Taş Kesilmiş Gönül, Senin Utancını Gördü De Eridi, Su Oldu
XCI
A utancından yüzü gül gibi kızaran, neden
çekiniyorum ben, senden mi, utancından mı?
Gül bahçesi, yüzünü gördü de yüzlerce renge
boyandı, ne diye utançtan gül gibi yüzün kızarıyor senin?
Sevdadan yüz binlerce hırka diktim, türlü tedbirlere
başvurdum, fakat utancın bir anda hepsini de yaktı gitti.
Utancının arı duru olanı, aslı, mayası, gayb
perdesinin ardında; şu görünen utancın, gül bahçesine benzeyen yüzüne dökülen
tortusu onun.
Taş kesilmiş gönül, senin utancını gördü de
eridi, su oldu; yarabbi, bu nedir, utancın, aklı başında olana neler etti?
Senin utanç
dağlarına düştü de taştan, topraktan ibaret olan dağ, kan kesildi, adı da lâ’l
oldu.
Kaynak:
Cilt 2
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar