Print Friendly and PDF

Sen Çöle Yüz Tut, Çöl Kurtulmuştur Ondan

 



X
XXV

Zihî mey k’onderon destest heyhât

Ki akl-ı köll bedo mestest heyhât

Eyvahlar olsun, elindeki şarap nasıl bir şarap; Akl-ı Küll bile onunla sarhoş olmuş gitmiş.

Gönlü öyle yücelere çekip götürüyor ki, orda Zühal’in mızrağının ucu bile pek aşağı kalıyor, eyvahlar olsun.

Eyvahlar olsun; bu mecliste kendinden geçen, y akından da geçer, eşinden dostundan da.

Zümrüdüanka gibi Kafdağı’nın yücesinde uçar; dağ bile huzurunda kemer bağlar, hizmetine koşar.

Eyvahlar olsun, kırılmamış şişe binlerce eli,ayağı yaralamış.

Bana sabret, daha yavaş davran diyorsun; sabrın, yavaşlığın da yeri mi?

O pîre bir kadeh şarap sun da dik şuraya; eyvahlar olsun, buraya bir de pîr gerek;

Hele bütün pîrliklerin, bütün tecrübelerin canı olan akıl olursa... Hani, özü de pek hoştur, buraya da pek lâyıktır o.

Bütün dünya, o sonsuz bağdan, o uçsuz bucaksız bahçeden koparılmış bir gül demetidir.

Bir gül demeti, eyvahlar olsun, tezce solar; sen çöle yüz tut, çöl kurtulmuştur ondan.

Çek şarabı, bir güzelin adıyla ki pek güzel, pek seçkindir o.

Eyvahlar olsun; nice kanlar vardır boynunda, aklın bile gerdanlığını çekmiş, koparmıştır o.

Saçlarının büklümleri, miskin kârına kesat vermiş, pahasını düşürmüş gitmiştir.

Sustum, susarak bana sun şarabı; çünkü gönül, yazıklar olsun ki söze bağlı.

 

Kaynak: Cilt 6

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar