Print Friendly and PDF

Şu Kadehimi Kırsa Da Ben Gam Yemem

 


Kirik


XLII

A canım, kadehimi kırdı benim, yanında, omzunda bir sakarlık var; amma ne çıkar bundan, bunca sarhoşun toplandığı bir yerde bir kadehin sözü mü olur?

Şu kadehimi kırsa da ben gam yemem; o sâkînin koltuğun altında bir başka kadeh var.

Topraktan yaratılmış beden bir kadehtir, cansa arı duru şarap. Bana bir başka kadeh bağışlar, zaten bu kadeh kusurlu.

Öylesine vefalı bir sâkî ki sevgiden, acıyıştan bir külâh giymiş başına. Öylesine bir sâkî ki elbisesinde merhametten, yumuşaklıktan yama var.

Düşüncelere, gamlara dalmış gönüle neşe verir, ferahlık bağışlar; göz kapağında kıl bitenin gözüne iyi bir görüş verir.

Şu pencereye oturup da bu evi bekleyen, koruyan akıl, bilgisi varsa, buyruk tutuyorsa gider de onun kapısına döşenir, toprak kesilir.

Padişahın yüzünü gören, nasıl olur da yutulur, oyunu kaybeder? Bal denizi kesilen, nasıl olur da acılaşır?

Onun abıhayatından baş çeken kişi yaşayış kaynağında yüzlerce ölüm bulur, yüzlerce ecele çatar.

Güneş, her burçta kutludur, güzeldir amma debdebesi, saltanatı Hamel burcundadır.

Tanrı aşkının sûretinden başka ne gördüysem yarısı yalan geldi bana, yarısında da düzen var.

Fazla, eksik, bunca lâkabını söyledim amma o derece eşi, örneği yok ki yüzlerce örnek getiriliyor da gene anlatılamıyor.

 

Kaynak: Cilt 2

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar