Print Friendly and PDF

Senin Güzel Adın Anılınca Ölü Bile Dirilir, Mezardan Çıkar

Bunlarada Bakarsınız

 


CCLIII

Gel, gel ki sen, günlerin eşsiz, örneksiz güzelisin; kardeşsin, babasın, anasın, sevgilisin, gönül huzurusun sen.

Senin güzel adın anılınca ölü bile dirilir, mezardan çıkar; kardeş bu kadar güzel ada-sana sahip olmak, lâf değildir.

Tanrı’nın lûtfusun, rahmetisin; sana kaçanı, sana sığınanı, eğriliğine, hamlığına bakmaz, kabul edersin.

İnada kalkışır, savaşa, girişir, böylece ömür sürer giderim, fakat bu da aptallıktan; çünkü sen, ne öldürürsün beni, ne huzura kavuşturur, yaşatırsın.

Hiçbir şekle sığmazsın ya; fakat sığdığını kabul etsek ne de gül gibi boy atmış bir dilber olursun.

Gâh ayrılığa düşürürsün, çare öğretirsin; gâh elçi gönderirsin, yolladığın habere can kesilirsin.

Gönül penceresinden mum ışığı vurdu mu, geceleri yol alan şu gönül bilir, anlar ki damın üstündesin sen.

* Aşkın lezzetini tam alabilmek için gölgeyle güneşin bir olmasını istiyorum; meramım, maksadım bu.

Olmayacak şeyi arıyorum, olmayacak işin peşine düşmüşüm; bu suçumla beni ne bir bilgin kabul ediyor, ne bir bilgisiz.

Sen de olmayacak şeyi dinlemezsin, olmayacak şeye inanmazsın; sen irâdeni akıllara, yorulması güç düşlere vermişsin, git, git işine.

Fakat canlara hükmeden padişahlar padişahından bir tat alsaydın Tanrı sofrasına gözü açık otururdun, vehimlere kapılmazdın.

Hekimlerin hekiminden bir ilaç alsaydın da içip sindirseydin, iki dünyanın da olmayacak şeylerini benim gibi içer, sömürürdün.

Tebriz doğusunun sırrına var, Şemseddin’e doğru salına salına git; çünkü sen iki dünyanın memleketlerine Mirrîh yıldızı gibi ışıklar saçmadasın.

 

Kaynak: Cilt 3

Mevlânâ Celâleddin-Divân-ı Kebîr-Hazırlayan : Abdülbâkiy GÖLPINARLI

Not: Bazen Büyük Dosyaları tarayıcı açmayabilir...İndirerek okumaya Çalışınız.

Benzer Yazılar

Yorumlar