Print Friendly and PDF

Yüzün, Ben Her An Geceleri Aydınlatan Işığım

 



LVIII

Evet, ben kavga ettikçe, inat edip durdukça sen de ayak dire kavga et. Fakat senin kavgandan, gürültünden, kaçacak kadar zebun değilim ben.

Yanıma gelmedin de hileyle uykuya daldın, öyle mi? Uyursan vallahi bu şarabı üstüne dökerim.

Ey mücessem kutluluk, sun kadehi bana. Beni çabuk yola salmaya kalkışma, çok geç kalkarım yerimden.

*            Yüzün, ben her an geceleri aydınlatan ışığım demede; saçların da ben her an miskler damlatan nâfeyim diye bahse girişmede.

*              Ey yasemin tenli güzel, on sekiz kadehten aşağı kabul etmem. Yumuşak ol, halim ol ey sert, ey öfkeli sevgili.

Ey hadden artık lûtuf, bir güzelce kucakla beni. Kucağında ölürsem kıyamette dirilmem ne de hoş, ne de lâtif olur.

Şarap sun, şu lâtifeyi, şu şuhluğu bırak. Çeyize kapılmamışım, o gelinin sarhoşuyum ben.

Ben senden nar gibi, ateş gibi bir şarap istiyorum, sen tutuyor koca kazanı önüme sürüyorsun; ne vakte dek kazan çevresinde dolaşıp duracağım; kepçe değilim ya.

*                Ne anıran eşeklere benzerim, ne sidiğe âşıkım, ey Mesîhler hemdemi, keşişlerin şarabından sun bana.

*             Sus, mürâî değilsen aşkı dinle. Diyor ki: Ben Rüstemlerin dostuyum, edepsizlerin değil.

 

Kaynak: Cilt 1

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI


Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar