Hem Ağlayıp İnliyorum, Hem de Hastayım
CIV
Şu
suçumdan asla tövbe etmem; hattâ bu işten, bu olaydan tövbe edenden de uzağım
ben.
A
benim canım, Mecnun Leylâ’nın aşkından tövbe
etmedi, halbuki bende, benim sırlarımda yüzlerce Leylâ’nın, yüzlerce Mecnun’un
aşkı var.
Nasıl
başsız-ayaksız, önsüz-sonsuz bir aşk bu ki âşıkım, maşûkum; hem ağlayıp
inliyorum, hastayım, hem de hastanın derdine dermanım.
*
Uçup kaçan düşünce bu yanıp yakılmış âşıktan
kaçtı gitti; çünkü ben gâh daracık bir kafesim, gâh Ca’fer-i Tayyar.
Kaynak:
Cilt 2
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Hastalandım mı
Canıma Yüzlerce Faydalı İlaçsın, Yüzlerce Devâ
CXV
Eger ser-mest eger mahmûr bâşem
Mihil k’ez meclis-i tu dûr bâşem
İster sarhoş olayım, ister mahmur; bırakma
beni, uzak kalmayayım meclisinden.
Mezarda bile olsam seni anınca yüzüm, can
kıblesinden ışıklanır.
* Yoksa Sûr’un üfleneceği zamanı beklesem
mezarın dibinde nasıl sabrım, kararım kalır?
Hastalandım mı canıma yüzlerce faydalı
ilaçsın, yüzlerce devâ.
Deniz gibi acıysam senin incin yüzünden gene
tatlılaşırım.
Gam gece gibi bütün dünyayı kaplasa, sen doğ
a benim sabahım, doğ da yardım bulayım ben.
Gündüz sensin; ben de gündüzün görünen bir yıldızım;
meşhur olursam şaşılmaz buna.
Senin gibi ışığın öncüsüyüm; o yüzden bütün gündüz arayanlar
benimle neşelenir.
Beni nekesliğinden değil de oturup rahat edeyim, gizleneyim diye
mahmur bırakıyor, şarap la mahmurluğumu gidermiyorsun.
* Akrebinden ayrı kalayım diye balık gibi gizliyorsun beni.
Balarısı gibi bala gark o lduktan sonra a ay yüzlüm, akrebin
sokmasından ne gam.
Sustum; fakat aşk, mızraplarıyla tambur olmamı istiyor,
Kaynak:
Cilt 6
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Efendim, Rûhum, Hastalandım
cxv
Sana sitemlerim
var, neden böylesin sevgili? Hastayım, gücüm kuvvetim yok, ne diye gelmezsin,
beni görmezsin?
Çok sarardığımı,
sapsarı olduğumu gördün de beni öldü sandın; birisinin eşi dostu sen olursan
nasıl ölür o?
, ateşler içinde
cayır cayır yandım da gelip halimi hatırımı bile sormadın, ey sıhhatim, devâm,
iniltilerimi duymadın bile.
Çok çekindim,
uzun müddet sabrettim, fakat bugün de nazın, nazeninliğin aslına naz etmeye
başladım.
Bu gece ay
doğunca can ilacım gelir; ey zahmet, ey elem, demirden yapılma bir burç bile
olsan muma dönersin.
Gece, bu kulun
halini, hatırını sorar, vaktin gecikmesinden korkmaz; gece de o koca sağrak
yokken, hiçbir meze bulunmazken sarhoş olur gider.
Ey feryat, niceye bir sürüp
gideceksin? Çiy tanelerinden de fazlasın, bu değersiz kula sen de pusu
kurmuşsun.
Kaynak:
Cilt 1
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Gücüm Kuvvetim Yok, Ayrılıktan Hastayım Dedim; Hadi Dedi
XX
Ne kıyın var,
ne kucağın, amma gene de kucakla bizi, Allah da bilir, âşıkı okşamak, onun
gönlünü almak ayıp değildir.
Ne
ucun var, ne bucağın, ey aman bilmez deniz; kıyıya vurmazsın, aman nedir,
bilmezsin sen.
Ay yüzünü
âşıklara gösterdiğin geceden beri herkes kararı olmayan gökyüzüne döndü,
kimseciklerde ne huzur kaldı, ne karar.
Üstünlük,
lûtuf, ihsan denizinin feyzinden başka hiçbir şeyde ümidimiz yok; çünkü senin
övüş incilerini saçmamıza imkân yok.
Senin havana
düştük, aşka girişmeni, debdebeni, saltanatını gördük de öylesine bir şaşırdık
kaldık ki elimiz hiçbir işi tutmuyor.
Bir bey
göster ki o tutsak olmasın sana? Bir arslan göster ki o av olmasın sana?
Yüzlerce
tuzaktan ercesine sıçrayıp kurtulmuş, uçup kaçmış kuşlarız, fakat senin tuzağın
öylesine tuzak ki ordan uçup kaçmanın mümkünü yok.
Aşkının
elçisi, sabah şarabı sunan sâkî gibi geldi çattı, o mahmurluk vermeyen şarabı
sundu bize.
Gücüm
kuvvetim yok, ayrılıktan hastayım dedim; hadi dedi, hemencecik, özür getirecek
çağ değil şimdi.
Bahaneler
icat etmiyorum, halimi gör; zârı zârı ağlamıyorsam, perişan bir halde değilsem
özrümü kabul etme.
Cefa
gürültüsüyle iş işten geçti, öyle bir hale geldim ki artık ölüm ânı bu, şarap
içme zamanı değil dedim.
Halini unut
da iç dedi, çünkü âşıkların ne irâdeleri vardır, ne ihtiyârları ellerindedir.
Rahattan da,
eziyetten de, kendini anıştan da geçmedikçe seni vuslat yakınlarının yanına
almazlar, oraya varmaya yol vermezler sana.
Şu şarapla su
serp de akıl fikir tozu yatışsın; çünkü aşk ayından başka ne varsa hepsi de
tozdur topraktır ancak.
Kaynak:
Cilt 2
Mevlânâ
Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI
Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.
Yorumlar