, hakir bir şey değildir.

Gökyüzü âşıklar için döner; şu dönen gök kubbenin dönüşü aşkladır, aşk içindir;

Ne ekmekçi için, ne demirci için; ne dülger için, ne koku satan için.

Gökyüzü mademki aşk için dönüyor; kalk, biz de dönmeye koyulalım.

* Şanında, sen olmasaydın yaratmazdım denen, ne dedi bak; Ahmed-i Muhtâr, aşk madenidir.

Bir zaman da âşıkların çevresinde dönelim; niceye bir şu leşin, pisin çevresinde döneceğiz?

Fakat göz nerde ki âşıkları görsün? Halbuki onlar kapıdan, duvardan baş çıkarmışlar.

Kapı da sır söylemede, duvar da; ateş de hikâye anlatmada, su da, toprak da.

Hepsi de terazi gibi, arşın gibi, mehenk taşı gibi dilsiz, fakat çarşıda pazarda kadılık etmede, hüküm vermede.

A âşık, yürü, sen de gök gibi dön; sözü de boşla, söylemeyi de.

 

 

Kaynak: Cilt 5

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

 

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar