Gölge Gibi Yok Oldum, Güneşin Işığında Yokluğa Erdim
CVII
Hocam,
esenlik sana, ben sefere gitmeye niyetlendim; gökyüzü damından gizlice bir
geçit, bir yol buldum.
Can,
ta madenine, aslına kadar gitmeyi kurdu; bakış kudretini bana bağışlayan yerde
gözüm.
İşte şimdicek sel, meylettiğim yere sürüp götürüyor beni; o
denizin ayrılığıyla ciğerim ne de yanmıştı, ne de kavrulmuştu.
Türk’çesine
hakanın tapısına kadar oynaya oynaya at süreceğim, çünkü otağ kadar geniş,
büyük, yüzlerce kemer verdi bana.
Gölge
gibi yok oldum, güneşin ışığında yokluğa erdim de o yüzden Ay gibi daima onun
ardında gezip dolaşmadayım.
La’l
gibi onun hararetiyle, onun ışığıyla bambaşka bir parıltım var, bambaşka bir
aşkım var.
Kabuğum
şöyle dursun özümü, içimi bile kırsa gene ben hem özüm, içim, hem terütazeyim;
kamış gibi beni kırsa bile yüzlerce şekerler var bende.
Selvi
gibi, süsen gibi hem ayağım bağlı, hem hürüm; taş gibiyim, demir gibiyim,
gönlümde kıvılcımlar var.
A
gönlümdeki dilber, edebim, ârım elden gidiyor; fakat senden elde edip bağrıma
bastığım şey, yeter bana ebediyyen, yeter.
A benim efendim, sabrım tükendi, çıkma gönlümden, uzaklaşma
benden, beni uzaklaştırma kendinden; çünkü ayrılıktan zarar görüyorum
Ey
aşk, geliyorum diye bağırdın, haber verdin, buyur, gel; senden çekinirsem artık
kiminle düşer kalkarım, kiminle rahat, huzur bulurum?
Ölsem
de tabutun içine girsem gene gıdam senin sevgindir; görünüşte insanım, insan
kılığındayım amma melek gıdasıyla gıdalanmadayım.
Efendi, ne de kutlusun sen; şendeki güzellikler herkeste olsaydı,
herkes dudaklarını öpebilseydi senin, herkes dudaklarından bahsedebilseydi...
Geceleri seni anmadayım, senin hikâyelerini söyleyip durmadayım ben
Ey
deniz huylu, cömert padişahlar padişahı, geri kalanını artık sen buyur, sen
söyle; ben sedef gibi ağzımı yumdum, yâni içimde inci var demek istiyorum.
Kaynak:
Cilt 2
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar