Kenzül Menâm
Yazan:
Seyyid Süleyman El Hüseyni
RÜYA NEDİR?
Hadisi şeriflerde açıklandığı gibi ilim adamlarının
çalıştıkları ve düzenledikleri şekliyle rüyalar üç kısma ayrılır:
1. Rahmanî rüyalar
Allah Teâlâ Hazretleri tarafından dünyada uyku
hâlindeyken kuluna sevinç veya tembih içeren, gösterilen rüyalardır.
2. Şeytanî rüya
Uyku zamanı, dünya uykusunda şeytanın işaretiyle
görülen İslam’a şeraite zıt, çirkin, korkunç ayrıca dinlerin ve şeriatın
dışında olan rüyalardır.
3. Açıklama ve karışık rüya
İnsanın fazla yemesinden kaynaklanan (karışık
rüyalar, rüyaların yorumuna girer) midesindeki dolgunluktan ya da sıtma gibi
bir hastalığın tesirinde olan veya gündüz işlerinden dolayı zihnin
meşguliyetinden dolayı görülen karışık rüyalardır. Tabir bilginlerinden İbni-Sirin
Rahmetullah, değerli bir rüya âlimi, Allah rahmet eylesin, demiştir ki sağ
tarafı üzerine yatan bir insan Allah Teâla emriyle rüya görür. Eğer ki beyin
ve mide bu duruma müsait ise gösterilen rüya iyi ve gerçek rüyalardır. Görülen
bu rüyalar er geç ortaya çıkar. Sol tarafına veya arka üstü yatarak uyuyan kimsenin
görmüş olduğu rüyalar, ruhlar tarafından gösterilmiş olup bunların ekserisi
zamanı geldiğinde ortaya çıkar.
Yüz üstü yatan kimsenin görmüş olduğu rüya ise
karışık söylentiler ve rüyalar olup kesinlikle
ehemmiyetsizdir ve ortaya çıkmayacağını bildirir.
Rüya bilimcilerinin devamlı beyanlarına göre sıhhati
en kuvvetli olan rüyalar ilkbahar ve yaz mevsimlerinde görülen rüyalardır.
Sonbahar ve kış mevsimlerinde görülen rüyalar ise daha zayıftır. Sabaha karşı
ve öğle uykusundaki rüyalar pek çabuk meydana çıkarlar. Gecenin ilk
vakitlerinde görülen rüyalar ise er geç ortaya çıkan 20 yıl gecikse bile
muhakkak çıkacağı bildirilen rüyalardır. Mesela Hz. Yusuf’un (A.S.) rüyası tam
20 yıl sonra ortaya çıkmıştır.
Rüya, bazen rüya sahibinde bazen de evladında
kardeşinde torununda ortaya çıkar. Bu rüyanın çıkması uzun bir müddet sonra
gerçekleşse de rahmanî dolayısıyla hâlis bir rüyadır.
Rüya tabiri şeriatta makbul ve şerefli
ilimlerdendir. Rüyalar şeriatın da bir bilgi şeridi ve dalıdır. Buna işaret eden
ayeti kerime ve hadisi şerif pek çoktur. Birçok âlim bu konuda anlaşmışlardır.
“Rüya, yer ve gök arasında bağlılık olup
yorumlandığı zaman o yorum üzerine düşer” buyrulmuştur. Böylece yorum ve yol
gösteren rüya meselesi önemlidir. Bazıları “rüya tabiriyle sakat (Düşmek,
bozulur manasında)“ olur demişler ise de bu, daha çok usulüne uygun kalmak
suretiyle doğru yapılacak tabir ile mümkündür. Rüya tabirlerinin doğru olması
gerekiyor. Yoksa tabir bilmeyen cahil ve kötü insanlara rüya tabir ettirilmemeli,
onlardan izahat alınmamalıdır. Çünkü Mısır azizinin gördüğü rüya evvel emirde
götürdüğü, rüyalardan mana çıkartanların karışık söylentiler ve rüyalardır
demeleriyle düşmemiş, Hz. Yusuf (aleyhisselam) tabiri ile aynen görünmüştür. Kısacası
bilgisiz insanların yaptığı izahat bir yanlışlıktır. Burada Hz Yusuf örnek
verilebilir, onun tabir ettiği rüyalar aynen meydana çıkmıştır. Rüyalar herkese
anlatılmaz ve herkes de rüya yorumlamasını bilemez. Bu bir ilim dalıdır.
RÜYA YORUMLAYANIN NİTELİKLERİ
Rüya yorumlayan nasıl olmalıdır? Rüya
yorumlayan haber veren rüya bilimcisidir.
Rüya yorumlayan kişinin bilgin, ilmi ilme açık
olan, zeki, yalandan uzak, iyi işler yapan, diyanet bilgisi olan, sıfat sahibi,
usule tabire vakıf, tabire ve rüya sahibinin durum ve mevkisine her anlamda Kuran
ayetleri ve hadisi şerif bilgisine dayanarak konuşan ilim adamlarının bütün
bilgilerine sahip olması icap eder.
Rüya yorumlayan kişi, rüya sahibinin hâl ve
şanını nazarı dikkate alarak rüyayı yorumlamalıdır. Mesela bir padişahın ya da
vezirin görmüş olduğu rüya ile aynı rüyayı bir fakirin bir esnafın görmesi farklıdır,
bu rüyayı birebir herkese aynı şekilde yorumlamak doğru değildir. Çünkü bir
şehzadenin beyaz bir ata binmesi onun padişah olacağını işaret ettiği hâlde bir
fakirin beyaz ata binmesi padişah olmasını değil onun bir iyilik görmesine ve
ailesine nimet bulmasına işaret eder. Rüya yorumlayan kişi, bu gibi hususları
ayrıntıları ile bilmeli, ona göre yorumlamalıdır.
İnsan görmüş olduğu rüyayı her rastgelene
söylememeli anlatmamalıdır. Görülen her bir rüya, rüya yorumlayana dahi
söylenemez ve yorumlattırılmaz. Özellikle düşmanına kendisini sevmeyene
kıskançlık edene asla yorumlattırılmaz ayrıca yorumlattırmak da uygun değildir.
Rüyayı yorumlayacak olan insanların iyiye yormaları, iyi niyetliye
yorumlattırmaları lâzımdır yahut bir tabirnameye bakılarak gördüğü rüyaya yakın
bir tarife göre yorumlamalıdır. Dünyada görülmesi muhtemel olan her bir rüyayı
tabirnamelerde arayıp bulmak imkânsızdır. Çünkü milyonlarca görülen rüyaların
tabirnamelere yazılması imkânsızdır.
Bir kimse çirkin ve korkulu bir rüya
gördüğünde uykudan uyanınca sol tarafına iki defa ‘’tu tu“ söyleyerek
euzubillahi mineşşeytanirracim okuyarak Yarabbi rüyanın şerrinden sana
sığınırım demesi gerekir. Böyle bir rüyayı kimseye söylememeli ve onu tabire
kalkışmamalı:
Bazen insan gördüğü rüyayı uyku hâlindeyken
(rüya içerisinde) başka birine rüyayı anlatarak yorumlatır, bu yorum doğru ve halistir.
Uyandıktan sonra rüya yorumlayan kişiye anlatmaya yorumlatmaya gerek yoktur.
Görülen rüyanın rahmanî veya şeytanî yahut
fesada uğramış mana yani ehemmiyetsiz, manasız rüya olup olmadığını fark etmemiz
için dikkat edilecek taraflar vardır.
Cenabı Hak ve büyük peygamberlerin arş, gök
katında olan kürsü, cennet ve cehennem, ashabı kiram, büyük âlimler, Beyt’ül Mukaddes,
Beyt’ül Haram, Kuran-ı Kerim ve mukaddes kitapları ve hadisi şerif gibi dinen
makbul ve saygı gören şeylerden birini içeren rüyalar rahmanidirler. Bunlar iki
kısımdır: Biri tebşir yani müjde diğeri de teshir yani korku içeren rüyalardır.
Cenabı hak bu rüyalar ile kullarını ya ahrete veya dünyaya ait bir haber ile
müjdeler ya da sonunun azap olacağını, ıstırabı emreder.
Rahmani rüya, karma karışık olmayıp açık ve
aşikâr görülür. Ayrıca uyandığı zaman tamamıyla hatırda kalmış olur.
“Peygamberliğin kırk altı cüzü’nden biridir.
Allah Teâlâ’nın kullarına uykuda vahyidir” buyrulmuştur.
Bilgili Müslüman hayırlıdır, makbulü bilendir
ve yasak edilmiş veya hoş olmayan beğenilmeyen kötülükten bozukluktan uzak
duran, ibadet eden ve bütün kötülüklerden kendini koruyan, iyilik sahibidir.
Müslümanları ibadete ve hayra teşvik etmeyen kötülüklerden alı koymayan kötü
ahlaklara yol gösteren iyilikten uzak rüyalar, şeytanî rüyalardır. Bunların
bazıları meydana çıktığında yorumlanır. Kötülüğü, inancımız her daim reddeder,
rüya da bunun bir yansımasıdır. Kötülükten men eden, Allah yolunun ışığında yol
alan, şeytana uymayan bu tip insanların rüyaları muhakkak görünür ve ortaya
çıkar. Ancak rüyalar daima hayır ile tabir edilmelidir. Şeytanî rüyalarda
dikkat edilecek taraf karmakarışık olmamaları ve zihni fevkalade meşgul eden
şeylere temas etmemeleridir. Kısacası şeytanî rüyalarda insan, beyninde ne
taşır ise rüyası da onu yansıtır, şeytanî bir ruh taşıyorsa rüyaları da şeytanîdir.
GÜNLÜK MEŞGULİYETLERLE İLGİLİ RÜYALAR
Karmakarışık, günlük meşguliyetlerle temas
ettiği şeylerle alakalı ve uyandığı zaman da zihinde hayal meyal hatırlanan
rüyalardır. Günümüzde şuur altı denilen bu tür rüyaların yorumlanmasına gerek
yoktur. Örneğin gün boyu bir çocuğun kediyle meşgul olması elbette ki rüyasında
da onunla meşgul olması gibi yine karnı aç yatan bir kimsenin rüyasında yemek
yemesini istemesi ya da suya ihtiyacı olan bir kimsenin rüyasında buzlu sular
görmesi, şerbetler içmesi günlük meşguliyetlerle ilgili rüyadır.
RÜYA TABİRLERİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN BAZI ÖZELLİKLER
Rüya tabirleri zaman, mekân, iklim, memleket,
kavimler ve milletler itibariyle değişmektir. Rüya bunlar dikkate alınarak
anlatılmalıdır. Böylece rüya yorumlayan kişi, rüya sahibinin hâl ve şanını
dikkate aldığı gibi mevsimi, zamanı, mekânı, iklimi, kavmi ve memleketi de
dikkate alarak rüyayı ona göre yorumlamalıdır. Mesela rüyalar mesleklere
ailelere ve mevsimlere göre anlatılmalı ve bu hususa dikkat edilmelidir.
Gecenin başlamasında görülen rüyaların geç,
sabaha karşı görülen rüyaların erken çıkacağı gibi bahar ve yaz rüyaları da kış
ve sonbaharda görülen rüyalardan önce meydana çıkar. Bundan başka mevsimde faydalı
olan şey zamanının dışında zararlı olur, bu, rüyada güvenilirdir. Yaz zamanında
kış mevsimine ait tufan yağmurları, karlar, fırtınalar, şiddetli soğuklar gibi
görülen rüyalar hayra işaret etmez. Lakin aynı rüyayı mevsiminde zamanında
görür ise hiçbir sakıncası yoktur.
Şehir:
Sıcak bir memlekette şehirde kar, buz, soğuk, şiddetli yağmurlar
görülmesi ve görülüyorsa bu memleketin kötü, çirkin bir hâl alacağına zararlı
bir değişimin ve sıkıntının olacağına işaret eder. Rüya yorumlayan kişi
kendisine nakil edilen rüyayı, bulunduğu şehre, konuma, mevkiye, yaş ve hayatına
göre yorumlamalıdır. Her rüyada herkese yorumlanmamalıdır.
Örneğin bir Hıristiyan’ın rüyasında kendisini
kilisede ibadet ederek görmesi, onun için hayra işaret eder, hâlbuki bu rüyayı
bir Müslüman’ın görmesi, hayra işaret etmez. Anlaşılacağı üzere yorumlar âdetlere
kavimlere yerlere inanca milletlere devletlerin bulunduğu mevki ve yerine göre
yorumlanırken bu hususlar nazarı dikkate alınmalıdır.
Rüya yorumlayan kişinin kuvvetli zekâsı
olmalıdır. Müslüman olan bir kişinin minbere ve minareye çıktığını görmek, onun
bir velayet ve büyük bir makama geçmesine işaret eder. Aynı rüyayı bir hamalın
görmesi ancak çalışmış olduğu işinde kalfalık gibi bir işe yükseleceğine işaret
eder. Bir vali muavinin bunu görmesi valilikte yükseleceğini işaret eder. Yani
her kim bu rüyayı görür ise yükselmesine işaret eder diye yazılmıştır.
Kitap Boyutu büyük olduğu için İNDİR ererek bakabilirsiniz.
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar