Print Friendly and PDF

Senin Güzelliğine Gölgeyim Artık…Ne Yaparsan Onu Yaparım

 


XXV

Bezen on perde-i nûşin ki men ez nûş-ı tu mestem

Bedeh ey Hâtem-i meston kedeh-i zeft be destem

Vur o tatlı perdeyi, senin o tatlı perdenle sarhoşum... ey sarhoşların Hâtem’i, elime koca sağrak sun.

Hele a sarhoşların sâkîsi; kavgaya girişmişim de ansızın ama bilmeden birkaç kadeh kırmışım; kızıp da yüzünü çevirme benden.

Kendisine yüzlerce testi sunulanın kadehi kırılmış; nesi azalır ki? Senin gibi ben de yoka, yokluğa tapmadayım; kır gitsin varlık şişesini.

Kimsin diye sorma bana; sun o altı yönlü kadehi... sarhoş oldum mu kimim, ne biçim kimseyim, görürsün.

Şaraba tapma yüzünden sarhoşluk denizine daldım gitti. senin arkandan sıçradım, denize daldım; artık şaşırıp kalmışsam ne arıyorsun beni?

A hoca baba, hiç çekinmeden sun bugün. gussanın damarını kopardım; gamdan, gussadan kurtuldum gitti.

Senin güzelliğine gölgeyim artık; ne yaparsan onu yaparım; yersen yerim, oturursan otururum.

Öylesine sarhoş bir davulcuyum ki sarhoş bir halde meydana çıkmışım; davulumu da bayrak gibi, tuğ gibi mızrağın ucuna bağlamışım.

Yolda yok olup gitmişsen sus; çünkü yokluk susturur adamı. değil mi ki varlıktan kurtulduk, tekrar varlığa çekme bizi.

 

 

Kaynak: Cilt 7-2

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar